Procter&Gamble CEOsu Saffet Karpat, özel hayatına ve P&Gye dair pek çok konuda MediaCate konuştu.

Procter&Gamble CEOsu Saffet Karpat, özel hayatına ve P&Gye dair pek çok konuda MediaCate konuştu.
P&G reklam konusunda genelde ürünleriyle ön plana çıkan bir şirket. Bu kadar büyük ve kurumsal şirketlerin reklam stratejileri biraz hantal olarak tabir ediliyor. Fakat bu sene Cannesda iki ödül aldı P&G reklamları. Türkiyede de stratejide bir değişiklik olacak mı? Bugüne kadar yapılan ve artık reklam klişesi denebilecek bazı ürünlerinizin reklamlarında yaratıcılığı ne derece savunuyorsunuz?
Burada da sonuçta iyi fikirler yaratılıyor. P&G dünyanın en büyük reklamverenlerinden ve en büyük marka değerlerinden biri. Seneler boyunca test edilmiş, sonuç odaklı bir reklam planlaması yapılıyor. Pek çok yeniliğe de öncülük etti P&G; gerek outdoor, gerek internet, gerekse televizyonda. Esneklik veya çabukluk anlamında değil ama hedef kitleye ulaşma konusunda bu kadar başarılı olmasa, bugün dünyanın en büyük markalarından biri olamaz. Bugün ortaya koyduğumuz pazarlama teknikleriyle tüm dünyada lider konumdayız. Yenilikçi olmanın gerekliğine elbette ki inanıyorum. Ben her zaman yaratıcılığı destekliyorum.
P&Gnin Türkiyedeki 20. yıl kutlamaları kapsamında değişik bir iletişim stratejisi planlıyor musunuz?
Uzun zamandır güvenirliliği kanıtlanmış reklamlarla yola devam ediyoruz. Bizim için önemli olan hedef kitleye ulaşmak. Pek çok test, araştırma sonucu belirliyoruz tüketicinin eğilimlerini. Reklam anlamında değil ama 20. yılımız için kutlamalar kapsamında Sezen Aksu konserlerine sponsor olduk. Tüm Türkiye çapında. Vanda bir konser verilecek, ücretsiz. Bu bizim için önemli. Bunun dışında da çok uzun yıllardır sürdürmekte olduğumuz sosyal sorumluluk projeleri devam edecek.
Gençken hedefleriniz arasında CEO olmak var mıydı? Buraya geleceğinizi düşünmüş müydünüz?
İnsan gençken hayaller kuruyor tabii ki. Ama böyle bir kariyer yapacağımı düşünmemiştim.
Keşke başka bir iş seçseydim dediğiniz, pişman olduğunuz oldu mu?
Geriye bakıp pişmanlık duyan birisi değilim. Keşke şöyle yapsaydım, böyle yapsaydım demem. Sonuçta her şey bir karar vermekten geçiyor. Yaptığım, yaşadığım işin yüzde 90ı beni mutlu ettiğine göre genelde doğru kararlar vermişim. Yaptığınız iş sizi tatmin ediyorsa tamamdır. Severek yapıyorum işimi ben. İnsanın moralinin bozulduğu noktalar oluyor elbette ama kişilik olarak sevmediğim bir işte çalışacak biri değilim. İllallah! diyecek gibi olsaydım, mutlaka bırakırdım.
Bize her konuda içtenlikle yanıt veren Karpatın röportajının tamamını ve ilham veren hayat hikayesini MediaCat Eylül sayısında okuyabilirsiniz.
Here you'll find all collections you've created before.