Pera Müzesi, 20’nci yılına özel hazırlanan “Bütün O Sanat” film programıyla sinema ve sanatın kesişimindeki unutulmaz yapımları izleyiciyle buluşturuyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 20’nci yılı kapsamında Pera Film’in hazırladığı “Bütün O Sanat” programını sinemaseverlerle buluşturuyor. Müzenin kültürel diyaloğu teşvik eden yaklaşımından ilham alan seçki, sinema ile sanatın farklı disiplinleri arasındaki etkileşimleri ele alıyor.
Carlos Saura, Bob Fosse, Derek Jarman ve Chantal Akerman gibi usta yönetmenlerin filmlerinin yer aldığı, sanat temalı yirmi yapımlık program, 15 Ekim–18 Ocak tarihleri arasında Pera Müzesi Oditoryumu’nda izlenebilecek.
Programda yer alan filmler ise şöyle:
Yönetmen: Laura Poitras
Katılımcılar: Nan Goldin, David Velasco, Megan Kapler, Marina Berio
Laura Poitras’ın Venedik Film Festivali’nde büyük ödül Altın Aslan’ı kazanan belgeseli, yakın dönem sanat tarihine ve politik mücadelelere ışık tutan güçlü bir tanıklık niteliğinde. Dünyaca ünlü fotoğrafçı Nan Goldin’in hayatına ve sanatına odaklanan film, sanatçının Amerika’daki opioid krizinin baş aktörlerinden Sackler ailesine karşı yürüttüğü kampanyayı da gözler önüne seriyor. Bu çarpıcı belgeselde, Goldin’in 1980’lerden bu yana kuir toplulukları, yakın çevresini ve kendi yaşamını belgeleyen ikonik fotoğrafları, sanatçının ve yakınlarının anlatılarına eşlik ediyor.
Yönetmen: Giorgio Diritti
Oyuncular: Elio Germano, Oliver Ewy, Leonardo Carrozzo, Pietro Traldi
Berlin Film Festivali’nde prömiyer yapan ve başrol Elio Germano’ya En İyi Erkek Oyuncu Ödülünü kazandıran film, İtalyan ressam Antonio Ligabue’nin zorlu yaşamını ve sanatı keşfetme yolculuğunu takip ediyor.
Çocukluğunu İsviçre’de yokluk içinde geçiren Ligabue, İtalya’ya gönderildikten sonra da uzun yıllar dışlanmış bir hayat sürer. Ligabue böyle hislerle dolu iç dünyasını, sıradışı hayvan resimleri ve otoportreleri aracılığıyla ifade etmeye başlar ve zamanla 20. yüzyılın en özgün ressamlarından biri hâline gelir.
Saklanmak İstiyordumYönetmen: Chantal Akerman
Oyuncular: Aurore Clément, Helmut Griem, Magali Noël, Hanns Zischler
Anna bir yönetmendir. Bu mesleği neden ya da nasıl seçtiğini asla tam olarak bilmeyiz; ama bu seçim, sürekli yolda olmasına, gezgin ve göçebe bir hayat sürmesine neden olur. Adeta bir seyyar satıcı gibi filmlerini tanıtmak için bir şehirden diğerine seyahat eder. Karşılaştığı insanlar ve duraklar, ayakta kalmaya çalışan genç bir kadının portresini yavaş yavaş açığa çıkarır.
Yönetmen: Miloš Forman
Oyuncular: F. Murray Abraham, Tom Hulce, Elizabeth Berridge, Roy Dotrice
Miloš Forman’ın sekiz dalda Oscar ödüllü başyapıtı Amadeus, sanatın ve dehanın sınırlarını sorgulayan görkemli bir biyografi filmi. Peter Shaffer’in aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan film, olağanüstü yeteneğiyle parlayan Wolfgang Amadeus Mozart ile ona karşı kıskançlık ve rekabet duyguları besleyen besteci Antonio Salieri arasındaki çatışmayı odağına alır. 18. yüzyıl Viyana’sının görkemli atmosferinde geçen ve Salieri’nin gözünden aktarılan hikâye, bir dâhinin ışığını gösterirken insan ruhunun karanlık yanlarını da açığa çıkarır.
Yönetmen: Berna Gençalp
Katılımcılar: Feride Çetin, Deniz Türkali, Ece Dizdar
Yönetmen Berna Gençalp bu ödüllü belgeselinde, Türkiye sanat tarihinin önemli figürlerinden ressam Mihri Hanım’ın izini sürüyor. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan çalkantılı bir dönemde yaşamış Mihri Hanım, Sanayi-i Nefise Mektebi’nin (Kız Güzel Sanatlar Okulu) kurulmasına önayak olmuş, bu okulda yöneticilik yapmış, atölye derslerini vermiştir. Böylece, kız öğrencilerine sanat yolunu açarken kendi hayatında kalıpları yıkan cesur adımlar atmıştır.
İzleyiciyi hem kişisel hem de kolektif hafızanın katmanlarında dolaştıran film, Mihri Hanım’ın yurtdışındaki sanat çevreleriyle kurduğu bağları, önemli tarihsel figürlerle temaslarını ve sanat dünyasında kadın olarak verdiği mücadeleyi gözler önüne seriyor.
Yönetmen: Mati Diop
Katılımcılar: Lucrèce Hougbelo, Parfait Vaiayinon, Didier Sedoha Nassangade
Berlin Film Festivali’nde büyük ödül Altın Ayı’ya layık görülen Dahomey, belgesel türünün sınırlarını genişletirken, bir heykelin sesiyle yola çıkan mistik ve şiirsel yaklaşımıyla mekânsal ve zamansal sınırları da zorluyor.
Dahomey, 19. yüzyılda Fransa’ya kaçırılan Dahomey Krallığı’na ait 26 kraliyet hazinesinin, Paris’teki Musée du Quai Branly’den Benin’e geri dönüşünü izleyen çarpıcı bir anlatıyı izliyor. Hazinenin geri dönüş yolculuğu; kültürel hafıza ve aidiyet gibi kavramların tartışmaya açıldığı zengin bir deneyime dönüşüyor.
Yönetmen: Kogonada
Oyuncular: John Cho, Haley Lu Richardson, Parker Posey, Michelle Forbes
Indiana’nın açıkhava müzesi niteliğindek işehri Columbus’da geçen hikâye, babası komada olan Jin ile annesine bağımlı bir yaşam süren Casey’nin tesadüfi karşılaşmasını merkeze alır. Şehrin modernist mimari yapılarının ortasında kurulan bu birliktelik, karakterlerin kendi hayatlarına dışarıdan bakabilmelerine imkân tanır. Zarif sinematografisi ve dingin temposuyla film, mekân ile insan arasındaki ilişkiyi sorgulayan şiirsel bir deneyim vadediyor.
Yönetmen: Wim Wenders
Katılımcılar: Pina Bausch, Regina Advento, Malou Airaudo, Ruth Amarante
Wim Wenders’in, modern dansın en büyük isimlerinden Pina Bausch’a saygı duruşu niteliğindeki belgeseli, Bausch’un Wuppertal Tanztheater topluluğuyla sahneye koyduğu unutulmaz koreografilerden bölümleri perdeye taşıyor. Film, topluluktaki dansçıların tanıklıkları eşliğinde Bausch’un sanat dünyasındaki derin etkisini görünür kılıyor; sahneden şehrin sokaklarına ve doğaya taşınan dans sahneleriyle bedenin şiirsel anlatım gücünü gözler önüne seriyor. Berlin Film Festivali’nde prömiyer yapan Pina, En İyi Belgesel dalında Oscar’a aday gösterilmişti.
PinaYönetmen: Jean-LucGodard
Oyuncular: Brigitte Bardot, Jack Palance, Michel Piccoli, Giorgia Moll
Jean-Luc Godard’ın başyapıtlarından Nefret, sanat dünyasının arka planında geçen bir aşk ve yabancılaşma hikâyesini anlatır. Genç senarist Paul Javal, ünlü yönetmen Fritz Lang’ın çektiği Odysseia uyarlamasında senaryoyu yeniden yazması için Capri’ye davet edilir. Ancak yapım sürecinde yaşanan anlaşmazlık ve çatışmalar, Paul ile eşi Camille’in ilişkisini de zedelemeye başlar.
Yönetmen: Carlos Saura
Katılımcılar: Antonio Gades, Cristina Hoyos, Juan Antonio Jiménez, Carmen Villena
Usta yönetmen Carlos Saura’nın sinema ile dansı buluşturan başyapıtı Kanlı Düğün, İspanyol edebiyatının efsanevi ismi Federico García Lorca’nın aynı adlı oyunundan uyarlanmıştır. Filmde, ünlü dansçı ve koreograf Antonio Gades’in topluluğu sahneye çıkar ve Lorca’nın tutku, kader ve ölüm üzerine yazdığı bu trajediyi bedenleri aracılığıyla yeniden anlatır.
Saura, tiyatro ve sinemayı iç içe geçirerek, izleyiciyi bir prova sürecinin içerisine davet eder. Kamera; dansçıların hazırlıklarını, kostümlerini ve beden dillerini yalın bir estetikle takip ederken Gades’in koreografisi Lorca’nın dizelerini görsel ve ritmik bir dile dönüştürür.
Yönetmen: Derek Jarman
Oyuncular: Nigel Terry, Sean Bean, Gary Cooper, Dexter Fletcher
Derek Jarman’ın radikal biyografi filmi Caravaggio, 17. yüzyılın kural tanımaz ressamı Michelangelo Merisi da Caravaggio’nun hikâyesini işler. Gerçek ile kurmaca, tarih ile dönemin çağdaş estetik anlayışı arasında geçişler yapan film; ölüm döşeğindeki ressamın, hayatını ve sanatını gözden geçirme deneyimi üzerine kuruludur. Jarman, Caravaggio’nun ışık ve gölgeyi devrimci bir şekilde kullanan resimlerinden ilham alarak, benzer bir görsel dünya yaratır. Ressamın modellerle olan ilişkileri, aşkları, şiddet ve arzu dolu yaşamı, tablolarındaki dramatik kompozisyonlarla iç içe geçer.
Yönetmenler: Fax Bahr, George Hickenlooper, Eleanor Coppola
Katılımcılar: Dennis Hopper, Martin Sheen, Marlon Brando, George Lucas
Karanlığın Kalbi, Francis Ford Coppola’nın sinema tarihine damga vuran başyapıtı Kıyamet’in zorlu yapım sürecini perde arkasından anlatan çarpıcı bir belgesel. Filipinler’in tropik ormanlarında gerçekleşen çekimler süresince; bütçe sorunları, kasırgalar, sağlık problemleri ve oyuncu krizleri (Marlon Brando’nun geç gelişi, Martin Sheen’in kalp krizi gibi) prodüksiyonu defalarca tehlikeye sokar. Coppola’nın hırsları ve kendi üzerinde kurduğu yoğun baskı, yönetmen ile filmi arasında şiddetli bir çatışma yaratır. Filmin çekimleri sırasında Eleanor Coppola’nın kaydettiği özel görüntüler ve günlüklerinden beslenen film, bir sanat eserinin yaratım sürecinde yaşanan kaosu, saplantıları ve yaratıcılığın bedellerini gözler önüne seriyor.
Karanlığın KalbiYönetmen: Bob Fosse
Oyuncular: Roy Scheider, Jessica Lange, Ann Reinking, Leland Palmer
Bob Fosse’un otobiyografik öğeler taşıyan ve Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan filmi, sanatçının yaratıcılık ile yıkım arasındaki ince çizgide yürüdüğü çarpıcı bir müzikal.
Ölümün Beşinci Safhası, ünlü Broadway koreografı ve yönetmen Joe Gideon’un bitmek bilmeyen üretme arzusu, enerjisi ve yıpratıcı yaşam temposuna odaklanır. Fosse’un kendisiyle hesaplaşması niteliğindeki yapıt, müzik ve dansın enerjisini kara mizahla birleştirirken; şöhret, bedenin sınırları ve ölüm üzerine son derece etkileyici bir anlatı ve görsel dünya sunuyor. Film, göz alıcı koreografiler, gösterişli sahne tasarımları ve başroldeki Roy Scheider’in olağanüstü performansıyla, neredeyse yarım asrı devirmesine rağmen sinema tarihinin en etkileyici müzikallerinden biri olarak güncelliğini koruyor.
Yönetmenler: Joel Coen, Ethan Coe
Oyuncular: John Turturro, John Goodman, Judy Davis, Michael Lerner
Coen Kardeşler’in Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleri kazanan filmi, Hollywood’un altın çağını kara mizah ve kâbus estetiğiyle deşifre eder. 1940’larda geçen film, New York’lu genç oyun yazarı Barton Fink’in Hollywood’a davet edilişini ve orada yaşadığı yaratıcı tıkanmayı konu alır. İlham arayışındaki Fink, kaldığı tekinsiz otelde tuhaf komşusu Charlie Meadows ile tanışır; bu ilişki kısa sürede paranoyak bir gerilime dönüşür. Coenlerin kara mizahı ile Kafkaesk atmosferini birleştiren film, sanatsal üretim süreçlerinin sancılarını, özgünlük ile sektörel beklentiler arasındaki çatışmayı ve Hollywood’un “arka odalarını” grotesk bir dille anlatıyor.
Barton FinkYönetmen: Márta Mészáros
Oyuncular: Zsuzsa Czinkóczi, Ágnes Csere, Anna Polony, Jan Nowicki
Macar sinemasının öncü kadın yönetmeni Márta Mészáros’un Cannes’da Jüri Büyük Ödülü kazanan filmi Çocuklarıma Günce, otobiyografik öğelerle örülü güçlü bir büyüme hikâyesi.
Film, II. Dünya Savaşı sonrası Sovyetler Birliği’nden Macaristan’a dönen genç Juli’nin, baskıcı siyasi rejim altında kimliğini ve özgürlüğünü bulma mücadelesini anlatır. Mészáros, bu filmde kendi gençliğini yansıtan karakter Juli’yi bir tür otobiyografik alter ego olarak kurar. Baskıcı rejim altında yalnızca kimliğini değil, sanatçı kimliğini de inşa etmeye çalışan Juli’nin gözünden aktarılan hikâye; aile, aidiyet, devlet otoritesi ve bireysel özgürlük gibi evrensel temalara eğilir. Mészáros’un sinemasında sıkça görülen kadın deneyimine odaklanma, burada da kişisel olanın politikayla iç içe geçtiği etkileyici bir anlatıya dönüşür.
Yönetmen: Márta Mészáros
Oyuncular: Zsuzsa Czinkóczi, Ágnes Csere, Anna Polony, Jan Nowicki
Márta Mészáros’un otobiyografik Günceler üçlemesinin ikinci filmi olan Sevgililerime Günce genç Juli’nin hikâyesini işlemeye devam eder. Çocuklarıma Günce isimli ilk filmde Sovyetler Birliği’nden Macaristan’a dönüşünü izlediğimiz Juli, bu kez Moskova’ya dönerek sinema eğitimi almaya başlar.
Film, bir yandan Juli’nin sanatçı olma yolculuğunu ve sinemayla kurduğu bağı anlatırken, diğer yandan genç bir kadının aşk, özgürlük ve kimlik arayışını işler. Mészáros, Juli karakteri aracılığıyla kendi sinema yolculuğunu da görünür kılar: Sinema, burada bir meslekten öte, hayatta kalma, direnme ve kendini ifade etme biçimi olarak öne çıkar.
Sevgililerime Günce, 1987 Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı – Jüri Büyük Ödülü’ne layık görüldü.
Sevgililerime GünceYönetmen: Márta Mészáros
Oyuncular: Zsuzsa Czinkóczi, Ágnes Csere, Anna Polony, Jan Nowicki
Márta Mészáros’un otobiyografik üçlemesinin son filmi Anne ve Babama Günce, 1956 Macar Devrimi’nin gölgesinde genç Juli’yi takip eder. Moskova’da eğitim görürken devrim haberini alan Juli, Kasım ayında ülkesine döner. Resmî ideolojinin “karşıdevrim” olarak damgaladığı bu halk ayaklanmasını kendi gözleriyle tecrübe eder; arkadaşları tutuklanır, János kaçak durumuna düşer, birçok insan Avusturya’ya sığınmaya çalışır.
Film, bu çalkantılı dönemi yalnızca bir politik kriz olarak değil, aynı zamanda bir genç kadının kişisel olgunlaşma ve sanatsal kimliğini inşa etme süreci olarak da ele alır. Juli, ailesine duyduğu özlem ve kayıpların ağırlığıyla yüzleşirken, sinema tutkusu aracılığıyla kendi sesini bulmaya çalışır.
Yönetmen: Nelson Pereira dos Santos
Oyuncular: Grande Otelo, Jece Valadão, Malu Maia, Haroldo de Oliveira
Brezilya sinemasının öncülerinden Nelson Pereira dos Santos imzalı Rio, Kuzey Bölgesi, samba müziğinin tutkulu dünyası ekseninde bireysel ve toplumsal bir hikâye anlatır. Brezilya tarihinin en dokunaklı filmlerinden olan yapıt, yoksul mahallelerde yaşayan ve şarkılarını duyurmak için mücadele eden besteci Espírito da Luz’un hayatına odaklanır. Espírito’nun eserleri ünlü şarkıcılar tarafından seslendirilse de o kendi emeğinin karşılığını alamaz. Film, sanatçının adaletsizliklerle geçen yaşamını ve Brezilya müzik kültürünü sahici bir bakışla yansıtırken toplumdaki sınıfsal eşitsizlikleri de görünür kılar.
Yönetmen: John Cassavetes
Oyuncular: Gena Rowlands, John Cassavetes, Ben Gazzara, Joan Blondell
Amerikan bağımsız sinemasının usta isimlerinden John Cassavetes, Açılış Gecesi’nde sahne ışıklarıyla içsel karanlığı arasında sıkışıp kalan bir oyuncunun portresini çizer. Filmde, unutulmaz bir oyunculuk performansıyla usta aktris Gena Rowlands, yeni oyunun prömiyerine hazırlanan ünlü oyuncu Myrtle Gordon’u canlandırır. Bir hayranının trajik ölümüyle sarsılan Myrtle, yaşlanma korkusu, yaratıcılık kaygıları ve kişisel çöküşle boğuşurken sahneye çıkma cesaretini yeniden bulmaya çalışır.
Yönetmen: Ali Asgari
İranlı yönetmen Ali Asgari, ülkesine döndükten sonra pasaportuna el konulup ev hapsine alınır; çektiği filmlere ve arşivine devlet tarafından el konmuştur. Asit Bulutlarının Üzerinde, bu koşullar altında üretilen kişisel bir direniş filmi. Kamera, yönetmenin dört duvar arasında sıkışmış hayatını gösterirken, aynı anda yönetmenin hayal gücünün ve hafızasının kapılarını açıyor. Asgari’nin zihninde annesinin sesi, kız kardeşlerinin hikâyeleri, Roma’da geçen yıllar ve yıldızlarla dolu eski gökyüzü yeniden canlanıyor.
Programa dair tüm ayrıntılı bilgilere Pera Müzesi’nin resmi internet sitesi üzerinden ulaşılabiliyor.
Here you'll find all collections you've created before.
