Neden icra fikrin kendisinden önemlidir?

Joe Sedelmaier tam manasıyla bir kontrol delisi ancak buna karşın olabildiğince de üretken. Sedelmaier, henüz çocuk yaşta etrafında olup bitenleri 8mm kamerasına kaydettiğini söylüyor. Bir süre önce Advertising Hall of Fame’e dahil edilen televizyon reklamlarının ünlü yönetmeni “Söyleyecek sözüm yoktu ama ne olursa olsun bir şeyler söylemek isterdim” diyor.

Sedelmaier 16mm kamerasıyla birlikte ses kayıt cihazını da aldığındaysa bu durum değişmiş ve canının istediği her şeyi yapabilir olmuş. “Filmi çeker hatta fotoğraflarsınız. Böylelikle elinizde dilediğiniz gibi kesebileceğiniz bir malzeme olur. Sonra keser, bu sayede süreci görürsünüz. Başından sonuna kadar tüm yaratıcı süreci yaşarsınız. Bir kez olsun böyle bir şey yaptıysanız da bir daha asla geri dönemezsiniz. İnanın bana, bu benim için her şey demek.”

Joe reklam filmleri çekmeye başladığında orada işlerin böyle yapılmadığını kısa sürede anladığını söylüyor. “Yönetmensiniz, peki tamam. Ama siz işinizi bitirdikten sonra ajans gelip işinizi teslim alıyor ve kendilerine aynı işte çalışmak üzere farklı bir editör buluyor.” Buster Keaton gibi komedyenler hakkında okuduğunu söylüyor Sedelmaier: “Keaton kendi stüdyosundayken harika işler yapmıştı. Fakat daha sonra MGM için çalışmaya başladı ve birden bire, her şeyi ışık şefinden tutun da editoryal departmandan birçok farklı kişiye göstermek durumunda olduğunu gördü.”

Fikrin icrasının fikrin kendisinden daha önemli olduğuna inanıyor Joe Sedelmaier. “Keaton’ın bir yerlerden düştüğünü okumak hiç de eğlenceli değil. Ama adam bu fikri uyguladığında bu gayet iyi çalışıyor.”

Storyboard’lardan hoşlanmayan bir yönetmen

Bunların yanı sıra, Joe pek de storyboard hayranı sayılmaz. O ve Şikago’dan bir temsilci -Marty Bass- Sedelmaier Film Productions’ı kurmuş ancak çok kısa süre içinde temel bir anlaşmazlık içine düşmüşlerdi. Joe, “Marty şehirdeki tüm ajansları ve ajans insanlarını tanırdı -bu iyi bir şey idiyse de benim yapmak istediğim tipte bir iş değildi. Çünkü böyle olduğunda büyük ajanslar elinize bir storyboard tutuşturur ve ‘Bunu yapıyorsun. Müşteriye bunu sattık’ derler” diyor.

Joe’nun en meşhur reklam filmleri (FedEx’in hızlı konuşan adamı ve Wendy’s için yaptığı Where’s the Beef) asla bir storyboard’a bağlı kalınarak yapılamazdı.

Ally & Gargano (FedEx’in o dönemki ajansı) hızlı konuşan adam rolü için John Moschitta’yı önerdiğinde Joe onun çok genç ve fazlasıyla girgin olduğunu düşünüyordu. Ancak Joe, karakteri dosdoğru önüne bakan ve hiçbir şey için hiç kimseyi beklemeyen insanlardan biri olarak görmüştü. Moschitta’ya biraz daha yaşlı görünmesi için bir bıyık takıp eline de bir kalem veren Joe ona “dosdoğru önüne bakmasını, robot gibi olup kıpırdamamasını” tembihledi. Ve bu da çok iyi çalıştı. “Reklamı komik kılan, hızlı konuşan adamın etrafındaki ona yetişmeye çalışan insanlardı” diyor Joe.

Cast seçimine mutlaka dahil olun

Wendy’s reklamında başrolde gördüğümüz Clara Peller, daha önce Joe tarafından birçok kez kullanılmıştı. Joe onu bir adama manikür yapılan bir sahneyi çekerken keşfetmişti. Bir eline manikür yapılırken öbür elinin boş kalmamasını isteyen Joe ikinci bir manikürcü istemiş, ekip elini attığı ilk manikürcüyü sete getirmişti. Bu da Clara’ydı. “Oturmuş işini yapıyordu. Çekim nihayet bitti ve bana dönüp ‘N’aber tatlım?’ dedi” diyor Joe.

Where’s the Beef ilk etapta Fluffy Bun (pofuduk ekmek)’dı. “Genç bir çift hamburger sipariş ediyor ve önlerine gelen ekmeğe bakıp ‘Bu büyük bir ekmek. Bu pofuduk bir ekmek’ diyordu. Sonra ekmeği kaldırıyor ve altında küçücük bir et buluyorlardı. Bu fikri hiç komik bulmadım” diyor Joe.

Genç çiftten kurtulup bu repliği şeker mi şeker yaşlı teyzelere bırakmak konusunda markayı ikna eden Joe sonrasında Clara’yı züccaciye dükkanına giren fil kontenjanından kadroya katmış. Clara’dan “Where is all the beef?” demesini isteyen Joe, kadının koah rahatsızlığından sebep bunu söylemeyi başaramadığını söylüyor.

“Where’s the beef’teki fikir neydi? Çok ufak bir şey. Diğerlerinden daha çok etimiz var diyorduk o kadar. Reklamın çalışmasını sağlayansa Clara’ydı. Gidip başka bir yaşlı kadına söyletebilir ama aynı sonuçları alamazdınız. Bunu sıklıkla söylüyorum ama casting… Cast seçimine mutlaka bir şekilde dahil olmalısınız.”

Kontrolle birlikte sabır da Joe’yu başarıya götüren bir başka değerdi.”Bu bir gecede olacak şey değil. Sebat etmeli, işe asılmalısınız. Sonra bir bakmışsınız, olmuş.”