Haz yolculuğu şehirde başlıyor

Dondurma kategorisinde fark yaratan marka deneyimi Magnum, “haz” kavramını yeni nesil tüketim alışkanlıklarına adapte ediyor.

Magnum Bakery - Lansman
The Magnum Ice Cream Company<br /><noscript><img decoding=

The Magnum Ice Cream Company
Pazarlama Direktörü
İrem Şancı

Dondurma, hızlı tüketim ürünleri (FMCG) arasında öne çıkan ve her geçen yıl büyüyen bir kategori. Magnum da bu alandaki en güçlü markalardan biri. Magnum’un bu kategorideki konumunu nasıl tanımlarsınız?

Dondurma, FMCG içinde en dina­mik ve büyüme potansiyeli yüksek kategorilerden biri. Tüketiciyle güçlü bir bağ kurarken, artık dört mevsime yayılan bir tüketim yapısına sahip. Kategorideki çeşitlilik ve yenilikler, tüketicinin de deneyim beklentisini sürekli yukarıya taşıyor. Türkiye’de kişi başı dondurma tüketimi yıllık 5,1 litre seviyelerinde; bu oran Avrupa’da 13 litreye kadar çıkıyor. Bu da aslında Türkiye’nin gidecek yolu olduğunu gösteriyor ama aynı zamanda çok bü­yük bir fırsata işaret ediyor. Türkiye, dünya dondurma pazarında en faz­la adet satışı yapılan ülkelerden biri. Magnum ise bu dinamizmin en dik­kat çeken premium markalarından. Yalnızca bir ürün sunmakla kalmıyor, tüketiciye “haz” ve premium bir de­neyim vaat ediyor. Günümüzde ise bu stratejiyi sadece lezzet üzerinden değil, duyusal deneyimler yaratarak yeni nesil tüketicilerin yaşam tarzına adapte ediyoruz.

Çubuklu dondurma kategori­sinde oldukça güçlü markalara sahipsiniz. Bu kategorideki ko­numunuzu ve Magnum’un mar­ka portföyündeki yerini nasıl tanımlarsınız?

Çubuklu dondurma kategorisinde geniş bir marka yelpazesine sahibiz. Cornetto, genç ve enerjik ruhuyla eğlenceyi; Snacking Kids kategorimiz ise ulaşılabilir fiyatlı ürünleriyle geniş kit­lelere hitap ediyor. “Haz” denildiğin­de akla gelen ilk marka olan Magnum ise bu portföyün en premium nokta­sı. Yıllardır tüketicilerimize yalnızca dondurma değil, bir deneyim ve “haz” sunuyoruz. Magnum ile tüketicimizle kurduğumuz bağ, dondurmanın çok ötesinde; bir yaşam tarzı, bir estetik anlayışı ve haz kültürü etrafında şekil­leniyor.

Magnum olarak “haz” kavramı­nı sadece bir tat değil, nasıl çok boyutlu bir deneyime dönüş­türdünüz? Bu stratejik süreçte Magnum Bakery’nin yeri nedir?

Hayata geçirdiğimiz Magnum Bakery projesi, Magnum’u yalnızca bir don­durma markası değil, estetikten ilham alan, duyusal olarak zengin ve çok kat­manlı bir deneyim markası olarak ko­numlandırma vizyonumuzun en güçlü yansımalarından biri oldu. Bu projeyle birlikte “haz” kavramını sadece don­durma kategorisinde değil, farklı gast­ronomi alanlarında da deneyimlenebi­lecek; yeme-içme kanallarına taşınan yeni bir deneyime dönüştürdük. “Haz”, Magnum’un DNA’sında uzun yıllardır var olan bir imza. Biz de bu imzayı daha da ileriye taşıyarak, Magnum’u tüm mevsimlere yayılan bir “haz yolculuğu” olarak konumlandırıyoruz.

Global bir proje olarak Mag­num Bakery’nin Türkiye’de başlamasının markaya kattığı değer ve bu konseptin stratejik işlevi nedir?

Magnum Bakery, bu yıl mayıs ayında Cannes Film Festivali boyunca Mag­num’un global lansmanında tanıtılan bir proje. Cannes’dan sonra, konseptin Türkiye’ye çok uygun olduğunu dü­şünerek hayata geçirme kararı aldık. Dünyada hayata geçen ilk uygulamanın Türkiye’de olması elbette bizim için çok değerli.

Dünyada dondurmanın oyun ala­nını genişlettiği, farklı tariflerin içine girdiği ve bakery ürünleri veya kahve­lerle birlikte tüketildiği bir dönüşüm yaşanıyor. Bu değişimi ve Türkiye’nin genç ve dinamik tüketici profili ve ar­tizan kafe kültürüne olan ilgisini göz­lemleyerek, Magnum’u yeme-içme ka­nalına açma fırsatını stratejik bir giriş noktası olarak değerlendirdik ve tam da bu yüzden Bakery konseptini Tür­kiye’de hayata geçirmek için ideal bir zemin bulduk.

Bu konsept, yalnızca yeni bir ürün serisi değil; aynı zamanda Magnum’un “haz” felsefesini deneyim odaklı bir platforma taşıyan stratejik bir adım oldu.

Menüdeki ürünler Magnum’un uzmanlığıyla nasıl şekillendi? Farklı lokasyonlar ve hedef kit­leler için nasıl özgün tarifler ge­liştirildi?

Magnum Bakery ile lezzetin sınırla­rını genişletmeyi; sunumları, tasarımla­rı ve menüsüyle klasik anlayışı kırmayı ve Magnum’un uzmanlığını yeme-içme kanalına taşıyarak markayı farklı bir tüketim alanında konumlandırmayı hedefledik Magnum’un ikonik çikolata­sını bakery ve café dünyasıyla birleştire­rek, her biri kendi gastronomi kimliğine sahip partner mekanlarla birlikte özgün tariflerde buluşturduk. Bu iş birliklerin­de en önem verdiğimiz şey, her mekânın kendi karakterini yansıtan bir menüye sahip olmasıydı. Tek tip reçeteler yeri­ne, mekanların ruhuna uygun özel me­nüler oluşturuldu.

Hide Arnavutköy’de Pancookie ve Pavlova gibi özel tatlar, iki imza içecek­le birlikte menüye girdi. Origami Kru­vasan’da çıtır dokulu Magnum Badem Kruvasan, Magnum Dubai Kruvasan ve Magnum Karadut Böğürtlen Küp ile tatlı hazzı bambaşka bir deneyime dönüştü. Härman’da ise Magnum Matcha Cloud, Magnum Espresso Cloud ve Utopic Smoothie gibi özgün içecekler öne çıktı.

Hide, Origami ve Härman gibi farklı konseptlerle yürütülen iş birliklerinin Magnum açısından stratejik değeri nedir? Bu iş bir­likleri Magnum’un şehirdeki gö­rünürlüğünü, konuşulurluğunu ve tüketiciye dokunuşunu nasıl güçlendirdi?

Magnum Bakery iş birliklerini planlarken amacımız, Magnum’un premium ruhunu farklı topluluklara ve deneyim alanlarına taşıyacak, şehir kültüründe kalıcı iz bırakacak mekân­larla buluşmaktı.

Hide Arnavutköy, artizan ve este­tik anlayışıyla; Origami Kruvasan da yenilikçi tat kombinasyonlarıyla Mag­num’un deneyim vizyonunu destekle­di. Härman ise kahve kültürü ve yara­tıcı içecekleriyle Magnum Bakery’yi gündüz buluşmalarının vazgeçilmez bir parçası haline getirdi.

Bu iş birlikleri ve çeşitlilik sayesin­de, farklı zevklere hitap eden ve ortak “haz” felsefesi etrafında birleşen bir deneyim ağı oluştururduk. Her mekâ­nın özgün atmosferi ve kitlesiyle buluşarak hem markamızın görünürlüğünü artırdık hem de tüketiciyle olan bağı­mızı güçlendirdik.

Magnum Bakery’nin gördüğü ilgi ve yarattığı deneyimi düşündüğümüz­de, bu konseptin önümüzdeki dönem adımları neler olacak? İstanbul’daki üç lokasyonun ardından başka nerelerde karşımıza çıkacak?

İstanbul’daki üç farklı lokasyonda Magnum Bakery’nin lansmanını ger­çekleştirdikten sonra hem aldığımız güçlü geri dönüşler hem de konseptin taşıdığı potansiyel, bu deneyimi Tür­kiye’nin farklı şehirlerinde de tüketici­lerle buluşturma hedefimizi pekiştirdi.Aynı zamanda, Magnum’u yeme-içme kanalına açma ve kategori genişletme stratejimizin önemli bir parçası haline geldi.

İstanbul’dan sonra, İzmir, Çeşme, Muğla, Bodrum, gibi şehir ve sahil ke­simlerindeki potansiyel lokasyonları da belirleyerek hem hepimizin bildiği ve sevdiği kafelerle hem de lokal ar­tizanal mekanlarla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Tüm bu adımlar, Mag­num Bakery’nin çok yakında İstanbul dışında da tüketicilerimizin deneyim­leyebileceği, ses getiren ve haz dolu bir deneyim haline gelecek.

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.