Yepyeni dünyayı kimin kuracağını merak ediyorsanız, pusulayı fark yaratanlara çevirmeniz yeterli.
Brand Week Istanbul için bir araya geldiğimiz bu özel ayda, “Brand New World – Yepyeni bir Dünya” temasının heyecanını yaşıyoruz.
Bu tema, sadece yapay zekâyı, yeni mecraları ya da teknolojik devrimleri değil; köhnemiş sistemlerin tıkandığı bir noktada, radikal bir “yeniden inşa” zorunluluğunu işaret ediyor. Ancak tam da biz bu “yeni dünya”nın eşiğindeyken, haziran ayında yayınlanan Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 Global Gender Gap raporu, yüzümüze bir tokat gibi çarpıyor ve “eski dünya”nın karnesiyle yüzleşiyoruz: Küresel eşitlik için 123 yıla daha ihtiyaç olması bir yana, Türkiye’nin 148 ülke arasında 135’inci sıraya gerilemiş olması… Bu, basit bir istatistik değil, bir iflas ilanı. Özellikle “Ekonomik Katılım” ve “Siyasal Güçlenme” alanlarındaki bu keskin düşüş, bize tek bir gerçeği gösteriyor: Mevcut sistem, mevcut haritalar, mevcut zihniyet, Türkiye’nin potansiyelinin yarısını kadınları sistematik olarak denklem dışında bırakıyor.
Aylardır bu köşede altını çizdiğim tehlikeler, tam da bu iflasa işaret ediyordu. “Kapılar Kapandıysa, Kadınlar Açacak” derken, tam da bu ekonomik tıkanmışlığa çare olacak o sessiz potansiyelden bahsediyordum. Kadınları pasif tüketici koltuğunda oturtan o eski zihniyetin, sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük engel olduğunu söylemeye çalışıyordum.
“Meçhuliyete Veda” çağrısı yaparken, toplumsal meseleler karşısında meçhul vatandaş olmanın konforunu eleştiriyor, markaları ve liderleri inşa eden aktörler olmaya davet ediyordum. 135’incilik, işte o meçhul kalmanın, o hazırlıksız yakalanmanın acı bir “Birlikte Parlamak” için imece ve dayanışmaya ihtiyaç olduğunu söylerken, bireysel kibrin ve rekabetin tüm ekosistemi nasıl küçülttüğünü, yeteneklerimizi nasıl kaybettiğimizi vurguluyordum.
“Fikrin Işığında”da yaratıcılığın vasatlığa karşı verdiği mücadeleden bahsederken, sektörün anlam krizine ve cesaretsizliğe dikkat çekiyordum.
İşte bu yüzden, bu ayki Fark Yaratan Kadınlar dosyamız, bu karanlık tablonun ortasında bir teselli ikramiyesi ya da bir “kadınlara özel” bölümü değil; o, Brand New World temasının ta kendisi. Çünkü bu dosyadaki 15 kadının hikâyesi, bize o yepyeni dünyanın hangi işletim sistemiyle çalışacağını gösteren bir manifesto.
Onlar “fark yaratıyorlar” çünkü eski dünyanın çürümüş kodlarıyla çalışmayı reddediyorlar. Onlar, bizim iflas dediğimiz sistemin içinde, kendi başarı sistemlerini kurmuş durumdalar.
Nedir bu yeni işletim sistemi? Bu sistemde, erkek egemen bir sektörde en tepeye çıkmak kadar, o zirvede kalıp mühendislikten Ar-Ge’ye kadar diğer kadınların önünü açma sorumluluğu var. Bu sistemde, meçhul vatandaş olmak yok. Krizin ortasında sorumlu luk alıp, akademi ile sokağı birleştiren kamusal muhasebeler yapmak var. Bu sistemde, bireysel başarıyı kolektif dönüşüme adamak, liderliği durumdan vazife çıkarmak olarak görmek ve 13 yıldır bıkmadan usanmadan kadın gücü için çalışmak var. Bu sistemde, sadece kârlı bir girişim kurmak değil, onu bilimsel bir temele, sürdürülebilirliğe ve diğer kadın girişimcilere mentorluğa dayandırmak var. Bu sistemde, satılık gelin olmayı reddedip, o isyanı bir rap şarkısıyla dünyaya haykırmak ve kendi kaderini kurtardıktan sonra mücadelesini milyonlarca kız çocuğu için küresel bir eyleme dönüştürmek var. Bu sistemde, sadece parlak bir fikir bulmak değil, o fikri cesaretle uygulamak ve vasatlığa meydan okumak var. Ve bu sistemde, meçhul kalmak yerine, ana akımın dar koridorlarından çıkıp “kayda geçsin” diye bağımsız bir duruş inşa etmek var.
Brand New World temasını ve 135’inciliğin utancını yan yana koyduğumuzda, yol haritası netleşiyor: Türkiye, bu eski dünya zihniyetiyle devam ederse, o yepyeni dünyanın sadece pasif bir izleyicisi olacak.
Fark Yaratan Kadınlar bize şunu kanıtlıyor: O yepyeni dünya, birileri tarafından bize bahşedilmeyecek. O dünya, tam da şu anda, tabuları yıkan, potansiyelini üretime çeviren, dayanışmayı seçen ve sorumluluktan kaçmayan bu kadınlar tarafından, bizzat inşa ediliyor.
Sektörümüze düşen görev, onları alkışlamanın ötesine geçmek. Görevimiz, onların kurduğu bu yeni işletim sistemini kendi markalarımızın, ajanslarımızın ve kurumlarımızın ana stratejisi haline getirmek. Yepyeni dünyayı kimin kuracağını merak ediyorsanız, pusulayı fark yaratanlara çevirmeniz yeterli.
Here you'll find all collections you've created before.