Erkek egemen sektörlerde kadın emeği

Dünya Bankası, ülkeler geneli istihdamda cinsiyet eşitliği sağlandığında, kişi başına düşen GSYİH’nin neredeyse yüzde 20 daha yüksek olacağını söylüyor. Yol hâlâ uzun da olsa, kadın istihdamını artıracak projelerle ilerliyoruz.

International Labour Organization verilerine göre dünya genelinde çalışma çağındaki yetişkinlerin yüzde 34’ü altı yaşın altında en az bir çocuk sahibi ve bu kişilerin yüzde 53,4’ü çift haneli evlerde, yüzde 43,2’si geniş aile hanelerinde ve yüzde 3,4’ü tek ebeveynli hanelerde, çoğunlukla tek başına anne olarak yaşıyor. Kadınların işgücüne katılımı, erkeklere nazaran küçük çocukların varlığından daha çok etkileniyor.

Son 20 yılda, 25-54 yaş aralığındakilerin küresel işgücü katılım oranında hiçbir değişiklik olmasa da, cinsiyete göre yapılan bir dağılımın, kadınlar ve erkekler arasında kalıcı ve önemli uçurumları ortaya çıkardığını söyleyen rapora göre, 2004’ten bu yana, kadınlar bazı marjinal kazanımlar elde ederek işgücü katılım oranlarını 1,1 puan artırarak 2023’te yüzde 64,5’e ulaşırken, erkekler 1,1 puan düşüş yaşayarak yüzde 92’yi gördü. Bu, küresel işgücü katılımındaki cinsiyet uçurumunu 2023’te önemli ve amansız bir şekilde 27,5 puana çıkartıyor.

Benzer bir durumun Türkiye için de geçerli olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Zira, 2025-2028 yıllarını kapsayan Ulusal İstihdam Stratejisi’ne göre kadınların işgücüne katılım oranlarının 2014 yılında yüzde 29,9’dan 2023 yılında yüzde 35, 8 seviyesine yükseldiği söyleniyor. TÜİK verilerinin referans alındığı tabloya erkekler dahil olduğunda önümüzde aşılması gereken çok uzun bir yolun olduğu da görülüyor. 2023 yılında erkeklerin işgücüne katılım oranı yüzde 71, 2, istihdam oranı yüzde 65, işsizlik oranı yüzde 7,7 iken kadınların istihdam oranı yüzde 31,3, işsizlik oranı yüzde 12,6.

Türkiye’de çalışabilir durumdaki nüfus içerisinde, işgücüne katılma potansiyeline sahip önemli bir kesim bulunmasına rağmen, işgücüne dahil olmamakta en önemli nedenin yüzde 29,8’lik bir oran ile ev işleriyle meşguliyet olduğunu ortaya koyuyor.

2022 yılında hane halkında üç yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kişilerin istihdam oranı kadınlarda yüzde 28 iken erkeklerde yüzde 90,5; aynı yaş grubunda çocuğu olmayan kadınların istihdam oranı yüzde 56,2 iken erkeklerde yüzde 77,8 idi.

Kadın emeğinin ekonomik boyutu

IFC Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer’in de ifade ettiği üzere kadınlar, Türkiye’de ekonomik büyümeye önemli ölçüde katkıda bulunabilecek, yeterince değerlendirilmeyen bir yetenek havuzunu temsil ediyor. Dünya Bankası verileri ortaya koyuyor ki, ülkeler genelinde cinsiyet istihdam farkları kapatılırsa kişi başına GSYİH neredeyse yüzde 20 daha yüksek olacak.

Kadın işgücünün istihdama kazandırılmasının ekonomik ve sosyal boyutta sahip olduğu önem hakkında bilinç, dünyaya paralel olarak Türkiye’de de artıyor. Sunmuş olduğumuz verilere kaynaklık eden 2025-2028 Ulusal İstihdam Stratejisi, dört yıl içerisinde işsizlik oranını yüzde 7,5’e, kayıtdışı istihdamı yüzde 23,4’e düşürmeyi; istihdam oranı yüzde 52,5’e, kadınlarda işgücüne katılma oranını yüzde 40,1’e yükseltmeyi hedefliyor.
Devlet nezdinde atılacak adımların yanında özel sektörün kadınların işgücüne katılımını artırmayı amaçlayan uygulamalarına destek vermek de son derece önemli. Bu bağlamda IFC ile TSKB arasında ikincisi geçtiğimiz yıl imzalanan kadın istihdamını desteklemeye yönelik kredi anlaşmalarından bahsetmek de anlamlı. Zira bu anlaşmayla özel sektörde kadınları destekleyen projelere katkı sağlamak için 100 milyon dolarlık bir destek sağlandı.

TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Sürdürülebilir kalkınmada anlamlı bir etki yaratmanın ancak kadınların ekonomiye katılımını teşvik etmekle mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bu anlayışla bugüne kadar, doğrudan toplumsal cinsiyet eşitliği temasında yaklaşık 500 milyon dolar tutarında kaynak temin ettik ve diğer kadın temalı kredilerimiz ile portföyümüzdeki Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 5 etkimizi, toplamda yüzde 12 seviyesine çıkardık. Kadınların işgücüne dahil olması, yalnızca bireysel refahı artırmakla kalmıyor; aynı zamanda ailelerin eğitim ve sağlık göstergelerini iyileştiriyor ve toplumsal kalkınmayı hızlandırıyor. Kadınların geleneksel toplumsal rollerinin ötesinde, yetkinliklerinin artırılarak ekonomiye sağladıkları verimlilik etkisini yükseltebiliriz” diyor.

Erkek egemen sektörlerde kadın istihdamı

Erkeklerin ağırlıkta olduğu bazı sektörler de son zamanlarda kadın istihdamını artırmaya yönelik çalışmalarıyla ön aplana çıkıyor. Kadınların, kendileriyle özdeşleşen eğitim, sağlık ve çocuk bakımı gibi alanlardan uzaklaşarak “erkek işi” alanlardaki yükselişine tanıklık ettiğimiz sektörlerden biri akaryakıt dağıtım sektörü. Sektörün önemli oyuncularından Opet, Shell, Petrol Ofisi gibi markalar bu minvalde bahsedilmeye değer projeler hayata geçiriyor.

2018’de İŞKUR ile işbirliği içerisinde başlattığı Kadın Gücü projesiyle Opet, projenin başlangıcından 2024’e kadar, istasyonlarda toplam çalışan kadın sayısını bin 541’den yaklaşık 4 bine çıkartarak kadın istihdamına yüzde 140’ın üzerinde artış sağladı. Opet istasyonlarda çalışan kadın istasyon müdürü 70’ten 140’a yükselirken, kadın akaryakıt satış yetkilisi 27 kişiden bin 63’e, kadın market satış yetkilisi ise 576’dan bin 630’a çıktı. Şirket, kadın istihdamına destek veren bayi sayısını yüzde 338 artırdı. Aynı yıl Shell’in beş yılda 5 bin kadına istihdam fırsatı sağlamak üzere yola çıkarak hayata geçirdiği “Shell’de Kadın Enerjisi”, sayısı 9 bini bulan kadına ön saha satıştan istasyon yöneticiliğine kadar farklı pozisyonlarda çalışmak için alan açtı. Petrol Ofisi CMO’su Sinan Seha Türkseven de 2023’te MediaCat’e verdiği bir röportajda “İstasyonlarımızda çalışmak isteyen kadınlar için kadın personel istihdam programımızı başlattık. İstasyonlarımızda yüzde 8 olan kadın çalışan oranını bu sene yüzde 12’ye yükselttik. Önümüzdeki beş sene içinde bu oranı yüzde 30’a taşımayı hedefliyoruz” demişti.

Kadın teknisyen ve bayi sayıları artıyor

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği tarafından kaydedildiği üzere, doğrudan istihdamın yaklaşık 60 bin kişi olduğu beyaz eşya sektörü de kadınların yükselişine şahit olduğumuz bir diğer alan. Sektörde çarpan etkisiyle 600 bin kişilik istihdam ekosistemi yaklaşık olarak; 500 adet KOBİ büyüklüğünde yardımcı sanayi, 15 bin adet perakende satış noktası ve 3 bin 500 adet satış sonrası hizmet sağlayan servis ağından oluşuyor.
Beyaz eşya sektöründe “Vestel Servis Akademi” altında Kadın Teknisyen Eğitim Projesiyle Vestel, Sakura Kadın Girişimci Projesi’yle Daikin, “Kadının İşi, Gücü” projesiyle Beko ve daha bunun gibi birçok örnek sıralamak mümkün.

Vestel, bahsettiğimiz projesiyle 2023 sonunda 88 kadın teknisyen adayının eğitimini tamamlayıp 43 kadın teknisyeni sahada aktif olarak göreve başlatırken, “Kadının İşi, Gücü” projesiyle Beko 2019’da yüzde 1 olan kadın bayi oranını geçtiğimiz yıl itibarıyla yüzde 11’e çıkardı.

Farklı bir sektörde, gıda perakendesinde bayilik uygulamasını hayata geçiren CarrefourSA’yı anmadan bitirmeyelim. 2020’de hayata geçirip günümüz itibarıyla bayi sayısını 530’a çıkaran CarrefourSA, bu sistemde bulunan 60 kadın bayi ile toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağladığı gibi, depoda yüzde 21, kasap reyonunda yüzde 15, balık reyonunda yüzde 16 kadın çalışan oranı ile toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlıyor.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.