‘Büyük değil, kaliteli’

“Cannes Lions sektörün en iyilerini mi yoksa gösteriş budalalığını mı temsil ediyor? Bu festival işimizi büyütmekle mi ilgileniyor yoksa bir oyundan mı ibaret? Artık büyük veri, büyük fikirlerden daha mı önemli hale geldi?”

Bunlar yaratıcı olduğu kadar kurnaz olan “DHL is faster” ve Mercedes Benz için yaptıkları “Chicken” işleri ile son dönemde uluslararası çapta yaratıcı camianın takdirini kazanan, bağımsızlığıyla övünmekten imtina etmeyen Jung von Matt am Neckar’ın Genel Müdürü Peter Waibel’in Brand Week Istanbul sahnesinde yanıt arayacağı sorulardan bazıları. Creativity & Lovemarks Day’de sahne alacak olan Waibel, Brand Week Istanbul öncesi sorularımızı yanıtladı.

İnternet sitenizde “Jung von Matt tamamen bağımsızdır ve bununla gurur duyar” ifadesi dikkat çekici. Hem siz hem de birlikte çalıştığınız markalar için ne ifade etmeli bu?

Jung von Matt yüksek kalite tavsiye ve çözümler sunar. Bunu yaparken de her zaman bağımsızdır. Bu niteliğimizle bağlantılı olarak her işimizde üst düzey performans elde etmeyi arzular ve iş kaybedeceksek de bunun baştan savma çalışmaktan değil; asice çalışmaktan olmasını isteriz. Bizi hiçbir şeyin “büyük” olmaya zorlamadığına; her şeyin “kaliteli” olmaya zorladığına inanıyoruz. Bağımsızlığımız anlattığım felsefeyi en ideal biçimde yaşamamızı mümkün kılan yegâne değerimiz.

Aynı müşterilerle uzun yıllar çalışmak hiçbir zaman kolay olmasa gerek. Sixt, Sparkasse ve Mey gibi markalarla nasıl bu kadar uzun süredir berabersiniz? Uzun bir ajans-müşteri ilişkisinin sırrı nedir dersiniz?

Biz her zaman “yüz yüze iletişim” kurmaktan yanayız. Birlikte çalıştığımız markaları müşteriler olarak değil, mümkün olan en iyi çözümü üretmek adına birlikte çalıştığımız iş ortakları olarak görüyoruz. Tabii ilişkiyi canlı tutmak için yapmanız gereken şeyler var. Örneğin biz sürprizler konusunda her zaman iyiyizdir; sıradışı yöntemler kullanır ve genel olarak rutine ters şekilde çalışırız. Bu kadar basit. Sade ve çetrefilli, tüm “gerçek” şeyler gibi.

Bir başka uzun soluklu müşteriniz Mercedes Benz’le bir süre önce bağınız koptu. Bağımsız bir ajans olarak böylesi büyük çaplı bir müşteriyi kaybettiğinizde ilk refleksiniz ne oldu?

Kendimizi sorgulama fırsatı bulduk. Gelecek hakkında net bir plan ortaya koyduk ve yeni fırsatlar için var gücümüzle çalışmaya başladık. Ve planımızın işe yaradığını rahatlıkla söyleyebilirim.

İddialı bir söyleminiz var ajans olarak: “İletişim Truva Atı’na benzer bir hediye olmalı.” Her zaman Truva Atı’ndaki “sürpriz unsurunu” nasıl yakalıyorsunuz?

Biz fikir odaklı ve yorulmak bilmez bir ajansız. Jung von Matt’ı fikirle çalışan bir enerji santrali olarak görüyoruz. Fikir bizim en önemli ürünümüz; her birimiz üretimine dahil oluyor ve hedefine sağ salim ulaşması adına var gücümüzle çalışıyoruz. Enerjimiz kabiliyetimizin derinliğinden geliyor; ajansımız iletişimi mümkün olan en direkt şekilde kurmak için gereken tüm bilgiye sahip. Santralle de sistematik çalışma biçimimizi ifade ediyoruz; biz gerçek dışı değil otantiğiz. Sade, anlaşılır bir dille konuşuyor, insanlara bu sayede rahatça ulaşıyoruz. Formülümüz bu.

“DHL is faster” ve “Chicken” uluslararası kreatif camia tarafından çokça takdir gördü. Sizce bu iki işi özel kılan neydi?

İki iş de tüm harika fikirlerde ortak olan özelliklere sahipti: şaşırtıcı ve ikna edici olmak. Eğlendirirken bilgi de verebildiler. Sadece ve izlemesi keyifli hikâyeler oldukları için böyle etkili olduklarını düşünüyorum.

Bugün reklam dünyasındaki en önemli mesele nedir dersiniz?

Mobil için yaratıcı işler üretmek tüm kreatifler için esaslı bir meydan okuma olarak karşımızda duruyor. Bence bu hayli heyecan verici ve önemli.

Kısa bir süre sonra Brand Week Istanbul sahnesinde olacaksınız. İnsanlar neden gelip Peter Waibel’i dinlemeli?

Konuşmamın ardından harika bir program, mükemmel konuşmacılar, ilginç başlıklar olduğu ve çok kıymetli tartışmalar yaşanacağı için.