Brand Week Istanbul 2024 Manifestosu

Brand Week Istanbul 2024’ün içerik havuzundan filtrelediğimiz içgörüleri hatırlama zamanı.

Ekonomi

Çok boyutlu bir denklem

Ekonomi, şüphesiz Brand Week Istanbul’un en önemli disiplinlerinden biri. Bu yılın gündemi ise hem toplum olarak daha iyi bir geleceği nasıl kurabileceğimizi anlatıyor hem de bireysel rolümüzü hatırlatıyor. Görünüşe göre çok boyutlu bir denklem bizleri bekliyor.

Ülkenin bir seferberlik halinde olması lazım

Türkiye’nin 2025 Ekonomik Görünümü oturumunda bir araya gelen BloombergHT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen ve Ekonomist Murat Üçer’in sohbetinin bir kısmında beyaz yakalılar vardı. Beyaz yakalıların yaşadıkları sıkıntıları özetleyen Sezen, Türkiye’nin benzer bir dönemden daha önce geçtiğini ve sorunu, 2002 sonrası sıkı bir verimlilik politikasıyla çözdüğünü aktardı. Üçer bugünkü tabloya ilişkin şöyle dedi: “Maalesef gerçekten doğru şeyleri yapmaya başlayana kadar burada bir parça zaman geçireceğiz. Yani Türkiye’nin tekrar 2002-2006 tarzı bir dinamigi yakalaması için […] ülkenin tekrar bir seferberlik halinde doğru sektörleri tartışmaya, konuşmaya, teknoloji üretmeye, kurumları tekrar inşa etmeye başlaması lazım.”

İnsana ve teknolojiye yatırım olmazsa olmaz

Keynote konuşması sırasında Türkiye’nin zamana yayılan toplam faktör verimliliği (TFV) grafiği üzerinden değerlendirmeler yapan Daron Acemoğlu, 90’larda Türkiye’de TFV’nin sıfır olduğunu belirtti ve ekledi: “Yani Türkiye ekonomisi biraz büyüdü, orta seviyede ama bu büyüme tamamen sermaye ve insan kaynakları ile geliyor. Hiçbir şekilde teknolojiyi daha iyi kullanma yok.” 2001-2006 arasında daha umut verici bir tablonun ortaya çıktığını, bunun özellikle ekonomik reformlarla ve takiben gelen yabancı yatırımcıların ve teknolojinin eseri olduğunu belirten Acemoğlu, 2008 krizi sonrası TFV ortalamasının tekrar sıfıra indiğinin altını çizdi. Türkiye’nin ağırlıklı olarak düşük teknoloji ürünleri ihraç ettiğine hatta bugün, 15 yıl önce ne ihraç ediyorsa neredeyse aynı şeyleri ihraç ettiğine değinen Nobel ödüllü ekonomist, bu durumu şöyle açıkladı: “Çünkü Türkiye teknolojiye yatırımda bulunmuyor […] ve insana yatırımda bulunmuyor.”

Eşitsizliği yıkmanın yolu iletişimden geçiyor

Yaratıcı sektörde geçen 20 yılın ardından kendi sesini bulmak için mesleğini bırakan Laura Visco’nun anlattıkları, finansal konuların kadınlar için nasıl bir tabu haline geldiğinin özeti: Banka hesabı olmayan, büyük paraları konuşmalarına izin verilmeyen, mal sahibi olması engellenen, bir meta olarak görülen kadınlar… Erkekler tarafından erkekler için oluşturulan, erkekler ve kadınlar arasındaki varlık farkının 105 trilyon doları bulduğu dünyada bu eşitsizliği bitirmenin yolunun ise konuşmaktan geçtiğini söylüyor Visco.

Tahminlere göre plan yapmalı ama tahminler de rasyonel olmalı

“Bir merkez bankası, amacı fiyat istikrarıysa, aldığı faiz kararlarını ileriye yönelik, enflasyonun nereye gideceği tahminlerine bakarak almak durumunda” diyor Ekonomist Selva Demiralp. Politikanın sıklığının hedefe ne kadar yaklaştığıyla ilgili olduğunu da sözlerine ekliyor. Verilerin, tahminlerin sadece merkez bankalarını ilgilendirmediğini, hanelerin ve şirketlerin de benzer tahminlerde bulunarak geleceği planlamaları gerektiğinin de altını çiziyor. Tahminlerin gücünü artırabilmek içinse daha fazla veri toplamak ve veriyi ekonometrik modellerle eşelemek kritik unsurlar.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.