‘Blippar macerasının yüzde 3’ünü tamamladık’

Artırılmış gerçeklik platformu Blippar’ın kurucu ortaklarından Ambarish Mitra Birleşik Krallık Teknoloji Zirvesi kapsamında Türkiye’de. İngiltere hükümetinin iddialı uluslararası pazarlama kampanyası GREAT ile aynı yıllarda doğan ve start-up’lara verdiği katkıyla bilinen bu marka ile büyüyen Blippar’ın hikâyesini dinlediğimiz Mitra’nın hedefleri hayli büyük. Türkiye ile birlikte tüm dünyada 10’uncu ofisini açan, 3 kıtaya yayılmış firmasının nihai hedefini açıklayan Mitra, önümüzdeki 12 ay içinde Türkiye’de 2 milyon kullanıcıya ulaşmayı arzuluyor.

Bundan 4 yıl önce o dönem arkadaşınız şimdilerde CTO’nuz olan Omar Tayeb’le Black Swan adlı bir pub’da kraliçenin 20 pound’dan dışarı çıkıp canlandığını hayal etmiştiniz. Bugün nerede Blippar?
Epey spesifik bir giriş oldu… Bugün pazardaki en büyük rakibini satın almış, 50 milyondan fazla kullanıcıya sahip, dünyanın en hızlı büyüyen 5 şirketinden biriyiz. Bunu pek az kişi bilir ama biz Blippar’ı kurduğumuzda geçtiğimiz yaz satın aldığımız Layer 100 milyon dolar değerinde bir şirketti. Dolayısıyla bu satın almanın bizi fazlasıyla memnun ettiğini söylemem lazım.

Blippar olarak bugün Türkiye’de açtığımız ofisle birlikte 3 kıtada, 10 ofise ulaşmış durumdayız. 200’ün üzerinde çalışanımız, işbirliği içinde olduğumuz 1200 marka ve 86 yayıncı var. Bunlar dikkat çekici rakamlar gibi görünse de benim için halihazırda Blippar macerasının yüzde 3 ila 5’lik bir kısmını tamamlamış durumdayız. Bunu daha önce de söyledim, yineleyeceğim. An itibarıyla değerimizin bir milyar dolar civarında olduğunu biliyorum ama biz Blippar’ı satıp para kazanmak için değil; çok daha uzun dönemde kendine yer edecek bir davranışı, Blipp’lemeyi, hayata geçirebilmek için kurduk. Bu yüzden Coca-Cola’lar, Pepsi’ler, Unilever’ler, P&G’ler ve diğerleriyle çalışıyoruz. Bu yüzden her ay 6 milyar ürünün üzerinde, 100’ün üzerinde yayının sayfalarında yer alıyoruz.

Yolun kalan yüzde 97’sinde neler göreceğiz?
Nihai hedefimiz insan gözünü birebir taklit edebilmek. İnsanın görsel yolla bilgi edinmesinin diğer tüm yollara nazaran yüzde 80 daha kolay gerçekleştiği bilimsel bir gerçek. Bugün bilgiye erişim konusunda en yayın metodun, burada isimlerini anmayacağım, arama motorları olduğunu kabul ediyoruz. Ancak burada göz ardı edilen birkaç detay var. Kelimeler problemleri/şeyleri tanımlamak için kullandığımız araçlar ve kabul etmesi zorsa da bugün dünyanın en büyük sıkıntılarından biri sözlü iletişim. İkinci sıkıntı dünyanın önemli bir bölümünün okuma-yazma konusunda sıkıntılı bir durumda olduğu gerçeği. Biz görsel bir tarayıcı, görsel bir arama motoruyuz. Bunun için çalışıyoruz. Buna paralel olarak gördüğünüz her şeyin bir domain adı olduğuna inanıyoruz.

Nihayetinde arama motorlarının güçlü bir karşılık bulmaları nedeniyle hayatımızda hep yer alacaklarına inanıyorum. Kırmızı çantalar hakkında bilgi sahibi olmak istediğinizde arama motorlarına gideceksiniz; ama bizim amacımız spesifik bir kırmızı çanta hakkında bilgi almak için Blippar’ı kullanmanızı sağlamak. Bunu yaparken de kendimizi akıllı telefonlarla sınırlama niyetimiz yok. Kamera lensiyle uyumlu biçimde çalışan bir işletim sisteminin olduğu her cihazda yer almayı amaçlıyoruz.

Gelişmiş ülkeler ve üçüncü dünya ülkeleri arasındaki dijital uçurum Blippar’ın bu hedefini nasıl etkiliyor?
Bu bilinen ve aşılacağını düşündüğümüz, öngördüğümüz bir sorun. Ne mutlu ki makro trendler mobil teknolojinin yoksulluktan bağımsız bir değişken olduğunu ortaya koyuyor. Artık hayatın üç değil dört basit gerekliliği var: yiyecek, barınak, giyecek ve cep telefonu. Hatta modern dünyada bu denklem yiyecek, barınak, giyecek, wi-fi ve şarj olarak tezahür ediyor. Şaka bir yana, mobil telefonlar ve sim kartların penetrasyonu o denli yüksek ki, işlemci güçleri öylesine süratli biçimde yükseliyor ki bu sorun giderek küçülüyor. Buna üretim maliyetleri ve buna bağlı olarak fiyatların da tutarlı biçimde düşüş gösterdiğini ekleyince sorunun önümüzdeki dönemde daha rahat aşılacağını söylemek mantıklı hale geliyor.

Blippar’la ilgili pek de gündeme gelmeyen bir başka gerçeklik -ki bunun nedeni tüm diğer işlerimizi gölgeleyen global devlerle çalışmamız – her ne kadar bu bir kârlılık temelli işse de hiçbir gelir beklentisi olmadan yaptığımız işler de var. Bahsi geçen uçurumun kapanması için birçok hayır kurumuyla çalışıyoruz.

Peki, bugün burada olma sebebinizden de biraz bahsedelim. GREAT Campaing’i nasıl değerlendiriyorsunuz? Blippar’ın ilişkisi nasıl ve ne zaman başladı?
Çok uzun süreli bir ilişkimiz var. Aslını isterseniz bugün burada olan firmalardan hiçbiri mesele GREAT hakkında konuşmak olacaksa bizim kadar yetkin değildir. Biz GREAT’in en sevdiği çocuğuyuz diyebilirim. GREAT ve Blippar eşzamanlı olarak başlamış iki farklı iş. GREAT için bizden daha iyi bir vaka örneği olamaz sanıyorum. Kurulduğumuz ilk yıl girişimcilikle ilgili tüm ödülleri almış bir şirketiz.

GREAT eğer iyi bir ürününüz varsa onu lokal pazarlarda işlevsel hale getirebilmeniz için harika bir aracı. Bizim için oradaki lider markalarla buluşmamıza önayak olduğu ABD çok kuvvetli bir örnek. Türkiye’deki CEO’muz Zehra Öney’den şimdiye kadar duyduğuma göre Marks & Spencer gibi Türkiye’de faaliyet gösteren İngiliz markaları ile anlamlı diyaloglar kurulabilmesi için çalışmalara başlamışlar bile.

Hayatım boyunca devlete bağlı birçok yapı ile çalıştım ama GREAT çok farklı bir deneyim. Kendileri de bizzat bir start-up gibi hareket edebildiği için son derece çevik bir yapıdan bahsediyoruz ve bugün burada gerçekleşen etkinlik de bunun bir kanıtı niteliğinde.

Türkiye ofisinden beklentilerinizin ne olduğunu öğrenerek kapatalım isterseniz.
Büyük beklentilerimiz olduğunu söyleyebilirim. Bu belki de bilinmiyordur ama bugün itibarıyla Türkiye’de vergi numarası da olan tüzel bir kişiyiz. Amacımız parayı ülkeden dışarı çıkarmak değil, sektörü büyütmek ve bu ülkede değer yaratmak. Türkiye’de Türk bir firma olarak çalışacağız, bu yüzden çalışanlarımız Türk ve maaşları yerli para birimi ile veriliyor.

Derginizden de bildiğiniz gibi ofisimizi açana kadar burada bir deneme sürüşü yapma imkânımız oldu. Blippar için heyecan duyulduğunu görebiliyoruz. Tahminim ki bunun aşılmasını da çok isterim, önümüzdeki 12 ayda 2 milyon kullanıcıya ulaşmak, 16 büyük marka ve 30 lider yayıncıyla düzenli olarak çalışma fırsatı yakalamak. Dediğim gibi, bunlar tahmin ve beklenti olarak alınabilir ve umarım daha yukarı çıkabiliriz.