MediaCat

Bir sergiden fazlası

26 Ağustos’ta 100’üncü yılını kutlayan Türkiye İş Bankası, Ankara’da İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nde açtığı İstikbalinizin Emniyeti sergisi ile bir asırlık tarihinde ülkenin sosyal ve kültürel kalkınması için gerçekleştirdiği projeleri ziyaretçilerle paylaşıyor. Sergiyi, 16 Ağustos’ta gerçekleşen açılış etkinliğinde bir araya geldiğimiz Zuhal Üreten ve Müge Nevşehirli Veziroğlu’dan dinliyoruz.

Serginin konseptini ve çıkış noktasını sizden dinleyebilir miyiz?

Zuhal Üreten: İstikbalinizin Emniyeti, İş Bankası’nın uzun yıllar kullandığı bir iletişim sloganı. Daha önce İstanbul Eminönü’deki Türkiye İş Bankası Müzesi’nde İş Bankası’nın reklam tarihini anlatan İftiharla Sunar isimli bir sergi düzenlemiştik. 2019’da İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nin hazırlıkları sırasında, o sergiyi buraya taşıdık. İş Bankası’nın iletişim tarihini kapsamlıca anlatan bu sergi ziyaretçilerin beğenisi ve ilgisi ile karşılandı ancak sergide bankamızın toplumsal katkılarının da anlatılabileceğini hep konuşuyorduk. Birkaç senedir bu bacağını tamamlama arzumuz vardı. 100’üncü yılda biz bunun hazırlığını yapalım, bu serginin toplumsal katkı boyutunu hazırlayalım dedik. Serginin çıkış noktası aslında bizim geçmişte yaptığımız İftiharla Sunar sergisi oldu.

Sergiyi oluştururken ne tür kaynaklardan yararlandınız?

ZÜ: İş Bankası kuruluş döneminden beri yaptıklarını not etme, basılı hale getirme çabasında olmuş bir kurum. Mesela bizim Onuncu Yıl Kitabı diye bir kitabımız var, çekilen fotoğraflar var. Bütün bu çalışmalar bize Türkiye İş Bankası Tarihi kitabını hazırlarken yardımcı oldu. Eminönü’deki Türkiye İş Bankası Müzesi’nin de nüvesini oluşturdu.

Ayrıca, yayıncılık dışı kültür-sanat çalışmaları İş Sanat çatısı altında devam ediyor. Müzecilik ve tarih çalışmaları da ana kollarından biri. Dolayısıyla çok uzun süredir, 90’ların sonundan beri İş Bankası arşivini, koleksiyonlarını, araştırmalarını kurumsal tarih çalışmaları çerçevesinde yürütmüş bir kurum. Bu sergi hazırlanırken de önemli ölçüde, bankanın bu kurum tarihi arşivine yaslandık. Tabii işin bir de daha güncel boyutu vardı; orada Müge Hanım ve ekibi çalıştılar.

Müge Nevşehirli Veziroğlu: Bu yıl 100’üncü yılını kutlayan bankamızın kuruluş yıllarındaki misyonu ekonomik kalkınmaya olduğu kadar toplumsal hayata da destek vermekti. Dolayısıyla o yıllardan itibaren sosyal ve kültürel kalkınmaya katkı sunacak projeler de hayata geçirilmeye başlanmış ve hiçbir sekteye uğramadan, sürdürülebilir bir yapıda bugüne getirilmiş. Kuruluş yıllarında, sergide de örneklerini gördüğümüz yardım ve sosyal sorumluluk çalışmaları bugün de günümüz dünyasına uygun bir şekilde devam ettirdiğimiz projelerde kendini gösteriyor.

Türkiye İş Bankası Kurumsal İletişim Müdürü<br />
MÜGE NEVŞEHİRLİ VEZİROĞLU

Türkiye İş Bankası Kurumsal İletişim Müdürü
MÜGE NEVŞEHİRLİ VEZİROĞLU

Türkiye İş Bankası, neredeyse Cumhuriyet’le yaşıt ve tarihi ülkenin kalkınma yolculuğundan ayrı düşünülemeyecek bir kurum. 100’üncü yıla özel pek çok kurumsal sosyal sorumluluk projesi de hayata geçirdiniz. Bu projeleri özetler misiniz?

MNV: 100’üncü yılımızı, kuruluş misyonumuzu destekleyecek şekilde kültür-sanat, eğitim, spor, çevre ve girişimcilik gibi alanlardaki projeleri hayata geçirerek kutlamayı tercih ettik. İstanbul Teknik Üniversitesi ile hayata geçirdiğimiz deprem araştırma merkezi MATAM’ın kuruluşunu ocak ayında duyurduk. Ardından Petrol Ofisi Grubu ile Bilim Kuşağı Atölyeleri’ni hayata geçirdik. 8-13 yaş grubundaki çocukların deneyler yaparak temel bilimsel kavramlarla tanışmalarını, bilim ve teknolojiye duydukları ilgiyi artırmayı amaçlayan bu projeyi özellikle deprem bölgesindeki illerden başlattık. İştira kimiz İşNet’le hayata geçirdiğimiz 100 Köye İnternet projesi, internet bağlantısı olmayan köylerin ekonomik ve toplumsal hayata daha fazla bağlanması amacıyla yürüttüğümüz bir projeydi. Mayısta 81 İlde 81 Orman projesini yeniden hayata geçirdiğimizi duyurduk. Bu projenin 2008-2017 yılları arasındaki ilk aşamasında 2 milyon 205 bin fidan dikmiştik. Sonbaharda dikim törenlerine başlayıp 2 milyon 200 bin fidanı daha toprakla buluşturacağız. Eğitim alanında, 17 yıldır sürdürdüğümüz Karneni Göster Kitabını Al kampanyamızı bu yıl da eğitim-öğretim döneminin son ders ziliyle birlikte çocuklarla buluşturduk.

Projelerimizin hepsi de uzun soluklu ve azami kişiye erişebilecek bir yapıda kurgulanıyor. Bu sergimizde de eğitimden çevreye, spordan bilime ve kültür-sanata, İş Bankası’nın çok farklı alanlarda gerçekleştirdiği özel projelere yer veriyoruz.

Sergide finans dünyasındaki değişimi, İş Bankası’nın iletişim çalışmaları üzerinden gözlemlemek mümkün. Çalışma Türk reklamcılık tarihine de ışık tutuyor. İletişim alanındaki değişimleri siz nasıl yorumluyorsunuz?

ZÜ: İşin ruhunda bir değişiklik yok. Bir konuda insanları ikna etmek, bir konuyla ilgili bilgi vermek üzere en uygun, en yaratıcı mecrayı bulma çabası devam ediyor. Bir zamanlar insanlar reklam tabelaları giyip dolaştı, uçaktan broşürler atıldı, uçağın kuyruğuna tasarrufla ilgili sloganlar yazılıp alçak uçuş yapıldı, tren giydirildi, zamanla televizyon reklamlarında ünlüler yer almaya başladı…

Tüm bunlara baktığınızda ruh aynı ama yöntemler farklı. Bugünü farklılaştıran ise mesaj verme çabasında olan marka sayısındaki artış. Hatta tek markanın bile çok sayıda mesajı oluyor. Tabii ki mecralar zamanla değişiyor; şimdi televizyon var, internet var, eskiden de telgraf kâğıdının üzerine reklam alınıyormuş. Mesajı aktaracak aracı hep bulmuşlar. Hep bir yaratıcılık var. Yani reklamcılık baştan itibaren yaratıcı sektörlerin bir parçası, temel değişikliği oluşturansa çok fazla mesajın olması.

İş Sanat Genel Müdürü<br />
ZUHAL ÜRETEN

İş Sanat Genel Müdürü
ZUHAL ÜRETEN

Sergi için Ankara’yı ve özellikle bu binayı tercih etmenizin bir nedeni var mı?

ZÜ: Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti, İş Bankası’nın temellerinin atıldığı yer. Bu bina da bankanın üçüncü genel müdürlük binası.

1924’teki kuruluş çalışmaları bu binanın biraz aşağısında, Evkaf’ın o dönemde ev olarak inşa ettiği iki katlı bir yapıda başlamış. Çok hızlı büyüme sonucu ertesi sene yine Evkaf’a ait, biraz daha büyük bir binaya taşınmışlar. Banka bu büyüme hacmini de göz önüne alarak, hızlıca bir genel merkez inşa ettirmesi gerektiğini tespit etmiş. Dönemin ünlü mimarlarından Giulio Mongeri’nin projesinin hayata geçirilmesine karar verilmiş ve bu bina yapılmış; giriş katı şube, üst katları genel müdürlük binası olarak kullanılmış.

Banka bu tarihi binasını, 2018-2019 yıllarında Ankara’nın kültür-sanatına katkı sağlamak amacıyla müzeye çevirmeye karar verdi. Bina, İktisadi Bağımsızlık Müzesi olarak 2 Mayıs 2019’da kapılarını halka açtı. Kalıcı sergisinin yanında süreli sergiler açmak için de uygun alanları var. Dolayısıyla bu sergiyi uzun soluklu olabilmesi ve konunun kapsamlı bir şekilde ele alınabileceği bir alana sahip olması nedeniyle burada açtık.

Eminönü’deki Türkiye İş Bankası Müzesi ise 2007’de açıldı. Bugüne kadar 2,6 milyondan fazla ziyaretçi ağırlamış bir müze. Dolayısıyla bir yenilenme ihtiyacı vardı. 26 Ağustos’ta, bankanın doğum gününde, aynı hikâyeyi farklı bir konseptle anlatmak üzere kapılarını yeniden açacak.

Ankara’daki serginin içeriği, nüvesi, duygusu oraya da bir şekilde taşındı. Bu kapsamda değil ama ana unsurlarıyla Türkiye İş Bankası Müzesi’nde de bankanın iletişim ve toplumsal katkı çalışmalarının hikâyesini izleyebileceğiz. İki müzenin de mümkün olduğunca çok ziyaretçi ile buluşmasını arzuluyor.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.