Ödül konusu, üzerine yıllardır konuştuğumuz, kesinlikle dönüşmesi ve gelişmesi gereken bir konu ancak çözümü LinkedIn’de genelde iddia edilenin aksine birazcık katmanlı. DM9’dan aldığım ilhamla oluşturduğum dokuz zihin notuyla başlayalım.
Son zamanlarda herkes Cannes’daki hayalet işler, skandallar ve bunun etrafındaki ödül ekosistemini konuşmaya başladı. Bu gerçekten de konuşulması gereken bir konu. DM9’un fake CNN footage’ı, Sao Paolo’nun gerçekte var olduğuna emin olamadığımız beacon’lı taraftar otobüsü… Ödül konusu, üzerine yıllardır konuştuğumuz, kesinlikle dönüşmesi ve gelişmesi gereken bir konu ancak çözümü LinkedIn’de genelde iddia edilenin aksine birazcık katmanlı. DM9’dan aldığım ilhamla oluşturduğum dokuz zihin notuyla başlayalım.
Yaratıcı iş en fazla işe yarayan mıdır?
İşe yarayanın ne olduğunu önce bir netleştirelim.
Satış mı?
Gündem mi?
Hatırlanma mı?
Hepsi mi?
Akılda kalan işten bahsedilir,
Bahsedilen iş yayılır.
Hedef kitlenin büyüklüğünden bağımsız,
Gerçekten kendini yayamamış iş,
Yaratıcı olabilir mi?
Pazarlama değişti.
90’lar, 2000’ler: TV’ye reklam koy,
bütün ülke duysun.
2010’lar: İnteraktif web app’ler,
algoritmalar, dark post’lar,
Instagram loop’ları, CRM akışları.
2025: Pazarlama dev bir sistem,
reklam onun içindeki basit bir etkileşim.
Ya reklamın tanımını değiştirelim ya da yerini netleştirelim.
İki dakikalık case videolarla koca bir sistemi oyluyoruz.
Güzel görünen case’ler çoğunlukla kazanıyor.
Güzel işleyen işler: Her zaman değil.
Bir sunum ödüllendirme düzeni gibi.
“Ghost”luk sebep değil sonuç.
DM9’un fake footage’ları, sistemin küçük bir yan etkisi.
Global ödüllü işler dahil işlerin birçoğu gerçekte pek de varlık göstermeyen, sadece case videosunda yaşayan işler.
Görünüşle gerçeğin yer değiştirmesi.
Gerçek bir reklam “çözüm”dür.
Bir markanın, toplumun, insan davranışının bir problemini çözer.
Çözüm sadece güzel fikir değil, doğru yerdeki etkidir.
Tek tuşla satın aldırabilmek mesela,
Al sana reklamın yenisi…
Reklam uzun süredir tekil bir parça
değil.
Bir app’in UI’ında yaşar.
Bir ödeme altyapısında kodlanır.
Bir oyun içi deneyime sızar.
Bir CRM algoritmasının içine gizlenir.
Bunu maksimum iki dakika uzunluğunda “tek bir video” ile bir jüri odasında 2x hızda izlerken nasıl ölçersin?
Yeni bir sistem gerek, net.
Case’siz olmak mümkün mü? Ya da
gerekli mi?
Jüri insanlar değil de jüri sistemler mi?
Ya da çok hızlı işlemesi gereken jüriler yerine etraflıca araştıran jüriler mi?
Canlı dashboard’lar, gerçek zamanlı metrikler, etki grafikleri…
İki dakika değil, İki ay gereklidir belki.
E artık AI da var. (!)
Yaratıcı iş “güzel gözüken iş” olmayı aşalı çok oldu.
Sistem kurabilen, teknolojiden anlayan, kültürü hisseden ve etki eden yaratıcılık öne çıkmalı.
İyi reklamın bıraktığı iz zihinde.
Dahi sistem, kullanıcının “kas hafızasında”.
Uygulamayı sezgisel olarak kullanmak, ödemeyi fark etmeden yapmak, markalı bir jingle’ı eğlenmek için bağıra bağıra söyletebilmek, bir kopyayı tekrar tekrar açıp izletebilmek… Yaratıcılığın zirvesi, görünmeyeni görünür yapmaya çalışmak değil, görünmez olmaktır. İşi hayatın doğal bir parçası, bir refleks haline getirebilmektir. “Görünsün diye” yapılan altın hayaletleri “görünür” kılmak için uğraşmadığımız sistemler temennisiyle…
Here you'll find all collections you've created before.