Güzel Sanatlar’ın Adem Baba’sı Adem Açıkgöz, meslekte 10 yılı aşkın tecrübeye sahip. Dört yıldır ajansın yoğun temposundan yorulan herkesin imdadına çayıyla yetişen Açıkgöz, oynadığı kritik rolün farkında. Onun da söylediği gibi, çaycı deyip geçmemek lazım.
Ne kadar zamandır çaycılık yapıyorsunuz?
Dört yıldır Güzel Sanatlar’dayım. Bir arkadaşım vasıtasıyla iş görüşmesine gelmiştim, kısmet oldu, başladım. Daha evvel de benzer işler yaptım aslında.
Nasıl bir ajans burası?
Genç, dinamik, çayı seven bir ekibimiz var. Hepsiyle arkadaş gibiyiz. Çok güzel çay sohbetlerimiz olur. Genelde maç muhabbeti yaparız ama yapılacak olan işler, projeler de konuşulur bazen. Burada bir ekip çalışması var ve ben de Güzel Sanatlar çatısı altında bu ekibin bir parçası olduğum için mutluyum.
Adem Baba olmasaydı buralar çok sessiz ve keyifsiz olurdu. Çayları harikadır ve her zaman çok tazedir. Henüz olmadıysa üzerine yazar, alırsanız da çok kızar.
Aramızda çay içmeyen insanlar da var, az da olsa denk geliyoruz. Özellikle kahvaltıda çay içmeyen insanlar bana çok garip geliyor.
Rutin bir gün nasıl başlıyor ajansta?
Sabah 8:10 gibi gelir çayı hazırlarım ben, ekip de 9:00’da gelmeye başlar. İlk gelen hemen çaya gelir zaten. Çayını alan da kahvaltısını yapar, sonra koşuşturma başlar. Kahvaltı için simidini poğaçasını falan kendi getirir arkadaşlar, çaylar benden tabii.
Ekip çayı seviyor dediniz. Ne kadar içilir bir günde?
Günde 8-9 demlik çay içilir burada, baya tüketiriz. Çayımız da Çaykur’dur. Ben gelmeden evvel de burada Çaykur varmış zaten. Uzun yıllara dayanıyor bu ajansın sistemindeki yeri yani.
Genç arkadaşlar geliyor buraya, 18-20 yaşlarında. Sabah 9:00’da kahve içiyorlar.
Yahu bunu sana kim öğretti? Nereden gördün, kimden öğrendin böyle bir şeyi sen? Senin kültüründe bu yok ki. Sabah çay içilir. Çay da Adem Baba’dan içilir!
Severler mi çayınızı?
Valla beğenir arkadaşlar. Hatta sorarlar nasıl yaptığımı. Ama söylemiyorum, meslek sırrı… Aslında çok da özel bir şey yok, severek yaptığım için güzel oluyor. Arkadaşlar bozmazsa tabii. Ona biraz kızıyorum ben. Çay demini almadan bozan arkadaşlar var, henüz yakalayamadım ama var biliyorum.
Siz sever misiniz peki çayı?
Severim tabii; açık, şekersiz içerim. İnsanlara da söylüyorum, şekersiz içsinler diye ama… Şeker zararlı. Çayın tadını da değiştiriyor zaten. Benim yaptığım çaya şeker gerekmez, çok tatlı bir çay yaptığım için…
Ben 7:00’da kalkıyorum yataktan. Yüzümü yıkıyorum, yola çıkıyorum falan ama, ne zaman ajanstan içeri girip Adem Baba’nın çayını içiyorum, o zaman ayılıyorum.
Çok erkense uyandırır, çok soğuksa içinizi ısıtır. Çay bizi itekleyen, ayakta tutan, koruyan kollayan bir şey…
Nedir çayın faydası sizce?
Çay baş ağrısını alır. İçmeyince de kafası ağrır insanın. Dinlendirir, motive eder. İnsanlar kahvaltıya bile çay olmadan başlayamıyor. Çay olmazsa, büyük sıkıntı olur. Bir de çaycı deyip geçmemek lazım. Kolay bir iş değildir. Herkesin ağız tadına hitap etmek zorundasınız. 12-13 yıldır bu sektörün içindeyim. Zamanla güzel tüyolar öğrendim.
Reklam ajansında çaycılık yapmak nasıl bir şey peki? Sektör hakkında neler öğrendiniz?
Televizyonda izliyoruz tabii ama ben buraya gelmeden önce hiç bilmiyordum bu sektörü. Bence reklamcılığın en zor tarafı müşteriye iş beğendirmek. Gerçekten çok yoğun mücadeleler sonucu yapılan, çok yorucu bir iş bu. Yoruluyor da arkadaşlar ama ben onlara çaylarını veriyorum, yorgunlukları gidiyor.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.