İşte tam o sırada Zeus, gökten bir yaşam koçu indirdi. ‘Şiddete gerek yok, mesele her neyse bu beyefendi halleder’ dedi. Yeni bir skandal istemiyordu.
Reklam Tanrısı Jargon, ilke olarak ünlülerle çalışmaktan yanaydı. Gerçi son yaptığı Heraklit Şampuanı reklamında yılan saçlı Medusa’yı oynatması tamamen ters tepmiş, marka batmakla kalmamış, Zeus ani bir basın toplantısı düzenleyerek şampuan ve saç kremini lanetlemiş, “Milli temizleyicimiz beyaz kalıp sabundur” açıklamasını yapmak zorunda kalmıştı.
Lakin Jargon, ilkelerinden kolay vazgeçecek tıynette biri değildi. Sparta Valisi Balalayka’nın ricası üzerine üstlendiği bir kırmızı et firmasının reklamı için üç gündür ünlü düşünmekteydi.
“Tokalaşmadığım esnafla çalışmam”
Söz konusu firmanın tam açılımı Toraman Kardeşler Kırmızı Et ve Yan Ürünleri Limited Şirketi’ydi. Beş kuşaktır et işiyle uğraşan ve yerel olarak İon bölgesinde çok tanınan firma, dışa açılmayı, özellikle de kentli tüketiciye ulaşmayı hedefliyordu. Toraman kardeşlerin üçü de iyi eğitim almışlar, işleriyle hiç ilgisi olmamasına rağmen rafting yapmayı ve lir çalmayı öğrenmişler, yabancı dil babında da Sanskiritçe’yi ve Ural-Altay dillerinin tamamını şakır şakır konuşur hale gelmişlerdi. Aşırı girişimci, atılgan insanlardı ama tevekkül sahibi, tutucu babaları Hadjitoraman önlerindeki tek engeldi. Yaşlı adam “Tokalaşmadığım esnafla çalışmam” prensibindeydi.
Kurnaz kardeşler, bu sebeple valiyi devreye sokmuşlar, otoriteye saygılı baba, içi sıkıla sıkıla reklam yaptırmayı kabul etmişti. Aynı paraya satın alabileceği sığırların mahzun yüzleri gözünün önüne geldikçe sessizleşiyor, uzaklara çok uzaklara dalıp gidiyordu.
Uzun toplantılarda fikirler havada uçuşmuş, kayda değer bulunanlar Strateji Tanrıçası Çisil tarafından çiviyle taşa kazınmıştı. Zeus’un oğlu olmanın tüm avantajını kullanarak ajansa sızan Fayton, giderek daha da fenalaşan sayısız öneri sunmuş, bunların sadece bir tanesi, o da def-i bela kabilinden kaydedilince aşırı bozulmuş, Jargon’a ters ters bakmış, “Babama söyleyeyim de, Olimpos dahilinde ürün yerleştirmeyi tamamen yasaklasın” diye kendi kendine homurdanmıştı. Jargon, sertçe “Efendim, duyamadım?” diye sorunca da “Yok bi şey, sesli düşünüyorum” demişti. Jargon’un tek tesellisi, Zeus’un ölümsüz oluşuydu. Zeus ölecek de yerine Fayton geçecek gibi bir ihtimal olsa, Jargon reklam sektörünü kesinlikle bırakır, bir sahil kasabasında elişi olimpiyat madalyaları yapar, takı tasarlardı.
Toraman Kardeşler için bulunan ‘ünlülü fikirler’ şöyleydi:
“Mesele her neyse bu beyefendi halleder”
Çisil, bu elektrikli fikirleri kardeşlere elektronik postayla yolladı. Yaşlı Hadjitoraman, internet kullanmıyordu ama bir adamı, casusluk yapıp her olan biteni kendisine ulaştırıyordu. Casus, mailden bir çıkış alıp Hadjitoraman’a yetiştirmekte gecikmedi.
Fikirleri okuyan yaşlı adam, çıldırdı. Çocuklarını çağırıp ellerini, ayaklarını bağladı, gözlerini bantladı. Eline emektar satırını aldı. Gökyüzüne doğru “Bana bu zulmü yaşatacak çocuklarımı kurban edip sosis yaparım, daha iyi” diye bağırdı. Elindeki satırı, yukarı kaldırdı.
İşte tam o sırada Zeus, gökten bir yaşam koçu indirdi. “Şiddete gerek yok, mesele her neyse bu beyefendi halleder” dedi. Yeni bir skandal istemiyordu.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.