“Fotoğraf gerçektir. Sinema, saniyede 24 defa gerçektir” der sinemasında yabancılaştırmadan sıkça yararlanan Godard. Kameranın hareket kazanıp, bir de zamanı olması gerektiği gibi eğip bükmeye başladığından beri daha da “gerçektir” sinema. Hangi yoldan ilerlerse ilerlesin, bir film -eğer isterse- izleyiciyi içinde bulunduğunu zannettiği andan koparır, şöyle bir silkeler, duygulandırır, düşündürür ve son durağa gelince de hayata tekrar bırakır. İzlenilen, tanık olunan her film insanda bir şeyleri yerinden eder. Kimi zaman sinema salonundan çıkıp hayata karışasınız kaçar, kimi zaman da içinizden herkesin sizinle aynı filmi izlemiş olmasını dilersiniz. Ya da Sait Faik olup yağmurlu bir gecede Atikali’nin yolunu tutar, paltonuzun cebine bir Hidayet koyuverirsiniz.
Bu yıl 18-23 Aralık tarihleri arasında 11’incisi düzenlenecek olan Palto Film Günleri de herhangi bir ajans imzası taşımayan reklam filminde “sinemadan çıkmış insan”ın öyküsünü ekrana taşıyor. Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ından satırlar eşliğinde, sinema tarihinin dönüm noktaları arasında yer alan 1903 yapımı “The Great Train Robbery”den görüntüler ile açılan filmin sonunda ise herkes 11’inci Palto Film Günleri’ne davet ediliyor.
Here you'll find all collections you've created before.
