Site icon MediaCat

Mike Tyson ve canlı spor: Son raund

58’lik Mike “Iron” Tyson ile 27’lik YouTube fenomeni Jake “Problem Child” Paul, Netflix’in canlı yayın ringinde karşı karşıya geldi. Spoiler alert: Kazanan dijital yayıncılık oldu! 14 Kasım’da geleneksel “yüz yüze” showdown sırasında Paul’un ayak oyunları Tyson’ı kızdırınca, eski şampiyon gençlere taş çıkaran bir “Osmanlı tokatı” patlattı. Güvenlik araya girdi ama Paul’un “Seni ringde öldüreceğim” tehdidi, Netflix’in izlenme rekorlarını da patlattı!

Eşzamanlı 65 milyon, toplamda 108 milyon izleyici! Super Bowl LVIII’in 123,7 milyonluk ABD rekorunu geçemese de bu, Netflix’in spor tarihindeki en büyük vurgunu! Dijital platformların canlı spor yayıncılığında nasıl bir yumruk gücüne sahip olduğunun da kanıtı.

Dijital platformlar ringe çıkalı çok oldu

Amazon Prime Video, Avrupa futbolunun ağır sıkletlerini (Şampiyonlar Ligi, Premier Lig, Ligue 1) platformuna taşırken, Disney+ Hindistan’da kriket alanında gövde gösterisi yapıyor. YouTube da MLB’yi 2019-2023 arasında platformunda ağırladı.

Bizim EXXEN de Avrupa maçlarıyla üç sezon boyunca “dövüştü”: Teknik nakavtlar yaşansa da Netflix’in performansına bakınca, o kadar da kötü dövüşmemiş!

Platformlar hâlâ antrenman mı yapıyor?

Canlı spor yayıncılığı, televizyonun Muhammed Ali’si gibi -en büyük, en zorlu! Normal yayınlarda tökezleyebilirsiniz ama sporda her saniye altın değerinde.

Tyson-Paul maçında Netflix’in yaşadığı teknik sendelemeler (donmalar, pikselasyonlar, ses sorunları) sosyal medyada viral oldu. Hatta Evander Holyfield röportajı sırasındaki teknik arıza, sanki kulağımızı ısırmışlar gibi rahatsız etti! Bu tür aksaklıklar, Netflix’in canlı spor yayıncılığı konusundaki deneyimsizliğini ve altyapı eksikliklerini ortaya koydu.

Geleneksel televizyonun son kalesi direniyor

Digiturk gibi “Set-Top Box” şampiyonunu bir köşeye koyalım ve açık açık söyleyelim: Kutular artık ringde yalnız değil! Türkiye’nin en büyük ilgi alanları üzerinden pazarlama yapmaya çalışan ama harcamalarının karşılığını tam da alamayan reklamverenler dijital platformların spor yayıncılığına sunacağı fırsatları bekliyorlar. Yeni nesil yayıncılık kişiselleştirilmiş deneyimlerle, eşzamanlı mikro içerikleriyle ve hedefli reklam imkânlarıyla markalara “süper combo” sunuyor. Maç öncesi hamburgerini satmak isteyen ile takımın yıldız oyuncusuyla birlikle ayakkabı çıkartan spor markası aynı ekrandan farklı kişilere satış yapabiliyor. Tüketici davranışlarını daha iyi anlayabiliyor ve yenilikçi kampanya kurguları geliştirebiliyor.

Üstelik bu yayıncılık türü küresel erişimle yerel sporları dünya ringine taşıyor ve farklı sporları lokalde büyütüyor. Markalar için yeni kitleler oluşturuyor. AR/VR teknolojileri ve çoklu ekran deneyimiyle seyirci koltuğunu VIP’ye çeviren dijital platformlar, detaylı analytics’lerle de reklamverenlere çağ atlatıyor. Ve tabii ki bir klasik: Her şey ölçülebiliyor! İzlenme süreleri, etkileşimler, dönüşüm oranları… ROI analizleri sayesinde markalar artık her kuruşun hesabını yapabiliyor.

Reklamlı model ile final vuruşu gelir mi?

Netflix, Disney+ ve Amazon Prime Video’nun reklamlı modele geçişi, geleneksel TV’ye tam bir “haymaker” olmalı! Yüksek etkileşimli spor içerikleriyle güçlenen bu model, reklamverenleri dijital ringe çekecek ve daha yaratıcı kampanyalar için ter dökmeye zorlayacak.

Exit mobile version