Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini erkeklik mefhumu üzerinden okumak, kafaları sosyal medyadan kaldırıp yüzyüze iletişim kurmak, Z-Seyyahlar, göz dostu bankacılık…
Manajans J. Walter Thompson Strateji Direktörü Berkant Avcı, J. Walter Thompson Intelligence ekibi tarafından her yıl hazırlanan Future 100 trend raporunun öne çıkan 10 trendini MediaCat için derledi.
2019’da ıskalamamanız gereken 10 trend
J. Walter Thompson Intelligence ekibi her yıl olduğu gibi bu yıl da içgörülerle besledikleri trendlerle pazarlamacılara ilham veriyor.
Biz de Manajans J. Walter Thompson olarak bu 100 trendin Türkiye’ye etki edeceğini düşündüğümüz 10’unu belirledik.
Keyifli okumalar…
Trend #1: Erkekliğin yeniden tanımlanması
Pazarlama dünyası uzunca bir süredir, haklı olarak, kadınlığı yeniden tanımlamanın peşinde. Ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yıkımının sadece kadınlar üzerinde olduğunu düşünüyorsanız, İngiltere’deki erkek intihar vakalarının sebeplerine bir bakın derim.
Türkiye’de Axe’la fitilini ateşlediğimiz akım, 2019’da yükselişe geçecek gibi görünüyor. Zira, ülkemizdeki en basmakalıp yargıların önemli bir çoğunluğu “erkeklik” üzerine. Örneğin Google’da “erkekler özür diler mi” araması yaptığınızda karşınıza 8,5 milyondan fazla sonuç çıkacak. Durumun vahametini görmek için şunu deneyin: “Erkekler yapar mı?”
Trend #2: Bir sosyal sorumluluk olarak sosyal medyaya biraz ara
Nüfusu 80 milyon olan ülkemizde 37 milyon Instagram kullanıcısı var. Bu sayıyla Türkiye, dünyada beşinci sırada. Sosyal medyanın halet-i ruhiyemize etkileri aşikâr. Hal böyle olunca, sosyal medyanın insanlar üzerinde yarattığı olumsuzluklar, markaların sorumluluk alanına girmeye başlıyor. Öyle ki Apple, iOS’un son sürümünde, Screen Time özelliğiyle kullanıcılara sosyal medya kullanımını sınırlama seçeneği sundu. 2018’in Nisan ayında Instagram, “wellbeing” birimini devreye soktu. Akabinde YouTube “Take a Break” özelliğini duyurdu. Benzer bir şekilde, ülkemizde de Lipton #KonuşalımArtık diyerek Türk insanına sosyal medyaya biraz ara verme çağrısında bulundu.
Sosyal medyanın, etkisini 2019’da da artırarak sürdüreceğini düşünürsek bu trendin, 2019’un en önemli “sosyal sorumluluk” trendlerinden biri olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Trend #3: Z-Seyyahlar
Ekim ayında ZLAB’i duyurarak markaların dikkatini Z Kuşağı’nın üzerine çekmeyi amaçlamıştık. Şimdi dikkatinizi çekecek bir veri daha paylaşayım. 2019’da dünyada Z Kuşağı, pazarlamacıların ajandasını bir süredir meşgul eden Y’lere karşı sayısal üstünlük kazanacak! Kazandıkları tek şey bu değil tabii. Artık tek başına seyahat edebilecek yaşa gelen Z Kuşağı, yeni bir turizm akımını da beraberlerinde getirecek. Bu akım içinde bol bol deneyim ve Instagram hikâyesi ihtiva edecek.
Bir dönem Alaçatı’da Y’yi hedefleyen, parti oteli konseptli Curcuna’nın yerinde şimdi yeller esiyor. Kim bilir, belki de bu sezon Alaçatı’da uygun bütçeli, “Instagrammable” bir deneyim vaat eden, çevreye duyarlı otantik oteller ve beach’ler görmeye başlarız.
Trend #4: Göze dost bankacılık
Bankacılığın resmî, anlaşılması güç dili ve görselliğinden olsa gerek gençler, “bankaya gitmektense dişçiye gitmeyi tercih ederim” diyorlar. Y’lerin (nam-ı diğer “millennial”lar) ve Z’lerin bankacılık sistemine dahil olabilmeleri için bankaların güncel tasarım yaklaşımını benimsemeleri ve dillerini sadeleştirmeleri elzem.
Kabul edelim; ay sonuna doğru hesap dengemizi görmek için bankamızın mobil uygulamasına girmek pek de eğlenceli bir aktivite değil. Bu durumun farkında olan bankalar, 2019’da bizi cezbetmek için tasarımlarını daha eğlenceli hale getirecekler gibi görünüyor.
Trend #5: Çare yosunda
Kurabiyesi, latte’si ve envai çeşidiyle 2018’i meşgul eden matcha’yla vedalaşma vakti geldi. Zira 2019’da adını çokça duyacağımız yeni bir popüler içeriğimiz var: Yosun!
Plastiğin çevreye verdiği zararların azaltılmasından, olası kıtlık sorunlarının çözümüne kadar birçok noktada yosun derdimize deva olacak gibi görünüyor. En azından bilim insanlarının yosundan beklentisi bu yönde. Kızartıldığında “pastırma” tadı veren kırmızı deniz otu “dulse”, içerdiği yüksek proteinle etin yerini almaya aday. Belki bu yeni lezzet Nusret’in de ilgisini çeker? Neden olmasın!
Trend #6: Saç bakımı için Dr. Öz reçetesi
Superfood, Dr. Öz’le popülerlik kazandı ama sadece sağlık sektörüne değil, kişisel bakım kategorisine de etki etti. Biz de 2017 yazında lansmanını yaptığımız Elidor Doğanın Enerjisi Serisi ile “superfood” akımını demokratikleştirmiş ve başarılı sonuçlar elde etmiştik. Bu sonuçlarla Güç Doğamızda Var kampanyamız Effie’ye layık görülmüştü.
Her derde deva “superfood”ların kişisel bakım kategorisi üzerindeki etkisi 2019 yılında da artarak devam edecek gibi duruyor. Zira “superfood”lara her yıl, bir yenisi ekleniyor. Bakınız: Trend #5.
Trend #7: İnternetin tüm “infleuncer”ları! Birleşin!
Influncer’lar kelimenin tam anlamıyla yaşamın tüm alanına “etki” ediyorlar. Güzellikonomi (Beautonomy), neredeyse sosyal medyanın ünlüleri tarafından domine ediliyor. Öyle ki, Danla Bilic yarattığı güzellik markasıyla yıllardır reklam yatırımı yapan güzellik devlerinin satış rakamlarına sadece birkaç ay içerisinde ulaşmayı başardı.
Satınalma kararına doğrudan etkisi olan sosyal medya ünlülerinin seçtiği ürünler, elbette diğerlerine göre daha çok rağbet görüyor. İşte bu etki, 2019’da influencer’ların seçtikleri ürünleri tek bir platformda toplayan yeni iş modellerinin ortaya çıkmasını sağlayacak. 2018 yılında kurulan e-ticaret sitesi Souler, bu iş modelinin ilk örneklerinden. Bakınız: Souler.com
Trend #8: Satıyorummm… saat…tımm!
Supreme, Off-White gibi markalar sadece lüks kavramına yeni bir boyut kazandırmakla kalmıyor, sanatçılarla yaptıkları işbirlikleriyle kalburüstü kesimin sanat zevkine de yön veriyor. İlhamını sokaklardan alan bu markalar, “Instagram’ın Zengin Çocukları”nın ilgisini çekmeyi çoktan başardı. Bu ilgi, önümüzdeki dönem için kan kaybeden sanat galerilerine ve müzayede evlerine adeta hayat öpücüğü vaat ediyor.
2019’da büyükannenizden kalma Murano vazonuzu Kaws’un heykelcikleriyle takas etmeye hazır olun. Tabii banka hesabınız buna müsaade ediyorsa…
Trend #9: “Healing” kafeler
Acun Ilıcalı – Şeyma Subaşı ayrılığı Healthyish Cafe’nin akıbetini nasıl etkiler bilinmez. Ancak 2019’da “healing” temalı kafelerin seviye yükselteceğini söyleyebiliriz.
2018 yılının başında Nişantaşı semalarında beliren Healin Foods, sağlıklı yeme-içme konseptinin ilk örneği olmasa da (Bakınız: 2016’da Etiler’de açılan Atelier Raw) “healing” akımının yurtdışındaki örneklerine -şimdilik- en yakın olanı. Bu konsept kafenin içine üç günlük “relaxation event”ler ve özel yoga odaları ekleyin. İşte 2019’da karşılaşacağımız örnekler, üç aşağı beş yukarı böyle bir deneyim sunacak.
Trend #10: Bekârlık sultanlıktır
Euromonitor verileri, dünyadaki trende paralel olarak Türkiye’de de “tek kişilik haneler”in sayısının son yıllarda yükselişe geçtiğini gösteriyor. Ülkemizde, pazarlama iletişimlerinin merkezinde “aile” teması yer alsa da markalar, 2019’da sayısı giderek artan bu “bekârlar ordusu”na kayıtsız kalamayacak gibi görünüyor.
“Bekâr pazarlaması”nın 2019’un önemli pazarlama araçlarından biri olmaması için hiçbir sebep yok. Üstelik bu araç, Tinder gibi doğrudan bekârları hedef alan markalara münhasır olmak zorunda değil. Örneğin e-ticaret platformu N11, 2017 yılında, Bekârlar Günü 11.11’de 140 milyon liralık bir hasılat elde etmeyi başardı. İştah kabartıcı değil mi?