Site icon MediaCat

Viral hastalığa viral farkındalık projesi hazırlayan bir marka

Farklı sektörlerde faaliyet gösteren ve “Sağlıklı Marka” olma yolunda çalışmalar gerçekleştiren firmalarla gerçekleştirdiğimiz söyleşilere Canped, Arzum ve Glohe‘nin ardından Santa Farma ilaç şirketini ve sağlıklı markalara hizmet veren Agresif Arılar reklam ajansını ağırlıyoruz.

Kasım ayı konuklarımız bu yıl 75’inci yılını kutlayan, “Sağlığa sağlıklı hizmet yolunda” ilkesiyle hizmet veren Santa Farma’nın ürün müdürü Demet Ömeroğlu, dijital pazarlama müdürü Emir Tamer ve projeyi hazırlayan Agresif Arılar Kurucu Ortaklarından Deniz Baransel ve Alp Türkalp.

Kendileriyle Toplumda Hepatit B bilincini artırmak, daha çok insanın test yaptırmasını ve önlem almasını sağlamak amacıyla Santa Farma’nın koşulsuz katkılarıyla, Viral Hepatit Savaşım Derneği’nin hayata geçirdiği Hayata Sarı Not Bırak farkındalık projesini konuştuk. Hayata Sarı Not Bırak projesinin bu sene Altın Örümcek Ödülleri Sağlık Kategorisi’nde Jüri Özel Ödülü’nün yanı sıra Felis Ödülleri Sağlık İletişimi Bölümü Gerilla Projesi Kategorisi’nde de Başarı Ödülü aldığını ekleyelim.

Röportajın kısa versiyonunu yazımızda okuyabilir, uzun versiyonunu ise aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz.

Bu sene Hepatit B üzerine çok güzel bir kampanyaya imza attınız. Peki neden Hepatit B?

Demet Ömeroğlu: Viral Hepatitle Savaşım Derneği ve Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği’nin Sağlık Bakanlığı ile hazırladığı 2018-2023 Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı’nın verilerine göre, kamuoyunda bilinirlik oranı düşük olan Hepatit B hastalığının tedavisinin olmasına rağmen, maalesef 18 yaş üzeri erişkin yaş grubundaki 1,8 milyon kişi hastalığından haberdar değil. Bu anlamda Hepatit B farkındalık projesi gerçekleştirmeye karar verdik.

Sağlık iletişiminde markalar gerilla çalışmalara yeteri kadar önem veriyor mu? Sağlık iletişiminde sıradışı iletişim stratejilerine markalar ne kadar hazır?

Emir Tamer: Hepatit B viral hastalığına viral bir farkındalık kampanyası stratejisiyle yaklaştık. Santa Farma’da son üç yıldır biraz daha farklı işler yapmaya çalışıyoruz. Bu çalışmaların hepsi marka bilinirliğimizi pozitif yönde etkiliyor.

Gerilla projeleri düşündüğümüzde ana eksiklik cesaret. Sağlık alanının zor ve dar bir alan olması nedeniyle firmalar için bu kararlar zor olabiliyor. Ama artık markaların var olması için sıradışı iletişim çalışmalarının yapılması gerekiyor. İçerik olarak analog çağdan dijitale geçen bir nesil var. Bence burada en önemli nokta; projelerin başarılı olması için bir ruhunun yani bir hikâyesinin olması gerekliliği.

Hayata Sarı Not Farkındalık Projesi’nden biraz bahsedebilir misiniz?

Alp Türkalp: Rakamlardan anladığımıza göre Hepatit B halk arasında unutulmuş ve duygusal bağ kurulamamış bir hastalık. Unutulması bir yana, hastalığın insanlarda herhangi bir duygu uyandırmadığını gördük. Biz de bu verilerden yola çıkarak biraz daha umut vaat eden, duygu yüklü, hikâyesi olan bir proje yapmaya karar verdik.

Sağlık alanından deneyimlediğimiz kısmıyla, hastalıkları bir duyguyla, renkle veya hikâyeyle eşleştirdiğimiz zaman projelerin erişim alanları genişliyor. Bu öğeleri kullanarak Hepatit B projesine bir anlam yükledik.

Hayrettin ve Sarı Mikrofon kanallarıyla çalışırken neler hissetiniz?

Deniz Baransel: Hayata Sarı Not Bırak projesinde ters bir strateji uygulamak istedik, bu yüzden biraz daha umut veren isimlerle çalışmayı tercih ettik. Sağlık alanına hiç bulaşmamış ünlü isimlerden Hayrettin’le ilerlemek herkesi hem şaşırttı hem de çok etkiledi. Hayrettin’den beklemedikleri bir mesajı vermiş oldu.

Sarı Mikrofon kanalı ise Türkiye’nin en büyük röportaj kanallarından biri, sokaktaki doğal insanlara ulaşmak ve sağlık bilgilendirmesi yapmak için belki de en uygun mecralar arasında. Bu projeye gençlerin güzel reaksiyonlar göstermesi dışında hasta ve hasta yakınlarından gelen umut dolu mesajlar ve yorumlar bizleri çok onore etti.


Exit mobile version