Avusturyalı tasarımcı Stefan Sagmeister, yalnızca onu yakından tanıyanlar için değil, bu dünyaya uzak kişiler için de heyecan uyandıran bir isim. Tasarıma olan yaklaşımı, mutlulukla kurduğu bağ, bedenini kullanış biçimleri ve yarattığı efsane albüm kapakları… Hepsi ve en başta Sagmeister’ın kendisi, yakından tanımaya ve bilmeye değer.
Yol ayrımları
Öğrencilik yıllarında Avusturya’dan Amerika’ya taşınan serüveni, Sagmeister’ı bu rotaların arasına hapsetmedi. Seyahat onun için –manevi yönden daha fazlası olmakla birlikte- bir rutin oldu.
1991’de Leo Burnett Design Group’tan aldığı hayli parlak teklif üzerine Hong Kong’a taşınsa da, reklamcılıkta bulamadığı şeyler içini kemirmeye devam etti. 1993’te New York’a gelerek M&Co’nun kurucusu Tibor Kalman’ın kapısını -altı ay boyunca her hafta aradıktan sonra- çalabilen Sagmeister’ın tasarım yolculuğu keskin bir dönemeçten geçmiş oldu.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Bir tasarım ürünü olarak Sagmeister
Stefan Sagmeister’ın işleri herkeste aynı hisleri uyandırmayabilir; ancak bir şey var ki değişmez ve paha biçilemez: Kışkırtılmışlık hali! Sagmeister her defasında amaçladığını başarıyor, aklındakileri zihin gücüyle değil ancak grafik tasarımla ve tipografiyle aktarıyor.
1999’da AIGA’daki derslerden biri için, tasarım sürecindeki acıları görselleştirmek amacıyla bedenine jiletle yazılar yazdığı unutulmaz poster… 2003’te bir haftada 100 farklı abur cubur yiyerek 11 kilo alan ve öncesi/sonrası olarak yarı çıplak halini bir sergi posteri olarak kullandığı Sagmeister on a binge… Viyana’da açtığı ilk kişisel sergi için arkası dönük halde çırılçıplak fotoğrafını kullandığı tanıtım posteri… Biri tabulardan mı bahsetti?
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Unutulmaz albüm kapakları
90’lar Sagmeister için, birçok tasarım ve müzik meraklısının da bildiği üzere ünlü müzisyenleri tasarımlarıyla özgün kıldığı yıllar demek. Mick Jagger, Lou Reed, David Byrne ve Talking Heads bu isimlerin başında geliyor. Sagmeister 2005 yılında Talking Heads’in One in a Lifetime CD seti için hazırladığı tasarımla Grammy kazandı.
Çok değil, aradan yalnızca beş yıl geçmişti ki, ikinci Grammy, bu kez David Byrne ve Brian Eno’nun ikinci albümü Everything That Happens Will Happen Today isimli çalışmasının kapak tasarımı için geldi.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Mutluluğun izinde
2012’de kendi adını taşıyan tasarım stüdyosunda yoluna, o dönem 25 yaşındaki Jessica Walsh’u alarak Sagmeister&Walsh olarak devam eden tasarımcı, bu önemli hamleyi de ikilinin çıplak fotoğraflandığı bir ilanla duyurmuştu.
Aynı yıl hayata geçirdiği Happy Show sergisi, kendisinin de peşinde olduğu o sihirli kavramı –mutluluğu- deneyime açma hikâyesini başlattı. Meditasyon, bilişsel tedavi ve ruh halini değiştiren ilaçlar gibi farklı ayaklardan oluşan sergi, Sagmeister’ın zihninde bir yürüyüş yapmayı vaat ediyordu.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
9 Kasım’da mutluluğun keşfi!
Sagmeister, tasarım ve mutluluk arasında güçlü bir bağ kuruyor. Tıpkı aldığımız her kararla kurmaya çalıştığımız bağlantılar gibi… Bu bağın son ürünü ise 2009’da başlayıp geçtiğimiz yıl sona erdirdiği Happy Film oldu. Kendisini bir tasarım projesine dönüştüren ve mutluluğu deneyimleme yolculuğuna çıkan Sagmeister’ın yaşadıkları, işte bu filmde izleyiciyle buluştu.
Brand Week Istanbul’un en sıradışı konuşmacılarından biri olan efsane tasarımcı, konuşmasında bir birey ve bir tasarımcı olarak mutlu olmanın ihtimalleri üzerine keşfe çıkacak. Sagmeister’ın sunumuna Happy Film’den görüntüler eşlik edecek. Bu keşfe ortak olmak istemeyen var mı?