Hayatın neredeyse her alanına meydan okuyan bir küresel pandemiyle geçen yılda, liderlik güçlü sınavlara tabi tutuldu. Yeni normali yıkıp yeniliklere yelken açabilmek, yaşanan krizlerden çıkarılan dersleri, kendine has mesleki duruşuyla geleceğe taşıyabilmek ve tüm bunları yaparken kalıplaşmış önyargıları yıkarak ilerleyebilmek başarılı bir liderliğe giden yolun temelini oluşturuyor. Daima ileriye bakmaları ve çok yönlü başarılarıyla liderliğin cinsiyetçi kalıplara sığdırılamayacağının birer örneği olan 10 kadının hikâyesinde herkes için bir ilham saklı. Öyle ki, rakiplerinin dahi alkışını toplayacak türden…
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele eden bir dünyada ortaya koydukları irade ve liderlikle ilham, cesaret ve umut aşılayan kıymetli kadınların başarılarına dikkat çekmek amacıyla MediaCat olarak 2013 yılından bu yana düzenlediğimiz Fark Yaratan Kadınlar seremonisinin dokuzuncusunu kutluyoruz.
MediaMarkt’ın ana destekçisi olduğu Fark Yaratan Kadınlar 2021’de yer alacak kıymetli isimleri, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, belli başlı kriterler çerçevesinde belirledik. İmza attıkları ezberbozan işlerle yalnızca kendi disiplinlerinde değil, farklı disiplinlerde de gelişime ışık tutan vizyoner 10 kadının hikâyelerinden cesaret almaya hazırlanın.
Değerlendirmede dikkate alınan kriterler
- Attığı adımlar ve aldığı kararlarla küresel düzeyde liderlik özellikleri sergilemek, uluslararası platformlarda ses getirmek.
- Demografik olarak erkek egemen bir sektörde sivrilmiş olmak.
- Yeni ve heyecan verici bir kategori yaratarak dünyamıza zenginlik katmak.
- Yaratıcılığı ve yarattığı değerlerle profesyonel dünyaya yeni kaynaklar sağlamak.
- Üstlendiği başarılı ve istikrarlı sosyal sorumluluk projeleriyle topluma örnek olmak.
- Ulusal çapta ya da faaliyet gösterdiği kategoride yaşanan bir krizi başarıyla yönetmek ve/veya yaratıcı çözümlerle aşmak.
- İstanbul’u bir dünya merkezi haline getirerek farklı ülkelerdeki operasyonlarını Türkiye’den başarıyla yürütmek.
- Ana görevi dışında projeler üretip üstlenerek ve gerek şahsına gerek markasına ait kaynakları bu projeye yönlendirerek toplumda fark yaratmak, topluma cesaret aşılamak ve ilham vermek.
Sırada – Akademi: Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, Bölüm Başkanı / TÜSİAD Küresel Siyaset Forumu Akademik Koordinatörü / Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı Prof. Dr. Evren Balta
Bilginin ışığında yürümek
“Hayatı mümkün kılan tek şey kalıcı ve dayanılmaz bir belirsizliktir, bir sonra ne olacağını bilmemektir” der Ursula Le Guin. Evren Balta’ya göre içinde çok güçlü bir umut ve sabrı barındıran bu cümle, aynı zamanda kontrol etme arzumuza karşı bir direnci de simgeliyor.
Geçtiğimiz akademik yılda Party Politics, Turkish Politics, South European Politics and Society gibi dergilerde makaleleri yayımlanan Balta’nın, siyaset biliminin öngörülerinin siyaset yapımı sürecine uyarlanması hedefiyle, Michelsen Institute ve Center for Applied Turkish Studies gibi uluslararası kurumlarla işbirliğinde Türk dış politikası ve Türkiye siyaseti üzerine müşterek olarak kaleme alınmış raporlarda da imzası bulunuyor.
Küresel sorunları ve Türkiye’nin küresel dünyadaki yerini geniş bir perspektifle tartışmayı hedef alan 2021 doğumlu TÜSİAD Küresel Siyaset Forum’un akademik koordinatörlüğünü üstlenen akademisyen, yeni kuşakların mevcut kutuplaşma iklimi dışında bir araya gelebilmesi hedefiyle geçen yıl faaliyete geçen Avrupa Siyaset Okulu’nun da kurucu üyelerinden ve eğitmenlerinden. Balta, ayrıca, Dış Politikada Kadınlar İnisiyatifi’nin de üyesi.
Geçtiğimiz yıl aldığınız, sizi en mutlu eden haber neydi?
Özlem Altan Olcay ile birlikte yazdığımız kitabın American Sociological Association’in Küresel ve Ulusötesi Sosyoloji alanında bir uluslararası araştırmacı tarafından yazılmış en iyi kitap seçilmesiydi. Sanırım 2-3 dakika yerimde zıpladım ve ödül mesajını bir hayal dünyasında gibi tekrar tekrar tam da algılayamayarak okudum. Emeğine değer verildiğini bu şekilde görmek gerçekten tarif edilemez bir heyecan yaratıyor insanda. Yaptığın şeylerin boşa gitmediğini öğrenmenin birçok yolu var, ödül de bunlardan bir tanesi.
Sırada – Marka/Pazarlama: Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Özşuca
Fırsat eşitliğini yaymak
2021 Sardis Ödülleri’nde İş Portföy İş’te Kadın Hisse Senedi Fonu ile aldığı Büyük Ödül’ün yanı sıra İnovasyon, Finans ve Finans Teknolojilerinin Yenilikçi Kullanımı ile Pozitif Sosyal Etki Bölümlerinde en çok puanı alarak Yılın En İnovatif Kuruluşu, Yılın En Sorumlu Finansal Kuruluşu ve Yılın Finans Teknolojilerini En İyi Kullanan Kuruluşu unvanlarını elde eden Türkiye İş Bankası’nda hazine, iktisadi araştırmalar ve sermaye piyasaları bölümlerinden sorumlu genel müdür yardımcısı görevini üstlenen Ebru Özşuca, ayrıca, bankanın iştiraki Milli Reasürans’ın yönetim kurulu başkanlığını yürüten kıymetli bir iş insanı.
Çalışma hayatına 1993 yılında İş Bankası Fon Yönetimi Müdürlüğü’nde başlayan Özşuca, aynı müdürlükte çeşitli görevler üstlendikten sonra 2007-2011 yıllarında kurumsal bankacılık ürün müdürü oldu. 2011-2017 yıllarında hazine müdürü olarak görev yapan Özşuca, 2017 yılında İş Bankası Genel Müdür Yardımcılığına atandı.
Özşuca, İş Bankası’nda fırsat eşitliğine dayalı kurumsal kültürün bir parçası olarak ekonomik hayatta kadınların daha fazla değer yaratmasının önünü açacak, kadınların istihdam ve yönetimde daha fazla söz sahibi olmalarına imkân verecek faaliyetlere katkıda bulunan isimlerden biri.
Birleşmiş Milletler Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni (WEPs) benimseyen İş Bankası’nın son dönemde kadınlara dair gerçekleştirdiği çalışmalar arasında İş Portföy İş’te Kadın Hisse Senedi Fonu yer alıyor. Fon, iş hayatında cinsiyet eşitliğine dayalı ilk ve tek yatırım fonu olma özelliği taşıyor. İş Bankası’nın kadınlar konusunda ortaya koyduğu önemli inisiyatiflerden biri de Arya Kadın Platformu. Kadın girişimciler ile yatırımcıları buluşturan, başarı hikâyeleri yaratan Arya ile 2018 yılından bu yana ana destekçi olarak işbirliği sürdürülüyor.
Sırada – Marka/Pazarlama: Mimeda Yönetici Direktörü Kına Demirel
Doğru ekibi oluşturmanın gücü
University of Leeds’teki eğitimi sırasında sadakat programları ve verinin geleceği konularına eğilerek kariyerini bu yönde şekillendirme kararı alan Kına Demirel, 2013-2021 yıllarında sürdürdüğü ve ekipleriyle pek çok başarıya imza attıkları Migros Marka İletişimi ve Müşteri Deneyimi Direktörü görevine, Haziran 2021 itibarıyla, kuruluşunda önemli bir role sahip olduğu, Türkiye’nin ilk perakende medya şirketi Mimeda’nın yönetici direktörü olarak devam ediyor.
Migros’un yürüttüğü birçok sosyal sorumluluk projesinde farklı görevlerde bulunan Demirel, 2020 yılında kurulan ve üç yılda 1 milyon kadına girişimcilikten tarım eğitimine kadar pek çok eğitimin ücretsiz olarak verilmesine olanak tanıyan Migros Kadın Akademisi’nin bir parçası. Arya Kadın Yatırım Platformu ve LEAD Network Türkiye’de aktif rol alan Kına Demirel, Pixel platformunu ilk destekleyenler arasında yer alıyor.
Kariyerinizdeki en büyük meydan okuma neydi; üstesinden nasıl geldiniz?
Kariyerimde en çok zorlandığım anlar, ileriye yönelik çok büyük adımlar atmaya hazırlandığım sırada, doğru ekipleri oluşturmaktı. Zaman içerisinde tecrübem arttıkça, güçlü ve doğru ekiplerle çalışmanın ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha da iyi anladım. İş yaşamındaki başarının iyi bir takım olmakla ve bu takımların sürdürülebilir kılınmasıyla ilgili olduğunu anlayarak yola devam ettim.
Siz bu ödülü birisine verecek olsaydınız bu kişi kim olurdu? Neden?
Kadınların önce kendilerine sonra başkalarına yatırım yapmalarına olanak veren Arya Kadın Yatırım Platformu’nu kuran Ahu Serter, kadınların perakende sektöründe daha fazla yer almalarına çalışan Lead Network Türkiye’nin başkanı Aysun Zaman ve Pixel dijital sanatçı grubunun kurucularından ve müthiş bir sanatçı olan Hande Şekerciler olabilirdi.
Sırada – Marka/Pazarlama: L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen
Meydan okumalarla dolu bir kariyer
Sinem Sandıkçı Gökçen için güzelliğin hayatları değiştirme gücüne inanan tutkulu bir güzellik profesyoneli demek yanlış olmayacaktır. Zira 21 yıl boyunca –ki bu tüm kariyerine eşdeğer- L’Oréal Türkiye çatısı altında önemli değişikliklere ve yeniliklere imza attı. Şirket ve ülke değiştirmeden uzun yıllar aynı çatı altında ilerleyen yolculuğunda, konfor alanı tuzağını bir meydan okumaya dönüştürerek pazarlama, satış, kurumsal iletişim, dijital gibi birbirinden farklı yetkinlikler ve çalışma şekilleri gerektiren iş alanlarında birçok zorluğun üstesinden gelerek L’Oréal Türkiye’nin dönüşümüne liderlik eden isimlerden oldu. Sandıkçı Gökçen’in başarısının sırrı ise şu satırlarda saklı: “Bunun üstesinden, değerlerimden asla ödün vermeden ama çok esnek ve çevik bir şekilde kendimi yenilemeye odaklanarak, her zorluğu bir fırsat olarak görerek, doğru destek mekanizmalarını devreye sokarak ve en önemlisi her zaman yolun sonundaki hayalime tutunarak geldim.”
L’Oréal Türkiye’de çeşitli görevlerin ardından son olarak geçtiğimiz yıl L’Oréal’in Türkiye’deki ilk Türk ve kadın genel müdürü olarak atanan Sandıkçı Gökçen, aynı zamanda IAB Türkiye ve Reklamverenler Derneği’nde yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor.
Zor zamanları atlatmanıza yardımcı olan bir mottonuzu paylaşır mısınız?
Gecenin en karanlık olduğu an, şafağa en yakın olduğu andır.
Geçtiğimiz yıl aldığınız, sizi en mutlu eden haber neydi?
L’Oréal’in Türkiye’deki ilk Türk ve kadın genel müdürü olduğum haberi.
Siz bu ödülü birisine verecek olsaydınız bu kişi kim olurdu? Neden?
Kırılganlığın ve gücün bir arada olabileceğini gösteren cesur, öncü, otantik ve ikonik bir ilham perisi olarak gördüğüm Audrey Hepburn’e verirdim.
Sırada – Medya: FOX Haber Spikeri Ezgi Gözeger Özmemiş
Haberin mutfağında
İzmir’de başlayan yolculuğunda rotayı önce İstanbul Teknik Üniversitesi’ne, ardından FOX’a kırmasıyla başlıyor Ezgi Gözeger Özmemiş’in hikâyesi. Mücadele etmekten çekinmeyen duruşuyla, yakaladığı fırsatları değerlendirmek için çok çalışan Gözeger Özmemiş, daha iyisi için çalışmanın güçlü bir örneği de aslında. Öyle ki mesleğe bir an önce atılma telaşıyla daha mezun olmadan aralıyor iş hayatının kapısını ve haberin mutfağına doğru yolculuk başlıyor onun için.
İlk olarak 2009 yılında FOX’ta hava durumu sunuculuğuyla izleyicinin karşısına geçen Gözeger Özmemiş, 2012 yılında FOX Gece bülteni sunuculuğuyla kanalın ekran yüzlerinden biri oldu. 2015’te ise İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat ekibine katılarak başarı hanesine bir çentik daha attı. Ağırlıklı olarak iklim, çevre, kadın ve üretici konularında ses getiren haberlere imza atarak kendinden söz ettirmeyi başaran Gözeger Özmemiş, yaz aylarında ise Çalar Saat programının sunuculuğunu üstleniyor. Kendi deyişiyle Gözeger Özmemiş, “öğrenci olarak başladığı bu meydan okumaya bir anne olarak hâlâ devam ediyor.”
Zor zamanları atlatmanıza yardımcı olan bir mottonuzu paylaşır mısınız?
Öldürmeyen güçlendirir.
Siz bu ödülü birisine verecek olsaydınız bu kişi kim olurdu? Neden?
O kişi 13 yaşındaki Merve olurdu. Merve Akpınar hentbol takımına seçildikten sonra çevresinden “Oran buran görünür, o kıyafetleri giyemezsin” tepkisi aldı. Röportajında, bütün çocuksu doğallığıyla takıma seçilmenin mutluluğunu bize yaşattığı cümlesinden hemen sonra gözyaşlarıyla anlattı çevresinin ona “yapamazsın” deyişini. Ve sadece 13 yaşında bir çocuk olarak kendi köyünün kız çocuklarının kaderini değiştirme kararı aldı. Ülkemde 13 yaşındaki kız çocukları yaşlarına daha uygun kararlar alsınlar istiyorum. Merve nezdinde bu ödülü zamanında “yapamazsın” denmiş ama yapmış bütün kız çocuklarına vermek isterim.
Sırada – Sınırları Aşan: NASA Astrobiyoloji Enstitüsü Astrobiyolog ve Wisconsin-Madison Üniversitesi Bakteriyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Kacar
Atmosferin dışına yolculuk
Betül Kaçar, Türkiye’de daha önce hiç gerçekleştirilmemiş ilklere imza atan, çalışmalarıyla ardındaki isimlere umut ışığı olan bir kadın. Doktora sonrası evrimsel biyoloji ve astrobiyoloji alanında yürüttüğü araştırmasıyla NASA Genç Araştırmacı Ödülü’nü, NASA Astrobiyoloji Enstitüsü ve NASA Egzobiyoloji Araştırmacı Ödüllerini kucaklayan Kaçar, geçtiğimiz yıl NASA Astrobiyoloji Merkezi kurma başvurusunun kabul edilmesiyle bu liderlik görevine getirilen en genç araştırmacı ve ilk yabancı kadın olmanın gururuna erişti.
Bu gelişmenin geçtiğimiz yıl aldığı, onu en mutlu eden haber olduğunu söyleyen Kaçar’ın geçen yılını aydınlatan bir diğer mutluluk ise bu dahil son 10 yıldır NASA desteğiyle yürüttüğü astrobiyoloji çalışmalarının henüz 20 yaşındayken doktora yapmak üzere ayrıldığı ülkesinde fark edilmesi ve aldığı binlerce mesaj.
Kariyerinizdeki en büyük meydan okuma neydi; üstesinden nasıl geldiniz?
Ne geldiğim yerin, ne düşüncelerimin, ne cinsiyetimin… Beni farklı, aykırı, uyumsuz kılacak hiçbir özelliğin dezavantaj olmadığını, aksine bir avantaj olduğunu görmeyi ve en başta kendime karşı dürüst ve prensiplerime uygun olarak yaşamayı seçmem. Kendi özümüze sadık kalarak yaşamda var olmak en büyük meydan okuma bence.
Zor zamanları atlatmanıza yardımcı olan bir mottonuzu paylaşır mısınız?
Kendimi uzun bir yolda yürüyen bir gezgin gibi hayal ederim. Her deneyim bana daha sonra yardımcı olacak gereçler doğurur, ben de bu gereçleri sırt çantama, daha sonra kullanabilmek üzere atar, saklarım. Bu tecrübelerin bazısı İsveç çakısı bazısı bazuka olarak çantamda yerini bulur. Karşınıza çıkan her probleme elinizdeki en güçlü aletle karşılık verirseniz kendinizi tüketirsiniz. Önemli olan yörüngede kalabilmek, bu süreçteki düşüp kalkmalar yolculuğun bir parçası.
Sırada – Sınırları Aşan: Türkiye A Millî Kadın Voleybol Takımı ve Fenerbahçe Opet Kaptanı Eda Erdem Dündar
Zorlukların içinden yıldızlara doğru*
“Per aspera ad astra*; zorluklardan yıldızlara anlamına gelen Latince deyimi uzun zamandır hayatımda tutuyorum. Hayatta hiçbir şey elimize altın tepsiyle sunulmuyor. Bir şeyleri başarmak ya da kazanmak için mücadele etmeli, önümüze çıkan tüm zorluklara karşı göğüs germeliyiz.” Eda Erdem Dündar, hikâyesini böyle özetliyor. Erdem Dündar’ın, içinde bolca çaba ve emek barındıran voleybol kariyeri 2000 yılında Beşiktaş JK altyapısında başlıyor. 2004 yılında A takıma yükselmesinin ardından 2008 yılında Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye transfer oluyor. Tribündeki ve ekran karşısındaki milyonlarca kişiye ilham verme ve gurur kaynağı olma anları ise Türkiye A Millî Takım forması giydiği 2005 yılıyla birlikte başlıyor.
Erdem Dündar’ın harcadığı emek yabana atılır türden değil. Öyle ki kariyeri boyunca, Fenerbahçe Opet Takım Kaptanlığı bir yana Türkiye A Millî Takım formasıyla 300’den fazla maçta görev aldı. Bu yıl ise Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda En İyi Orta Oyuncu olarak Rüya Takım’a seçildi. Erdem Dündar, böylelikle bu unvanı dört kere üst üste kazanan ilk voleybolcu olarak tarihî bir rekora imza attı.
Kariyerinizdeki en büyük meydan okuma neydi; üstesinden nasıl geldiniz?
2012-2013 sezonunda yaşadığım bel sakatlığı kariyerimde beni en zorlayan dönem olmuştu. Voleyboldan altı ay gibi bir süre uzak kalmak, devam edip edemeyecek olmanın getirdiği belirsizlikle çok üzücü ve bir o kadar da tedavilerle dolu geçen uzun bir dönemi geride bıraktım. Kolaya kaçıp, vazgeçip kariyerimi sonlandırabilirdim ama ben, başarmak istediğim çok şey olduğunu ve voleybolu ne kadar sevdiğimi her gün kendime hatırlatıp iyileşmek için mücadele ettim. Vücudum tedavilere cevap vermeye başlayınca da yavaş yavaş eski ritmimi kazanmaya başladım ve belki de eskisinden daha iyi bir şekilde tekrar sahalara döndüm.
Siz bu ödülü birisine verecek olsaydınız bu kişi kim olurdu? Neden?
Tokyo 2020’de başarılarıyla ülkemizi gururlandırıp altın madalya getiren ve birçok gence ilham olan Buse Naz Sürmeneli’ye verirdim.
Sırada – Sosyal Sorumluluk: TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç
Karanlığa ışık tutmak
Bankacılıktan zeytin sektörüne ve oradan STK evrenine uzanan geniş bir yelpazede yürüttüğü çalışmalarla pek çok kesimin hayatında anlamlı izler bırakan Deniz Ataç, pandemi ve iklim krizi nedeniyle zor günler geçirdiğimiz bir dönemde, yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü TEMA aracılığıyla karanlığımıza ışık tutmuş bir kadın.
Geçtiğimiz aylarda ülke gündemine damga vuran yangınlarla solan umutları Yaşamı Yeniden Yeşerteceğiz kampanyasıyla yeşerten TEMA, geçtiğimiz bir yılda kıymetli farkındalık projelerine imza attı ve atmaya devam ediyor. Hayrettin Karaca Doğal Yaşlı Ormanlar Projesi, A. Nihat Gökyiğit Biyolojik Çeşitlilik Projesi, Zeytin Tarımı Yapılan Alanlarda Örtü Bitkisi Yetiştiriciliğinin Yaygınlaştırılması ve Tarım Politikalarında İklimin Yaygınlaştırılması için Sivil Toplum Ağı projeleri… Bununla birlikte 1 Milyon Gönüllü kampanyasıyla özellikle kömür ve metalik madencilik alanlarında kamuoyu farkındalığını artırmak için çalışan vakıf, ağaçlandırma faaliyetleri kapsamında 2 milyondan fazla fidanı toprakla buluşturmakla kalmayıp doğa eğitimleriyle de yaklaşık 650 bin çocuğa ulaştı.
Tüm bu çalışmalara liderlik eden Ataç, kendini sosyal sorumluluğa gönülden adamış bir isim. Öyle ki geçtiğimiz yıl onu en mutlu haber, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması.
Zor zamanları atlatmanıza yardımcı olan bir mottonuzu paylaşır mısınız?
İyi düşünmek, planlamak ve doğru uygulayarak “Elden gelenin en iyisini yapmak”.
Siz bu ödülü birisine verecek olsaydınız bu kişi kim olurdu? Neden?
Anadolu Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Tümsavaş’a verirdim. Türkiye İş Bankası eski Yönetim Kurulu Başkanı olan Tümsavaş, erkek egemenliğinin yoğun olduğu bankacılık üst yönetiminde, İş Bankası gibi güçlü bir kurumun ilk kadın yönetim kurulu başkanı olma başarısı göstererek ve gerek bu süreçte gerek tüm kariyerinde çok başarılı çalışmalara imza atarak bence bu ödülü hak ediyor.
Sırada – Tasarım: Tasarımcı Aslı Filinta Demir
Eskiye yeni gözle bakmak
2008 itibarıyla kendi ismini taşıyan markasının çatısı altında üretim yapan Aslı Filinta Demir, yalnızca Türkiye değil, uluslararası moda sahnesinin de muteber isimlerinden. Filinta Demir’in, tasarımlarına Anadolu’nun kültürel mirasından ilhamla hayat veren markasının ileri dönüşüm yolculuğu beş yıl önce, anne olmasıyla başladı. Annelikle birlikte dünyaya daha faydalı olmanın yollarını aramaya koyulan Filinta’nın çalıştığı disiplinin adı: İleri Dönüşüm, “Eskiye yeni gözle bakmak”.
Pandemiyle mücadelenin en şiddetli döneminde atölyesinde başlattığı sosyal sürdürülebilirlik hikâyesi çığ gibi büyüdü. Değerli moda tasarımcılarının ve tekstil firmalarının da katılımıyla pandemi hastanelerindeki doktorlar için 20 bin üniforma dikildi ve teslim edildi. İlham vermek, köklerini temsil etmek ve her durumda faydalı tasarım ile ortak iyiyi araştıran tasarımcının bu inisiyatifi, onun sosyal sürdürülebilirlik anlayışına dair tezahür eden en sıcak örneklerden biri olmakla birlikte sonuncusu değil.
Pandeminin seyrinin hafiflemesiyle rotayı köy okullarına kıran Filinta Demir, ileri dönüşümle ürettiği üniformaları Adana’daki köy okullarına gönderdi. Karantina yeniden vuku bulunca, bu kez eski bilgisayarları ileri dönüşüme sokan ve okullara bilgisayar laboratuvarları kurdurulmasına öncülük eden tasarımcının tüm bu projelerdeki prensibiyse aynı: Eskiye yeni bir gözle bakmak.
Kariyerinizdeki en büyük meydan okuma neydi; üstesinden nasıl geldiniz?
Bir alanda bilgi sahibi olmak için 10 sene o işte yanmak gerekirmiş. 11’inci senemde, sistemin yanlışları ile kendi doğrularımı keşfetme anları diyebilirim. Yalnız tam üstesinden geldim sanıyorum, başka yerden hayatıma empoze edilmiş başka yanlışları keşfediyorum. Sanırım bundan sonra hayat böyle anlarla dolu olacak.
Zor zamanları atlatmanıza yardımcı olan bir mottonuzu paylaşır mısınız?
Olan her şey mükemmeldir.
Sırada – Teknoloji: Tazi.ai Genel Müdürü/Kurucu Ortağı ve Akademisyen Prof. Dr. Zehra Çataltepe
Teknolojide rol model
Yapay öğrenme teorisi ve finans, sağlık enerji ve ulaştırma alanındaki uygulamaları hakkında 18 patenti bulunan, 100’den fazla yayını olan, daha hikâyesini yeni yazmaya başlayanların yolunu aydınlatan ve ilham veren bir kadın Zehra Çataltepe. Öyle ki, kendisi sürekli olarak insandan öğrenen ve yaptıklarını insana anlatabilen yapay zekâ ürünleri olan Tazi’nin kurucu ortağı.
Tazi; Gartner tarafından yayınlanan, pazardaki trendleri dönüştüren yüksek teknoloji şirketlerinin yer aldığı “2019 Cool Vendors in Artificial Intelligence Core Technologies” araştırma raporunda yer alan Türkiye’den tek isim, dünya çapında da dört şirketten birisi oldu. Ayrıca 2021’de ABD’nin en prestijli start-up hızlandırıcı programı olan “Alchemist”in 26’ncı dönem mezunu olan şirket, bu başarısıyla birlikte Amerika pazarındaki iş geliştirme süreçlerini de ivmelendirdi. Tazi’de yapay öğrenmeyi herkes için kolay ve kullanışlı bir teknolojiye dönüştürmeye yardımcı olma amacıyla çalışmalarını titizlikle yürüten Çataltepe, şu an aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi’nde de ders vermeye devam ediyor.
Kariyerinizdeki en büyük meydan okuma neydi; üstesinden nasıl geldiniz?
Bir kadın olarak eşimle birlikte şirket kurmaktı. Bir kadın girişimci olmak hele de eşinizle şirket kurmak yatırım alma ihtimalinizi azaltıyor. Kurucu ortağım ve eşim Tanju’yla görevleri ve söz hakkını düzgün şekilde bölüşüyoruz. Yıllardır bir arada olduğumuz için birbirimizi kolay anlıyoruz, ürün geliştirmedeki hızda ve kritik kararları almakta bunun çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
Zor zamanları atlatmanıza yardımcı olan bir mottonuzu paylaşır mısınız?
Şansım sıfırdan büyük ise hâlâ şanslıyım demektir.