Site icon MediaCat

10 sihirli dokunuş

Türkiye’de her geçen gün “fark yaratan kadınlar”ın sayısı artıyor. Bazen bireysel bazen kolektif bir bilinçle oluyor bu. Ancak güzel haberler, bu topraklarda işlerin kadınlar için kolaylaştığı anlamına gelmiyor. İş dünyası özelinde, yıllardır konuşulan çeşitlilik ve cinsiyet eşitliği meselesi, bir eşiğe gelse de, oradan adımını atıp çözüm yollarına odaklanabilmiş değil. Böyle bir ortamda, örnek teşkil etmek, kendinden sonraki kadın liderlere yol gösterebilmek, vizyon ve öngörü sahibi olmak ve tüm bunları cinsiyetçi kalıplarla değil yetenek faktörü üzerinden yapabilmek her zamankinden daha değerli.

MediaCat olarak yedinci kez Türkiye’nin fark yaratan kadın liderleriyle karşınızdayız. Fark Yaratan Kadınlar; marka, iş ve yaratıcı dünya başta olmak üzere, farklı disiplinlerde ezber bozan kadınlara dikkat çekmek üzere yapılan bir seremoni. Ve bu isimler bir kez daha belirlenen kriterler çerçevesinde MediaCat yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü ve yayın ekibi tarafından, yıl boyu süren inceleme ve takip sonucunda seçiliyor.

Değerlendirmede dikkate alınan kriterler şöyle:

Bu yıl listede hayata farklı bakabilen kadınlar var. Dünyanın en büyük şirketlerinden birinin zirvesinde bir pazarlama yöneticisi, bilimsel buluşlarıyla insanlığa hizmet edip gelecek rotamızı çizen bir lider, hayata farklı dokunuşunu objektifiyle yapan bir sanatçı ya da sosyal sorumluluğu sokakla ve markalarla buluşturan bir gazeteci…

Bu yıl Fark Yaratan Kadınlar Ödül Töreni, Brand Week Istanbul kapsamında ve ING sponsorluğunda 6 Kasım 2019 tarihinde Zorlu PSM’de gerçekleşecek. Paylaşmaya değer bu hikâyeleri dinlemek istiyorsanız, bekleriz.

Brand Week Istanbul hakkında detaylı bilgiye mobil uygulamamız Kapital Events veya etkinliğin internet sitesi Brandweekistanbul.com üzerinden ulaşabilirsiniz.

Sırada – Yaşam Boyu Onur Ödülü: Arizona Üniversitesi Astronomi ve Astrofizik Bölümü Profesörü Feryal Özel

Karadelikleri aydınlatan kadın

Albert Einstein, Life Magazine’in 2 Mayıs 1955 tarihli nüshasında yayınlanan makalesinde şöyle diyordu: “Önemli olan soru sormaktan vazgeçmemek. Merakın varoluşunun da kendine has bir nedeni var. Ebediyetin, yaşamın ve gerçekliğin fevkalade yapısının esrarı üzerine düşünüp de hayranlık duymamak mümkün değil. Her gün bu sırrın çok ufak bir bölümünü dahi anlamaya çalışmak kâfi.”

Arizona Üniversitesi Astronomi ve Astrofizik Bölümü Profesörü Feryal Özel

Keşfin büyüsüne bir kez kapılan herkesi kolayca etkileyecek bu sözlerden nasibini alan isimlerden biri de Arizona Üniversitesi Astronomi ve Astrofizik Bölümü’nde görevli Profesör Doktor Feryal Özel. Üstelik Özel’in ismini son dönemde sıklıkla duymamıza neden olan gelişme, asırlardır devam eden evreni anlamlandırma çabası içinde pek de “ufak” bir yer teşkil etmiyor. Zira bu, insanlık için bilinenin sınırlarını test edip yeniden çizen bir gelişme.

Feryal Özel’in 1996 yılında tamamladığı lisans eğitiminden bu yana elde ettiği başarı ve unvanlar arasında NASA tarafından verilen Hubble ödülüne layık görülen ilk ve tek Türk; Amerikan Astrofizik Derneği’nin yılda bir defa en başarılı astrofizikçiye verdiği Maria Goeppert Mayer Ödülü’nün 2013 yılındaki sahibi ve NASA Astrofizik Danışma Komitesi Başkanı gibi birbirinden kıymetli başlıklar yer alıyor.

Tüm dünyanın gözlerini Profesör Özel’e çevirmesine neden olan gelişmeyse 10 Nisan 2019 tarihine kadar formlarına dair yalnızca simülasyon ve tahminlerde bulunulan karadeliklerin, bilim dünyası için yeni bir çığır açan Event Horizon Telescope (EHT) projesiyle görüntülenmesinde oynadığı öncü rol oldu.

Merhaba Powehi

Özel, gözlemlenebilir evrendeki en büyük galaksilerden biri olan Messier 87’nin merkezinde yer alan ve Dünya’dan 53 milyon ışık yılı mesafede yer alan karadeliği (Powehi) fotoğraflayan EHT’ye katkıda bulunacak çalışmalarına 2000 yılında başlamıştı. O tarihte kaleme aldığı makalede, takip eden yıllarda görüntülenmesi mümkün olacak karadeliğin imaj büyüklüğüne dair isabetli tahminlerde bulunan Özel, 20 yılı aşkın süren çalışmalarının ardından insanlık için, kainatın bilinmezlerinden biri olarak görülen karadeliklerin anlamlandırılması yolunda atılan adımda büyük sorumluluk sahibi isimlerden biri.

Prof. Dr. Özel ve yer aldığı projenin değil ürettiği sonucu, büyüklüğünü idrak etmek bile kolay iş değil. Ancak herkesçe, üstelik kolaylıkla anlaşılabilecek bir mesajı daha var Özel’in. Nisan ayında Sözcü gazetesinde yer alan röportajına bakmak yeterli: “Geri dönüp baktığım zaman, örneğin lise çağlarımda ‘Ben bu işi yapamam’ dediğim bir an bile olmamış. Kadın olmak, yaşanılan ülke, önümdeki örneklerin nasıl olduğu gibi durumlar bana ‘Ben bunu yapamam’ dedirtmedi… Bu kariyer için ne gerekiyorsa o yolu takip ettim.”

Sırada – Global: P&G Europe CMO, Global Brand Building Reinvention &Innovation VP Sırma Umur

Zirvenin eteklerinde

P&G gibi bir dünya deviyseniz, pazarlama sizin için yüzlerce markanın satış rakamından öteye bakmanızı gerektirir. O markalarla dünyada yarattığınız fark ve etkiyle gurur duymak ise “vazgeçmek” kelimesinin hayatınızda anlam ifade etmediği bir çaba ve emek… Bugün dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alan P&G’nin global pazarlamasından sorumlu en tepe yöneticilerinden biri Sırma Umur. Dünyanın en güçlü pazarlama liderlerinden birini ağırlayan bu güçlü pozisyon için Umur’un harcadığı yıllar hiç de yabana atılır cinsten değil.

P&G Europe CMO, Global Brand Building Reinvention &Innovation VP Sırma Umur

Umur, P&G ailesine dahil olduğunda tarihler 1990’ı gösteriyordu. Uzun yıllarını ev temizliği, çamaşır, kişisel bakım ve kadın kişisel bakım kategorilerinde geçirdi. 2004 yılında Hürriyet gazetesi Umur için “Sırma Hanım dünya devi P&G’nin sabun patronu” başlığını atmıştı. “Dünyada 5 milyardan fazla insana hizmet ettiğimiz için kadınların olumlu şekilde temsil edilmesi ve objektifin arkasında daha fazla kadına sahip olmak için sorumluluk hissediyoruz” diyor Umur. Bu yüzden, kendisinden sonraki güçlü yöneticilere yol açabilmek adına kadınların eğitimi ve güçlendirilmesi konularında aktif çalışmalar yürütüyor. Tabii bir de onu özel kılan global vizyonu var. Umur’un P&G’de son 29 yılda biriktirdiği deneyimler, Türkiye’den Kuzey Avrupa’ya, Kuzey Amerika’dan Afrika’ya dek uzanıyor. Son basamakta ise -en azından şimdilik- şirketin tüm dünyadaki operasyonlarını omuzlarına bindiren kocaman bir sorumluluk var.

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?

Burada sözünü etmek istediğim toplumsal sorun, dijitalin ve sosyal medyanın gücünün yanlış kullanılması. Sosyal medyada gerçeği yansıtmayan ve ahlaka uygun olmayan birçok bilgi var; bu da ya yeni toplumsal sorunlara yol açıyor ya da var olanları büyütüyor. Sosyal medya istismara çok açık; komplo teorileri ya da düpedüz yalan haberler hızla yayılabiliyor. İnsanlar bunlara inanıyor ve bu da yanlış davranışlara yol açıyor. Kontrolsüz içerikler toplumu ve çocuklarımızı tehdit ediyor.

Kariyerinizdeki en büyük “iyi ki”niz ne?

En mutlu, bana kendimi en iyi hissettiren, en isabetli iş kararlarımın hep ama hep insanlarla ilgili olduğunu söylemek zorundayım. Birini işe almak, bir başkasını terfi ettirmek. Doğru rol için doğru kişileri bulmak. İnsanları mutlu görmek. İşte bu anlar, başarılı bir iş ve yaşam boyu süren ilişkiler yaratıyor.

Gün 48 saat olsaydı, o ekstra 24 saatte ne yapardınız?

Seyahat etmez, o zamanı evde geçirirdim.

Sırada – Global: Arçelik Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun

Bir vizyona dünyaları sığdırmak

Arçelik CMO’su Zeynep Yalım Uzun’un global marka yönetimini üstlendiği sular Tayland’dan ABD’ye dek uzanıyor. İster sektörden biri olun ister olmayın, bu denli büyük bir global akıl ortaya koymanın zorluğunu kavramak zor değil. Arçelik’ten önce 25 yılını Unilever’de geçiren ve son olarak Omo Global Başkan Yardımcılığını yürüten Yalım Uzun’un pazarlama tarihine bir mihenk taşı koyduğu iş ise “Kirlenmek Güzeldir”.

Arçelik Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun

Dünyada birbirinden farklı onlarca pazarlama perspektifini tanımakla geçen onlarca yıldan sonra Yalım Uzun’un Arçelik’e kazandırdıkları da fazla oldu. 2018 sonunda Avrupa’da Beko’nun bilinirliğini yüzde 65,4’e taşıyan Eat Like a Pro kampanyası, gaming dünyasına dahiliyet konusunda tereddüt etmeyen League of Legends sponsorluğu, Grundig için Mehmet Gürs’le hayata geçirilen Ruhun Doysun projesi ve 12’nci kez Lovemark seçilen Arçelik… Bunların yanı sıra Yalım Uzun liderliğinde kurulan yeni nesil Ar-Ge merkezi Garage ile bugüne dek tüketici ihtiyaçlarına karşılık veren 8 bin fikir ve 17 konsept geliştirildiğini; The Kitchen isimli mutfak atölyesinde de, uzmanlar ve tüketicileri bir araya getirerek kategorinin geleceğine yön vermeyi amaçlayan içgörüler süzdüğünü de ekleyelim.

Sosyal faydayı, pazarlama anlayışının ayrılmaz bir parçası olarak konumlandıran Yalım Uzun aynı zamanda Bin Yaprak Kurucu Üyesi, Yönetim Kurulunda Kadın Derneği Üyesi, Koruncuk Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi ve YGA Hayal Ortağı olarak kadın ve çocuk konularında aktif çalışmalar yürütüyor.

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?

Kadınların toplum içerisindeki ve iş hayatındaki yerinin kuvvetlendirilmesi ve fırsat eşitliği benim için en önemli konu.

Kariyerinizdeki en büyük “iyi ki”niz ne?

İyi ki kariyerimin en başlarında o zamanlar pek de fazla örneği olmayan bir kararla yurtdışında görev üstlenmişim. 1998 yılında Varşova’ya taşınarak başlayan, daha sonra çeşitli bölgesel ve global görevlerde ve Londra’da devam eden yurtdışı yolculuğumun bana global bir vizyon kattığını düşünüyorum.

Bir gün 48 saat olsa, ekstra 24 saatinizde ne yapardınız?

Seyahatler ve iş yoğunluğu nedeniyle onlara doyamadığım çok oluyor, bu ekstra 24 saati çocuklarıma ve aileme adamak isterdim.

Siz bu ödülü kime verirdiniz? Neden?

Küçük yaşına rağmen dünyada iklim değişikliği ile ilgili büyük bir farkındalık yaratan, kitleleri harekete geçirmeyi başaran Greta Thunberg’e vermek isterdim.

Sırada – Sosyal Sorumluluk: Gazeteci & Köşe Yazarı Ayşe Arman

Minik minik iyilikler

İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndaki eğitimine ara verip Nokta Dergisi’nde çalışmaya başlayan Ayşe Arman yıllar sonra ülkenin en gözde ve etkili köşe yazarlarından biri olmanın hayalini kuruyor muydu bilinmez, hayatın akışı onu tam olarak bu noktaya getirdi.

Gazeteci & Köşe Yazarı Ayşe Arman

Mesleğe bir an evvel atılma heyecanına ve bu durumun beraberinde getirdiği tempoya yenik düşerek yarım bıraktığı eğitim hayatına 22 yıl sonra dönüp aynı üniversitenin iletişim fakültesinden mezun olan Arman’ın yıllardır kadrosunda bulunduğu Hürriyet’e gelmeden önceki CV’sinde Aktüel, Tempo, Marie Claire ve Yeni Yüzyıl gibi prestijli yayınlar yer alıyor. Deneyimli ismin ülke genelinde elde ettiği bilinirlikte aslan payının sahibiyse hiç şüphesiz Hürriyet çatısı altında gerçekleştirdiği röportajlar. Türkiye’de yaşamanın beraberinde getirdiği başta cinsiyet eşitsizliği olmak üzere her türlü problemi yazı ve röportajları aracılığıyla ülke gündemine sokan Arman’ın elleri kalem tutmadığı anlarda da iyilik için çalışıyor.

Hindistan’da yaşadığı dönemde tahta kolyeler dizmeyi hobi edinen Arman’ın bir sonraki adımı bir hobiden çok daha fazlası oldu. Kızı Alya’yla birlikte türettikleri Sakajewa (Anne-kızın kendi dillerinde saf sevgi anlamına geliyor) ismini alan kolyeleri, üretimi için gerçekleşen atölyelerden satışına uzanan bir yelpazede, devasa bir iyilik hareketine dönüştüren Arman, o tarihten bu yana sayısız şirketle işbirliğine giderek 40’a yakın farklı dernek, kişi ve vakfa 1 milyon 800 bin liraya ulaşan kaynak sağlamış durumda.

Tüm bunların arındaki isim olan Arman’ın sloganı net: Dünyayı iyilik kurtaracak!

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?

Ben dünyayı kadın ve gençlerin kurtaracaklarına inanıyorum. Her zaman her yerde bunu dile getiriyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadın hakları ve çocuk istismarı konularına tepkisiz kalamıyorum.

Siz bu ödülü kime verirdiniz? Neden?

Hiç düşünmeden geçtiğimiz günlerde kanserden kaybettiğimiz Neslican Tay’a verirdim. “Ben bir bacaktan ibaret değilim ki, çok daha fazlasıyım” dediği için. “Belki kaybedeceğim ama savaşırken kaybedeceğim” dediği için. Ve bize öğrettiği pek çok şey için… En önemlisi de kanser hastalarının ardından, “Vah vah kansere yenik düştü”, “Kanser kazandı” denmemesi gerektiğini öğrettiği için. Bunun bir mücadele olduğunu, gidenin ardından, “Güzel mücadele etti” denmesi gerektiğini öğrettiği için. Örneğini görmediğimiz kadar cesurdu. Çünkü Ironwoman’dı… Kansere, ölüme meydan okudu… Hakkıyla, dibine kadar yaşamak nasıl olur, bize de gösterdi!

Sırada – Sosyal Sorumluluk: BSH Türkiye Pazarlama Direktörü Hilal Eksel Merter

Zorlu başlangıçlar, mutlu sonlar

Hilal Eksel Merter için BSH’ta işler kolay başlamadı. Temmuz 2018’de BSH Türkiye operasyonlarında Bosch, Siemens, Profilo ve Gaggenau markalarını içeren portföyün pazarlama faaliyetlerinin başına geçen Eksel Merter, henüz adaptasyon sürecinde, döviz kurundaki güçlü dalgalanmalardan sebep, kendisini stratejik kararların eşiğinde buldu. İşte böyle bir dönemde ihtiyaçlara hızlı ve doğru cevaplar vermeyi başaran Eksel Merter, zorlu fakat sağlam bir başlangıç daha yaptı kariyerinde.

BSH Türkiye Pazarlama Direktörü Hilal Eksel Merter

Eksel Merter’in tecrübe havuzundaki çeşitlilik dikkate değer. Kariyerinden geçen Anadolu Efes, Komşu Fırın ve Yıldız Holding gibi şirketlerde farklı kategorilerde ve farklı pozisyonlarda elde ettiği deneyimin meydana getirdiği pazarlama yetkinliğinin izleri bugünlerde BSH’ta kendini gösteriyor. Zor geçen 2018’de, yeni bir ekiple, marka stratejisi, satış, dijital dönüşüm ve ölçülebilir sonuçları olan sponsorluk çalışmalarını aynı anda yürüttü Eksel Merter. Bu yelpazenin bir ucunda hem teknolojiyi hem güveni odağına alan Bosch, diğer ucunda ise Contemporary İstanbul’un Yeni Medya Bölümü’nü sahiplenerek tasarım ve teknolojiyi yakınlaştıran Siemens ve pazar payını artıran Profilo vardı. Eksel Merter’in yolculuğundaki çeşitlilik, bulunduğu toplumu ve dünyayı değiştirmeye yönelik kuvvetli işlerde de gösteriyor kendisini.

Make a Wish Derneği Genel Sekreteri olan yönetici, aynı zamanda TurkishWin’de mentorluk yaparak, ardından gelecek kadın liderlere yol gösteriyor.

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?

Benim için önce çocuklar ve çocuk hakları geliyor.

Kariyerinizdeki en büyük “iyi ki”niz ne?

Benim “iyi ki” dediğim üç nokta var: çok çalışarak, her daim öğrenerek ve gelişerek kariyerimde ilerlemiş olmak; “içten yanmalı” bir biçimde sevdiğim işi, işleri yapmak; iş ile özel hayat arasında denge kurmak.

Bir gün 48 saat olsa, ekstra 24 saatinizde ne yapardınız?

Sevdiğim halde zamansızlıktan daha az yapabildiklerimi yapardım. Daha çok spor yapardım. Bir dönem vokal olarak ilgilendiğim caza daha çok vakit ayırır, daha fazla şarkı söylerdim. İhtiyacı olan kişilere yardım eder, dostlarıma zaman ayırırdım. Geri kalan zamanımı ise yaratıcılığımı körükleyecek işlere ve hobilere ayırmak isterdim.

Siz bu ödülü kime verirdiniz? Neden?

Bu yıl kanserle mücadelesi hafızalara kazınan Neslican Tay’a verirdim. İnadına yaşadığı, yaşamayı öğrettiği için.

Sırada – Pazarlama: Facebook Türkiye Pazarlama Direktörü Aslıhan Ulutaş

Daha iyiyi dert edinmek

Facebook’a transferinden evvel Aslanoba Capital’da ve Tazedirekt.com’da CMO olarak görev alan Ulutaş, bugün Migros çatısı altındaki Tazedirekt’e hayat veren isimlerin başında geliyor. Markanın yaratım sürecinde ürün yönetiminden tasarıma oradan da müşteri hizmetlerine uzanan bir yelpazede tüm ekibi sıfırdan kurup hayata geçiren Ulutaş, bu büyük sorumluluğun öncesinde de Google EMEA Bölgesi Genel Merkezi’nde tüketici ürünleri ve kurumsal pazarlama alanlarında görev yaptı.

Facebook Türkiye Pazarlama Direktörü Aslıhan Ulutaş

Yer aldığı sosyal sorumluluk projeleriyle özellikle kadınların hayatına dokunmayı misyon edinen Ulutaş, bu amaca akademik bir boyut da ekleme uğraşında. Halihazırda İngiltere’de psikolojik danışmanlık ve psikoterapi alanında yüksek lisans programına devam eden Ulutaş, bireylerin psikolojik, sosyal ve tinsel dönüşümlerine destek olmak amacıyla faaliyetlerini sürdüren Re-Vision bünyesinde gerçekleşen sosyal sorumluluk projelerine gönüllü olarak destek veriyor.

Başarılı pazarlama lideri, Facebook’un sivil toplum kuruluşları ile reklam ajanslarını bir araya getirip toplumsal bir sorun hakkında farkındalık yaratılmasını amaçlayan Hack For Good yarışmasında da aktif rol oynayan isimlerden. Yarışmayla şimdiye dek UNICEF, Young Guru Academy ve Genç Hayat Vakfı’na destek sağlandı bile.

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?

Meselenin ne olduğu ve ne yapılması gerektiğinin farkında olduğumuz, toplumların birlikte hareket ederek çözebilecekleri iklim değişikliği, eğitim eşitsizliği ve benzerleri dışında kanımca en büyük dünya meselesi siyasi çatışmalar ve sonucunda yaşanılan terör. Hakkında çok fazla konuşmuyoruz belki ama nükleer silahlanma ve nükleer savaşlar…

Kariyerinizdeki en büyük “iyi ki”niz ne?

Her şey o kadar birbirine bağlı ki, içlerinden en büyüğü seçmek çok zor benim için. Yine de sektör değiştirip teknoloji alanında çalışmaya başlamak diyebilirim.

Bir gün 48 saat olsa, ekstra 24 saatinizde ne yapardınız?

Ekstra 24 saatimde çocuklara, doğaya, öncelikle kadınlara ve topluma daha çok dokunup onlar için daha çok fayda sağlayabileceğim gönüllü işlerde çalışmak; psikolojik destekle insanın kapasitesini artıracak ve yaratıcılığının farkına varabilmesini sağlayacak kapılar açabilmek isterdim.

Siz bu ödülü kime verirdiniz? Neden?

Bu ödülü bugüne kadar hayatıma bilgelikleriyle, tecrübe ve tecrübesizlikleriyle bir şekilde dokunmuş her kadına verirdim. Hayatta başınıza gelen her şeyi kontrol edemezsiniz ama başınıza gelenlerin sizi eksiltmeden çoğaltmasına karar verebilirsiniz. Benim hayatıma dokunan her kadın beni çoğaltarak geliştirdi.

Sırada – Yaratıcılık: Wavemaker CEO’su Neslihan Olcay

Değişmeden asla

Değişimi yönetebilmek her liderin harcı değil. Bugün ve yarın arasındaki fark, dakikalara inmiş durumda. Bu durumda “öngörebilme” yetisi bir hazineden farksız. Tam bu noktada alkışlar Wavemaker CEO’su Neslihan Olcay’a gidiyor.

Wavemaker CEO’su Neslihan Olcay

GroupM çatısı altındaki medya, içerik ve teknoloji şirketi Wavemaker’ın yönetimini üstlenen Olcay; bu sihirli üçlüyü kavrayıp yarınlarını şekillendirmede örnek işler yapıyor. 25 yılı aşan kariyerine sığan yerel ve global reklamverenlerden süzülen çok tecrübe var. Bunların yansımalarını görmek için çok uzağa gitmeye de gerek yok. Geçtiğimiz yılın en ödüllü medya ajanslarını raporlayan Cat Report’ta 9 Felis ve 1 Kristal Elma ile ikinci sırada yer alan Wavemaker, aynı zamanda Yılın Çıkış Yapan Medya Ajansı koltuğunun da sahibi olmuştu. Mobil üzerine düşünme şekillerini ve pratiklerini değiştirme yolunda önemli bir adım olan Renault-Test Sürüşünü Ayağınıza Getiren Teknoloji kampanyası ise ve Felis’te Büyük Ödül’e uzanmıştı.

IAB Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı ve AIB Avrupa Eğitim Komitesi Başkanlığını da üstlenen Olcay’ın son olarak, bilim ve teknoloji alanında fırsat eşitliliği ve çeşitliliği yakalamayı hedefleyen Teknolojide Kadın Derneği Wtech’in danışma kurulunda yer aldığını da ekleyelim.

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?

Çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunun dünya çapında çözümlenmesi gereken en önemli mesele olduğunu düşünüyorum.

Kariyerinizdeki en büyük “iyi ki”niz ne?

15 yılı aşkın bir süredir çatısı altında severek çalıştığım ve bana ilgi duyduğum her alanla ilgili çalışma, üretme ve fayda sağlama fırsatı sunan GroupM bünyesine geçme kararım.

Bir gün 48 saat olsa, ekstra 24 saatinizde ne yapardınız?

Daha fazla sayıda genç insanla birebir çalışmaya ve mentörlük yapmaya daha çok vakit ayırırdım.

Siz bu ödülü kime verirdiniz? Neden?

Sektörümüzün sürdürülebilir büyümesi için gerek RVD gerek IAB gerekse de RÖK çatısı altında yıllardır sağladığı özverili ve fark yaratan katkılarından dolayı Eczacıbaşı Holding Medya Planlama ve Satınalma Müdürü sevgili Ayşen Akalın’a verirdim. RVD’nin son dönemde yürütmekte olduğu Reklamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği bilinçlendirme çalışmalarında kişisel olarak oynadığı rolün de çok kıymetli olduğuna inanıyorum.

Sırada – Yaratıcılık: TBWA Design Community Direktörü Özge Güven

Multidisipliner bir beyin

Sıradışı fikirlerle devleşen çizgilerin ve tasarımların sahibi Özge Güven. 32 yaşında, tasarım ve reklam fikirlerini bir araya getirmede, multidisipliner tasarımlar yaratmada ve kültür – sanat alanında iletişim tasarımları üretmede yeni yaklaşımlar kazandırdı sektöre.

TBWA Design Community Direktörü Özge Güven

Güven’in TBWA macerası 2014’te sanat yönetmeni olarak başladı, 2018’de ise ajansın, tasarımı farklı disiplinlerle büyütme çabasıyla kurulan TBWA Design Community’nin tasarım direktörü oldu. Burada Güven’in daha da özgürleştiğine şüphe yok. Design Community’nin ilk işi olan Fear and Fantasy Festival kampanyası, Cannes Lions, Golden Drum, Epica, Loerries gibi uluslararası ödül organizasyonlarından başarıyla döndü. Ancak hem kendisi hem de Türkiye için göğüs kabartan gelişme bu yıl mayıs ayında gerçekleşti ve kampanya, dünyanın en zorlu yaratıcılık yarışı olan D&AD Awards’ta Türkiye tarihinde ilk kez Yellow Pencil’a uzandı.

Bu yıl Alice Müzikali’nin kimliğini ve iletişim kampanyasını tasarlayan Güven aynı zamanda İKSV 16. İstanbul Bienali – Yedinci Kıta reklam kampanyasından da sorumluydu. Güven’in çalışmaları Creative Review ve Lurzer’s Archive gibi sektörün prestijli uluslararası yayınlarında kendine yer buldu.

Güven’in, kendisinden sonraki tasarımcılara yol açmak ve sektörün bugününü daha yüksek bir çıtaya taşımak için yaptıkları, kariyerindeki gelişim hızından daha da etkileyici. 2010 yılından bu yana İstanbul Bienali, Tasarım Bienali, Film Festivali, Tiyatro Festivali ve vakfın çeşitli başlıklarında çok sayıda iş üreten Güven, 10 yıldır süren Yahşibey Tasarım Çalışmaları’nda proje yöneticiliği gibi pozisyonlarda genç tasarımcılarla bir araya geliyor. Tasarım eğitimi üzerine araştırmalar da gerçekleştiren başarılı tasarımcının, bu denli disiplin arasında ayrı bir yerde tuttuğu bir tutkusu daha var; kitap tasarımı.

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?

Sağlıklı gıdaya erişim problemi ve zincirleme etkileri.

Kariyerinizdeki en büyük “iyi ki”niz ne?

İyi ki el verdiler dediğim ustalarım, hocalarım oldu.

Bir gün 48 saat olsa, ekstra 24 saatinizde ne yapardınız?

Aklımda biriktirdiğim, yapmak isteyip yapmaya zaman yetiştiremediğim bir sürü fikrimin, planımın peşinden koşardım.

Siz bu ödülü kime verirdiniz? Neden?

Türkiye’nin tasarım kültürü adına uluslararası düzlemde çalışmaları ve ciddi çabası için Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova’ya ve tasarım eğitiminin gelişimine büyük katkıları adına MSGSÜ Eski Grafik Tasarım Bölüm Başkanı, MSGSÜ Rektör Yardımcısı Prof. Ayşegül İzer’e vermek isterdim. Şanslıyım ki bu sorunun yanıtı için çok zorlandım! Etrafım bu ödüle layık diyebileceğim çalışkan kadınlarla dolu, bir de annem!

Sırada – Sanat: Fotoğraf Sanatçısı Dilan Bozyel

O gözün gördüğü

Diane Arbus’un siyah beyaz hallerde dondurduğu anlar, Dilan Bozyel’in fotoğrafla yeniden hayat bulmasına neden olur. Londra’da başladığı fotoğraf eğitiminin üzerine eklediği ilk taşlar ise sağlamdır: Vice Magazine. Dört yılın sonunda Bozyel yeni bir eşiktedir. Türkiye merkezli bir fotoğrafçı olmak ama dünyanın farklı noktalarında hikâyeler toplamak. Bozyel’i farklı kılansa moda, sanat ve müzik gibi farklı kategorilerde yürüttüğü fotoğraf kariyerinin altını her zaman güçlü bir sosyal sorumluluk hissiyle doldurması.

Fotoğraf Sanatçısı Dilan Bozyel

Bozyel’den kısa bir potpuri; 2013’te Karışık Aklım ve Dunning-Kruger Sendromum isimli fotoğraf çalışmasıyla İstanbul Modern Sanat Müzesi koleksiyonuna dahil olması, 2016 Venedik Sanat Fuarı’nda Kimseye Etmem Şikâyet eseriyle boy göstermesi, 2017’de Disney ve Unicef’in #HayalleriniYaşaPrenses kampanyası için Türkiye adına seçilen kadın fotoğrafçı olması… Bozyel bu yıl ise Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) tarafından düzenlenen Spor Toto Yılın Basın Fotoğrafları Yarışması’nda Yılın Portre Fotoğrafı kategorisinde birincilik ve ikincilik ödüllerinin sahibi oldu. Magnum Fotoğraf Ajansı ve British Journal of Photography işbirliğiyle oluşturulan Portrait of Humanity kitabında bir semazen fotoğrafıyla yer aldı. Yıllardır KAFA dergisinin yazar ekibinde yer alan Bozyel’in Paris-Beyrut: Mutluluk Hattı isimli kitabı bu yıl raflarda yerini aldı.

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?<7h4>

Dünya meselelerinin birbirine bağlanarak bir kördüğüm haline getirilmeye çalışıldığını düşünüyorum. İklim krizinin, her dünya vatandaşının eşit eğitim hakkına sahip olması gerektiğiyle direkt bağlantılı olması gibi.

Kariyerinizdeki en büyük “iyi ki”niz ne?

Sanatı mesleğim olarak seçerek, dünyaya; güzelliklerine ve problemlerine daha dolaysız ve çıkarsız yaklaşabilip, bilinç oluşturabilmeyi duygular aracılığıyla başarabildiğim için…

Siz bu ödülü kime verirdiniz? Neden?

Anneme! Kıbrıs’ta büyürken, savaş sonrasında tüm hayatı değişmesine rağmen Ankara’da eğitimini tamamlamayı seçmesi, dört evladını kaos içindeki bir Doğu şehrinde tüm zorluğa, tüm toplum baskısına rağmen sanat ve eğitim odaklı büyütmüş olmasının yanında, gelişimi zor kabul eden bir şehirde sağlık sektörü adına kattığı onlarca başarı ve düzen için, tüm bunları başarırken de hiç pes etmediği için annem Aysel Bozyel’e bu ödülü verirdim.

Sırada – Teknoloji / Girişim: Insider CEO & Kurucu Ortağı Hande Çilingir

İçimizden biri

İngiltere ve Çin’de tamamladığı lisans ve lisansüstü eğitimlerinin ardından, ilk girişiminden “exit” yapan Hande Çilingir; 2012 yılında, kendisinin de aralarında bulunduğu beş kurucu ortağın hayata geçirdiği Insider’ın CEO koltuğundaki isim.

Insider CEO & Kurucu Ortağı Hande Çilingir

2014’te Endeavor Girişimcisi seçilen ve o tarihten bu yana farklı kurum ve organizasyonlar tarafından girişimciliği ödüle layık görülen Çilingir, 2018’in başında da Crunchbase tarafından dünyanın ABD dışındaki en iyi üç kadın CEO’sundan biri olarak gösterildi. Çilingir ve ekibi geçtiğimiz yıl 24 global ofisi aracılığıyla dünyanın dört bir yanından sayısız pazarlama uzmanına müşterileri için web, mobil web, mobil uygulamalar ve reklam kanallarında kişiselleştirilmiş tecrübeler sunma imkânı sağlayan Insider’ı durmaksızın yeniler ve hizmet ağını yeni pazarlara doğru genişletmeyi sürdürürken, globalde de 500 kişilik bir ekip büyüklüğüne erişti.

Burada anılan/anılmayan tüm başarıların yanında Çilingir’in aktif şekilde rol aldığı, “Duyarlı olmak” (Care) ve “Fark yaratmak” (Impact) prensiplerine dayanan Insider imzalı sosyal sorumluluk projelerinden birkaçına değinmek, genç CEO’nun profilini anlamak adına önemli. Insider’ın faal olduğu tüm ülkelerde öğrencilere girişimden kodlamaya dek birçok başlıkta sertifikalı eğitimler sunan 1+1+1; İzmir orman yangınından sonra devreye alınan ve Startup Ecosystem Challenge ile girişimlerle bağış zinciri oluşturarak girişim ekosistemi adına kurulan orman; Cerebral Palsy gibi hastalıkların farkındalığı ve adına toplanan bağışlar; kısa süre önce gerçekleşen ve geliri Koruncuk Vakfı’na bağışlanan bir kermes; her yıl düzenli olarak gerçekleşen kışlık kıyafet bağışları…

Hepsi gönüllülük esasıyla gerçekleşen bu etkinlikler Hande Çilingir’in yalnızca profesyonel yaşamıyla değil, toplumsal duyarlılığıyla da fark yaratan bir lider olduğunun en naif göstergeler.

Kişisel olarak önem atfettiğiniz en büyük dünya meselesi/sosyal mesele nedir?

Engellenebilir, önlenebilir hastalıkların teknoloji yardımıyla önceden tahmin edilebilir hale getirilmesi. Bu şekilde milyonlarca insanı hayata bağlarken, aynı zamanda zorlu koşullarda çalışan doktorların ve tüm sağlık personellerinin hayatlarını da, sağlıkta daha fazla teknoloji kullanarak kolaylaştırmak.

Kariyerinizdeki en büyük “iyi ki”niz ne?

Insider’ın kuruluşundan itibaren, özellikle kurucu ortaklarımız olmak üzere, bugüne kadar birlikte çalıştığımız ekip arkadaşlarımızla yollarımızın kesişmiş olması, onları bulmak, onların bizi bulmuş olmaları…

Bir gün 48 saat olsa, ekstra 24 saatinizde ne yapardınız?

Ekstra 24 saatin 12 saatini daha fazla insanı eğitmek için değerlendirirdim, geri kalan 12 saatini daha fazla öğrenmeye harcardım.

Siz olsaydınız bu ödülü kime verirdiniz?Neden?

Bu ödülü kendi girişimini kurma cesaretini gösteren, üniversiteden mezun ya da henüz öğrenimine devam eden Türk mühendis kadınlara verirdim.

Exit mobile version