Steve Jobs ve Steve Wozniak, bundan tam 44 yıl önce elektrik mühendisi ve yatırımcı iş adamı Mike Markkula’yı Apple’ın üçüncü ortağı olarak şirkete dahil etti. Markkula, kısa süre sonra “Apple’ın Pazarlama Felsefesi” adında üç maddelik kısa bir manifesto kaleme aldı. Son maddede şöyle yazıyordu:
“En iyi, en kaliteli, en kullanışlı ürünü biz tasarlayabiliriz; ama onu özensiz bir biçimde sunarsak, özensiz bir şirket algısı uyandırırız.”
Bu yaklaşım, Apple’ın başarısında çok önemli bir yere sahip.
Bolluk içinde ayrışmak
İçinde bulunduğumuz dönemde neredeyse her sektörde müthiş bir rekabet var. Raflarda yer alan her ürünün, internette bulunan her servisin onlarca alternatifi mevcut. Farklılaşıp öne çıkmak, her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bu zor görevin başarıyla yerine getirilebilmesi için kullanılabilecek en güçlü araçların başında tasarım geliyor. Bunu en iyi kanıtlayan güncel örneklerden biri, ABD’de hizmet veren Oscar adlı sağlık sigortası şirketi.
Oscar, tüm bunları değiştirdi. Aynı fiyata, büyük ölçüde aynı ürünü sunmasına rağmen, sektörün onlarca hatta yüzlerce yıllık dev oyuncularından tümüyle ayrışmayı başardı. Stok fotoğraf görselliğini reddedip kendine özgü bir illüstrasyon tarzı geliştirdi. Şık tasarlanmış, kolay okunan, “benden bir şey saklamaya çalışıyorlar” hissi uyandırmayan, üyesinin yanında olduğunu hissettiren, samimi, dürüst ve yer yer mizahi bir görsel dili benimsedi.
O uzun ve sıkıcı poliçe dokümanına bambaşka bir şekilde yaklaştı. Poliçe sahibini en çok ilgilendiren kısımları ilk sayfada, hoş ve minimalist bir tipografiyle ve çok daha net bir bilgi hiyerarşisiyle sundu, geri kalan bölümü “bunlar da diğer sıkıcı detaylar” diyerek arka sayfalara serpiştirdi. Şeffaf ve içten yaklaşımıyla, rakiplerini “kötü adamlar”, kendisini ise onlarla mücadele eden bir halk savaşçısı gibi lanse etmiş oldu.
Oscar gibi, görsel tasarımla farklılaşıp, yoğun rekabetin yaşandığı sektörlerde kendilerine özel yerler edinen birçok marka var. Bunlar arasında Virgin Airlines, Oatly, Dollar Shave Club, Casper (yatak) ve Lush gibi isimleri saymak mümkün.
Tabii bu noktada, verimli ayrışmanın tek başına tasarımla olamayacağını da hatırlatmak gerekir. Oscar’ı başarılı kılan formülün içinde, pozisyonlama, ses tonu, mesaj tutarlılığı, renk psikolojisi gibi farklı strateji bileşenleri de var. Ancak bütün bunların tüketiciye yansıması tasarımla oluyor. Tasarım; bu veriler ışığında, duygu yaratma ve algı yönetme görevini yerine getirdiğinde, başarı kendiliğinden geliyor.