Sosyal medya öncesi celebrity dendiğinde akla oyuncular, şarkıcılar geliyordu. Sosyal medya ile birlikte celebrity tanımının ekseni de değişti. Buradan hareketle, günümüzde celebrity kavramını nasıl tanımlayabiliriz? Markaların reklamda konvansiyonel anlamda ünlü kullanımı pratiği nasıl değişti?
Zaman içinde celebrity’lerle çalışma şeklimiz de evrildi. Eskiden ulaşılamaz görünen isimlerle artık iletişim kurmak, etkileşim yaratmak dijital dünyanın gelişimiyle daha mümkün kılındı. Sadece ekranlarda gördüğümüz isimlerin ekrandaki karakterlerinin ötesinde, yaşamlarına nüfuz edebiliyor, bu yeni dünya sayesinde daha farklı bağlar kurabiliyoruz. Tabii bu durum gerçek yaşamlarını daha görünür kıldığından, markaların da radarına giriyor. Celebrity’lerde mevcut olan hayran kitlesi; doğru marka, doğru içerik ve doğru zamanda eşleştiğinde ve influencer’lar ile desteklendiğinde markalar için daha etkili hale gelebiliyor.
Kronos İletişim olarak ilk günden itibaren televizyon ya da OTT platformlarında dikkat çeken projelerde yer almış ve dijital dünyada geniş kitlelere ulaşabilecek yüksek etki potansiyeline sahip celebrity’lerle çalışıyoruz. Bizim için sürdürülebilir başarı ve güvenilir imaj, celebrity tanımının en kritik unsurlarından biri. Bu yüzden içerik üretimi yapan sektördeki ajanslardan daha farklı konumlandığımızı, yalnızca celebrity iletişimi ile içerik üreten bir yapımız olduğunu her yerde dile getiriyoruz.
Düşünün, 25 yıl önce internet bile yoktu, televizyonlara reklam kasetleri teslim ediyorduk. O zamanlar bilgiye ulaşmak bugünkü gibi kolay değildi; teknoloji sınırlıydı, zaman daha yavaş akıyordu. O dönemlerde bir celebrity’nin televizyonda oynayan reklamı, büyük bir değişiklik olmadıkça sürekli tekrar ederdi. Ama artık o günler geride kaldı. Markalar tüketici analizleri sonrasında dijitale özel içerikler hazırlanmasını ve bunun mümkün olduğunca kişiselleştirilmesini ve çeşitlendirilmesini istiyor. Bu sayede tek bir isme yatırım yapmak yerine farklı isimlerle çok daha geniş hedef kitleye ulaşılabiliyor.
Biz de yalnızca TV’de yapılan bir projenin maalesef günümüzde istenilen etkiye ulaşmadığını gözlemliyoruz. Bu sebeple içeriklerimizi dijitalde yepyeni prodüksiyonel bir dünyada ele alıyoruz. Özetle marka, celebrity ve tüketici arasında kurulan bağ, geçmişe oranla çok daha güçlü, çeşitli, yeniliklere ve gelişime açık olarak ilerliyor.
Kronos İletişim olarak çalışmalarınızın ekseriyetini celebrity reklam menajerliği oluşturuyor. Anlaşma ve çalışma süreçleriniz nasıl işliyor?
Öncelikle reklam menajerliği kavramını Türkiye’ye getiren öncü isimler arasındayız. Bunun bir ihtiyaç olduğunu yıllar öncesinden görerek geliştirdiğimiz bir yapımız var. Günümüzde menajerlik kavramını, reklam dünyasının denge ve ihtiyaçlarını bilerek süreçlerimizi yönetiyoruz. Ajans bünyemizde exclusive ya da proje bazlı çalıştığımız celebrity’lerimiz mevcut. Kronos olarak, biz her projenin kendi içinde biricik olduğuna, celebrity ve marka, ikisinin de kendi içinde marka olduğuna ve birbirini beslemesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun için hem çalıştığımız markaları hem de celebrity’leri iyi tanımanız gerekiyor. Bu sebeple, gelen brief’leri en iyi şekilde analiz ederek, brief’e ve celebrity profillerine uygun senaryolarla yürütüyor, tüm içerikleri kendi prodüksiyon ekiplerimizle çekiyoruz. Bu yaklaşımla da tam hizmet verip markalara ve ajanslara konfor alanı sunuyoruz diyebiliriz.
Sosyal medya, yaygınlaşan dijital platformlar ve artan yapım sayısı ile birlikte celebrity kategorisine giren ve bu kategoriye girme ihtimali olan kişilerin sayısı da arttı. Bu durumun çalışmalarınıza ne gibi etkileri oluyor?
Dünya hızla değişirken içinde yer aldığımız sektör de gelişti ve beraberinde büyümeyi getirdi. Günümüzde konvansiyonel medya ve dijital dünyanın birlikte ilerlemesi kaçınılmaz. Sosyal medya profillerinin “kartvizit” olarak tanımlandığını düşünürsek, eskiden dijital dünyaya yakın olmayan isimler bile bugün burada var olmanın bir gereklilik olduğunun farkında. Bu da seçenekleri çoğaltırken, yüksek kalitede, özgün, samimi ve dikkat çekici içerikler üretmek ayırt edici önemli bir unsur oluyor. Tam da bu noktada aynı dili konuşarak, doğru süreç yönetimiyle marka, celebrity ve ajans üçgeninin birlikte daha fazla hareket etme gerekliliğini ortaya çıkardı. Bunu yapabildiğiniz takdirde daha keyifli ve başarılı işlere imza atabiliyorsunuz.
Markaları doğru kişilerle eşleştirmek bir hayli zor. Seçimlerinizi etkileyen kriterler neler?
Bir markanın çalıştığı celebrity’nin sadece çok tanınıyor olması yeterli değil. Yan yana geldiklerinde marka-celebrity dengesi önemli. Aslında markalar kişilikleri olan varlıklar. Bir marka celebrity seçiminde aslında soyut olan kişilik kavramlarını somuta dönüştürebiliyor, markanın yansıması oluyor. O nedenle aynı ruhu yansıtıp, doğru mesajları verip, birbirlerini büyüten, geliştiren bir ilişkilerinin olması ve sahiplenmesi en önemli unsurların başında geliyor.
Sosyal medya sayesinde tüketici bir celebrity’nin hayatına dair pek çok bilgiye ulaşabiliyor; celebrity’leri bir anlamda adım adım takip edebiliyor. Etkileşim alanının bu denli genişlemesinin olumlu ve olumsuz yönleri neler?
Aslında eskiden ulaşılamaz görünen isimlerle artık iletişim kurmak, etkileşim yaratmak, çok daha kolay hatta zamansız bir hale geldi. Tabii pozitif ve negatif yönleri mevcut. Samimiyet ve iyi niyetlerle iletişim kurulduğunda pozitif etkileri çok fazla. Her şeyden önce birlikte birçok paylaşımınız oluyor, söylenenleri duyabiliyor, karşılıklı motive olabiliyorsunuz. Madalyonun diğer yüzünde ise ulaşılabilir olmak, klavyenin ucunda bazı kişilerde gereksiz bir cesaret olarak kendini gösterebiliyor; aklından geçen her cümleyi söyleyebilme hakkı olduğunu sanabiliyor. Bu biraz siber zorbalığa giriyor ki zaman zaman can sıkıcı olsa da, işimiz iletişim olduğundan, olabildiğince pozitife çevrilmesi gereken bir konu olarak bakıyor ve stratejik yaklaşıyoruz. Dijital, doğru kullanıldığında herkes için büyük konfor sunan, sınırları, uzaklıkları ortadan kaldıran, paylaşımları çoğaltan harika bir dünya.