Site icon MediaCat

Brainstorming için önce beyin gerekir

Ajans Başkanı "beyin fırtınası" için gerekli olan en temel unsuru yeni yazısında açıklıyor!

Öyle beyin fırtınaları yapılıyor, daha doğrusu yapılamıyor ki Alex Faickney Osborn mezarında ters dönüyor. Osborn, namı diğer BBDO’nun O’su, 1939 yılında yaratıcılık problemlerinin çözümü üzerine çalışmalara başladı ve bununla ilgili metotlar geliştirdi. Kendisi, bugün brainstorming yani “beyin fırtınası” kavramının babasıdır.

“Beyin fırtınası nedir ve nasıl yapılmalıdır?” gibi klasik tanımları ve geyikleri bir kenara bırakalım. Çok net bir problemimiz var millet: “Beyin fırtınası” denen şeyi yapamıyoruz… Peki neden?

Biz de keyfimizden yapmıyoruz.

Konkurların ya da fikir bulma sürecinin tüm adımları bellidir. Reklamverenden brief alınır, strateji ekibi kreatif brief’i yazar, kreatif ekip brief’i alır ve en acılı süreçlerden biri olan “kreatif ekipten ne çıkacak?” beklentisine girilir. Tabii her zaman olduğu gibi sunuma bir hafta kala, kreatif ekipten doğru düzgün fikir çıkmayacaktır. Bu sebeple ekip, can havliyle toplanacaktır ve toplantı odasında yapılacak şey çok barizdir. Herkes kafasındaki fikri anlatacak, saçma fikirlerin arasından en az saçma olanı seçilecektir.

Fikir ver, örnek verme

Reklam sektörü adına bloglar, yayınlar, dergiler vb. o kadar geniş bir yabancı kaynağa sahibiz ki. Artık beyin fırtınası yapmak için toplanan çalışanlar, kendi bulduğu fikri değil, internette bulduğu fikri rahat rahat söylüyor. Biri diyor “Abi şimdi İsveç’te bi ajans, pizza kutularına şöyle bir şey yapmış, böyle bir şey olmuş.” Öbürü de “Abi Almanya’da bi sabun markası şöyle bir iş yapmış, yıkılıyor ortalık” diyor. Oğlum lan beyin fırtınası yapıyoruz, “dünyada reklamlar trendleri” paneli yapmıyoruz, kendinize gelin. Ondan sonra da…

“Multıple discovery”, yersen

Adam çıkmış toplantıda açık açık diyor ki “babalar şu ajans şöyle bir şey yapmış, bizim kategoriden değiller çok rahat çakabiliriz, ortaya çıkarsa da multiple discovery deriz.” Yersen. İşin kötü tarafı çoğu patron da böyle bir davranışa karşı bir tutum sergilemiyor, pasif kalıyor, çoğu zaman işine bile geliyor. Yahu sen kreatif direktör mü yoksa trend hunter mı aldın? Şu an beğendiğimiz çoğu reklam kampanyası başka bir reklam kampanyasından çakılmış durumda. Ne güzel iş olmuş diyoruz, işi seviyoruz çünkü işin orijinali güzel, çakması da Türk standartlarına göre iyi duruyor. İki hafta sonra bi yerlerden işin orijinali çıkıyor. Hooop multiple discovery baba, yersen.

Şöyle bir toplanalım

Herhangi bir metot ya da yöntem kullanmıyorsanız, yaptığınız şeye beyin fırtınası demeyin, “arkadaşlarla buluştuk takılıyoruz” deyin, “şu an kumsaldayız ateş yaktık, Akdeniz Akşamları’nı çalıyoruz” deyin, “ajansa geldik çay içip, altın günü yapıyoruz” deyin ama beyin fırtınası yapıyoruz demeyin çünkü yapmıyorsunuz.

Beyin yok fırtına var

Her zaman derim beyin fırtınası yapmak için önce, en az iki sağlam beyin gerekir. Peki her beyin fırtınası ekibinin değişmeyen sterotipleri, yani beyinleri kimlerdir?

Fikri bulan adam:
Her beyin fırtınasında bir tane fikri bulan adam illa ki vardır. Bu arkadaş ortalamanın biraz üstünde bir IQ’ya sahip olup, bu yönüyle bile diğerlerinden hemen ayrışır, adeta bir güneş gibi doğar toplantı odasına. Ortaya atılan fikirlerden en makul olanları bu adamın fikirleridir.

Fikre tutunan adam:
Bu adam genelde fikir bulan adamın yaptığı rüzgarın akımıyla giden, kafası fikre değil çakallığa çalışan adamdır. Güzel fikirlere ufak 1-2 ekleme yaparak, çıkan fikrin ortak akılla çıktığını hissettiren insandır. “Ne güzel bulduk be”, “abi süperiz” gibi cümlelerle ortamı kıvama getirmeye çalışırlar.

Ufuk açan adam
Sektörde pek tecrübesi olmayan ama kafası çalışan adam modelidir, stajyer ve junior’lardan oluşur.

Genelde fikir bulan adamlara pas atarlar.

Fikri olmayan adam
Elinde telefon ve o an dünyayla alakası olmayan adamdır. Arada bir toplantıda olduğuna dair kanıt olarak ses çıkartır.

Çok göze battıkları noktalarda fikir öldürmeye çalışırlar.

Beyin fırtınası gibi modellerin işe yaramamasının sebebi; yapılan işin hiçbir sistematiğe ve metoda oturtulmaması ve bu işe gerekli ciddiyetin gösterilmemesidir. Bu kafa değişmedikçe, körler sağırlar birbirini ağırlar.

Exit mobile version