Site icon MediaCat

Aşkın 6+1 hali

Aşkın 6+1 hali

“Sosyal-Beynimiz Neden Bağlantı Kurmaya Yönelik Yapılanmış?” kitabının yazarı sinirbilimci Matt Lieberman çok yakın tarihli bir çalışma paylaştı. Mükemmel bir zamanlamayla önüme düşen makale, sinirbilimsel açıdan incelendiğinde altı farklı aşk çeşidi olduğunu gösteriyor. Bu aşk türleri, insan beynindeki farklı bölgeleri farklı derecelerde aktive ediyor ve her biri farklı bağlanma ve ödül sistemlerini devreye sokuyor.

Ama biraz geri saralım ve her zaman olduğu gibi evrimci bir perspektiften “aşk niye var?” diye soralım. Cevabı ilk iki temel aşk türünde yani romantik ve ebeveyn aşkında buluyoruz.

Öncelikle insan türü sosyal bir memeli ve insan yavrusu prematüre doğan ve çok uzun süre yoğun bakım desteği isteyen bir canlı. Bu da öncelikle annenin ama bu uzun süreli bakım ihtiyacı sebebiyle babanın da bebeğe ve anneye bağlanması ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Bu manada aşk, türümüzün devamı için doğanın geliştirdiği formül diyebiliriz.

Bu perspektiften önce iki temel aşkı inceleyelim…

1. Romantik aşk: İki partner arasındaki romantik bağlanmayı ifade ediyor. Yoğun duygusal bağ, cinsel çekim ve uzun vadeli bir bağ kurma isteğiyle tanımlanıyor. Romantik aşk, beynin ödül sistemini en güçlü şekilde aktive eden aşk türü. Aynı zamanda sosyal bağlamla ilişkili alanlar da aktive oluyor. Romantik aşk, derin duygusal bağlılık ve motivasyonla ilişkili ve beyinde hem haz hem de bağlılıkla ilgili bölgeleri harekete geçiriyor. Kısa vadeli üreme haz, uzun vadeli bağlılık bebeğin büyütülmesiyle alakalı.

2. Ebeveyn aşkı: İşte burada sıra ebeveynin çocuğuna karşı hissettiği güçlü, koruyucu ve şefkat dolu duygusal bağlanmaya geliyor. Romantik aşka benzer şekilde, ödül sistemi ve sosyal bölgeler güçlü bir şekilde aktive oluyor. Ebeveyn sevgisi, çocuğun güvenliğini ve refahını sağlamaya yönelik güçlü bir biyolojik motivasyon taşıyor ve sizi yoğun koruyucu hislerle dolduruyor.

Makale buradan sonra konuşacağımız aşk-sevgi türlerinin temel model olarak ilk iki aşkın mekanizmalarını kullanarak işlev gördüğünü anlatıyor. Sosyal acı ile fiziksel acının beyinde aynı şekilde çalıştığını gösteren Lieberman’ın makaleyi paylaşması anlamlı. O zaman “türetilmiş” aşklara da bir bakalım…

3. Arkadaşlara duyulan aşk: Yakın arkadaşlara duyulan sevgi ve bağlılık duygusu. Arkadaşlara duyulan aşk da ödül ve sosyal sistemlerinde aktivasyon yaratıyor, romantik ve ebeveyn sevgisinden biraz daha düşük düzeyde ama güçlü bir bağlılık ve güvenle ilişkili. Yerimiz dar olduğu için Robin Dunbar ve Dunbar sayısını hatırlatıp dördüncü aşka geçiyoruz.

4. Yabancılara duyulan sevgi: Arkadaş tanımının dışında kalan diğer insanlara karşı hissettiğimiz şefkat ve yardımseverlik duygusu. Bu sevgi, ödül sistemi ve sosyal alanları aktive ediyor ancak romantik veya ebeveyn sevgisine göre daha az bir aktivasyon yaratıyor. Başkalarına yardım etme ve toplum içinde bağlar kurma ihtiyacımızı destekliyor. Hemen aklımıza Cialdini ve karşılıklılık ilkesi geliyor, hatırlatıp devam ediyoruz.

5. Evcil hayvanlara duyulan aşk: Evet bu da aşk! Çalışma hem genel olarak insanların sinirsel aktivitelerini hem de hayvan sahiplerini incelemiş. İnsanlar ve evcil hayvanlar arasında güçlü bir duygusal bağ oluşabilir. Evcil hayvan sahiplerinde bu aşk türü çok daha güçlü, öyle ki romantik partnere yakın bile olabiliyor.

6. Doğaya duyulan aşk: Güzel bir doğa manzarasına, doğanın huzuruna ve estetiğine karşı hissettiğimiz duygusal yakınlık ve hayranlık duygusunu ifade ediyor. Doğaya duyulan sevgi, diğer aşk türlerinden farklı olarak görsel ve mekânsal işleme bölgelerini daha fazla aktive ediyor.
Peki bu +1 nedir? Haddim olmayarak yedinci bir aşk türü olduğunu düşünüyorum, bu konuda tezimi destekleyecek birkaç çalışmaya da rastladım. Belki araştırmacılar Mevlana biliyor olsalardı onlar da çalışmalarında bu +1’i ararlardı diye düşünüyorum.

7. Bir fikre duyulan aşk: Bu bir fikre, bir ideolojiye veya bir inanç sistemine duyulan aşk. Doğa aşkı gibi soyut başlasa da fikrin etrafındaki insanlar bağlamında yoğun bir kardeşlik duygusu ortaya çıkartan, bu bağlamda grup seçilimi avantajı yaratan son ama en önemsizi olmayan aşk.

Ne demiş Ece Ayhan? “Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler.”

Exit mobile version