Maltepe Üniversitesi tarafından akademi, iş dünyası ve popüler kültürü bir araya getirmek üzere hayata geçirilen Ad Hoc, dopdolu bir Mayıs sayısıyla bayilerde. Kültür, teknoloji, insan ve ekonomi dörtlüsünde hayat bulan yerel ve küresel gelişmeler, eleştirel ve çoksesli bir bakış açısıyla bir kez daha merkez altında.
Türkiye’de ve dünyada neler oluyor, neden oluyor?
İçinde bulunduğumuz döneme damgasını vuran tüm bu ihtilaflar nedenleri, kökenleri ve olası sonuçlarıyla Ad Hoc’un Mayıs sayısında. Bir başka deyişle, Ad Hoc ikinci sayısında da düşünmek, sorgulamak ve alternatif çözüm arayışlarına girmek isteyenleri yalnız bırakmıyor.
Varsayımlarınızı gözden geçirin!
Ad Hoc Mayıs sayısında üç global isimle söyleşiye yer veriyor. Gıdaya yönelik modern korkularımızın izini süren tarihçi Harvey Levenstein, internetin karanlık yüzüne ışık tutan araştırmacı Evgeny Morozov ve global eşitsizlikler alanında uzun yıllar boyunca çalışmış Dünya Bankası eski baş ekonomistlerinden Branko Milanovic bu ay görüşleri ve öngörüleriyle varsayımlarımızı gözden geçirmemize vesile olacaklar.
Depresyonun Batılı zengin ülkelere has bir hastalık olarak düşünme eğilimindeyseniz ya da çocuklarımızı dijital bir geleceğe hazırlamanın yolunun yalnızca kodlama eğitiminden geçtiğine inanıyorsanız, düşüncelerinizi gözden geçirmenin zamanı gelmiş olabilir. Rekabet ve dayanışmanın aynı anda var olabilmesi de olası. Tek yapmanız gereken problemleri yeniden formüle etmek…
Mayıs ayı teması: Ev
Her ay odağına aldığı soyut bir kavramın farklı perspektiflerden güncel yansımalarını inceleyen Ad Hoc’un Mayıs sayısındaki teması “ev”. Elbette 21’inci yüzyılda farklı bir ev resmi beliriyor karşımızda. Bir barınak, bir aidiyet nesnesi değil artık ev; çok daha fazlası. Finanstan uzay çalışmalarına, kent sosyolojisinden iş dünyası ve psikolojiye kadar tüm disiplinler günümüzde farklı bir ev tanımı sunuyor. Değişen ev tanımları da farklı bir insan hikâyesine vesile oluyor. Evi kolaylıkla tanımlayamadığımız, yerini işaret etmekte güçlük çektiğimiz ve akışkanlığına kimi zaman estetik bir ilham kimi zamansa nostaljik bir kederle yaklaştığımız 21’inci yüzyıl halleriyle anlamaya çalışıyoruz.
Dopdolu bir içerikle sizi bekleyen Ad Hoc’u keyifle okumanız dileğiyle…