Türk reklam sektöründe binlerce ajans, marka ve reklamcı var; her yıl binlerce yeni kampanya ve proje yapılıyor. Kısaca her gün reklamcılık adına onlarca, belki de yüzlerce yeni habere maruz kalıyoruz. Bu kadar haber arasında unutulmaması gerektiğini düşündüğüm işler ve olaylar… Bu sebeple ben de MediaCat’in yeni yıldaki ilk sayısı için 2014’e dair aklımda kalan “en”ler listesini oluşturdum.
Bu listeyi oluştururken tek bir kriter üzerine yoğunlaştım: “hatırladıklarım” çünkü hatırlamıyorsam etkili değildir ya da etkilememiştir. Sahi geçen yıl ne olmuştu?
2014’ün en cesur hamlesi: Reklamcılığın Manual’i
Bir sabah, Hürriyet okuyorum adamın biri, Burak Köprülü, reklamverenlere, patronumuza, direktörümüze ya da arkadaşlarımıza çekincelerimizden dolayı söyleyemediğimiz sektör doğrularını bam, bam, bam çivi gibi çakmış, hem de tam sayfa ilan çıkarak. Bu ilan bence 2014’ün en cesur hamlesidir.
İlanı kaçıranlar buradan buyursun:
REKLAMCILIĞIN MANUAL’İ
Hiçbir şey için bahane bulma.
Bedava konkura girme.
Boş yere ajansta sabahlama.
Reklamcı abilere sadece manevi değer verme.
Marka yaratmamış Kreatif Direktör’le çalışma.
En kreatif adamı zamansız direktör yapma.
Durduk yere yeni iş yap, satışları patlat, cirodan pay iste.
Son ana kadar yeni fikir düşün.
Gerekirse eskisini çöpe at, yenisini peçeteye yaz.
Her şeyin cevabını internette arama.
Hislerine güven, sezgilerinle yürü.
Her sunumda ünlülü senaryo gelmeye başladıysa, ajansını sorgula.
“Çok beğendik ama…” deme, beğenmedik de.
Hiçbir şey yapmamış adamlar ile dirsek çürütme.
Metodolojiyi bırak, sadece merak et.
Stajyer ilanları ile ödül avcılığı yapma.
“Bu fikri hemen dijitalde basalım” deme.
Sadece 6-7 kişinin çalıştığı, 60-70 kişilik ajanslardan olma.
Logoyu değil, markayı büyüt.
Operatörün sırtından Art Direktör’lük yapma.
Hayal stratejilerle, hayalet reklamlarla, hayal peşinde koşma.
2 senede büyük ajans olma.
Daha önce neler yaptınız deme, son işe bak.
Müşteriye bütçe sorma. Fikir bul.
Cümleye “yalnız bizim bütçemiz yok” diye başlama.
Binlerce dolar verip, marka nedir bilmeden okuldan mezun olma.
Tüm paranı tek mecraya akıtıp karanlıkta gemi olma.
Zorla ikna etmeye çalışma, etkile.
Heyecanlandıysan o an karar ver, sonucu satın almaya bırakma.
Yılda 2 kobiyi bir yere getiremiyorsan kendine reklamcı deme.
Yapılmış iş üzerinden yeni brief verme.
Kristal Elma’da gazoz içme.
“Bu iş için 2 hafta çalıştık” deme.
Toplantıya tek başına git, herkesi etkile, öyle dön.
Müşteri olmakla marka olmayı aynı şey sanma.
Çalışanların parasını çıkartacağım diye
2 hanenin altına düşme.
Hafta sonları çalışma, bayramları kapat.
Küçüksün diye 2. sınıf marka muamelesine katlanma.
Müşteri anlamaz deme, kekik otu üretiyorsa ye.
Brief ‘i yüz yüze al.
Toplantıların, bazılarının kendini önemli hissetme yerleri olmasına izin verme.
Müşteri ile yalandan samimiyet kurma.
Ajansı aradan çıkarıp
film çeken prodüksiyon şirketlerine taviz verme.
Bütçeleri şişirme, hakkı neyse onu al.
Cesaretin ve yaratıcılığın derneğine üye ol.
Beyin fırtınasıyla, konsensus reklamcılığı yapma.
Mardin’ deki teyzeye, Antep’teki kebapçıya reklam yap.
Diğer reklamcılarla görünmez bağını kopar.
Esnafla çorba iç, CEO ile sorbe ye.
Kampanya medyasını ilk sen planla.
Efsane ustalara saygı göster.
Yazar-Art Direktör çalışmasına güvenme.
Fikri kendin bul.
Cannes’dan ödül değil, candan müşteri kazan.
Başkasının müşterisine bulaşma, etik ol.
Bedavaya 8 ay stajyer çalıştırma.
Harika bir fikre revizyon verdiğinde, milyon dolarlık ürüne de revizyon bekle.
Cut out’çuları zengin etme.
“Reklam yaptık satışlar kıpırdamadı” deme.
Müşteri İlişkileri’nin suflelerini dikkatlice dinle.
Ajansın sadece ismine göre marka verme.
Ünlünün reklamını yapma, markayı ünlü yap.
Eğlenmeden çalışma.
Hep beraber çalış, hep beraber partile.
Müşteri gidince işten adam çıkartma.
“Daha önce bu sektöre iş yaptınız mı” sorusuna hoşça kal de.
Ciroları arttıran kampanyadan çalışanlara prim ver.
Reklam ajansını konkurla seçme.
Kafandaki görseli buldurmaya çalışma.
Parça başı iş yapma.
Deneme süresinde denenme.
Hakkıyla ödül alan herkesi alkışla.
“Yapın bir görelim” deme, öngör.
Ajansta freelance yapan adamı destekle.
Bir işin jpeg’ini 3 günde atma.
Her işi hakkı olan sürede yap.
Köle değil, partner ara.
Komisyon alma.
Kafe açmayı hayal etme, çok bunaldıysan bir kafeye otur.
“Batsın bu dünya” de, işi batırma.
Müzik fikrini sen düşün! Jingle’cıdan medet umma.
Ürün kategorini daralt, daha fazlasını açma.
Kendi tarzına değil, markanın karakterine uygun reklam yap.
Sabahın körüne toplantı koyma.
Sıkış tıkış arabalarda sunuma gitme.
Yalan bütçe alma, verme.
Müşteri çalıp ajans açma.
Kendini müşteriden üstün görme, reklamcıyı satın aldım diye düşünme.
Tarzı olan reklamcıyla çalış.
Müşteri Temsilcisi’ni yalan söylemek zorunda bırakma.
Yaratıcı deme, etkisine bak.
Ödüller alıp batma, kötü örnek olma.
Kendi kendine reklamcılık yapıp, paranı çöpe atma.
“360” kelimesini acilen bırak.
Ciroları bilmeyen reklamcı ile konuşma.
Müşteri almak için golfe başlama.
Ürünün var diye, markan var sanma.
Sunum sırasında çaycıyı içeri alma.
Sonucu önceden belli, danışıklı konkura girme.
Düşündüğünü, doğru bildiğini, cesaretle söylemekten korkma.
Daha fazla revizyon alma, işini masadan kaldır.
İstanbul, Bodrum ve Alaçatı dışında şehir gör.
İlk toplantıdan sonra Kreatif Direktör’ümüz yurtdışında deme.
Her şeye çok acil deme.
Az konuş, çok dinle. Müşteri Temsilcisi’nin içine sinmediyse, dönüp tekrar bak.
Gece yarısı atılan e-mail’in hesabını sorma.
Markanın sahibinin tüketici olduğunu unutma.
“Satışa mı, imaja mı faydalı” tartışmasını bırak.
e-mail ortamında ego yapma, aç konuş.
İyi reklamcı ile para pazarlığı yapma.
Söze değil, sözleşmeye güven.
İlişkiyi yüz yüze başlat, yüz yüze bitir.
Ne yapacağını bilmiyorsan, ajanstan iş bekleme.
Önce markayı düşün, senaryoyu yazma.
“Sen at, ben gece bakarım” deme.
5 saat PPM yapma, filmi çek.
Dünyayı kurtarıyorum sanma.
Hedef kitle tartışmasını kafadan at.
Kafandaki görseli Paint’te çizip, ajansa gönderme.
Başarılı reklamın, müşteriye de ait olduğunu kabul et.
Kötü ürünün, iyi reklamını yapma.
Reklamcılığı sadece fikir bulmak sanma.
Müşteri olmanın ne demek olduğunu anlamak için tam sayfa ilan ver.
Cesaretli ol, tarih yaz.
Burak Köprülü
Etkici
manualeffect.com
#reklamcılığınmanuali
info@manualeffect.com
2014’ün en iyi kreatif direktörü: Nuri Gülver
Hani derler ya “Gelecek vaat eden genç reklamcılar bıdı bıdı” diye, işte bu adam genç ama gelecek vaat etmiyor çünkü gelecek onun ta kendisi. Nuri Gülver Pornhub’ın kreatif direktörü, Times Square’de ilanı çıktı. Çoğu direktörüm diye geçinen adamdan yaratıcılık anlamında daha direktör. Tekrar tebrikler!
Kaçıranlar için Pornhub kampanyasının MediaCat’te birinci ağızdan yayınlanan hikayesi:
“Reklam bloglarını incelediğim bir gün ‘Pornhub Creative Director Challenge’ yarışmasını gördüm. Hâlihazırdaki kampanyaların aksine Pornhub, yarışmacılardan ürün göstermeden farkındalık yaratacak ve konvansiyonel mecralara uygun bir kampanya hazırlamasını istiyordu. Bu yüzden ihtiyacı olan kendini tanımlayacak bir cümle ve kendi kendini anlatacak bir simgeydi.
Afişi gözümde canlandırdıktan sonra, o sırada odada olan grafikerimiz Ercan Tarhan’dan elimin fotoğrafını çekmesini istedim. Az buçuk Photoshop bilgimle dekupe ettim, yerleştirme ve yazı fontu konusunda sanat yönetmenimiz Ceyda Koç’tan destek alarak işi yarışmanın olduğu siteye yükledim. Kısa zamanda yarışmanın gerçekleştiği blogda en beğenilen işlerden biri oldu. Finale kaldığım zaman sevinmiştim. Şimdi havalara uçuyorum. Çünkü dünya çapında 2 bin reklamcı ve 3 bin kampanyanın yarıştığı bir yarışmada birinci olarak ilk küresel başarımı kazandım. Şu an Pornhub’ın pazarlama yöneticisi Matt Blake ile kampanyanın ülkelere göre nasıl şekilleneceği üzerinden konuşuyoruz.
Daha 25 yaşındayım. Elbette kreatif direktör olacak tecrübeye sahip değilim ama daha yolun başında kendi hazırladığım bir kampanyanın başında olmak ve fikirlerimi hayata geçirebilmek çok önemli. Artık 12 ay boyunca Alametifarika’daki yazarlığımın yanında Pornhub’ın uluslararası reklam kampanyasının kreatif direktörlüğünü de yapacağım. İnşallah büyüklerimizi gururlandıracak, tüm dünyanın Türk reklamcılığını konuşacağı işler yaparım.”
Not: Cannes’da karşılaştığım Sir John Hegarty “All You Need Is Hand” afişini görünce kahkaha atarak beni tebrik etti ve işi çok beğendi. Bunları bir duayenden duymak en az birincilik kazanmak kadar önemliydi.
2014’ün en iyi stratejisi: Telefonla değil Vodafone’la
Kıskandığım nadir işlerdendir, sadece iletişim stratejisiyle ayrışmanın çok zor olduğu bir kategoriye güneş gibi doğmuştur. Daha önce bir yazımda bahsettiğim gibi uzun yıllar kullanılabilecek reklam stratejisi ve markayı rakiplerinden ayrıştıracak bir slogandır. (En son pazar liderine hamle yaptırdı.)
2014’ün en pişti kampanyaları: THY ve Vakıfbank milli takım reklamları
Türk Hava Yolları’nın Basketbol Milli Takımı, VakıfBank’ın da Bayan Voleybol Milli Takımı için hazırladığı reklamlar, strateji ve kreatif uygulama olarak tıpatıp aynılar. Şunu belirtmeliyim ki bu reklamlar her ne kadar birbirlerinin aynısı olsa da kesinlikle birbirlerinden esinlenme ya da çakma değiller. Çünkü aynı zamanda yayına girdiler.
Vakıfbank “Bizim Kızlar Hazır”
“Göğsündeki armayla, hep daha yükseklere!”
Vakıfbank “Bizim Kızlar Hazır” Künye:
Ajans: Alaaddin Adworks
Reklamveren: VakıfBank
Reklamveren Yetkilisi: Serpil Bengi, Gülin Günel
Yaratıcı Grup Başkanı: Murat Doğu
Müşteri İlişkileri: Melike Gezgin, Şükran Olgaç, Ebru Narin
Yaratıcı Grup: İrfan Ongan, Hande Çeviköz, Can Çelebi, Sevil Yılmaz
Yönetmen: Hakan Yonat
Yapım Şirketi: Kala Film
Türk Hava Yolları “Göğsündeki armayla, hep daha yükseklere!” Künye:
Reklamın başlığı: Sen Bi’ tanesin
Reklamveren: THY
Reklamveren Yetkilileri: Serdar Ekrem Şirin, Barış Akın, Gökhan Öcal, Eda Işıkoğlu, Fatih Akyıl, Rafet Fatih Özgür, Yeliz Nur Celayir
Reklam Ajansı: LOWE İSTANBUL
Yaratıcı Yönetmen: Can Faga
Yaratıcı Ekip: Erdem Suyolcu, Emine Aydın, Ali Yiğit Gümüş, Okan Saykun, Zeynep Güneş
Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Mert Tuncer
Marka Ekibi: Şerife Kırımlı, Zeynep Palpas, Aslı Haymana, Yasemin Baykara
Ajans Prodüktörleri: Tuğrul Karadeniz, Ahmet Uygun, Emirhan Akıncı
Yapım Şirketi: İFP
Yönetmen: Marco Grandia
Müzik: Jingle House / Eser Sahibi: Bora Ebeoğlu
Post Prodüksiyon: ABT
2014’ün en büyük ayrılığı: Publicis ve Omnicom
2013 yılında öyle bir aşk yaşandı ki, bu aşk reklam imparatoru WPP’yi tahttan indirdi. Güç dengelerinin sağlanamadığı Publicis ve Omnicom aşkı, tahmin ettiğimizden çok daha kısa sürdü. Evet Publicis ve Omnicom, 2014 yılında ayrıldı. Son gülen yine WPP oldu.
2014’ün en büyük futbol olayı: “Re-Liga”
Artık reklamcılar sıkıcı sektör seminerlerinde değil, Re-Liga’da bir araya geliyor. Re-Liga ajans takımlarından oluşan, puan tablosuyla, istatistikleriyle, kurallarıyla, maç özetleriyle, kısaca bir futbol liginde olması gereken her şeyle gerçek bir lig. Re-Liga, yeni kurulmasına rağmen iyi bir katılıma sahip, önümüzdeki seneler katılımın daha da artacağına inanıyorum.
2014’ün en iyi anneler günü filmi: Çok düşünen anneler
Her yıl belki de en iyi Anneler Günü reklamını yapan Profilo, bu yıl tacını Vestel’e devretti. Klişe içgörüleri bir kenara bırakan reklam; bir annenin herkesten farklı nasıl düşünebileceğini gösteriyor. İzlemeyenler çok şey kaçırır.
2014’ün en kafa işi: Deneysel Bankacılık
Özellikle Türkiye’de bu kafaya ulaşabilen işleri, kurumsal markalarda çok nadir görüyoruz. Müşterinin ikna edilmesinden tut, kafadaki fikrin tam anlamıyla uygulanmasına kadar zor bir işin altından kalkmış Kompüter. Deneysel Bankacılık serilerini izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
2014’ün en baba konuşmacısı: Sir John Hegarty
Bu yıl sektör adına birçok etkinlik ve seminer düzenlendi ve bu etkinliklere birçok konuşmacı geldi fakat bu konuşmacıların içinde en babası 2014’te Brand Week Istanbul’a gelen Sir John Hegarty’di. Normalde konuşmaların uzamasını pek sevmem fakat Hegarty sahneye çıktığında içimden keşke konuşma biraz daha uzasa demiştim.
2014’ün en çok esinlenilen adamı: Educatedear
Adı Boğaç, kendi tabiriyle Educatedear’da komikli video yapıyor. Fakat son yıllarda Educatedear’ın yaptığı videolar, reklamcıların dikkatini çok çekiyor olacak ki Pide Bitmiş ve Arnavut Şevket’li Çipetpet reklamları en kibar tabirle onun izlerini taşıyor.