2013 yılı Türkiye’si medya açısından önemli gelişmelere ve sorgulamalara sahne oldu. Yeni medya patronları koltuklarında yerlerini alırken, merkez ve paralel medyaların haritası yeniden çizildi; hiyerarşik olmayan, katılımcı örgütlenme yapısıyla sosyal medyanın yükselişi ise kuşkusuz 2013’e damgasını vurdu. Gündemi şekillendirmede öne çıkan olayların yazılı ve görsel basındaki yansımalarını hem hafızaları tazelemek hem de gelecekte bir arşiv hizmeti görmesi açısından sizler için derledik.
Milliyet’ten iki gazetecilik başarısı
2013’ün Şubat ayı, politika ve medya gündeminde öne çıkan iki gelişmeye sahne oldu: ABD Başkanı Barack Obama ile yapılan röportaj ve PKK lideri Abdullah Öcalan’la İmralı’da yürütülen görüşmelerin medyaya sızması. Her ikisi de Milliyet gazetesi tarafından gerçekleştirildi. Gazetenin Washington muhabiri Pınar Ersoy Obama’yla Suriye krizi başta olmak üzere Ortadoğu ve Kürt sorunlarının aralarında bulunduğu birçok başlığı masaya yatırırken, Namık Durukan tarafından hazırlanan İmralı haberiyse BDP’den Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan’ın Öcalan’ı ziyaretlerinde PKK’nın çekilme takviminden başkanlık sistemine kadar birçok şeyin konuşulduğu bir tutanağı gün ışığına çıkardı.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Hürrem hem Süleyman’ı hem de Türk halkını terk etti
Muhteşem Yüzyıl yayın hayatına başladığı günden bu yana ateşlediği tartışmalarla ileri siyaset erkânından anonim vatandaşa kadar neredeyse herkesin gündeminde kendisine bir yer buldu. Meryem Uzerli’nin diziden ayrıldığı haberi, bu bağlamda, bir oyuncunun prodüksiyon şirketiyle arasındaki sözleşmeyi ihlal etmesinden çok daha fazla duygusal ağırlığa sahip oldu. Katıldığı ödül törenlerinde yerli dizilerin çalışma koşullarının zorluğunu sektörün yüzüne vuran Uzerli, dizinin 3’üncü sezonunun bitmesini beklemeden ülkeden ayrıldı. Hakkında yapılan tahmini yorumların şımarıklık-sorumsuzluk ve eleştirel konumun sürdürülmesi olarak ikiye bölündüğü ayrılık, Uzerli’nin profesyonel bir hamleyle Almanya’dan rapor almasıyla bir nedene kavuşmuş oldu. ‘Tükenmişlik sendromu’nu gündelik repertuarımıza kazandıran rapor, sinema ve dizi sektörünün adil olmayan yanlarını bir kez daha gündeme taşıdı. Ayşe Arman’ın Uzerli’yle gerçekleştirdiği röportaj Uzerli’nin bebek beklediğini ortaya çıkarınca, olay daha bireysel ve magazinel bir boyut kazanmış oldu.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Türk medyasının belgeselle imtihanı
Rafine bir zevk ve eğitim göstergesi atfedilen belgeseller, Gezi olayları süresinde bir vurdumduymazlık ve sorumsuzluk göstergesi haline geldi. Gezi olayları, başlamasını takip eden günlerde dış basının da odağına yerleşirken, Türk haber kanallarında kendisine yer bulamadı. Öyle ki Cnn Türk 31 Mayıs akşamı, Türk medya tarihine mâl olan penguenlerin yer aldığı bir belgesel gösteriyordu. Hatta bu tutumuyla CNN International’da eleştiri konusu olmayı başardı. BBC ise CNN Türk’le aynı tarihlerde benzer tutumu sergileyen NTV ile olan anlaşmasını iptal etti. Aynı günlerde insanların haber alma hakkına yanıt veren mecra kuşkusuz anlık paylaşımların önünü açan Twitter oldu. Bilgilenme, Twitter üzerinden paylaşımı yapılan sayısız fotoğraf ve iletiyle sağlanırken, vatandaşların geleneksel medya kanallarına olan yaklaşımı ciddi bir güven bunalımı yaşadı.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Kanal +1 yayın hayatına başladı
Kanalın 29 Nisan’da yayın hayatına başlamasının yanı sıra kanalda gerçekleşen kadro değişikliklerinin yoğunluğu ve kuşkusuz kanalın mazhar olduğu medyatik ilginin asli kaynağı. Gezi olaylarının başlangıcına yayın akışında yer veren kanal, tarafsız haberciliğiyle diğer medya kanallarının arasından sıyrılsa da, takip eden günlerde aynı çizgiyi sürdüremedi. Tuncay Mollaveisoğlu, Ece Temelkuran ve Uğur Dündar’ın yanı sıra 14 yıldır çalıştığı NTV’den yaklaşık 2,5 yıl önce ayrılan Banu Güven de +1’le kısa süreli bir evlilik yaşayan isimler arasında. Kasım ayında ana haber bülteninin sunucusu olarak göreve başlayan Can Dündar ise kuşkusuz en büyük sürpriz. Can Dündar’ın yanı sıra göreve başlayan diğer isimlerse Mirgün Cabas, Özgür Mumcu ve Koray Çalışkan.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Tematik kanallar artıyor
FOX bünyesinde yer alan Türkiye’nin 24 saat kesintisiz yemek yayını yapan ilk tematik kanallarından olan 24Kitchen 12 Aralık 2012 tarihinden itibaren D-Smart ve Teledünya üzerinden yayın hayatına başladı. Unilever’in sürdürülebilirlik projeleri kapsamında sağlıklı beslenmeye dair farkındalık yaratılmasına dair kanala verdiği destek de Unilever Mutfağı adı altında hayata geçiyor. Kanalın ünlü şefleri arasındaysa Jamie Oliver ve Maksut Aşkar gibi ünlü isimler yer alıyor. Bir diğer tematik kanalsa 28 Ekim’de Digitürk üzerinden yayına başlayan ülkemizin ilk bilimkurgu kanalı Dizimax Sci-Fi. Star Trek’den Battlestar Galactica’ya X-Files’dan Twilight Zone’a birçok klasik ve güncel yapım meraklılarını bekliyor.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Discovery Channel Magazine artık Türkiye’de
Dünyanın önde gelen gerçeğe dayalı içerik sağlayan medya kuruluşlarından Discovery Communications’a bağlı Discovery Networks Orta & Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (CEEMEA) ve Ataklı Grupu, Discovery Channel Magazine’in Türkiye versiyonunu 1 Kasım itibarıyla piyasaya sürüldü. Dergi her ay, dünyanın dört bir yanından bilim, teknoloji, macera ve kültür gibi alanlarda farklı konular içeren özgün bir karışımla okuyucuların karşısına çıktı. Derginin ilk sayısının kapak konusu ise Discovery’nin macera adamı, dünyaca ünlü hayatta kalma uzmanı Bear Grylls oldu.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Medya sahipliğinin haritası yeniden çizildi
2013 yılı medya sahipliği açısından pek çok değişime sahne oldu. 1999 yılından itibaren Çukurova Holding bünyesinde yayın yapan Show Tv’ye Mehmet Emin Karamehmet’in borçları nedeniyle, 18 Mayıs 2013 tarihinde TMSF tarafından el konulmuştu. Takip eden haftalarda, kanalın kardeş kanalları Show Türk ve Show Max ile beraber Ciner Medya Grubu’na satılan kanal Kenan Tekdağ, grubun yönetim kurulu başkanı Kenan Tekdağ yönetimindedir. 2013’ün öne çıkan medya gelişmelerinden bir diğeri de Tv8’in 13 Kasım 2013 tarihinde Acun Ilıcalı’nın eline geçmesi oldu. Muhabirlikle başlayan bir televizyon kariyerinin medya patronluğuna evrilmesi konusunda Oprah Winfrey ile aynı yazgıyı paylaştığı düşünülen Ilıcalı, kanalı tüm haber içeriğinden temizleyerek insanlara mutluluk verecek bir yayın yapacaklarını belirtti.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Halk TV gönüllerin birincisi oldu
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yasemin İnceoğlu, liberal küreselleşme sürecinin ivme kazanmasıyla birlikte medyanın karşı güç olma işlevini yitirdiğinden, bu nedenle dördüncü kuvvet medyayı denetleme görevinin beşinci kuvvet olan yurttaş gereksiniminin doğuşundan bahseder. NTV, CNN Türk, Habertürk… Türkiye’nin önde gelen haber kanallarını oluşturan bu üç isim Gezi olayları sırasında ne yazık ki kendilerinden beklenen ‘haber yapma’ misyonunu yerine getiremedi. Bu boşlukta diğer mecra ve sermaye yapısı farklı olan medya kanallarının öne çıkması belki de kaçınılmazdı. Halk Tv, sınırlı imkânları ile gazetecilik görevini yerine getirmeye çalışan ve birçok insan için takdiri hak eden medya kurumlarından biri haline geldi.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Medya kan kaybediyor
Süresiz izine ayrılmalar, kadro yenilemeler, kovulmalar… Bu gibi kelimeler 2013 yılının medyasında en sık duyduklarımız arasındaydı. Cem Aydın, haber müdürü olarak girip Genel Müdür olarak ayrıldığı Doğuş Yayın Grubu’nda 18 yıldır bulunuyordu. Milliyet gazetesiyle bütünleşmiş Türk basın hayatının en önemli isimlerinden Hasan Cemal ise 15 yılın ardından gazetesini bırakmak zorunda kaldı. Kadrolarından ayrılan ya da yazıları yayınlanmasına son verilen diğer gazeteciler arasındaysa yine Milliyet’le yollarını ayıran Can Dündar, ‘Veda’ başlıklı son yazısıyla Vatan gazetesi okuyucularına veda eden Can Ataklı gibi isimler bulunuyor.
İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.
Hükümet-cemaat çatışmaları kızışıyor
2012 Şubat’ının MİT kriziyle patlak veren hükümet ve cemaat arası anlaşmazlıklar, KCK tutuklamaları, Gezi olayları ve dershanelerin kapatılmasının gündeme gelmesiyle iyice kızışmaya başladı. Zaman gazetesi istihbarat şefi İbrahim Doğan Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarında hükümet cephesinin ısrarla vurguladığının aksine Bezmi Âlem Valide Camii’ndeki bira şişelerinin sonradan yerleştirildiğini savunarak hükümet cephesinden dikkatleri üzerine çekti. Kasım ayına damgasını vuran dershanelerin kapatılması haberi ise henüz fiili olarak gerçekleşmemesine rağmen birçok çatışmaya ve organik olduğu düşünülen cemaat-hükümet evliliğinin sonlanmasına neden olacak gibi görünüyor.
Geriye dönmek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.