Site icon MediaCat

Yılın reklam yıldızı Serenay Sarıkaya

Yılın reklam yıldızı Serenay Sarıkaya

2013’te sözlüklere giren, 2014’teki Oscar töreniyle zirve yapan insanın kendini resmetmesi, MediaCat’in yılın reklam yıldızı çekiminin de temasını oluşturdu. İki dev markanın reklamlarında ve Medcezir‘de başarılı bir yıl geçiren Serenay Sarıkaya, elinde kamerasıyla 100 yıllık bir yolculuğa çıktı, Dilan Bozyel de bu yolculuğu ölümsüzleştirdi.

Yılın reklam yıldızı seçildiniz. Reklama bakışınız nasıldır? İzler misiniz?

Reklamları çok önemserim. Bence PR çalışması marka için en önemlisi.

Görselin üzerine tıklayarak yüksek çözünürlüklü versiyonuna ulaşabilirsiniz.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Bugüne kadar yerli ya da yabancı, en çok beğendiğiniz reklam hangisiydi?

Van Damme‘ın Volvo TIR reklamı.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Bu yıl iki büyük markanın reklam yüzü oldunuz. Birçok markadan teklif geliyordur. Mavi ve Elidor’u seçerken, bu markaların sizi cezbeden özellikleri nelerdi?

Hep bir jean markasıyla birleşmenin benim için harika olabileceğini düşünmüştüm. Gerçekten desteklediğin, kullandığın bir ürünle çalışmak bir başka oluyor. Günlük hayatında hep jean kullanan ve Mavi Jeans‘i çok iç geçirerek takip eden ben, bu düşüncelerimi menajerim Ayşe’yle paylaştım. O hafta nasıl bir enerji göndermekse onlar aynı istekle telefon açtılar. Duyduğumda inanamadım. Çok heyecanlandım. Elidor‘la ise Medcezir dolayısı ile çalışmaya başladık. Ama birbirimizi çok sevdik. Her iki projeyle de çok olumlu geri dönüşler aldık. Bu anlamda harika bir seneydi benim için…

Görselin üzerine tıklayarak yüksek çözünürlüklü versiyonuna ulaşabilirsiniz.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Oyunculuk kariyeriniz ve kendi marka yönetiminiz açısından baktığınızda, bu iki markanın yüzü olmanın size neler kattığını düşünüyorsunuz?

Reklam eğer doğru bir proje ise herkesin kariyerinde eminim maddi manevi çok güzel şeyler katıyordur. Çok havalı bir durum.

Görselin üzerine tıklayarak yüksek çözünürlüklü versiyonuna ulaşabilirsiniz.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Kişisel marka yönetiminizde nasıl bir strateji izliyorsunuz? Mesela yer alacağınız projeleri seçerken öncelikleriniz nelerdir?

Ben aslında çok tez canlı bir tipimdir. Hemen her şey olsun isterim. Ama anladım ki uzun vadeli başarı büyük sabır gerektiren bir şey. Hele bir de her şeye rağmen aklını ve kalbini önüne koyup, artısıyla eksisiyle objektif bir biçimde değerlendirme yapabiliyorsan ne ala. Bir de şansın varsa… Menajer de çok çok önemli tabi…

Görselin üzerine tıklayarak yüksek çözünürlüklü versiyonuna ulaşabilirsiniz.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Oyuncuların da aynı marka-tüketici ilişkisi misali, fanlarıyla daha interaktif oldukları bir çağdayız. Özellikle de sosyal medyanın bunda katkısı büyük. Siz sosyal medyada ne kadar varsınız? Hayranlarınızla ne ölçüde iletişimdesiniz?

Sosyal medyanın artık reddedilemeyeceği bir dönemdeyiz. Ben çok iyi bir kullanıcı değilim. Çünkü herkes bir şeyler söyleyebilme özgürlüğünü çok yanlış kullanabiliyor. Bütün bunlarla çok iç içe olmak hem bir yanılsama hem de sizi motive edebileceği gibi ciddi anlamda demoralize edebilecek şeyler. Ben de daha çok iş -ki bu yönden çok başarılı buluyorum- ve fanlarımla iletişimde kalabilmek için kullanıyorum. Devir kesinlikle onlarla interaktif olma devri. Ben de olabildiğince onlarla ilgilenmeye gayret ediyorum. Onları çok seviyorum.

Görselin üzerine tıklayarak yüksek çözünürlüklü versiyonuna ulaşabilirsiniz.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Her oyuncunun hayalinde mutlaka yer almak istediği bir proje vardır. Bu, çok beğendiği bir yönetmenle çalışmak olabilir, hayranı olduğu bir oyuncuyla aynı projede yer almak olabilir vs. Sizin hayalinizde böyle bir proje var mı?

Her insan gibi ben de işimle ilgili çok iyi yerlere gelebilmenin ve tabii ki bu işi yurt dışında da yapabilmenin hayallerini kuruyorum. Üstelik bu artık çok uzak bir hayal de değil. Ülkemizde bunu başarmış çok önemli isimler var. Çalışmaya devam.

Görselin üzerine tıklayarak yüksek çözünürlüklü versiyonuna ulaşabilirsiniz.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Gelecek için daha çok plan mı yaparsınız yoksa hayal mi kurarsınız? Nelerdir hayalleriniz, planlarınız?

Planlı yaşamayı sevmem. Hayatın bize ne sunacağı belli olmaz. Büyük hırsları olmamalı insanın ki hesapsız şeylerle karşılaşıldığında sil baştan almasın. Eğilip bükülebilsin. Öylesine ne getirse de yaşamıyorum tabii ki. Hayallerim var. Küçük tatlı hayaller…

Görselin üzerine tıklayarak yüksek çözünürlüklü versiyonuna ulaşabilirsiniz.

İlerlemek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Otoportrenin selfie’ye evrilmesini yansıtan bir çekim gerçekleştirdik. Dışarıdan bakınca bugünün eğlenceli selfie’sinin kökeninde aslında hüzünlü bir yalnızlık hissediliyor. O evrimi, bu çekimde birebir yaşayan kişi olarak siz nasıl yorumlarsınız?

1900’lerden bir fotoğraf paylaşmıştı Dilan benimle. Orada, kendi fotoğrafını çeken kadının özgüveni ve duruşuna hayranım. O zaman fotoğraf da çok daha kıymetliymiş sanırım. Geçmişte bir iz bırakmak gibi… Beni çok etkilemişti. Şimdi her şey saniyelere indirgendi. Herkesin elinde müthiş aletler, teknolojiler var. Her şeyi çabucak öğrenip yapabilecek duruma geldik. Teknoloji bizleri yalnızlaştırsa da hiç bir zaman gelişimi bitmeyecek ve hep daha fazlası, daha iyisi olacak. Tüketim çağının kaçınılmaz gerçekliği sanırım bu durum.

Geri dönmek için sayfa numaralarını kullanabilirsiniz.

Exit mobile version