Amsterdam’daki Hans Brinker dünyanın en kötü oteli olarak biliniyor. Ancak son zamanlardaki yatırımlarıyla hizmet kalitesinde seviyeyi bir hayli artıran hostel, yeni ajansı DDB Amsterdam ile birlikte yeniden markalama sürecini başlatıyor.
Hans Brinker’in DDB Amsterdam imzalı yeni konumlandırması cesaret, sert mizah ve konukların olağanüstü hikâyelerinden ve kötü şöhretten faydalanıyor. Kurumsal kimliğini ve internet sitesini yenileyen Hans Brinker, ziyaretçilerine bir de reklam filmiyle sesleniyor.
DDB Amsterdam Kreatif Direktörü Niels Bredemeijer, “Hans Brinker ile çalışmak her ajansın hayalidir. Küçük ama önemi büyük. Yerel ama uluslararası karaktere sahip. Markayı ileriye taşıyacak cesarete ve daha da büyütecek azme sahip. Hepsi de beklediğimiz tonda, cesur ve keskin bir mizah. Ne de olsa burası Hans Brinker. Diğer şeylerin yanı sıra yeni konumlandırmayı bulduk: Kötü şöhretli. Bu, hostelin efsanevi ya da daha doğru tabirle kötü şöhretiyle ilgili. Hans Brinker’in misafirlerinin olağanüstü, inanılmaz ve istisnai öykülerince yaratılan bir şöhret. Bunlar hostelin şöhretini kazandığı öyküler. Bizim kucakladığımız bir ün. Zira ünlü olmak güzeldir ama kötü şöhret daha da güzeldir. Bu yeni konumlandırmayla birlikte odağımızı geleneksel medya kanallarından online hikâye anlatımına kaydırarak kampanyayı sürekli yeni içeriklerle sürekli açık bir kampanya haline getiriyoruz” diyor.
Hans Brinker ortaklarından Marie-Louise Henny ise, “Hans Brinker 1996’dan beri KesselsKramer müşterisiydi. O zamandan bu yana şirketimizde çok şey değişti ve bu da ajans anlamında daha öteye bakma ihtiyacını doğurdu. Sadece bir kampanya için değil, markanın tamamen yeniden markalaşma için de uğraşmak gerekiyordu. Amsterdam şehrine uygun yeni bir logo geliştirdik, internet sitesini yeniledik ve Hans Brinker’in içinde ve çevresinde sabunluklar, kapı askıları, bisikletler ve ticari ürünler gibi yeni tasarımlar yaptık. Bu arada 1 Ekim’de açılacak olan yeni restoranı da Hans Brinker tarzında, yani cesurca geliştiriyoruz” yorumunda bulunuyor.