Olumsuzlukların saymakla bitmediği bir dönemi yaşıyoruz. Pandemi, ekonomik krizler, siyasi çekişmeler, savaşlar, iklim felaketleri ardı ardına geliyor ve gelmeye devam edecek. Öte yandan, farkındalığımız ve teknolojiyi bu olumsuzluklarla savaşmada kullanma oranımız, teknolojinin gelişme hızına paralel olarak artıyor. Etraflıca düşünmek, olumsuzluklarla savaşı inşa edeceğimiz sürdürülebilir sistemler üzerinden yürütmek biz bireylere, markalara, STK’lara, kurum ve kuruluşlara düşen görev. EMEA bölgesinin en büyük iş ve markalar dünyası etkinliği olan Brand Week Istanbul tam da bu noktadan bakıyor; katılımcılarını yaratıcılık, toplum, kültür, birey, aktivizm gibi başlıklar altında alanında uzman isimlerle bir araya getiriyor.
Inspiration Hall
Brand Week Istanbul’un ana sahnesi Inspiration Hall, her yıl olduğu gibi bu yıl da disiplinine yön veren, çalışmaları ile fark yaratan isimleri katılımcılarla buluşturacak. Dopdolu bir programla dinleyicilerini bekleyen sahne kültürden topluma, ekonomiden teknolojiye pek çok alanda son gelişmeleri katılımcılara ulaştıracak, Türkiye’nin ve dünyanın gündemini ve geleceğe dair öngörüleri dinleyiciler için çözümleyecek.
- Kültürün şehir dokusundaki yeri
- Müşteri deneyiminde yapay zekâ
- Süper hız çağında liderlik etmenin yolları
- Türkiye’nin yapay zekâ yol haritası
- Türkiye’nin yeni bireysel ve toplumsal güzergâhları
- Markalar ve yatırım için yeni dönem stratejileri
Brands & Trends
Markalar dünyasındaki güncel trendleri katılımcılara ulaştırması, güncel ve geleceğe dair tartışmalara ışık tutması ile bilinen Brands & Trends sahnesinin programı, pek çok nitelikli inceleme ile dolu. Başlıkların uzmanlarca yorumlandığı, tartışma çözümlerinin verilerle desteklendiği sahnenin programı, özellikle önümüzdeki döneme hazırlananlar için bir hayli faydalı.
- Medyanın geleceği
- Yapay zekânın gündelik hayatı zenginleştirme yolları
- Yeni nesil ödeme trendleri
- Etkiye giden yol
- Güzelliğin değişen kodları
- Bir süper güç olarak hikâye anlatıcılığı
Master Hall
Bu yıl ilk gününde tüm Brand Week Istanbul katılımcılarına açık bir şekilde medyadaki yanlış kadın temsillerinden reklamveren-sosyal medya ilişkisine ve yapay zekâ sonrası dijital güvenliğe pek çok konunun konuşulacağı Master Hall, ikinci ve üçüncü gününde iki önemli programa ev sahipliği yapacak.
Yeni Siyasetin Başlangıcı
Hayatımıza yön veren siyaseti ve yeni dönemin neler getirdiğini “Yeni Siyasetin Başlangıcı” oturumları anlamlandıracak. Necati Özkan moderatörlüğünde 7 Kasım’da Master Hall’de gerçekleşecek olan oturumlarda dünyanın gidişatı, popülizmi aşmanın yolları, tarafsızların Türk ve dünya siyasetine etkisi, değişen dünyada kadının yeri gibi önemli başlıklar masaya yatırılacak.
Insight Summit
İş dünyasına yön veren isimleri, akademisyenleri ve hikâye anlatıcıları bir araya getiren Insight Summit, katılımcılarına geleceğe dair öngörülerde bulunmanın yanı sıra strateji ve hedef belirlemede yardımcı olacak. Bekir Ağırdır moderasyonunda gerçekleşecek oturumlarda veriden anlam çıkarmanın yolları, yeni bakış açıları ve deneyimler katılımcıların ufkunu açacak. Insight Summit, 8 Kasım’da Master Hall’da.
Healing Hall
Brand Week Istanbul çatısı altında üçüncü kez dinleyicileriyle buluşacakHealing Hall’un programı yine Ecz. Adile Özdağ liderliğinde Pharmatopia Eczacıları işbirliğinde hazırlandı. İyileşme yolculuğumuzun katmanlarını ele alan, iyi olmaya dair tüm yenilikleri dinleyicilere sunan salon, bu yıl yine farklı disiplinlerden önemli isimleri ağırlayacak.
- Dijital çağda sağlık
- Yapay zekâ ve sağlık
- Ebeveynlikte eşitlik
- Uzun ve sağlıklı yaşamın sırları
Sırada: Brand Week Istanbul’da kimler var?
Toplumları topluluklara anlatmak
İnsanlık yüzyıllar boyunca başardıklarıyla keşif yeteneğini ispatlamış olsa da insanın kendini keşfetmesi kolay değil. Bireyler ve toplumlar olarak neyi neden yaptığımız sorusunun cevabı ve hislerimizin kaynağı birden çok disiplinin işbirliğiyle oluşturulmuş bütüncül bir bakış açısıyla bulunabilir ancak. Siyaset, ekonomi ve sosyoloji üçgeninin her bir köşesinde duran üç isim bu arayışta bize rehberlik edebilir.
Seda Demiralp,
Işık Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı
“Öyle görünüyor ki, kadınların yeniden mevzi kazanması kolay olmayacak. Pek çok kez kaybedip sonra tekrar denenecek. Fakat cesaret ve mücadele sonunda mutlaka değişim getirecek. Üstelik, kadınlar özgürleştikçe erkekler de özgürleşecek. Kadınların savaşı erkekleri de kurtaracak.”
Bu satırlar, Seda Demiralp’in Birikim için kaleme aldığı 21 Aralık 2020 tarihli “Patriyarka, Otokrasi ve İstanbul Sözleşmesi” başlıklı makalesinden. Hükümetin Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasını tartıştığı dönemde, konunun zamanlamasını ve patriyarka ile otokrasi ilişkisini tartışan Demiralp, ağırlıkla erkeklerle ilişkilendirilen siyaset alanında uzmanlaşmış bir siyasi analist. Comparative Politics, Third World Quarterly, Middle East Journal, Middle Eastern Studies, South European Society and Politics, New Perspectives on Turkey, Turkish Studies ve Arab Studies Quarterly gibi bilimsel dergilerde çalışmaları yayımlanan Seda Demiralp, bu alandaki tecrübe ve birikimlerini Necati Özkan ve Feyza Akınerdem ile birlikte “Değişen Dünyada Kadının Yeri” başlıklı panelde Brand Week Istanbul katılımcılarıyla paylaşacak.
Murat Üçer,
Ekonomist
2024 Dünya Mutluluk Raporu’na göre küresel mutluluk eşitsizliği geçtiğimiz onyıllarda tüm coğrafya ve yaş gruplarında yüzde 20’nin üzerinde arttı. Tüm yaşlarda en yüksek artışın görüldüğü bölgeler ise Sahra Altı Afrika, Güney Asya ile Türkiye’nin de içinde olduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika. Raporun çıktılarına göre, mutluluğun dağılımındaki eşitsizlik doğrudan ve dolaylı refah desteklerine (gelir, eğitim, sağlık, toplumsal kabul, güven, ailenin yanı sıra toplum ve ülkede destekleyici bir sosyal ortamın varlığı) erişimdeki eşitsizliklerin bir yansıması.
Toplumsal devinimlerin ve toplumların haletiruhiyesindeki değişimlerin baş aktörlerinden ekonomi, özellikle Türkiye gibi gelecek endişesinin yoğun olduğu coğrafyalarda anlaşılması ve üzerine titizlikle çalışılması gereken bir bilim. IMF, Uluslararası Finans Enstitüsü ve Credit Suisse gibi kurumlarda aldığı görevlerin yanı sıra Hazine ve Türkiye Merkez Bankalarında üst düzey danışmanlık yapan; Turkey Data Monitor Kurucu Ortağı ve halihazırda Global Source Türkiye Danışmanı Murat Üçer ise Türkiye ekonomisi ve küresel ekonomiyi anlamak için bilgi birikimine başvurulabilecek güvenilir kaynaklardan biri. Bu yıl Brand Week Istanbul sahnesinde Üçer, geleceğini bugünden planlamak isteyenlere yarının bir fotoğrafını çekecek.
Steve Fuller,
Warwick Üniversitesi, Sosyolog
Amerikalı sosyolog Steve William Fuller’ın Brand Week Istanbul katılıcımlarıyla paylaşmak istediği bir önerme var: İnsan değerini yitiriyor. Bir yanda işini elinden almaya niyetli gözüken tehditkâr yapay zekâ, diğer yanda onu gezegeni yok etmekle suçlayan iklim aktivistleri arasında sıkışıp kalan insan, varlığının bir zamanlar içerdiği anlamdan uzaklaşmış ve değersizleşmiş durumda. Zekâ ve yaşam hâlâ -hatta eskisinden de fazla- kıymet görüyor, öte yandan sözkonusu insan zekâsı ve yaşamı olduğunda değer dengesi bir kere daha değişerek ibre “değersiz”i gösteriyor.
21’inci yüzyılda biz insanlara ne olacak? Yapay zekânın her şeyi bizden iyi yaptığı ve gezegenin çöküşünün sorumlusu olarak gösterildiğimiz bir dünyada insan olmak ne anlama geliyor? İnsan denen markayı yeniden inşa etmenin bir yolu var mı? Ve böylelikle dünyaya olan katma değerimiz yeniden tanımlanabilir mi?
Akıllı tasarımlar ve transhümanizme sosyal bilimler penceresinden bakan Fuller, insanlığın geleceğine odaklanan yakın dönem çalışmalarının da ışığında, tüm bu soruların yanıtlarını Brand Week Istanbul sahnesinde vererek insanın yeniden markalanmaya ihtiyaç duyup duymadığını tartışacak.
Sırada: Yeni çağın medyası
Yeni çağın medyası
Medya alanında yaratıcı fikirlerle ayrışan, getirdikleri yeni tarzlar ve yaklaşımlarla yeni trend ve standartlara liderlik eden, hikâye anlatımıyla kitlelerin duygularıyla bağ kurmayı başaran üç isim. Olaf van Gerwen, Jeffrey Bustos ve Victor Knaap, bu yıl Brand Week Istanbul sahnesinde…
Olaf van Gerwen,
Chuck Studios, Kurucu
2012 yılında kurulan gıda odaklı yaratıcı prodüksiyon şirketi Chuck Studios çatısı altında, rekabetin çok güçlü olduğu endüstriye yenilikçi yaklaşımlar kazandıran Olaf van Gerwen, McDonald’s, KFC, Burger King, Checkers and Rally’s, Unilever, Mondelēz, Kraft Heinz, Nestlé, Jacobs Douwe Egberts, Coca-Cola, PepsiCo gibi nice markaya, kendilerine özgü bir mutfak kimliği geliştirebilmeleri için yol arkadaşı oldu.
Gıda reklamcılığında estetik ve işlevselliği bir araya getirerek, markaların tüketicilerle güçlü bir bağ kurmasına yardımcı olan van Gerwen, hayat verdiği “mutfak kimliği” kavramının altını yalnızca lezzet ile değil, sunum ve markaların hikâyesiyle de dolduruyor. Yemeklerin sadece fiziksel birer nesne olmanın ötesinde, duygusal ve kültürel bir bağ taşıdığını gösteren mutfak kimliğini, gıda tasvirinde seçimleri belirleyen bir strateji olarak değerlendiren van Gerwen, güçlü trendleri, baskın kategori geleneklerini ve tasvir benzerliklerini gıda endüstrisinin yaratıcı süreçlerinde yaygın sorunlar olarak ele alırken; tutarlılığı, farklılığı ve anlamlı olmayı yüceltiyor.
Van Gerwen Brand Week Istanbul sahnesinde; gıda markalarının en çok göz ardı ettiği marka varlıklarının neler olduğu, gıda reklamlarında gördüğümüz lezzetli görüntülerin hangi soruna işaret ettiği ve ürün reklamlarında en fazla unutulan malzemenin ne olduğuna dair soruları yanıtlayacak.
Jeffrey Bustos,
IAB, Veri Merkezi Başkan Yardımcısı
Jeffrey Bustos’un hayat hikâyesinden çıkarılabilecek bir ders varsa o da gelecek için barındırdığı fırsatları görebildiğimizde içinde bulunduğumuz -iyisiyle kötüsüyle- her durumun başarı yoluna döşenmiş bir kilometre taşı olduğudur.
Kolombiya’da doğan Bustos’un hikâyesi, ülkesindeki şiddetten kaçmak için Kosta Rika’ya göç etmesiyle şekilleniyor. İlk kariyer adımlarını metin yazarı olarak atmaya başlayan Bustos, üniversitedeki son yılında HTML ve SEO gibi dijital becerileri öğrenerek medya dünyasının dinamiklerine ayak uydurmak için gerekli temelleri atıyor. İlk iş deneyimini ise Miami’deki bir tiyatro ajansında kazanıyor. Burada Broadway şovlarını tanıtmak üzere yazdığı reklam metinleriyle deneyim kazanan Bustos, reklamcılığın sunduğu yenilikçi fırsatları keşfederek özellikle dijital pazarlama stratejileri ve veri analizi konulara eğilmeye başlıyor.
Geldiği noktada IAB’de, veri merkezi başkan yardımcısı olarak perakende medya ağları ve gizliliği artıran teknolojiler üzerine çalışmalar yapan Bustos’un en önemli projeleri arasında Retail Media Buyers Guide, Retail Media Measurement Standards, Data Bias and Modeling ve Data Clean Rooms bulunuyor. Bustos, “Perakende Medyası Markaları Nasıl Büyütüyor?” konulu konuşmasıyla Brand Week Istanbul katılımcılarıyla buluşacak.
Victor Knaap,
Monks, Kurucu
Victor Knaap, küresel bir dijital lider olarak yaratıcı dünyadaki yolculuğuna internet için etkileşimli sanat projeleri üreten dört kişilik butik bir ajans olarak başlayıp bugün dünyanın en başarılı yaratıcı prodüksiyon şirketlerinden biri haline gelen MediaMonks’un başarı hikâyesinde başrol üstleniyor.
2001 yılında kurulup üç yıllık büyüme sürecinin ardından önce Hollanda’da faaliyet gösteren yerel bir interaktif pazarlama ajansına, daha sonra 2008 yılında 250 kişinin çalıştığı bir dijital prodüksiyon şirketine dönüşen MediaMonks’un, farklı uzmanlık alanlarıyla farklı kıtalara genişleme sürecinde sorumluluk üstlenen Knaap, şirketi bugün Monks adıyla
34 ülkede, 9 bin çalışana sahip olduğu bir konuma taşıdı. Google, Amazon, Disney, SC Johnson, Walmart, Estée Lauder, BMW, Meta, Nestlé gibi markalara yaratıcı projeler, dijital kampanyalar, içerik üretimi, veri analizi ve medya yönetimi gibi birçok alanda hizmet sunduğu gibi AdWeek tarafından yılın AI ajansı seçilen Monks, Knaap’ın liderlik ettiği pek çok projeyle Emmy, Lions, Pulitzer gibi uluslararası alanda prestij sahibi birçok ödülle takdir edildi. 8 Kasım’da Knaap’i ağırlayacak olan Brand Week Istanbul, hepimizi Inspiration Hall’da modern zaman keşişleriyle tanışmaya davet ediyor.
Sırada: Bir eylem planı olarak yaratıcılık
Bir eylem planı olarak yaratıcılık
Tüm zamanların anahtar kelimerinden biri şüphesiz “yaratıcılık”. Her ne kadar belirli sektörlere ve tipolojilere atfedilme riskiyle karşı karşıya olsa da, bu joker kavram, hakkıyla benimsendiğinde soyut bir kelimeden düşüncelere, hislere, teknolojiye ve şehirlere yön verecek bir eylem planına dönüşebilir. Nasıl mı? İşte size üç örnek…
Berkun Oya,
Yazar & Yönetmen
“İlk derste Müşfik Kenter beni dersten atmıştı. Düşünün, sınava 650 kişi girmiş, altı kişi almışlar. O yüzden, ‘alınanlar değerini bilecek mi acaba?’ diye bir kafa var. Bir şeyi kazandığın için korkuyorsun. İlk derste soruyorlar: ‘Niçin tiyatro bölümüne girdin?’ Herkes de anlatıyor: ‘Alkışlar, heves, kalas…’ Sınıfta herkes öyle bir kafada, hoca bana sordu. ‘Sinema filmi çekmek istiyorum’ dedim. ‘Çık dışarı’ dedi, sınıftan attı.”*
Pek çoklarımızın hayatına 2020 yılında Netflix’te yayınlanan Bir Başkadır ile girmiş olsa da Berkun Oya’nın Türkiye’nin görsel-işitsel külliyatına katkıları çok daha eskiye ve beyazperdenin ötesine dayanıyor. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezuniyetini takiben Ali Atay’la birlikte Krek’i kuran Oya, tiyatro topluluğu çatısı altında senaryolaştırıp yönettiği ödüllü oyunların yanı sıra Defakto ve İnfoman gibi TV programlarıyla da çok uzun süredir farklı platformlardan bizlerle iletişim kuruyor aslında. Yakın dönemde insan hallerini farklı perspektiflerden ekrana taşıdığı Bir Başkadır, Cici ve Kuvvetli Bir Alkış gibi uzun metraj ve dizilerle izleyici kitlesinin sınırlarını genişleten Berkun Oya’nın insana dair gözlemlerini bu kez veriler ışığında dinlemek isteyenler, 8 Kasım’da Brand Week Istanbul 2024 kapsamında gerçekleştirilecek Insight Summit’te yerlerini ayırtmayı unutmasınlar.
*Bir+Bir, sayı 11, Nisan 2011 tarihli söyleşiden.
Laia Gasch,
World Cities Culture Forum,
Direktör
Kendisini kültür aktivisti olarak tanımlayan Laia Gasch, Barselona’dan Londra’ya gelişini takiben girdiği ilk işyerlerinden biri olan BBC’deki iş ortamına uyum sağlamak için “daha Britanyalı” olmaya çalıştığını gören yöneticisinin kendisine verdiği tavsiyeyi şöyle anımsıyor: “Laia, sen Barselonalısın. Bu kimliği sahiplen. Kendin ol, olmadığın birine dönüşmeye çalışma. Özgün ol.” Hayır kelimesini bir cevap olarak değil; bir soru, bir meydan okuma olarak kabul etmek gerektiğini savunan Gasch, bugün, kültürü gelişen şehirlerin kalbine koyan bir dünyanın inşası için altı kıtadaki 40’tan fazla yaratıcı şehirden sivil liderlerin görev aldıkları World Cities Culture Forum’un direktörlüğünü üstleniyor.
World Cities Culture Forum direktörlüğünden önceki dönemde Londra Belediyesi bünyesinde kıdemli kültür danışmanı olarak görev alan Gasch, şehrin kültürü önceleyen bir kent planına sahip olması için çalışmış bir isim. Londra’nın en iddialı kültür ve eğitim bölgelerinden Queen Elizabeth Olimpiyat Parkı’ndaki East Bank’in, sanatçılar ile yaratıcı işletmelere düşük maliyetli ve süresiz çalışma alanları sunan Creative Enterprise Zone’ların (Yaratıcı İş Bölgeleri) ve Londra’nın 24 saat yaşayan bir şehir olması için çalışan Night Czar (Gece Çarı) unvanın geliştirilmesi gibi pek çok yaratıcı girişimde imzası olan Laia Garsch, Brand Week Istanbul’daki sunumunda kültürün şehirler için taşıdığı önemi kendi deneyimlerinden süzdüğü içgörüler ışığında katılımcılarla paylaşacak.
Mark Adams,
Seri Girişimci
2025 yılına kadar 10 milyon insanın dijital becerilerini artırma misyonuyla çıktığı yolda pusulasını teknoloji, eğlence ve marka inşasının kesişimine çeviren Mark Adams, yolculuğuna kamuya mal olmuş isimlere ve ünlü simalara sunduğu dijital dönüşüm danışmanlığıyla başlamış bir seri girişimci.
Lady Gaga’dan Barack Obama’ya uzanan çeşitlilikte bir portföye dijitalleşen dünyaya nasıl adapte olabileceğini öğreten Adams’ın kariyer yolculuğu, bu alandaki başarısını farklı bir kulvara taşıyarak direksiyonu ünlülerden markalara kırmasıyla farklı bir viraj alıyor. Son tüketiciye ulaşan markaların sağlıklı büyümesi için inovasyon stratejileri geliştiren Mark Adams, bilgi birikimini sektörle paylaştığı konuşma ve oturumlarda modern çağda pazarlamanın, yaratıcılığın ve yeniliğin geldiği noktaya dair eğlenceli ve dolaysız bir bakış açısı sunuyor.
Ödüllü bir seri girişimci olarak tecrübelerini bu yıl Brand Week Istanbul sahnesinde “Fanatizm Markalara Ne Öğretebilir?” isimli bir sunumla aktarmaya hazırlanan Mark Adams, spor ve eğlence dünyası devlerinin sadık hayranlarının adanmışlıklarını göstermek için yaptıklarından hareketle tüketici markalarına doğru toplulukları seçerek, harekete geçirerek ve onların gücünden yararlanarak nasıl büyüyebileceklerini anlatacak.
Sırada: Yapay zekâ: Zamanın oyun kurucusu
Yapay zekâ: Zamanın oyun kurucusu
Pandemi, belirsizlikler, iklim krizi, ekonomik darboğaz… Tüm dünya son yıllarda türlü olumsuzluklara yoğunlaşmış durumda. Bugünü ve yarını nasıl kurtaracağımız en çok konuşulanlardan. Dijital ise aklımızı bu olumsuzluklardan alması bir yana, daha iyi bir geleceği kurmak için en önemli silahlarımızdan biri gibi görünüyor. Dijitalin dünyayı nasıl değiştireceğini ise uzmanlarından dinliyoruz.
Dr. Daniel Hulme,
WPP, Chief AI Officer
WPP’nin Chief AI Officer koltuğunda oturan, aynı zamanda büyük çaplı sektörel sorunlara yapay zekâ destekli çözümler sunan Satalia’da CEO’luk görevini sürdüren Dr. Daniel Hulme, bugün dünyanın önde gelen yapay zekâ uzmanları arasında.
Brand Week Istanbul sahnesinden katılımcılara seslenecek olan Hulme, son dönemde, yapay zekânın hızlı yükselişiyle tüm sektörlerin gündemine giren gelecek tahayyülleri üzerinde çalışıyor. Ünlü bilimkurgu yazarı Ray Kurtzweil’in literatüre kazandırdığı, makinelerin insanlar kadar zeki ve bilinç sahibi olduğu gelecekte, ötesini göremediğimiz noktayı tanımlayan singularity, yani tekillik terimi, Hulme’un çalışmalarında önemli bir yere sahip.
Brand Week Istanbul sahnesinde yapay zekânın büyük değişimlere yol açtığı ve açacağı altı alanı katılımcılarla paylaşacak olan Hulme, yapay zekâ ile mümkün olan geleceği bir stratejik hesaplama aracı olan PESTEL şeması ile bir araya getiriyor ve bizleri, gelecekte karşımıza çıkması muhtemel altı tekillikle (siyasi, çevresel, sosyal, teknolojik, yasal ve ekonomik) tanıştırıyor.
Mathieu Albrand,
McCann Worldgroup, Küresel İnovasyon Direktörü
McCann Worldgroup ağındaki pozisyonu gereği markalara ve ajans partnerlerine yeni teknolojileri kullanarak verimliliği ve yaratıcılığı nasıl artıracakları konusunda yol gösteren Mathieu Albrand, ajansın küresel Web3 ve yapay zekâ çalışmalarının da başında. Sözkonusu yeni teknolojiler olduğunda dünyadan birkaç adım önde olmayı gerektiren pozisyonu gereği Albrand, kulak kabartmaya fazlasıyla değer bir konuşmacı aynı zamanda.
Brand Week Istanbul sahnesinden bizlere seslenecek olan Albrand, hepimizin bugünlerde deneyimlemeye başladığı hatta bazılarımızın dilinden düşmeyen bazı yollarla yapay zekânın markalarla insanlar arasındaki ilişkiyi nasıl şekillendirdiğini anlatacak. Aşırı kişiselleştirme, içeriğin gerçek zamanlı olarak üretilmesi, tahminler, arama fonksiyonlarının ve deneyimin yeniden oluşturulması bu yolun taşlarından bazıları. Albrand, elbet bu başlıklara, bu başlıkların yol açtıklarına ve açacaklarına da değinecek fakat en önemli çıktıları, yapay zekânın gücünden faydalanmak isteyen markalar için paylaşacak.
Kim Dirckx,
L’Oréal Global Head of Sustainability, Strategic Partnerships and Innovation
Kim Dirckx’in kariyerini özetlemek pek kolay değil. Zira kendisi, 2019’da başlayan L’Oréal serüveni öncesi, Latin Amerika’dan ABD’ye ve Avrupa’ya uzanan, aralarında GM’den 3M’e ve Google’a pek çok farklı şirketin, dolayısıyla otomotivden reklamcılığa pek çok farklı alanın bulunduğu eşsiz bir serüveni geride bırakmış. 2019’da LATAM bölgesinden sorumlu CMO/CDO pozisyonundaki başarılı çalışmaları ise onu L’Oréal’in globalden sorumlu kilit pozisyonlarına taşımış. Dirckx bugün, kozmetik devinde sürdürülebilirlik, stratejik ortaklıklar ve inovasyondan sorumlu küresel lider olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Brand Week Istanbul’un bu yılki önemli isimleri arasında yer alan isim, L’Oréal’in sürdürülebilirliğe olan adanmışlığının yanı sıra kendi yolculuğundan ve parçası olduğu şirketin bugüne kadarki süreçlerinden damıttığı deneyimleri bizlere aktarmak üzere geliyor. Şirketin dijital sürdürülebilirlik adımları, değişimi gerçekleştirmede ekosisteme yaptığı çağrılar ve attığı adımlar, sürdürülebilirliği rekaberlik çerçevesinde değerlendirmek, Dirckx’in Brand Week Istanbul sahnesinde bahsedecekleri başlıklar arasında. Tabii dijitalin bu yolculuğa ve bulunduğu pozisyona katkıları, bu yıl Brand Week Istanbul’da en çok beklediğimiz konular arasında.
Sırada: Hikâyeciliğin en güçlü açılımı: Mizah
Hikâyeciliğin en güçlü açılımı: Mizah
Mizahın toplumdaki iyileştirici gücünü bir yana koyarsak, bugünün hikâye anlatıcılığa yön veren yeni açılımlar ortaya koyduğunu söylemek de mümkün. Brand Week Istanbul’un Onur Konuğu Ata Demirer, Giray Altınok ve Yasemin Sakallıoğlu’nun hikâyeciliğinin en güçlü kısmı belki de bunu yaparken yeni yollar denemekten çekinmeyip izleyiciyi sınavlara tabi tutmaları.
Ata Demirer,
Onur Konuğu, Oyuncu, Senarist, Komedyen
Brand Week Istanbul 2024’ün Onur Konuğu Ata Demirer’in kariyerine sığdırdığı çok disiplinli yaratıcı kimlikler, onu özel kılan taraflardan yalnızca biri. Türkiye’de mizahın izlediği yolun taşlarını döşeyen değerli isimlerden biri olan Demirer, sinemanın sihrini müzikle katlayan işlerin mimarı. Volkan Sütlüoğlu, Hüseyin Badem, Niyazi Gül, Ayhan Kaplan, Cengiz (Bursa Bülbülü) ve stand-up’larına konu olan onlarca tipleme… Sıradışı fakat hayatın içinden güçlü karakterleriyle var olan Demirer’in kariyerinden gelip geçen Leman Kültür, Korsan TV, Avrupa Yakası, Tek Kişilik Dev Kadro, Eyyvah Eyvah ve Ata Demirer Gazinosu gibi farklı formatlar ve işler de, “yaratıcı cesaret nedir ve mizah bu cesaretle nasıl çoğalır” sorusuna yanıt veren türden.
Onur Konuğu Demirer Brand Week Istanbul sahnesinde “Bazı Başlangıçlar Komik Olmalıdır” başlıklı oturumunda, karakterlerden hikâyeye Türkiye’de mizahın dönüşümü, hayata uzaktan ve yakından bakan komedi, kültürel değişimlerin ve sabitlerin kroniğini temsil etmenin anlamı, yereli ve yerliyi/gelenekseli ve günceli tanımak, neden bazı hikâyelerin müzikte, bazılarının ise sinemada hayat bulduğu ve müzik ile sinema arasındaki ilham geçişleri üzerine konuşacak.
Giray Altınok,
Oyuncu ve Senarist
Oyunculuğun ve yazarlığın birbirini nasıl güçlendirdiğini gösteren bir örnek Giray Altınok. NTV’ye verdiği bir röportajda, “Oyunculukla yazar tarafının birlikte gitmesi hep düşünmeyi ve salmadan, rahat olmadan hep diken üstünde olmayı gerektiriyor. Bundan ne çıkar, bundan ne üretebilirim; yorucu tarafı da var tabii” diyor.
Son dönemde Ölümlü Dünya 2, Prens, Var Bunlar ve Karşılaşmalar gibi yapımlarla adını daha sık duyurmuş olsa da Altınok’un yenilikçi tarzına aşina olanların Buyur Bi’de Burdan Bak dönemlerine geri dönmesi muhtemel. Prens’in, bir Ortaçağ evrenindeki absürtlüklerin dayandığı mizahını, “komiklik yapmayan oyunculuk” üzerinden anlatıyor ve tüm güldürü sisteminin buna dayandığını söylüyor Altınok. Mizahta yenilikçi tarzların son yıllarda izleyici tarafından nişten mass’e uzanan bir seyri takip ettiğini iddia edersek, Altınok bu seyrin kaptanlarından biri.
Son olarak kendisinin Brand Week Istanbul’da Prens’te kalemini paylaştığı Kerem Özdoğan’la birlikte “Hayalden Gerçeğe” oturumuyla yer alacağını ekleyelim.
Yasemin Sakallıoğlu
Komedyen, Senarist, Oyuncu
Mizahını ileriye taşırken kendini sınavlara tabi tutmaktan çekinmeyen Yasemin Sakallıoğlu, dört sezondur kapalı gişe oynadığı stand-up gösterisiyle ülkenin en başarılı kadın komedyenlerinden biri şüphesiz. Öyle ki bu yıl “Doğru koca nasıl seçilir?” isimli oyununa bir rekor daha eklemek için kolları sıvamış ve Ülker Sports Arena’da 10 bin kişinin önünde almıştı soluğu.
Harbiye’de çıkan ilk kadın komedyen olan Sakallıoğlu Empati programında verdiği söyleşide, “Nedense bir kadın komedyenin bir erkek kadar iyi stand-up yapabileceğini ispatlayarak yola başlaması gerekiyor. Bu kabul edilmiyor ama böyle bir şey var. Bunu izleyicilerde bile zaman zaman görüyorsunuz. Beni takip eden kitlenin de yüzde 81’i kadın. Gösteriye gelen erkeklerin bazıları kendi istekleriyle geliyor bazıları da eşleri için geliyor. Ben orada o bakışı bazen görüyorum, ‘bu beni güldürebilecek mi, güldüremeyecek mi?’ Ve güldüğünde, ben size içimdeki hırsı tarif edemem” diyor. Tüm bu tabuların üzerine koşar adım giden Sakallıoğlu’nun beyazperdedeki varlığını da es geçmeyelim. Senaryosunu kendisinin kaleme aldığı Zengo ve son olarak başrolünde gördüğümüz Mutluyuz filmleri iki popüler örnek.
Brand Week Istanbul’un bu yılki en esaslı mizah üreticilerinden biri olan Sakallıoğlu, kendi yolculuğuyla ilham verecek.