Kullanıcılara özel uyarlanmış içerikler üretmenin yanı sıra özel projelerin internet sitelerine yerleştirilmesi gibi farklı hizmetler de veren video prodüksiyon şirketi Membrana, yakın zamanda Türkiye pazarına giriş yaptı. Müşterilerinin reklam gelirlerini artırmaya yönelik çalışmalar yürüten şirketin CEO’su Mihail Kudryavskyi’yle Membrana’nın sektördeki konumuna ve Türkiye açılımına dair konuştuk.
Dijital pazarlamada Türkiye pazarının potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Sizi buraya ne getirdi?
Google Channel Partner olarak Google’ın yerel Türk yayıncılar için düzenlediği bir etkinliğe davet edildik. Birkaç yayıncıyla konuşmalarımız sırasında, çoğu yayıncının video içeriği olmadığı veya onu verimli bir şekilde nasıl uygulayacaklarını bilmedikleri için çok para israf ettiklerini anladık. Bunu akılda tutarak, Türk yayıncıların hedef kitleleriyle iletişim kurma biçimlerini yeniden şekillendirmelerine yardımcı olmak ve onlara video reklam aracılığıyla yeni bir gelir kaynağı açmak istiyoruz. Türkiye pazarının dijital pazarlamadaki muazzam potansiyelini görüyoruz ve bunu gerçekleştirmesine yardımcı olmak istiyoruz.
Pandeminin ilk günlerinden beri markalı içerik bombardımanına tutulduğumuz için markalı videolar üretmek ve yayınlamak daha karmaşık bir konu hâline geldi. Bu noktada sizi farklı kılan nedir?
Okuyucu için; kısa videoların popülaritesinin arttığı bir çağda, ilgi alanlarına göre alakalı videolar sağlayan ve isteklerine hızlı yanıt veren birkaç şirketten biriyiz. Bunlar kısa videolar, güne ilişkin enstanteneler, okuyucunun tercihlerine göre ilgili hikâyeler olabiliyor.
Reklamveren için; YouTube’daki diğer video araçlarına alternatif en etkili aracı sunmaya çalışıyoruz. En büyük farkımız haber sitesinin her sayfasında olmamız. Teşhirler, özel projeler için minimum fiyat fırsatı veriyoruz. Metin tabanlı haber siteleri için her sayfaya video reklamlar yerleştiriyoruz.
Membrana olarak sağladığımız ürünlerle programatik reklamlarda banner reklamlara göre dört kat fazla dönüşüm sağlıyoruz. Bu da platformlara benzersiz bir fırsat sunuyor. Mecraların kârlılığını yüzde 80 oranında artırmak sadece gelir anlamında değil kullanıcı deneyimine de olumlu etki sağlıyor.
Tüm markaların “en çok izlenen” olmaya oynadığı, içerik akışının her zamankinden yoğun olduğu bir ekosistemde markaların içeriklerini sunarken karşılaştıkları ne büyük zorluklar neler?
İnternette yaptığınız her şey izleniyor. Hepimiz ziyaret ettiğimiz sayfalara çok sayıda dijital ayakizi bırakıyoruz ve programatik reklam söz konusu olduğunda, tarayıcımız veya uygulamamız izin verdiği takdirde tüm bu izler reklamcılar tarafından değerlendirilebiliyor. Bu, bazı insanların dijital mahremiyetleri konusunda daha fazla endişe duymasına yol açsa da da pek çoğu için de kullanıcı deneyimi açısından bir gelişme. Hedefleme diye bir şey olmasaydı, bu internette gördüğünüz tüm reklamların sizin için alakasız olacağı anlamına gelirdi. Kişisel verilerin korunması ve regülasyonu çok önemli bir mesele ancak şahsen ben ilgili bir reklam gördüğümde kendimi iyi hissediyorum.
İçerik üretimi alanında sunduğunuz araçlardan bahseder misiniz?
Global trendleri sürekli takip ediyoruz, kullanıcılar artık bilgiye kısa videolar aracılığıyla ulaşmak istiyor ve biz de bu videoları oluşturan taraftayız. Yayıncılar için bu tarz içerikler üreterek, üretim süreciyle uğraşmamalarını sağlıyoruz. Ürünün ortaya konmasından gelire dönüştürülmesine kadar tüm aşamalarla ilgilenerek müşterilerimize uçtan uca bir hizmet sunuyoruz.
Programatik reklamcılık noktasında ne gibi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?
Yayıncıların mal ve hizmetler yerine kullanıcılarına reklam gösterme fırsatları sattığı bir pazar yeri olduğunu, her fırsatın piyasada işlem gördüğünü ve daha fazla ödeyen kişinin o gösterim fırsatını elde ettiğini düşünün. Bu, her şeyin fiyat önceliğine göre alınıp satıldığı bir açık piyasa örneği olsa da Membrana olarak müşterilerimizi bu tür bir anlaşmayla sınırlandırmıyoruz.
Google Ad Exchange gibi bir reklam ağı içinde, tercih edilen reklam ortakları için hacimler ve hedefleme konusunda garanti veren özel anlaşmalar yapmaları mümkün. Bu da, ek bir anlaşma imzalama ya da ödeme süreçlerine girme ihtiyacını ortadan kaldırıyor.