Dünyanın dört bir yanında reklam şirketleri; yeterli mali büyüme katedemeyen ve teknolojik çalkantılarla boğuşan büyük müşterilerinin, kâr paylarını korumak için giderlerini kısmaya git gide daha fazla yönelmesiyle zor zamanlar geçiriyor.
Reklamverenin uyguladığı bu yeni stratejiden etkilenen şirketlerden biri de Londra menşeli WPP. Müşterilerinin (özellikle tüketici ürünleri pazarında faaliyet gösteren reklamverenlerin) reklam giderlerini kısmasıyla şirketin hisseleri son 17 yılın en büyük düşüşünü yaşadı. Müşteri portföyünde Ford ve Marks & Spencer gibi markaların da bulunduğu WPP’nin hisseleri zorlu ekonomik iklim ve Kuzey Amerika’daki şirketlerinin üzerindeki baskı sonucunda yüzde 12’lik bir düşüş gösterdi.
WPP’nin portföyündeki en büyük reklamverenlerden Unilever, 2017’nin başlarında, reklam bütçesinde yüzde 30 oranında bir kısıntıya gideceğini duyurmuş ve birlikte çalıştığı ajansların sayısını yarı yarıya (3 binden 1.500’e) düşürmüştü.
2017’de yüzde 0 ila 1 büyüme beklediğini duyuran ancak beklentilerinin çok gerisinde kalan WPP’nin CEO’su Sir Martin Sorrell son yıllarda büyüme katetmenin çok daha zor olduğunu belirterek kısa vadede bu fırtınadan kurtulmanın bir yolunu bulmak zorunda olduklarını söyledi.
New York menşeli küresel yatırım bankası Jefferies Group’un analistlerinden Tamsin Garrity ise bazı olumsuzlukların yaşanabileceğini tahmin etmekle birlikte yüzde 12’lik bir düşüşün beklentilerin ötesinde bir hayal kırıklığı olduğu görüşünde.
İkinci çeyrekte net satışları yüzde 0,5 oranında gerileyen (yalnızca temmuz ayındaki gerileme yüzde 2,6 oranındaydı) WPP’de en düşük performansı Kuzey Amerika ve Batı Avrupa bölgeleri sergiledi.
WPP reklamverenlerin birebir gelirlerinden veya haziran ayında karşı karşıya kaldığı siber saldırıdan kayda değer bir yara almadığını duyurdu. Saldırıda WPP’nin internet sitesi ele geçirilmiş, WPP’nin Ogilvy & Mather gibi bazı ajanslar zor zamanlar geçirmişti.