Temmuz ayında Fransa’da çıkan bir yasayla otel ve lokanta gibi mekânların reklamlarının bulunduğu tabelaların 10 bin kişiden az insanın yaşadığı Fransız köy ve kasabalarında yasaklandığı duyurulmuştu. Bazı ülkeler reklamları atmosferlerinden uzaklaştırmanın çeşitli yollarını ararken bazılarıysa reklamı da işin içine dahil edebilecekleri, üstelik bunu artık işlevini yitirmiş bir uygulamayı yeniden canlandırarak yapabilecekleri yeni projeleri hayata geçiriyorlar.
İlk olarak Kasım 2014’te duyurulan ve New York’un telefon kulübelerini ufak çaplı teknoloji duraklarına dönüştürmeyi planlayan projenin ilk adımı, Manhattan Union Square yakınlarında atıldı. Mevcut telefon kulübelerini Wi-Fi erişim noktalarına dönüştürmeyi planlayan proje kapsamında Temmuz ayı ortasına kadar 500 kulübenin yenilenmesi hedefleniyor. Toplamda erişilmesi beklenen rakam ise, tüm şehir genelinde, 7 bin 500.
150 adım yakınındaki vatandaşlara 7 gün 24 saat boyunca bedava Wi-Fi sağlayan ve dileyenlerin herhangi bir bedel ödemeksizin şehir içi telefon konuşmalarını gerçekleştirebilecekleri bu özel kulübelerde dileyenlerin mobil cihazlarını şarj edebilecekleri bir USB port’u, şehirdeki hizmet ve etkinlikler hakkında bilgi veren bir tablet ve iki adet 55 inçlik reklam alanı bulunacak.
LinkNYC projesi kapsamında yerleştirilecek reklam alanlarında kulübelerin kurulum ve bakımına katkıda bulunacak kamu hizmetlerinin duyuru ve reklamlarının yanı sıra reklamlara da yer verilecek. Proje kapsamında geliştirilen bu reklam alanlarının önümüzdeki 12 yıl içinde şehre 500 milyon dolardan fazla bir gelir getirmesinin beklendiğini de ekleyelim.
Kaynak: The Verge & Digital Trends