Site icon MediaCat

Tavrını bağımsız ajansta bulanlar

2014'ün en büyük bağımsız ajansları

Okulu olduğu halde usta çırak ilişkisine ihtiyaç duyan ve tabir-i caizse yaşayarak öğrenilen “reklamcı olmak”, bilhassa Türkiye’de genç dimağlar için çetin bir yolculuk. Network veya bağımsız, sektörde içlerinde birer üstat potansiyeli barındıran pek çok genç isim var şüphesiz. Bağımsız Ajanslar özel ekinde bu yıl kadrajımıza, kısa kariyerlerine en az üç proje sığdırmayı başarmış 30 yaş altı genç bağımsızları aldık.

HANDE ÇEVİKÖZ

Reklam Yazarı / Alaaddin Adworks

Yer aldığı projeler
VakıfBank, Honda, Migros Money Club, LG Electronics, Watsons, P&G

“Siyaset Bilimi mezunuyum. Ailem Dışişleri’ne girmemi beklerken ben nedenini tam olarak kendime de açıklayamadığım için ilahi diyebileceğim bir şekilde pazarlama dünyasına yöneldim ve Kraft Foods’ta staj yaptım. Ardından hemen soluğu Bilgi Üniversitesi Pazarlama İletişimi Yüksek Lisans Programı’nda aldım. Deneyimlediğim her anında reklamcılık daha fazla merakımı cezbetti ve bugün buradayım. Farklı ajanslarda çalıştıktan sonra iki yıldır Alaaddin ekibinin bir parçasıyım.”

Reklamcı olmasaydım…
“Ne olmak zorunda kalırdım” ve “ne olmak isterdim” arasında cevap tercihimi “ne olmak isterdim”den yana kullanacağım ve bu soruyu hep çok ilgi duyduğum mimarlıkta şansımı denemeyi isterdim diye cevaplayacağım. Çünkü mimarlık insanoğlu ile doğanın belirli bir ekosistem içinde uyumunu temsil ediyor. Boş zamanlarımda mimarlık yayınlarını sıkça takip ederim.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Radikal / Silinen Haberler
Basit, etkili…
Türk Hava Yolları / Hayaller
Hikâye anlatımı bir vizyonu temsil ediyor.
Meyhanedeyiz.biz / Meyhanenin Güzel İnsanları
Samimi, gerçek…

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Eğer yaratıcı faaliyetinizi destekleyen bir yerde çalışıyorsanız, ajansın niteliği ve yapısının pek bir önemi yoktur.

Network’ten teklif alsam…
Daha önce aldım.

Meslekte başıma gelen en güzel olay ve en büyük talihsizlik…
Bunu söylemek için sanırım henüz erken.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Issız ada… Büyük bir kaza ve neticesinde büyük bir yaşam savaşı öğretisi. Bu durumda insan yanında reklamcı mı ister diyeceğim ama John Hegarty, David Droga, Alex Bogusky (bıraktı ama nasılsa hayal kuruyoruz) bu deneyimi yaşamak için ilginç bir kombinasyon olurdu. Bilgelik, istikrar ve bildiğini okuma arasında kendimi epey donatacağım kesin.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını Alex Bogusky yapsın isterdim. İkna edilemez ama tabii yine hayal kuruyoruz.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
George Clooney, Nespresso. Her zaman aralarında çok doğal bir bağ hissetmişimdir.

En sevdiğim film ve film repliği…
Spike Jonze’un filmi Adaptation’da senaryo yazımının / hikâye anlatımının kutsal kitabı diye bilinen Story kitabının yazarı Robert McKee’nin seminer verdiği bir sahne vardır; “The real f*king world” diye başlar. En sevdiğim film mi bilmiyorum ama en sevdiğim replik olduğu kesin.

En sevdiğim kitap…
Çavdar Tarlasında Çocuklar, J. D. Salinger.

ÖYKÜ AKKOYUNLU

Sanat Yönetmeni / Brick

Yer aldığı projeler
Nestlé #farkatar Ambalajları, Nescafé Mesaj Projesi

“Aldığım görsel eğitimden sonra reklamcılık alanında çalışmaya karar verdim.”

Reklamcı olmasaydım…
Yine çizmek veya yazmakla ilgili bir şeyler yapıyor olurdum herhalde.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Mizahının dozunu bence iyi ayarlayan Garanti Bankası / Deneysel Bankacılık, interaktif hikaye anlatımını kullanan Domino’s Pizza / Gece Acıkanlar ve anti-kahramanlı Yemek Sepeti / Telefon Adam.

Bağımsız ajansta junior olmanın avantaj ve dezavantajları…
Bir senior ile aynı olan avantaj ve dezavantajlar bence.

Network’ten teklif alsam…
Neden olmasın?

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Art Vespa ödülüm.
En büyük talihsizlik
Henüz yok, umarım olmaz da.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Sırf daha fazla tanımak için Alex Bogusky, David Droga ve Anselmo Ramos.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını beni en çok şaşırtacaklara emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Marion Cotillard, Dior.

En sevdiğim film ve film repliği…
Waking Life. “Bu, gezegene renkli bir kalem kutusuyla gelmeye benziyor. Önemli olan
kalemlerle ve size verilen renklerle ne yaptığınız. Çizgilerin içini ya da dışını boyadım diye üzülmeyin. Çizgilerin dışını boyayın derim ben. Sayfanın dışını boyayın.”

En sevdiğim kitap…
Douglas Adams’ın tüm kitapları.

SELİN SAYGIN

Sanat Yönetmeni / BÜRO

Yer aldığı projeler
Sanayi 313 ve The House Of Gallants kurumsal kimlik ve ambalaj tasarımları, Burn ve tvyo kampanyaları

“Çocukluğumdan beri resim çizmeye, farklı bir şeyler yaratmaya ve güzel sanatlara olan merakım, hayranlık duyduğum bir reklamcı ile birleşince beni bu mesleğe yönlendirdi.”

Reklamcı olmasaydım…
Güzel sanatların başka bir dalı ile ilgili, yani yine içinde yaratıcılık barındıran bir mesleği tercih ederdim.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Rock and Coke / Tarık Mengüç, ING Bank ve Garanti Bankası Deneysel Bankacılık en beğendiğim kampanyalar arasında. Çünkü markayı izleyiciye akılda kalıcı bir yolla anlatan, tempolu ve stresli bir hayatın içinde herkesi güldürmeyi başaran bir dile sahipler.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Bağımsız fikirlere daha açık, bürokrasiden uzak bir ajansta çalışmanın en büyük avantajı öğrenmeye ve kendini geliştirmeye daha fazla fırsat bulabilmek. Bağımsız ajansta olmanın ciddi bir dezavantajını yaşamadım henüz.

Network’ten teklif alsam…
Şu an gitmeyi düşünmüyorum. Zaten BÜRO’da network kökenli insanlarla çalışıyorum. Burada sürecin her aşamasını başından sonuna kadar görebiliyorum. Bu çalışma şeklinin de bana çok katkısı olduğunu ve beni fazlasıyla geliştirdiğini düşünüyorum.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Yaptığım bir işin günlük hayatta karşıma sürpriz yapar gibi çıkması bu mesleğin bana verdiği en güzel şey.
En büyük talihsizlik
Ajans ve müşteri tarafından çok beğenilen ve doğru bulunan bir işin çöpe gitmesi büyük talihsizlik. O işin bütçe kaygısıyla istediğimiz gibi çıkmaması ise bence daha büyük talihsizlik.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Esra Ayas, İlker Zaharya ve Umut Özsayar’ı almak isterdim yanıma. Çünkü güldürürken öğreten, “iyi fikir nedir, nasıl olur”u bana anlatan işler yapan reklamcılar.

Bir markam olsaydı…
Markanın ihtiyaçlarını doğru analiz edip, bu ihtiyaçlar doğrultusunda farklı bir bakış yakalayabilen; akılcı, hızlı ve kesinlikle cesur bir reklamcıya emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Isaiah Mustafa, Old Spice.

En sevdiğim film ve film repliği…
Oldboy. “İster kum tanesi olsun ister kaya, ikisi de suda aynı batar!”

En sevdiğim kitap…
Oğullar ve Rencide Ruhlar, Alper Canıgüz. (Alper Canıgüz’ün tüm kitapları)

MEHMET GÖKHAN TUNA

Reklam Yazarı / Istanbul French Fries

Yer aldığı projeler
Türk Böbrek Vakfı / Güne Bir Bardak Suyla Başla, Singer/ Kadınların En Büyük Yardımcısı, HTHayat.com / Kadın Hakları Bildirgesi, Shell / A.Ş.K. – Anında Şahane Kazanç

“Lise yıllarında televizyon başında sevdiğim reklamları bulabilmek için kanaldan kanala atlıyor; ürünlerden çok reklamlarını seviyor, onları kimlerin yaptığını merak ediyordum. ‘Ben olsam nasıl yapardım?’ diye düşünmeye başladığımdaysa reklamcı olma yolunda ilk adımı attım.”

Reklamcı olmasaydım…
Kesin olarak şu veya bu olurdum diyemem, fakat reklamcı olmasaydım hayatımı gazetecilik yaparak kazanmak isterdim.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Radikal / Silinen Haberler
Etkili ve derdini çok iyi anlatan bir kampanyaydı.
Akbank / Akbank Sinemayı Seviyor
Basit anlatımıyla oldukça içtenlikle yapılmış ilanlardı.
Vestel / Çok Düşünen Anneler
İçgörü kullanımının mükemmel bir örneği.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Avantajı, kendini ifade etmek için çok daha fazla şansının olması. Dezavantajı, global bir kampanyaya imza atma şansının çok daha az olması.

Network’ten teklif alsam…
Hangi network’ten, nasıl bir tekliften bahsediyoruz?

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Kabul edilen ilk fikrimin basılmış halini görmenin keyfi paha biçilemez.
En büyük talihsizlik
Yılbaşı partisinde bilmediğim üç ayrı dilde karaoke yapmam.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Adayı çok daha eğlenceli bir hale getirmek için Maurice Levy, en etkili S.O.S. ilanını oluşturabilmek için Karpat Polat, isminin başındaki unvanın arama kurtarma çalışmalarını hızlandıracağını düşünerek Sir John Hegarty.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını emanet edeceğim isim David Droga olurdu.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Jean Claude Van Damme, Volvo Trucks.

En sevdiğim film ve film repliği…
Yüzüklerin Efendisi. Film repliğiyse Pulp Fiction’dan; “Senin bir karakter olman, bir karekterin olduğu anlamına gelmez.”

En sevdiğim kitap…
Tutunamayanlar, Oğuz Atay.

The Junior Cut: Çok düşünen anneler…

METEHAN YILMAZ

Reklam yazarı / Kramp

Yer aldığı projeler
Çiçeksepeti.com / Hediyem Gelince Ben, Garanti Bankası / İşe Katıl Hayata Atıl, Banvitburada.com / Çağırınca Gelenler, Fleetcorp / Filo Fleetcorp’tan Kiralanır, Barınak Gönüllüleri Derneği / İki Kere Düşünün
Metehan’ın notu: Kadoil ve Koska için hazırladığımız kampanyalar yolda!

“2010 yılında İtalya’da bir okuldan burs aldım. Kısa bir programdı. Memlekete dönünce liseli öğrencilerin yaşadıkları sınav stresini konu edinerek yakın bir arkadaşım ile okul okul gezip ‘öğretici stand-up’ dediğimiz bir program yapıyorduk. O sırada karşıma Erol Batislam çıktı. ‘Hazırlan, yaza reklam ajansında staja başlıyorsun’ dedi. Böyle başladı hikâye.”

Reklamcı olmasaydım…
11 yaşında bakkalda çalışmaya başladım. Patronun hep şikayet ettiği, pek satılmayan değişik bir çerez vardı. Kese kağıtlarından 5 liralık paketler yapıp üzerlerine “kafa çalıştırır” yazmıştım. Sonra patronun en sevdiği çerez oldu. Çok farklı sektörlerde çalıştım. Küçük dijital girişimler, kapıdan pazarlama, finans, inşaat ve sağlık sektörü gibi. Reklamcı olmasaydım ne yapardım? Çözülecek problemleri iş fikri haline getirip para kazanmaya çalışırdım.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Meyhanedeyiz.biz / Meyhanenin Güzel İnsanları
Zor alanda süper manevra!
Coca-Cola / Onun İsmi Ne?
Basit ve bulaşıcı.
Doğadan / Bay Hastalık
Etkili, farklı ve paylaşma isteği uyandırıyor.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Network’ün araştırması, bağımsız’ın maaşı.

Network: Sevgilinle Roma tatili
Bağımsız: Kankanla Sao Paulo seyehati

Network: Uyanık Metin Akpınar
Bağımsız: Gönül adamı Zeki Alasya

Network: Dekoderli yayın
Bağımsız: Online TV

Network: Essay
Bağımsız: Mektup

Network’ten teklif alsam…
Network ajanslar bağımsız ajansların direkt “karşı tarafı”, “diğer yakası” değil.
Sadece iş yapma kültürleri biraz farklı. Cesur, çalışanına yatırım yapan ve insanların birbirleriyle “savaşmak” istemediği her ajansta çalışabilirim. Sıkıntı yok.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay & En büyük talihsizlik
Her zaman şanslı bir adam olduğumu düşünürüm. Meslek hayatımda yaşadığım bütün “tesadüflere” minnettarım. Hatırlamak istemediğim bir olay yaşamadım ama bir gün şehir dışında konkur sunumundayız; ilk konkurum, o kadar heyecanlıyım ki hoparlörü bilgisayara bağlayamadım. Güzelim cingılı duyurmak için iki elimi çanak gibi kullanıp şarkının sesini yükseltmeye çalıştım. Herkes ellerime bakıyordu, ben ise başkana.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
O meşhur adaya mutlaka Serkan Balak’ı alırdım çünkü çok eğleniyoruz. Dan Wieden’sız olmaz, Roy Andersson’ın başımın üstünde yeri var. Belki Acun da gelir, “reklamcılar adada” fena fikir değil.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını emanet edeceğim ajans Türkiye’de elbette Kramp çünkü “yerimizde duramıyoruz!” Globalde, evrensel içgörüleri kullanacaksam Wieden+Kennedy çünkü etki onlarda, cesaret onlarda, yeni onlarda.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Dos Equis, The Most Interesting Man in the World / Jonathan Goldsmith’in hastasıyım. Türkiye’den ise İş Bankası, Cem Yılmaz.

En sevdiğim film ve film repliği…
Güncel olsun.
‘İnsanları Seyreden Güvercin’den;

“Ayakkabısına taş kaçmış, ne güzel!
-Nesi güzel?
Taşı çıkınca rahatlamıştır.”

En sevdiğim kitap…
Ferit Edgü hayranıyım. Hakkari’de Bir Mevsim, üzerine çok düşündüğüm, anlatım tarzıyla da beni çok etkileyen bir kitap.

The Junior Cut: Bir tane daha çeker misiniz?

BARLAS KONTAŞ

Sanat Yönetmeni & Endüstriyel Tasarımcı / Lemonade “Refreshing Ideas”

Yer aldığı projeler
Absolut, Chivas Regal, Ballantines ambalaj/endüstriyel tasarım çalışmaları; Exotic/Exotea endüstriyel tasarım, ambalaj ve etiket çalışmaları; Dankek 8kek kampanya çalışmaları; Ducros Saray Şerbeti ürün geliştirme çalışmaları; Obaçay/Doğa iletişim, ambalaj ve tasarım çalışmaları; Unigum ambalaj ve tasarım çalışmaları; Wyndham Grand Istanbul Europe ilan ve iletişim çalışmaları

“Reklamcı olmaya staj dönemimde karar verdim. Bir endüstriyel tasarım öğrencisi olarak grafik tasarım, görsel sanatlar, tipografi gibi konulara oldukça ilgim vardı ve bu yönlerimi daha da geliştirmek amacıyla stajımı bir reklam ajansında yapmayı tercih etmiştim. İyi bir tasarım veya fikir ile markanın çıkarlarını doğru strateji altında birleştirebilmek bu işin en zor kısmı. Sanırım ben de bu yönünden dolayı reklamcı olmayı tercih ettim.”

Reklamcı olmasaydım…
Endüstriyel tasarımcı olarak çalışıyor olurdum.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim reklamlar…
Volkswagen / Lovemark
Türk insanına ait özel jestler ile bir anlatım dili oluşturulması yaratıcı ve izlemesi keyifli bir reklam olmasını sağlamış.
Vestel / Çocuk Düşünen Anneler
Bence okazyona özel işler; sıradan, eğlenceli veya gülünç olma üçgeni arasında gidip gelen, brief’leri eğlenceli ama tehlikeli süreçleri olan bir kategoride duruyorlar. Bu işte doğru bir içgörünün, doğru bir dille ve tadında bir mizah ile aktarıldığını düşünüyorum.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Bağımsız bir ajansta reklamcı olmanın en önemli avantajı ajanstaki tüm marka ve projelerde büyüklü küçüklü yer alıyor olmak. Kıdem ve unvanların insanların ve iş ilişkilerinin önüne geçmemesi ve bunun sağladığı motivasyon da oldukça önemli. Markalar bağımsız ajanslara iş veriyor, ama markalarını emanet etmiyor. İkisi arasında büyük güven farkı var. Bunu aşabilmiş bir ajansta çalışıyor olmak benim için büyük şans. Yaratıcı işler yapmak, yenilikçi olabilmek, ödüller almak bağımsız ajanslarda çok daha zor. Bu da bir reklamcının kariyerinin yerinde sayması veya yavaş ilerlemesi anlamına gelebilir. İstisnalar hariç tabii ki.

Network’ten teklif alsam…
Teklifin network’ten veya bağımsız ajanstan gelmesi değil; bizatihi teklifin ne olduğu daha önemli diye düşünüyorum.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Exotic/Exotea markasına tasarlamış olduğum şişe ve etiket tasarımlarını farklı yerlerde farklı insanların ellerinde, poşetlerinde, çantalarında görmek çok mutluluk verici.
En büyük talihsizlik
Mesleğimde başıma büyük bir talihsizlik gelmedi.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Deniz Tokcan (Lemonade), Emre Yusufi (Lemonade), Bora Mesut Palas (Brandterapi). Issız bir adada reklam yapacak ürün ve insan olmadığını düşünürsek yanıma alacağım insanların doğrudan reklamcılık özellikleri hiçbir işe yaramayacaktır. O yüzden iyi reklamcı oldukları kadar başka artıları da olan kişiler seçtim. Deniz Tokcan tanıdığım en bilgili ve yaratıcı insanlardan biri. Emre Yusufi estetik gözüne çok güvendiğim bir tasarımcı. Bora Mesut Palas ise aynı dili konuştuğum, keyifli ve pratik zekalı tanıdığım nadir insanlardandır. Bu reklamcılarla beraber ıssız bir adayı yaşanabilir hale getirmem oldukça kolaylaşacaktır.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını adıyla değil yaptığı işlerin sonuçlarıyla beni ikna edebilecek bir ajansa emanet ederdim. Bir ajansı başarılı veya başarısız yapan içerisindeki insanlardır. Ajansın adının veya network olup olmayışının hiçbir kıymeti olmadığını düşünürdüm.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Hugh Jackman, Mont Blanc.

En sevdiğim film ve film repliği…
Repo Men.”At the end, a job is not just a job, is who you are, and if wanna change who you are, you have to change what you do…”

En sevdiğim kitap…
Tam Benim Tipim, Simon Garfield.

BAHAR YILDIRIM

Sanat Yönetmeni / Manual Effect

Bahar’ın notu: Ajansta gün içinde yaptığımız işlerle, gün içinde üstlendiğimiz unvanlar çeşitleniyor. Benim için de başta enteresandı ama öyle bir unvan olsaydı kartvizitimde Joker yazıyor olurdu.

Yer aldığı projeler
Türkiye Finans / Finansör Kart Arda & Faal Kart Alex, Arçelik / Sensiz Olmaz Projesi, Beko / Beko Dünyam Projesi, Altus / İmaj Yenileme Kampanyası, Bilgili Holding / Bodrum Bodrum, Akaretler, Republika, Atatürk Selanik Evi Projeleri, Subaru / Forester, XV kampanyaları, ODD / Gladyatör Ödülleri, Dünyagöz / Katarakt, Lazer Kampanyaları, Kültür Bakanlığı / Screen Turkey Organizasyonu

“Yaratıcı fikir, resim, grafik, tasarım… bunlardan biri olacağı kesindi ama reklamın ulaştığı mass kitlenin büyüklüğü, bu kitleye ulaşma hızı, ulaşma sıklığı ve etkileme gücüne çarpıldığımı hatırlıyorum. Ve de havalı tabii!”

Reklamcı olmasaydım…
İTÜ ve Politecnico di Milano’daki lisans eğitimlerim endüstriyel tasarım üzerineydi.
Çok uzağa gitmezdim; müşteri tarafına geçerdim ve reklamı yapılacak ürünleri tasarlıyor olurdum muhtemelen.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Tadım / Türkiye’nin En Büyük Sosyal Ağı
Çok doğal ve naif bir şekilde esprili. Tadım yerine başka bir logo koyduğunuzda çalışmayan, bu yüzden sonrasında “ya o neyin reklamıydı?” demediğiniz bir reklam filmi.
Pronet viral reklamları
Beğendiğim birkaç viral iş var, hatta içlerinden birinin Moğollardan uyarlama müziğine ve absürdlüğüne bayıldım ama Pronet’in virali tam dozunda ve paylaşmaya değer bir film olmuş.
Anadolu Hayat Emeklilik
2014’ün son işlerinden ama etkisi dalga dalga yayıldı. Çok gerçek ve çok basit bir içgörüden yola çıktığı için etkili.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Sorumluluk alanı ve topa girme şansı daha yüksek bağımsız ajansta. Hız, kalite ve maliyet konusunda ideal bir üçgen vaat ediyorsunuz müşteriye. Siz de bu yönde evriliyorsunuz. Yapı esnek ve sizi çok yönlü olmaya zorladığı için daha kalifiye oluyorsunuz. Sorumluluk alanı konusunda net bir tanım bekleyenler için aynı özellikler dezavantaj olarak sayılabilir.

Network’ten teklif alsam…
Tersine bir akış var gibi hissediyorum ama denemek lazım.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Atatürk Selanik Evi Müzesi renovasyonunda yer almak çok gurur vericiydi. Birçok maddi ve ego tatmininin ötesinde bir nişan olarak var olacak kariyerimde.
En büyük talihsizlik
Talihsizlik konusunda henüz yer edecek kadar büyüğünü yaşamamışım sanırım ama 1980-90’larda sektörde olamamayı kendi açımdan talihsizlik olarak sayabilirim.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
99 Francs filminin finaline benzer bir sahne canlanıyor gözümde. Ama illa birkaç reklamcı aynı ıssız adayı paylaşacaksak, insanın yaşadığı habitatla ve sosyal ilişkilerle ilgili çözümleri yüzünden Humberto Polar. Eminim en ıssız adada bile bizim için bir çözümü olur. Dove işi çok etkileyici olduğu için Anselmo Ramos. Ve Dumb Ways to Die harika olduğu için John Mescall olurdu. Adaya optimizm ve mizah da lazım.

Bir markam olsaydı…
Markamın ihtiyacı olan konvansiyonel, dijital, sosyal, PR ve event hizmetini tek dümenden çözebilecek bir ekibe emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Christopher Walken’ı bu yaşta da dansettiren bir markam olsa güzel olurdu.

En sevdiğim film ve film repliği…
Favori filmim 2006 yapımı The Fall. Film repliği ise Peter Pan’dan: “I Hate, I Hate, I Hate”

En sevdiğim kitap…
Filminden çok daha iyi olan kitap; Koku (Das Parfum) / Patrick Süskind

OĞUZHAN KARAGÖZ

Metin Yazarı / Meta Communications

Yer aldığı projeler
NOTE Cosmetics, Tefal, HTC

“Daha ‘reklamcıyım’ diyemiyorum, olmak için uğraşıyorum. Sürekli reklam izleyen biriydim. Dünyadan ve Türkiye’den reklamları sürekli açıp takip eder ve izlerdim. Aslında izlediğim reklamlara eleştiri yapabilmem ve ‘ben olsaydım böyle yapardım’ mantığı beni reklamcı olmaya itti diyebilirim.”

Reklamcı olmak için çalışmasaydım…
Muhtemelen baba mesleği olan otomotiv sektöründe çalışıyor olurdum.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Turkcell’in Esnaf seni affeder mi? reklamı; Wolkswagen’in Wolkswagen kullanıcılarının ortak dili reklamı ve Anadolu Sigorta’nın Kaskosuz sürücüye aduket şoku reklamı.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Avantajı çalışma ortamının esnek olması ve sürekli kendini geliştirebilmen. Dezavantajı ise sürekli kendini tanıtma ve kanıtlama durumunun olması.

Network’ten teklif alsam…
Neden olmasın…

Meslekte başıma gelen en güzel olay ve en büyük talihsizlik…
Tek bir güzel olay yok aslında ben ufak şeylerden de mutlu olabilen biriyim. En büyük talihsizliğe gelince, daha çok yeniyim sektörde; talihsizlik yaşamadım. Böyle devam eder umarım.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Ali Taran, Serdar Erener, Karpat Polat. Yaptıkları işleri çok beğeniyorum. Bana göre üçü de birbirinden değerli reklamcılar. Madem ıssız adaya düştük bize fikir lazım değil mi?

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını Ali Taran’a emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Kıvanç Tatlıtuğ

En sevdiğim film ve film repliği…
Labirent – Ölümcül Kaçış. Don Vito Carleone (The Godfather): “Kadınlar ve çocuklar dikkatsiz olabilir, ama erkekler dikkatli olmak zorundadır.”

En sevdiğim kitap…
Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck.

EMRE AKKAYA

Grafik Tasarımcı / Pandora

Yer aldığı projeler
TEDAŞ Konsept Projesi, Vergi Müfettişleri Derneği & Vergi Raporu Marka Tasarımı, Fatih Plastik Marka & Tanıtım Kampanyaları

“1998 yılında, evimden yaklaşık üç kilometre uzaklıktaki benzin istasyonuna giderek çizgi roman almaya başladığım zaman tasarımcı olmaya karar vermiştim aslında, ama halen reklamcı ya da tasarımcı olarak görmüyorum kendimi; sanırım bu devam eden bir yolculuk.”

Reklamcı olmasaydım…
Yazar olurdum.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
!F 2014 / Tanıtım Filmi
Güçlü Mesaj
Şeker Bank / #bırakıpgitmediye
Minimalist ve akılda kalıcı
Domino’s Pizza / Thinnest Dough ilanı
İyi kompozisyon

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Bağımsız ajansın parçası olmanın avantajı çok aslında, bir kere kendinizi ispat ettiğiniz anda mental olarak yukarılardasınız: Kıymeti bilinen işler ve daha faydalı planlamalar yapmaya çalışıyorsunuz. Hiçbir zaman çıkar odaklı düşünmediğim için size verebileceğim en duygusal cevap bu olabilir. Dezavantajı ise fikirlerinizin değer kazanması ve anlatmak istediklerinizin tam olarak anlaşılabilmesi için biraz zaman ve deneyim elde etmeniz gerekiyor ki bu da uzun bir süreç.

Network’ten teklif alsam…
Braveheart’ın final sahnesi geliyor aklıma… Hani, Mel Gibson’un “özgürlük!” diye haykırdığı sahne.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Mesleğimi icra etmeye başlamadan önce uzun soluklu bir CRM ve finans geçmişim vardı, ancak pek memnun olduğum söylenemezdi ve bu sıkıntılı süreçten beni kurtaran eşim sayesinde radikal bir karar vererek kariyer değişimine girmiştim. Şu anda en yorucu ve sıkıntılı günde bile neşem yerinde, bu başıma gelen en güzel olaydır.
En büyük talihsizlik
Çok şükür bu zamana kadar büyük bir talihsizlik yaşamadım, nazar değmesin.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Eric Quennoy, adada hayatta kalmak için iyi bir lider olabilir; Yiğit Şardan, adada bir başka Galatasaraylı’nın olması zamanı iyi geçirmemi sağlardı; Jony Ive, adaya minimalist bir bakış açısı getirebilirdi.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını W+K London, Anonymous yada North Kingdom’a emanet ederdim. Ama North Kingdom ağır basıyor.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Pharrell Williams son zamanlarda gördüğüm en iyi kampanya yüzü ama Harun Kolçak da ısrar ederse Alametifarika’nın sağlam bir kampanya yüzü olabilir.

En sevdiğim film ve film repliği…
Bu sorunun kesin bir cevabı yok bende, o yüzden son zamanlarda seyredip de tadı damağımda kalmış filmin Gravity olduğunu söyleyebilirim. Ama repliğim bellidir: Forrest Gump’tan “Run, Forest, Run!”

En sevdiğim kitap…
Yüzüklerin Efendisi, J.R.R. Tolkien.

ÖMER ONSUN

Reklam Yazarı / Puck Communication

Yer aldığı projeler
Arçelik / Çelik ve Çeliknaz Düğün Kampanyası (ve devam kampanyaları) & 3D All-In-One TV Kampanyası (Ali Ece)

“Reklamcı olmaya izlediğim reklam filmlerinin ve beyaz perdedeki filmlerde gördüğüm reklamcılığın etkisiyle karar verdim sanırım. Reklamlardaki değişkenliğin -fikir, ton, karakter, yaşam tarzı vs- karakterimle çok örtüştüğünü görüyordum ve o dünyayı izlerken keyif alıyordum. Ortada fol yok yumurta yokken kararım belliydi diyebilirim. İçimde varmış.”

Reklamcı olmasaydım…
Yönetmen olurdum.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
THY / Hayal Edince, Akbank / Sinema Sevgisi, Garanti / Deneysel Bankacılık.

Ben reklamda duygulara ve onların nasıl yansıtıldığına bakan biriyim. Fikir tabii ki işin olmazsa olmaz kısmı. Beğendiğim bu reklamların kesinlikle baştan sona doğru duygular taşıdıklarına inanıyorum. Duygusallığın ön planda tutulduğu Hayaller bir markanın bu duyguya karşılık verebilmesini çok içten bir şekilde anlatıyor; Sinema Sevgisi sinemaseverlerin hayata bakış açısını yansıtarak duygularını son derece iyi yansıtıyor; şakalar ve esprilerle dolu olan Deneysel Bankacılık filmleri ise baştan sona güldürmeyi başarıyor. Tabii ki oyuncu seçimleri, yönetmen trikleri ve kurgular bu reklamların şaha kalkmasında büyük rol oynuyor.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Bağımsız ajanslarda hiyerarşi daha az olduğu için ast – üst ilişkileri birbirine yakın.

Bu da çalışana kendisini rahat hissettiriyor ve daha yaratıcı durumlar doğurabiliyor. Samimiyetten ötürü de öğrenim ve paylaşım daha rahat işliyor. Tabii ki rahatlıktan ötürü tabir-i caizse yaymak da mümkün. Ama bu tamamen karakter meselesi. Şu da bir gerçek ki, bağımsız ajanslar bir nevi patron şirketi. Yani bu konuda bağımsız ajans tercihinin çok iyi yapılması gerekiyor. Patron ne kadar uçlarda yaşıyor ve sınırları aşıyorsa ajans da o kadar sınırları aşmaya açık demektir ve bu çok değerli.

Bunun dışında bağımsız ajanslar kendi gelirleri ve bütçeleriyle ayakta durdukları için biraz daha yırtıcı olmak durumunda. Çünkü potansiyel markalar, başta network ajanslara yöneliyor ve bağımsız ajansın fark edilmesi zaman alabiliyor. Bu süreç de ajansı ve çalışanlarını zorluyor. Network ajans, yurtdışı bağlantılarıyla hem finansal açıdan hem de deneyimsel açıdan paylaşımlarda bulunabiliyor. Bu da ajansı güçlü kılıyor, çalışan kendini güvende hisediyor.

Tabii ki kaçınılmaz son, ego! Benim şu ana kadarki deneyimime göre network ajanslarında egonun daha yüksek olduğunu gördüm. Bağımsız ajanslarda çok daha
az rastlanıyor kendisine. Yok mu? Tabii ki var. Ama ortam rekabet ortamı olmadığı için daha pozitif. Olması gerekir mi yoksa gerekmez mi? Bu soruyu insanın
kendisine sorması gerekir. Daha iyi bir başarıya hangisinde ulaşacaksa onu tercih etmeli.

Network’ten teklif alsam…
Network ya da lokal ajans olarak ayırt edilmemeli diye düşünüyorum. Kararlar beklentilerimize ve ajansın yapısına göre verilmeli.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Her gün beslenebilme olanağım. Her sektöre iş yaptığımız için hepsinin inceliklerini keşfedip gelişmelerini takip edebiliyoruz. Bence bu her şeyden çok daha değerli.
En büyük talihsizlik
Yarışma için hazırladığımız bir ilan Kristal’den ödülle döndü ve Cannes Lions’a gönderilmedi. Aynı ürüne, neredeyse aynı uygulamayla yurtdışından başka bir marka katıldı ve ödülle döndü. Bu beni hâlâ üzer.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Adaya düştükten sonra; balık tutmasını, ateş yakmasını ve en önemlisi sohbet etmesini bilen reklamcıları alacağım kesin. E onlar da en yakın arkadaşlarım olacaktır. Adaya düşeceğim gün karar vermeyi tercih ediyorum.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını markamın karakterine uygun birine emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Chuck Norris, Dos Equis – Most Interesting Man in the World.

En sevdiğim film ve film repliği…
Big Lebowski. “Yeah, well, you know, that’s just, like, your opinion, man.”

En sevdiğim kitap…
1984, George Orwell

The Junior Cut: Trafiğe Kapalı Alan

ZEYNEP ASLI FİLİS

Sanat Yönetmeni / Punch

Yer aldığı projeler
Turkcell Müzik – Yerli Müzik Yabancıdan Dinlenmez!, Turkcell – Yeni Yıla Yeni Telefon Lazım, Eti Crax – Seni Yerler, Eti Burçak – Buğday Olmasa Facebook Olmazdı!

“Mezun olduktan sonra; yaratıcı ve iyi fikir üretme çabası, insanların algısına ve bakış açısına etki etme ve bunları yaparken çokça eğlenme isteği benim için ön plandaydı. Reklamcılığın beklentilerimin kesişim noktası olduğunu düşündüm. Böylece kendimi bir anda sektörün içinde buldum.”

Reklamcı olmasaydım…
Sabancı Üniversitesi’nde ekonomi öğrencisiyken, okulun interdisipliner sistemi sayesinde görsel iletişim tasarımı bölümüne geçtim ve oradan mezun oldum. Şansım yaver gitmese şu anda mutsuz bir ekonomist olurdum sanırım.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Birinci olarak Radikal / Silinen Haberler diyebilirim. Fikri net, etkisi mükemmel. Fazlasıyla sevdiğim ve gıpta ettiğim bir iş oldu.
Türk Hava Yolları / Hayaller İyi prodüksiyonuyla izleyip de etkisi altında kalmamak zor.
Cinemaximum / Film Gibi Hayatlar Özellikle oyunculuğunu çok beğendiğim keyifli bir iş.
(Bu listeye, parçası olmaktan gurur duyduğum Turkcell Müzik: Yerli Müzik Yabancıdan Dinlenmez! i de eklemeyi isterdim tabii ki)

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Kısa reklamcılık geçmişime bakarsak, tercihim hep bağımsız ajanslarda çalışmaktan yana oldu ve bundan da son derece mutluyum. Punch’tan örnek verirsem; her şeyi yapabilme motivasyonumuz, hızlı düşünme ve hemen harekete geçme lüksümüz var ve bunu yaparken network ajanslarına göre daha esnek davranabiliyoruz. Bunları sürekli öğrenme çabasında olan bir junior için mükemmel bir avantaj olarak görüyorum.

Network’ten teklif alsam…
Kariyerimin bir döneminde bir network ajansını tecrübe etmek isterim ama şu anda halimden memnunum.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Anadolu Sigorta / Aduket filminin burada olduğu kadar yurtdışında da dikkat çekmesi ve özellikle Kotaku’da paylaşılması beni acayip heyecanlandırmıştı.
En büyük talihsizlik
Bahsedebileceğim ciddi bir talihsizlik yaşamadım.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Punch olarak biz 6 kişilik, çok eğlenen, çok da iyi anlaşan bir ekibiz. Issız bir adaya düşeceksem kontenjanı biraz daha artırıp yanıma da sadece onları almak isterdim.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını, etik olarak kendi ajansımı pas geçmem gerekirse, TBWA’e emanet ederdim sanırım.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
McDonald’s’ın Acılı Tavuk kampanyasında Emrah’ın marka yüzü olarak kullanılmasını başarılı buluyorum.

En sevdiği film repliği…
“Do, or do not! There is no ‘try’.” (Yoda, Star Wars Episode V: The Empire Strikes Back)

En sevdiğim kitap…
Daytripper, Fábio Moon ve Gabriel Bá.

GİZEM ŞENGÜLER

Reklam Yazarı / Rafineri

Yer aldığı projeler
!f İstanbul 2015 reklam filmi, Uluslararası Af Örgütü için hazırlanan ambient kampanya Hakan Yaman’a ne oldu?, Tadım yılbaşı reklamı, Işık Üniversitesi Sende Işık Var kampanyası

“Üniversitede reklamcılık okuyordum. Bir yaz, Alametifarika’da yaptığım staj sonrasında doğru yolda olduğumu anladım.”

Reklamcı olmasaydım…
Büyük ihtimalle yine bir şeyler yazıyor olurdum. Senarist ya da editör olabilirdim.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
İzleyince çok kıskandığım Cinemaximum / Film Gibi Hayatlar reklamları, oldukça zekice bir iş olan Radikal / Silinen Haberler işi ve son olarak da tartışmasız Türk Hava Yolları / Hayaller reklamı.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Bağımsız ajansta bir işi yaparken daha özgürsün ve işin daha çok içindesin. Dezavantajı pek yok aslında.

Network’ten teklif alsam…
Neden olmasın?

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Hep iyi insanlarla çalışmak.
En büyük talihsizlik
İlk Kristal Elma’mda sahneye çıkamamam.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Mark Fitzloff, Anselmo Ramos, Gerry Graf. Hazır böyle bir fırsat varken üçüyle de tanışmak için.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını tartışmasız Rafineri’ye emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Yerlilerden; Avea’nın fasulyesi Erdem Yener. Yabancılardan ise Old Spice reklamının yüzü Isaiah Mustafa.

En sevdiğim film ve film repliği…
Big Fish. “Bir insan ne kadar çok öykü anlatırsa, o kadar ölümsüzleşir.”

En sevdiğim kitap…
Harry Potter serisi.

MEHMET İNANIR

Sanat Yönetmeni / RDB

Yer aldığı projeler
New Balance Basın Kiti, THY Yönetici El Kitabı, THY Network Projesi

“Okuldayken bir reklam için benden illüstrasyon istemişlerdi. O zamana kadar reklam sektörüne pek sıcak bakmıyordum. Fakat o işle beraber reklamları takip etmeye ve sevmeye başladım. Sonrasında da bu işi yapmalıyım diye düşündüm.”

Reklamcı olmasaydım…
Muhtemelen çizer olurdum.

2014’te Türkiye’den en beğendim ilk üç reklam…
Türk Hava Yolları / Hayaller, Tadım / Türkiye’nin En Büyük Sosyal Ağı, Volkswagen / Lovemark.
Seçtiğim reklamların fikir ve görsel çözümlemelerini, özellikle THY ve Tadım reklamlarının yarattığı duyguyu çok sevmiştim.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Kendimi ifade edebildiğim rahat bir ortam var. Durmadan yeni şeyler öğreniyorum. Dezavantajını daha görmedim.

Network’ten teklif alsam…
Şu an için olumsuz düşünüyorum.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Meslekte daha yeniyim. İşlerimin beğenilmesi benim için en güzel olay oluyor.
En büyük talihsizlik
Şimdilik büyük bir talihsizlik yaşamadım.

Issız bir adaya düşsem…
Yanıma neden reklamcı alayım ki?

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını tabii ki RDB’ye emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Mert Fırat, Maximum.

En sevdiğim film…
Withnail and I

En sevdiğim kitap…
Aslan Asker Şvayk, Jaroslav Hašek

MELİKE ÇEVİK

Reklam Yazarı / Tazefikir

Yer aldığı projeler
Çalışma Bakanlığı Iş Güvenliği Kampanyası, Yol Arkadaşımsın Kampanyası, Opmar Kampanyası

“Kendimi bildim bileli insanları gözlemlerim. Hatta taklit yeteneğim de fena sayılmaz. Bu gözlemleme huyum sebebiyle insanlarla ilgili çok fazla içgörü biriktiyorum. Reklamcılık da bildiğiniz gibi içgörüyle beslenen bir meslek. İnsanların karakterlerinin ve yaşam biçimlerinin meslekleriyle örtüştüğüne çok inanıyorum. Reklamcılık da benim için öyle. Bunu anladığımda bu yola baş koymuştum zaten.”

Reklamcı olmasaydım…
Muhtemelen psikolog olurdum hatta bir dönem bunu çok istemiştim. İnsanları gözlemlemek, her daim iletişim halinde olmak, onların bir sonraki adımlarını tahmin etmek her zaman araştırdığım ve yakından takip ettiğim hususlar olmuştur. Zaman içerisinde çok iyi anladım ki reklamcılık da direkt insan psikolojisine dayanıyor, sanki renklendirilmiş ve heyecan katılmış hali gibi…

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Mükemmel içgörü ve her şeye rağmen meyhane kültürünü yaşatmaya çalıştığı için Meyhanedeyiz.Biz / Meyhanenin Güzel İnsanları serisi; Tüketicisine “Evet seni dinliyorum ve dediklerini de hayata geçiriyorum” duygusunu yaşatabilmiş, Türkiye’de yapılan nadir kampanyalardan Burger King / Patatesin Kralı; hedef kitlesini oldukça geniş tutmasına rağmen kitle üzerindeki etkisini hiç azaltmayan ve izlerken tebessüm ettiren Tadım / Türkiye’nin En Büyük Sosyal Ağı.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Sözlükte “bağımsız” sözcüğünü arayınca; “davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen; hür, özgür ve müstakil” anlamıyla karşılaştım. Aslında bu her şeyi özetliyor. Bağımsız ajanslar karar alma ya da üretim sürecinde kimseye bağlı kalmadan risk alabiliyor, dilediği kadar cesur oluyor. Yani en azından Tazefikir için böyle. Dezavantajına gelecek olursak; Türkiye’de faaliyet gösteren pek çok yabancı markanın bağımsız ajansların donanımına, kapasitesine ve gücüne bakmadan küresel merkezlerinin bağlı olduğu ajanslarla çalışmayı tercih etmesi…

Network’ten teklif alsam…
Reklamcılık bence bir ekip işi ben de iyi bir takım oyuncusu olduğumu düşünüyorum. Bu sebeple benim için önemli olan ajansın bağımsız ya da network olması değil, ekipteki eksik parçanın benimle tamamlanıyor olması.

Meslekte başıma gelen…
En büyük talihsizlik
İşe başladığım ilk gün, bir müşterinin babasının vefat ilanını yazmıştım. Oldukça talihsiz bir durumdu.
En güzel olay
Her geçen gün artan sorumluluk ve bu sorumluluğun hakkını verebilmek diyebilirim.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Hiçbir reklamcının ıssız bir adaya düşecek kadar zamanı olduğunu düşünmüyorum. Ama insan istiyor tabii…

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını kendime emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Jean-Claude Van Damme, Volvo

En sevdiğim kitap…
Tanrılar Okulu, Stefano D’Anna.

ECEM YURDAGÜL

Sanat Yönetmeni / Telepati

Yer aldığı projeler
Suwen, Taxim Capital, Dentram

“İyi reklamın az olduğunu farkedince reklamcı olmaya karar verdim.”

Reklamcı olmasaydım…
Sosyolog veya arkeolog olurdum.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Volkswagen / Lovemark
Yalın ve yaratıcı
Meyhanedeyiz.biz reklamları
Samimi, keyifli
Panda / Hazlı ve Öfkeli
Çok iyi!

Bağımsız ajansta junior olmak…
Avantajım, junior olmak; dezavantajım ise yine junior olmak.

Network’ten teklif alsam…
Neden olmasın?

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Junior olarak projemin seçilmesi en güzel olaydı diyebilirim,
En büyük talihsizlik
Neyse ki o konuya daha gelmedik.

Issız bir adaya düşecek olsanız yanınıza alacağınız üç reklamcı…
Kağıt, kalem, bilgisayar.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını John Hegarty’e emanet ederdim.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Engin Günaydın.

En sevdiğim film ve film repliği…
En sevdiğim film Eternal Sunshine Of The Spotless Mind. En sevdiğim film repliğiyle Memento’dan: “Neyi unutmam gerektiğini hatırlamıyorum.”

The Junior Cut: Hazlı ve Öfkeli

NECATİ KAYA

Reklam Yazarı / Titrifikir

Yer aldığı projeler
A la Turca kurabiyeleri lansman kampanyası, BiTaksi lansman kampanyası, Lipton Ice Tea 2014 Doruk – Buse kampanyası, Kliksa relansman kampanyası, Hürriyet Emlak relansman kampanyası, Algida 2014 “İlk Dondurma Düştü” yaz açılış kampanyası, Turkcell kurumsal 2014 yılı kampanyaları

“Annem bir gün ‘Oğlum sen reklamcı olsana’ dedi. Ben de o günden sonra düşünmeye başladım, kafama yattı. Üniversite tercihlerimin tamamını reklamcılık bölümlerine yaptım. Sonuçta da reklamcı oldum. Anne sözü dinlemek gerek.”

Reklamcı olmasaydım…
Muhtemelen esnaf olurdum. Hem baba mesleği hem de son derece samimi ve insan ilişkilerini kuvvetlendiren bir meslek.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Türk Hava Yolları / Hayaller
Cast seçiminin çok iyi yapıldığını ve hikâyenin çok iyi kurgulanmış olduğunu düşünüyorum. Mesajı çok net olarak karşıya geçirebiliyor.
Anadolu Sigorta / Aduket
Diğer reklamlardan ayrışan bir reklam; farklı bir yerden bakılmış ve çok güzel uygulanmış. Son dönemde reklamcıların ve reklamverenlerin en çok üzerinde uğraştıkları şey olan, “paylaşım değeri olan reklam nasıl yapılır”ın birebir karşılığı.
Volkswagen / Lovemark
Çok yorulmuş bir konu olan “bu yılın lovemark’ı biziz” filmlerinin arasında sıyrılan ve dikkat çeken bir film bence. Hikâye ve oyunculuk çok başarılı.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Genelde bağımsız ajansların network’lere nazaran daha az çalışanı olur. Bu yüzden her reklamcı daha çok sorumluluk almak durumundadır. Bu sayede daha hızlı öğrenir ve daha hızlı ilerlersiniz. Bu da kariyerinin başındaki reklamcılar için büyük bir avantaj. Şu ana kadar bağımsız ajansta çalışmanın herhangi bir dezavantajını yaşamadım.

Network’ten teklif alsam…
Titrifikir’de mutluyum. Burada yapacak ve öğrenecek çok şeyim olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden şu an herhangi bir teklife olumlu yanıt vereceğimi sanmıyorum.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Meslekte henüz bir buçuk yıllık bir geçmişim var ve maalesef çok fazla anı biriktiremedim. Ama ilk aklıma gelen şey Kerem Abi’nin Titrifikir’i kurarken beni de çağırdığı an. Sanırım meslekte başıma gelen en güzel şey bu.
En büyük talihsizlik
Neyse ki şu ana kadar yaşadığım büyük bir talihsizlik yok, umarım bundan sonra da olmaz.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Issız bir adaya düşsem yanıma işime yarayacak insanları alırdım. Issız bir adada bir reklamcıya ihtiyacım olacağını sanmıyorum, bu yüzden yanıma bir reklamcı almazdım. Bir ıssız adaya bir reklamcı yeter.

Bir markam olsaydı…
Burak Aksak ve Yiğit Özgür’ü ikna etmeye çalışır, reklamlarımı onlara yaptırmak isterdim. Bu ekiple Türkiye’nin en sivri reklamlarını yapacağımız kesin.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Jack & Jones reklamlarında oynayan, repliği bile bulunmamasına rağmen inanılmaz etkileyici bir performans sergileyen Christopher Walken bence markaya ve reklama çok yakışıyor.

En sevdiğim film ve film repliği…
The Godfather Chapter I: “Ona reddemeyeceği bir teklif yapacağım.”

En sevdiğim kitap…
Küçük Kara Balık, Samed Behrengi.

AYBERK ÇINAR

Reklam Yazarı / Vietnam

Yer aldığı projeler
Familia Pompomgiller serileri, Bingo İmza Serisi Eda Taşpınar Parfümü Giyiyor, Molfix kampanya, Panda Magic Gerçek Dondurma

“Reklamcı olmaya reklam ajansında çalışmaya başladıktan sonra karar verdim. Hayatın kompakt hali gibi reklam dünyası. Her şeyden biraz var. Biraz bence yeterli bir miktar. Ama biraz.”

Reklamcı olmasaydım…
Aslında makine mühendisiyim fakat mobilya mağazasında ya da otelde çalışmak isterdim. İkisinin de kendine özgü kokusu bana garip ve çekici geliyor.

2014’te Türkiye’den en beğendiğim ilk üç reklam…
Türk Hava Yolları / Hayaller
Çünkü biz varız o filmde. Hedef kitle derler ya, herkes var bu kampanyada.
LC Waikiki / Mutlu Yüzler
Dalga geçilmeyecek bir iş bence. “Aaa ne yapmışlar yaaa!” tepkisini alıp götüren doğru iş.
Anadolu Sigorta / Aduket
Belli ki yaparken çok eğlenmişler. Bu bile yeter.

Avantaj ve dezavantajlarıyla bağımsız ajanslar…
Bağımsız ajanstan başka yerde çalışmadım. Farkı anlatmak güç. Ama bağımsız ajans iyidir. Bir kere bağımsız.

Network’ten teklif alsam…
Ajansta kimsenin duymayacağı bir yere gidip sessizce teklifi dinler, konuşurdum. Şaka yapıyorum bizimkiler kızmasın.

Meslekte başıma gelen…
En güzel olay
Twitter’da Pompomgiller reklamına yapılan yorumlardan birinde, “Pompomgilleri çok seviyorum çünkü muhabbet kuşum dans ediyor” yazıyordu. Muhabbet kuşlarını severim.
En büyük talihsizlik
Ajans içi sunumda, filmlerden çıkış alırken, bir restoranın yemek menüsünü film kağıtlarının arasında zımbalamışız. Biraz panik yapmıştık. “Ne hazırladınız bu kampanya için?” sorusunun altındaki kağıtlardan tavuklu şehriye çorbası çıkması garipti.

Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım üç reklamcı…
Tibet Sanlıman, Gürkan Günaydın, Özlem Küçükyılmaz. Aslında ismini duyduğum, işlerini gördüğüm ve çok beğendiğim reklamcılar olmasına rağmen hiçbiriyle henüz tanışmadım, iş yapma fırsatı bulamadım. Bu yüzden hiç bilmediğim, ıssız bir adada tanıdığım en sağlam adamlarla yalnız kalmayı tercih ederim. Çünkü üçüne de güveniyorum. Güzel bir sunum yapar, biz o adayı satardık.

Bir markam olsaydı…
Reklamlarını Ali Taran’a emanet etmek isterdim. Nedeni yok. “Kesinlikle bir de o görmeli” isimleri vardır ya. Ben iyi yapmışımdır ama bir de Ali Taran baksın.

Reklamına en çok yakışan marka yüzü…
Ayşe Teyze, Ace ve Michael Jordan, Nike Air

En sevdiğim film ve film repliği…
Big Lebowski. “Lanet olası halı odayı dolu gösteriyordu dostum!”

En sevdiğim kitap…
Kelebek, Henri Charrière.

Exit mobile version