Son dönemde birçok endüstri gibi etkinlik endüstrisi de normalleşmeye yönelik adımlar atmayı sürdürüyor. 2014’ten bu yana nitelikli kahve ve müziği buluşturan İstanbul Kahve Festivali’nin bu yıl 19-22 Eylül tarihlerinde Tepe Nautilus etkinlik alanında gerçekleştirilmesi planlanıyor. Etkinliğin yedincisini düzenleyecek Dream Sales Machine’in başkanı Alper Sesli, geride kalan dönemi değerlendirirken, etkinliğin önceki yıllardan nasıl ayrışacağını da detaylandırıyor.
Festival ekosisteminin COVID-19’a karşı verdiği sınavı nasıl değerlendiriyorsunuz?
2020 yılının ilkbahar ve yaz aylarında gerçekleşecek festivallerin neredeyse tümü iptal/erteleme duyurularında bulundu. Birçok ülkede 2020’nin son çeyreğine de kaybedilmiş gözüyle bakılıyor. Kültür, sanat ve eğlence endüstrisi binlerce sektör çalışanının işsiz kalması ve şirketlerin kapanmasıyla ciddi ölçüde yara aldı. Doğal olarak paydaşı olan festivaller de bu durumdan payını alıyor.
Şahsım adına 2023’ten önce cesur ve heyecanlı projelere imza atılmasının kolay olmayacağını düşünüyorum. Pandemi ne zaman gündemden düşerse sektör ancak o zaman yeniden iyimser bir havaya bürünebilir. Normalleşmenin tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için öncelikli olarak pandeminin yarattığı korku ikliminin yok olması gerekiyor.
İstanbul Kahve Festivali aylar süren bir aranın ardından gerçekleşeceği duyurulan ilk festivallerden biri olması yönüyle ilgi çekici. Festivali düzenleme kararını nasıl aldınız?
Uzunca bir süre güncellenmiş sektör yönergelerini bekledik. Düşünün ki tüm işlerimiz iptal edilmiş, nakit akışımız bıçak gibi kesilmiş, kapıda bunu dinlemeyen bir alacaklı trafiği var ve yıllarımızı verdiğimiz markalar derin bir sessizliğe bürünmüş durumda… Bu çetin mücadelenin ortasında bizimle aynı kaderi paylaşan kahve endüstrisi ve kültür ve sanat tarafındaki paydaşlarımız ile Instagram’da dört ay boyunca nefis canlı yayınlara ev sahipliği yaparken şunu fark ettik: Sektör de biz de etkinliği 2021’e ertelemek istemiyorduk. Öte yandan takipçilerimizden de devamlı etkinliğin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair sorular geliyordu. Tam da bu noktada Sağlık Bakanlığı ve Bilimsel Danışma Kurulu’nun yönergeleri açıklanınca, iş yapma modelimiz ve dijital altyapımızla, etkinlik kurgumuzun küçük modifikasyonlar uygulanarak hayata geçirilebileceğini fark ettik. Bu doğrultuda etkinliği yeni uygulamalar ve kanunlar ışığında en sağlıklı şekilde gerçekleştirmek üzere yola çıkma kararı aldık.
Etkinlik alanında çalışanların ve katılımcıların sağlığını korumak adına ne gibi önlemler alınacak?
Sağlık Bakanlığı ve Bilimsel Danışma Kurulu’nun 9 Temmuz’da yayımladığı COVID-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi’nin 63. maddesinde yer alan açıkhava organizasyonlarıyla ilgili tüm şartlara uygun hareket edeceğiz. Dijital biletlendirme ve ödeme imkânı halihazırda sahip olduğumuz avantajlardandı ve bu dönemde de teması minimuma indirmede önemli rol oynayacaklar. Etkinlik alanımız önceki yıllara göre 3 bin metrekare büyüdü. Bu yıl 10 bin metrekarelik bir alana yayılmış olacağız. Hijyen hassasiyetini odağımıza alarak sosyal mesafe ve maske kullanımı kurallarının ihlâl edilmediğinden emin olmak için de üst düzey bir çaba göstereceğiz.
Alınan önlemlerle birlikte, bu yılki festivalin atmosferi sizce önceki yıllardan nasıl ayrışacak?
İnsanlar binlerce yıldır kutlama, ağıt ya da yalnızca sohbet amaçlı bir araya gelme ihtiyacı hissediyorlar. Kahve ise bu bağlamda harika bir birleştirici ve bağ kurucu olma niteliği taşıyor. Bu yıl da beraber iyi müzik ve kahve eşliğinde, önceki yıllardan farklı olarak daha dikkatli ve mesafeli biçimde bir araya geleceğiz.