Brand Week Istanbul dördüncü gününde de iş ve markalar dünyasının tüm profesyonellerine farklı ilgi alanlarında dopdolu bir içerik sunuyor. Tüm gün sürecek ve sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk ve kurumsal vatandaşlık gibi kimi zaman geçişken kullanılan kavramların gündemde olacağı Brands for Good programı da bugünün en dikkat çeken buluşmalarından bazılarına ev sahipliği yapıyor.
Drama sahnesinde günün erken saatlerinde başlayan ve İrfan Kangı’nın sunuculuğunu üstlendiği programın açılışı, Salim Kadıbeşegil‘in sorumluluk ve itibar kavramları konusunda yaşanan kargaşaya açıklık getirmeyi hedefleyen sunumuyla başladı.
Orsa Stratejik İletişim Danışmanlığı’nın kurucusu Salim Kadıbeşegil’in sunumundan öne çıkan başlıkları bir kenara not etmek gerek zira Kadıbeşegil’in öneri ve fikirleri, uygulanan/uygulaması planlanan sürdürülebilirlik pratikleri konusunda tüm reklamverenleri yeniden düşünmeye sevk edebilecek güçte.
- Kurumsal sosyal sorumluluk itibarlı olmak için bir araç sanılır, ki değildir. Sürdürülebilir bir iş modeliniz yoksa KSS çatısı altında sarf ettiğiniz çabaların tamamı “hayır işi”nden öteye gidemez.
- Neden bu kavramlar etrafında daha sık tartışır olduk? Sebebi açık, gezegeni hızla tüketiyoruz ve bunun farkındayız.
- Sorumluluk kurumsal değil, bireyseldir. Kendilerine karşı sorumluluklarını yerine getiren bireylerin yönettiği kurumlar otomatik olarak sorumlu hareket edecektir.
- İşi doğru yapan liderler değil, doğru işi yapan liderlere ihtiyacımız var.
- Peki, şirketler nasıl daha sorumlu kılınabilir? STK’lar yönetim kurullarına dahil edilebilir mi? Neden olmasın, bu kulağa uçuk bir fikir gibi gelse de gayriresmî olarak birçok şirket tarafından halihazırda uygulanan bir politika. Hava raporları gibi, günlük kirlilik raporları paylaşabiliriz. Paranın tek referans kaynağı olmadığı iş modelleri için, gelişmişlik ve mutluluk endekslerinin yaygınlaşması sağlanabilir…