Brand Week Istanbul‘un ikinci gününde Türkiye’den ve dünyadan birçok siyasi iletişim uzmanı, kamuoyu araştırma şirketi yöneticisi, akademisyen ve gazeteciyi bir araya getiren Siyasi İletişim Zirvesi, Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği Başkan Yardımcısı Necati Özkan’ın konuşmasıyla başladı. Özkan’a göre ülkemizde kamu vicdanını rahatsız eden bir şey olsa da, ileri demokrasilerde 1950’lerden bu yana siyasetin ve fikirlerin pazarlanabilir olduğu yaygın bir kabul. Konuşmasına siyasette ‘konumlandırma’ fikrine eğilen Necati Özkan, Türk ve dünya politika sahnelerinden konumlandırma örneklerini paylaşarak, siyasi kampanyalarda zihinlerdeki algıyı değiştirecek ya da yönetecek yegâne yolun strateji ve mesajların doğru belirlenmesinden geçtiğini belirtti.
Tüm sorunlara çare bulmak mı hedefi daraltmak mı?
Seçmen zihninde doğru bir algı yaratabilmek için seçmenleri fikir bombardımanına tutmak yerine tek ve anlaşılır bir mesajla yola çıkılması gerektiğini özellikle vurgulayan Necati Özkan, ABD Başkanı Barack Obama’nın başkan aday adaylığını açıkladığı günden başkanlık koltuğunu kazanana kadar geçen sürede ‘değişim’ mesajını benimseyerek ve kampanyasının kanallarını yalnızca bu konsept üzerinde örgütleyerek, kendisine nazaran çok daha tecrübeli bir siyasetçi olan John McCain’e göre, konumlandırmanın çok daha başarılı bir örneğini sergilediğini belirtti. Özkan, Türkiye’den de sıradan olmalarına rağmen koşulları ve seçmeni doğru okuyup; konumlandırma ve stratejilerini tek bir strateji üzerine kurarak seçimleri kazanan Demokrat Parti ‘Yeter, Söz Milletindir’ ve Refah Partisi ‘Adil Düzen’ kampanyalarını gösterdi.
Entegre bir dünya, entegre nesiller
‘Vatandaş gazeteciliği’ sayesinde haberin ve bilginin kaynağının merkezi ve geleneksel medyadan kaydığını vurgulayan Necati Özkan, sosyal medyayı dikkate almayan politik iletişimin etkili olamayacağını sözlerine ekledi. Özkan’a göre kamusal alan, birtakım grup ve topluluklar arasındaki ortamla sınırlı değil; kamusal alan artık tüm dünya. Türkiye’nin ‘yeni seçmen’ profili, 1981 sonrası doğan Y kuşağı ve 1995 sonrası doğan Z kuşağı. Dünyanın ilk kez yetişkinlerin gençlerden bir şeyler öğrenebildiği bir döneme girdiğini belirten Özkan, siyaset kendisini buna hazırlamalı. Bu seçmenin kullandığı ‘devrim araçları’ ise Kalaşnikof ya da ustura değil; Twitter ve Facebook.