Sportsnet Group Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gülüm’ün moderatörlüğünü yaptığı Spor Etkisi oturumunda Türk futbolunun önemli ismi Şenol Güneş, TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ve Milli Jimnastikçi Tutya Yılmaz sporun iletişim dünyasındaki yeri üzerine konuştu.
- Dünyadaki reklam harcamalarınının yüzde 24’ü spor ve sporla ilgili konulara yapılıyor. Türkiye’de ise sporun payı yüzde 5.
- Sporla ilgili bilinen temel gerçek beynin farklı merkezlerini harekete geçirmesi. Yani, iletişim dünyasında markaların marka kimliğini yerleştirmeye çalıştıkları merkez, sporun direkt etkilediği noktayı oluşturuyor.
- ABD’de Super Bowl’un yarattığı endüstri oldukça büyük. Spor bu anlamda ülkede en çok content üretilen konu. Bu yüzden de markalar sporun etrafında toplanıyor.
- Moment marketing’i tetiklemek için en çok öne çıkan etkinlikler arasında “spor event” yüzde 61’le birinci sırada. İngiltere’de ise olimpiyat ve referandumun olduğu bir listede yüzde 55 ile en çok content’in üretildiği Euro 2016 etkinlikleri oldu.
Gülüm, oturumun ilk konuğu olarak 13 yıldır jimnastikle uğraşan milli jimnastikçimiz Tutya Yılmaz’ı davet etti. 2016 Rio Olimpiyatlarına katılan en geç olimpiyatçı unvanına sahip olan Yılmaz, Gülüm’ün sorularını yanıtlarken küçük yaştan itibaren jimnastiğin hayatında nasıl bir yere sahip olduğunu ve hedeflerini anlattı.
Olimpiyatlara giden en geç sporcu olma hissini gurur verici olarak tanımlayan Yılmaz, Türkiye’nin gösterdiği ilgiye oldukça şaşırdığını ifade etti. Yılmaz’ın hedefinde Avrupa şampiyonluğu, dünya kupaları ve 2020 olimpiyatları var.
Ümit Leblebici: “Sporun birleştirici bir kişiliği var”
Ülkeye uluslararası sporcuların gelmek istemedikleri bir dönemde güçlü bir organizasyon yapıldı ve seyirciden beklenilmeyen bir ilgi geldi. Evet, bundan yaklaşık 6 yıl önce TEB’in Ankara’da düzenlediği uluslararası tenis sporcularının ağırlandığı organizasyondan bahsediyoruz. Tenis şu anda voleybol, basketbol ve futbol olmak üzere değişmez üç büyük branşın ardından gelmeyi başaran bir spor dalı. Ve bunu Türkiye’ye kazandıran TEB’in tenis adına yaptıklarını anlatmak üzere Ümit Leblebici sahnedeydi.
Tenisi destekleyerek bir markanın iletişimleriyle bir sporu nasıl farklı noktalara taşıyabileceğine tanık olduklarını ifade eden Leblebici, “Sporun birleştirici bir kişiliği var. Ve burada bankacılık kişiliğiyle değil spora yaptığımız katkılarla bulunuyoruz. İyi banka olmayı amaçlıyoruz. Altı yılda bir duygu yaratmayı başardık ve bir endüstri yaratmak için de çalışıyoruz. Tenis bu anlamda da yardımcı oluyor” diyerek iyi kavramını topluma, bankaya ve federasyona vererek iyi işlere imza attıklarını sözlerine ekledi.
Leblebici ayrıca, sporda iyi şeyler yaparsanız, zaten insanlar iyiyi anlamaya çalıştıkları için farkındalık başlatmış olacağınız mesajını ileterek, “İletişimle ilgili planlamalarımızda geçen sene reklam bazında az ama tenisle ilgili her iletişimi yaptık. Şenol Güneş’in yarattığı duyguyu iletişim tarafında yaratmaya çalışıyoruz ve iyi öyküler yaratmak için çabalıyoruz” diyerek sözü Şenol Güneş’e bıraktı.
Şenol Güneş: “Futbol ciddi bir iştir”
Türkiye’de spor alanına önemli başarılara imza atan isimlerin ağırlandığı Spor Etkisi oturumunun son konuğu Şenol Güneş’ti. Üç takımdan başka hiçbir takımın şampiyon olamadığı ülkede Anadolu’dan bir takım çıkararak tüm dengeleri alt üst eden Trabzonspor, Şenol Güneş ile doğdu diyebiliriz. Türk futbolunun düşünen ve üreten ismi Şenol Güneş, bu başarının Türk insanının imkân ve zaman verildiğinde üretebileceğinin bir göstergesi olduğunu söyleyerek, “Bu anlamda takımın başarısı bir devrimdir, ezilmişlerin yanında olan bir değerdir aynı zamanda” dedi.
Çocuklara sporu ve sanatı sevdirmek gerektiğini ve işten sonra asıl olanın spor ve sanat olması gerektiğini belirten Güneş, “Yaptığınızda işten ziyade davranışlarınızı da sevdirebiliyor musunuz, önemli olan bu” dedi.
Maça çıkarken herkesin bir sorumluluğu olduğuna vurgu yapan Güneş, “Müşteri taraftardır ve o memnun kalırsa gerisi boştur. Kaybetmek veya kazanmanın garantisi yok ama oynayacağınız oyunun bir değeri var. İşinizi iyi yapmak zorundasınız. Çocuklarımızı tam teşekküllü yetiştiremiyoruz. İleride başarılı olabilmeleri için kriterlerini ortaya koymaları gerekiyor. Türkiye’nin en büyük eksikliği ve artısı olacak şey öğretmenlerimizdir” diyerek gençlere alan açmak gerektiğinin altını çizdi.
Futbolun bir keyif oyunu olduğunu ama bir yandan da ciddi bir oyun olduğunu vurgulayan Güneş konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Futbola bu kadar yatırım yapıldı ama amaçla araç karıştırıldı. Para araç olmalı. Futbolun bu kadar zenginleştiği bu dönemde yaşadığımız durum bu. Futbol birleştirici bir unsurdur.”