Ogilvy & Mather İstanbul ECD’si Selim Ünlüsoy’ün bilinmeyen altı özelliğini keşfe çıkmaya hazır mısınız?
Serinin önceki isimlerine göz atmak isteyenleri, Alametifarika Kurucu Ortağı ve Yönetici Kreatif Direktörü Uğurcan Ataoğlu, Titrifikir Kurucu Ortağı ve ECD’si Kerem Kanık, 4129Grey CEO/Chief Happiness Officer ve Grey EMEA Chief Digital Officer Alemşah Öztürk, Cheil Worldwide Turkey Kreatif Direktörü Cihan Kavaklıpınar, Serdesin Kurucu ve Chief Creative Director’ı Serhat Bayram, Wanda Digital Yönetici Ortağı Burçak Günsev, Tribal Worldwide İstanbul Ajans Başkanı ve ECD’si Arda Erdik, Punch Kurucu ve Kreatif Direktörü Ali Musa Paça ve Rafineri Kreatif Direktörü Setenay Özcan Yıldırım‘ın bilinmeyenlerine alalım.
1. Aklıma düşen garip güzellikleri Vögler+Schultz adı altında yayınlıyorum.
Be.net/voglerschultz adresinden de görebileceğiniz üzere antin kuntin, abuk subuk işler peşindeyim bazen. Liechtenstein’da yaşayan bir grafik tasarım kolektifi gibi hayal ettim bu arkadaşları. Emil Vögler ve Stefan Schultz isimli bu arkadaşlar aslında yoklar. Gerçi hangimiz olduk ki? Gamer Grease projesini ayrı severim. İlla bakın derim.
2. Simetri hastalığım olduğunu kabul etmiyorum.
Bugüne kadar yaşadıklarım bunun aksini gösterse de, çevremdeki nesnelerin birbiriyle olan ilişkilerini umursamak, onları belli bir sisteme göre hizalamak aslında düzenli bir bireyin göstergesi olmalı.
3. Siyah, beyaz ve aralarındaki tonlar dışında başka kıyafetim yok.
Salt estetik değil, aynı zamanda da işlevsel bir seçim bence. Her parça bir diğeriyle eforsuz bir uyum sağlıyor. Alışverişte aklım hep kayar renklere, denerim. Ama kasada sonuç hep aynı oluyor.
4. Hiç ehliyet almadım.
Bugüne kadar FIAT, Audi, Chrysler, Ford gibi dünya devleri için farklı mevkilerde çalıştım, çalışmaya devam ediyorum. Sürüş deneyimi, yol tutuşu, şerit takip sistemi ve daha birçoğunu birebir deneyimlemediğim olmuştur.
Ama panik yok, Ehliyetsiz Otomotiv Reklamcıları Kulübü sandığınızdan daha geniş. Eski kreatif patronum Mikhail Kudashkin, DDB’nin Amir Kassaei’si gibi gibi. Hatta sanırım Serdar Erener de bizden.
5. Kullandığım app’leri genellikle yapıldığı gibi işlevlerine göre değil, renklerine göre diziyorum.
Bulması bence daha kolay oluyor. Tavsiye ederim.
6. Sanat yönetmenliği yaptığım dönemden beri ağırlıklı olarak sunum programlarında tasarım yapıyorum.
Çoğu zaman önce iş çıkar, sonra sunuma geçilir. Ben ikisinin beraber akması gerektiğine inandım hep. İlk stajıma alınmamı sağlayan, PowerPoint’te yaptığım tasarımlardı. O dönem Freehand, Illustrator, sonraları InDesign gibi programların isimlerini bile duymamıştım.
Ajansa ayak uydurabilmek için hepsini öğrendim ama 2006 yılından beri neredeyse her sabah ilk açtığım program Keynote’dur.