IAB‘nin Türkiye ve Avrupa’nın ofisleri tarafından ortaklaşa düzenlenen gerçek zamanlı açık artırma (real time bidding; RTB) semineri bugün Çalık Holding‘in Zincirlikuyu’daki merkez binasında gerçekleştirildi. Adnomia, ADTECH-Turkuvaz, Dijital Büro İstanbul (DBI), DoubleClick, MedyaNet, Nugg.ad ve Reklam Store‘un katkılarıyla gerçekleştirilen seminerde RTB, genelden mobile tüm boyutlarıyla ele alındı.
Seminerde IAB Avrupa Ofisi adına açılış konuşmasını gerçekleştiren eğitim ve projeler müdürü Ionel Năftănăilă‘ya teknik engellerin RTB‘nin benimsenmesi önünde engel teşkil edip etmediğini ve Türkiye pazarından beklentilerini sorduk;
Reklamverenlerin, kolaylık ve maliyet avantajı nedeni ile RTB’ye uyum konusunda hızlı davrandığını görüyoruz. RTB’ye geçiş için altyapı değişikliği ve kullanıcı sözleşmelerinin güncellenmesi gibi teknik detaylarla karşı karşıya kalan yayıncıların ise daha şansız olduğu hissediliyor. Bu teknik engellerin RTB’nin benimsenme hızını etkileyeceğini düşünüyor musunuz?
Yeni bir teknolojiye karşı insanlar iki şekilde yanıt verirler; kimileri hızlı bir şekilde uyum sağlar ve benimserken, kimileri ise uyum sağlamak konusunda direnç gösterir. Alışılageldik iş modellerini değiştirmek, yeni bağlantılar kurmaya çalışmak her zaman zor olsa da, yeni teknolojiler ile gelen yeni fırsatların önemini de unutmamak gerekir.
Reklamverenlerin daha hızlı uyum sağladığı konusundaki varsayımınızı tamamen doğru bulmuyorum. Yeni teknolojiye uyum sağlama süreci, o teknolojiden faydalanmak isteyen herkes için farklı zorlulukları içerisinde barındırır. Reklamverenlerin de RTB’ye geçiş için teknik değişikliklere gitmeleri gerekiyor. Örneğin DSP‘lerini (demand side platform) değiştirmeleri, yeni bir paneli kullanmaları gerekiyor. Bu yayıncının önündeki teknik detaylar kadar karmaşık görünmese de, yine de zorluk teşkil ediyor.
Burada önemli olan, her iki tarafın da yeni teknolojiye uyumun kendi maliyetlerini nasıl etkileyeceğinin farkında olmaları. Bu eCPM‘lerini (bin gösterim başına efektif maliyet) nasıl etkileyecek? Bu soruya verecekleri yanıt geçiş sürecinin en temel motivasyonu olacaktır.
Sizce Türkiye RTB’nin benimsenmesi konusunda ne durumda?
Gelecek konusunda tahminde bulunmak zor, ama şunu söyleyebilirim; Türkiye sadece dijital reklamcılıkta değil, hemen her alanında hızlı ilerliyor. Sağlık alanında, eğitimde ve daha birçok alanda çok başarılı işler çıkarıyorsunuz. Bu alanda da hızlı bir gelişimin ülkenizde sağlanmaması için bir neden göremiyorum.
Türkiye’nin en büyük avantajı çok dinamik bir pazar olması. Son dönemde yüzde 30’luk büyüme göstermiş olması nedeniyle özellikle ABD’li büyük şirketlerin ilgisi ülkenize çevrilmiş durumda. Etrafınızda reklam pazarı açısından benzer gelişmişlik düzeylerine sahip pek çok diğer ülke olsa da, büyüme hızınız ülkenizin cazibesini artırıyor.
Hâlihazırda ülkenizde RTB’ye uyum sağlamış ve bu teknoloji ile iş modelleri geliştirmiş büyük şirketler var. RTB’nin ülkenizde benimsenmesinde bu şirketlerin yarattığı marka değeri ve pazarlama ağı çok önemli rol oynayacak.