SoftBank Robotics’in pazarlama iletişimi başkanı Kass Dawson, dijital dönüşümün perakendeciler için getirdiği ve nesnelerin internetiyle kullanımı mümkün hale gelen verilerin yarattığı fırsatları Ad Age için kaleme aldı.
Perakendeciler için IoT fırsatları
bağlı verilerin kullanımını maksimum
seviyeye çıkarmış durumda.
Online pazarlamanın görece basit ve etkili olduğu düşünüldüğünde, Gartner’ın yakın zamanda yaptığı
CMO Spend anketinde “analiz”, “web” ve “dijital reklamlar”ın reklamverenler tarafından 2018’de en çok yatırım yapılacak alanlar olarak zikredilmesi de sürpriz olmamalı. Online daha önce test edilip onaylanmış bir kanalsa da büyük ölçüde doygunluğa ulaştığı da ortada. Bu da perakendeciler için orada öne çıkmayı zorlaştıran bir durum, özellikle de üst seviyede kişiselleştirme uygulamaları ve son derece şaşırtıcı etkiye sahip uygulamaların epey yaygınlık kazanmış olduğu düşünülürse.
Müthiş fırsat: fiziksel ile dijitali bağlamak
Yüzü geleceğe dönük perakendeciler yatırımlarını yeni (aslında eski) bir kanala aktararak rekabet avantajı yakalamaya çalışıyorlar: Mağazanın kendisine. Ancak burada bir nüans var. Mağazanın bir kanal olarak başarılı olması için dijitalleşmesi gerekiyor.
Ayırt edici bir şekilde offline olan (brick&mortar) mağazalar, tam anlamıyla bağlantılı, çoklu kanal deneyimleri yaşatmanın önünde uzun süredir bir engel olarak duruyor. Ancak nesnelerin interneti (IoT) sayesinde bu artık değişen bir durum. Akıllı cihazlar kasiyersiz işlemlere imkân tanırken, mağaza içi düzenin optimize edilmesini
ve müşteri ilişkilerinin daha iyi hale getirilmesini de mümkün kılıyor. Fiziksel mağazalar çok kısa zamanda, daha önce hiç olmadığı kadar fazla fırsat yaratacak şekilde veri üretecek hale gelebilir. Nasıl mı? İşte perakendecilerin sonuç almalarını sağlayacak birkaç veri tipi.
Mağaza içi alışverişçi trafik verisi
Mağazanıza yapılan ziyaretlerin ne kadarından hazırladığınız pahalı vitrininiz sorumlu dersiniz? Vermeye çalıştığınız mesaj görevini yerine getiriyor mu? Vitrinde öne çıkardığınız ürünler mağaza içinde kolayca bulunabiliyor mu?
Fiziksel mağazalar uzunca bir süre, varsayımların hüküm sürdüğü birer kara delikti. Mağazaya yapılan müşteri ziyaretlerini otomatik olarak takip etmek için güvenilir bir yöntem olmadığı gibi ziyaretçilerin ne kadarının satınalma yaptıklarını takip etmek, tekrar eden ziyaretlere karşılık, ilk ziyaretlerin oranı veya bir ziyaretçiyi müşteri yapan en ufak bir bilgi elde etmek de kolay değildi.
Bugüne perakendecilerin elinde reyon analizi yapan yazılımlar, müşterilerin hareketlerini takip ederek nerede zaman geçirdiklerini anlamalarını sağlayacak kızılötesi sensörler veya ziyaretçileri belirli bir müşteri segmenti altında listelemeyi sağlayan yüz tanıma yazılımları gibi nesnelerin interneti temelli sayısız cephane var. Perakendeciler tüm bunlar sayesinde müşterilerin mağaza içindeki davranışlarını, hangi promosyonların, raf dizilimlerinin ve hangi ürünlerin “sonuç” getirdiğini görme şansına sahipler.
Konuşmaya dayalı veri
Mağazalarda her gün binlerce değilse bile yüzlerce konuşma yaşanıyor. Mağazadaki görevlilerle etkileşim kuran müşteriler bir ürün hakkında bilgi almak, yeni ürünler hakkında soru sormak veya bir kampanyaya dair bazı kafa karışıklıklarına açıklık getirilmesini isteyebiliyorlar. Bu verinin kayıt altına alınıp analiz edilebildiğini ve sonrasında buradaki veriye dayanarak aksiyon alınabildiğini hayal edin.
Perakendeciler artık akıllı kiosklar hatta insansı robotlar kullanarak müşterilerin kurduğu iletişimi, takip edilebilen ve ölçülebilen bir biçimde kayıt altına alıyorlar. Bu alandaki gelişim, ses temelli teknolojiler olgunlaştıkça daha da ileri seviyeye gidecek. (Örneğin Microsoft, 2017’de ses tanıma yazılımının insanlara has hata düzeylerine eriştiğini duyurmuştu.)
Daha ileri düzeyde ses teknolojilerine yapay zekâyla güçlendirilmiş altyapılar eklendiğinde perakendecilerin, müşterilerin duygularını, akıllarına takılan soruları ve karşılaştıkları engelleri çok daha isabetli bir biçimde anlamaları mümkün olacak.
Kanal – mağaza dönüşüm verisi
Bugün online’da harcadığınız eforun e-ticaret satınalmalarına nasıl etki ettiğini görmek görece kolay. Peki aynı eforun mağaza içindeki satışlara yansıması nasıl ölçülüyor?
Pek çok perakendeci hangi promosyonun spesifik müşteri tiplerini mağazalarından içeri girmek için cezbedeceğini bilmiyor. Fakat satış noktası verisiyle deneyimsel veriyi ve mobil kullanımı bağlantılı hale getirmek, herhangi bir kampanyanın mağaza için yönetimini dönüştürecektir.
Bunu başarıyla hayata geçiren firmalara en iyi örnek Rebecca Minkoff. Teknolojiyi havalı bir şey olmaktan öteye taşıyan marka, onu iş sonuçları sağlamak ve müşteri etkileşimi elde etmek için kullanıyor. Marka müşterileriyle mağaza içindeki etkileşimini artırmak için interaktif soyunma kabinleri kullanıyor ve 3D moda şovları düzenliyor. Markada online ve offline birbirine o kadar bağlı ki komisyon stratejisi bile buna uygun biçimde güncellenmiş durumda. Öyle ki Rebecca Minkoff mağazalarında çalışan satış temsilcileri, ilgili mağaza ziyaretlerinden sonraki altı ayda gerçekleşen online siparişler için de prim alıyor. Markanın 2017’de üç haneli büyüme kaydettiğini de not edelim.