Site icon MediaCat

Mondrian esintili distopik bir gelecek

TED’in paylaşmaya değer fikirler misyonunu eğitsel bir düzleme taşıyarak, paylaşmaya değer derslere ev sahipliği yapan TED-Ed, tamamı YouTube’ta yayınlanacak yeni bir dizinin startını verdi. Gençler başta olmak üzere tüm kodlama meraklılarına hitap eden ve Kozmonot Animation Studio tarafından hayata geçirilen Think Like A Coder’ı Kozmonot’un kurucu ortakları Kreatif Yapımcı Serin İnan ve Kreatif Direktör Tolga Yıldız’dan dinliyoruz.

Genelden özele doğru ilerleyelim. Think Like A Coder’a varan süreçte nasıl bir yolculuğu var Kozmonot’un?

Aslında Kozmonot’un kuruluşundaki en temel amaç eğitici animasyonlar yapmaktı. Televizyon çağında büyümüş bir nesil olarak, görsel olarak ilgimizi çeken bir şey izlediğimizde ne kadar konsantre olabildiğimizin bilincindeydik. Eğer bu izlediklerimize eğitici bir içerik hazırlarsak fark etmeden çok şey öğrenebileceğimizin gücüne çok inanmıştık. Görsel olarak da bizzat izlemekten keyif alacağımız tasarımlar hazırlayarak bu sürece başladık. Ve çok şanslıyız ki kurulduğumuz günden beri bu amaçtan hiç sapmadık.

TED-Ed ile birçok kez çalıştınız, Think Like A Coder da bu birlikteliğin en kapsamlı sonuçlarından biri olmalı. Nasıl bir müşteri TED?

Kozmonot Animation Studio Kurucu Ortağı ve Kreatif Yapımcısı Serin İnan

TED-Ed’in kuruluşu ile Kozmonot’un kuruluşu yıldızların bir araya gelmesi gibi oldu bizim için. Biz kendi kendimize eğitim amaçlı animasyonlar yapıp oraya buraya satmaya çalışırken karşımıza TED-Ed çıktı. Bütün amaçları bizler gibi eğitim odaklı animasyon videolar hazırlamaktı. İlk toplantımızda birbirimize kanımız kaynadı, iş dünyasında çok sık yaşanmayan bir uyum yakaladık. İki taraf da maddi çıkarlar üzerine değil gerçekten kalıcı ve güzel işler yapmak istiyordu.

TED bizim için aslında ideal müşteri diyebiliriz. İçerik olarak çok sıkı tanımlanmış bir platform vizyonları var. Belirli bir güven eşiğini geçtikten sonra, biçim konusunda sınırsız özgürlük veriyorlar ve içeriğin anlaşılırlığını engellemediği sürece kreatif anlamda son söz sizde oluyor.

Son beş yılda 20’den fazla filmin yanı sıra, Always: Like A Girl ve TED Masterclass gibi TED-Ed’in prestij projelerini de gerçekleştirdik. Ama Think Like A Coder hem TED-Ed için hem de bizim için hem teknik hem yaratıcı hem de prodüksiyon açısından en kapsamlı, iddialı ve riskli proje oldu açıkçası.

Projenin hayata geçirilmesine kadar hangi aşamalar geçildi, dizi kaç kişilik bir ekiple, ne kadar sürede hayat buldu?

Bizler için bu projenin her aşaması bir problem çözümü şeklinde ilerledi. Ama şunu söyleyebiliriz ki en zorlayıcı kısım karakter tasarımları oldu. Bugüne kadar animasyon dünyasında çok da sık görmediğimiz birbirinden çok farklı, güçlü, zeki, çevik kız karakterlerinden oluşan bir senaryoyu en iyi şekilde yansıtmak oldukça vaktimizi aldı.

Toplamda şu ana kadar 18 kişi çalıştı bu projede, bu rakam bugün bir animasyon dizisi için oldukça düşük bir rakam o yüzden sizlerin de tahmin edeceği gibi bir kişi neredeyse beş farklı işten birden sorumluydu projemizde.

2019 yılında hangi yapımın başkişisi Ethic isimli, siyahi bir kadın olsa bu soru sorulur herhalde, neden bu isim, neden bir kadın? Yarattığınız karakterlere ve özelliklerine dair kısaca bilgi alalım.

Ethic bizim ana karakterimiz, ismini biz koymadık ama günümüzün hacker dünyasında önemli bir duruşu olacak bir isim. Ethic oldukça başarılı siyahi bir kadın hacker, bunu oldukça bilinçli tasarladık; beyaz, erkek egemen bilgisayar dünyasına Ethic’in çok farklı bir ışık tutacağını düşünüyoruz. Ethic dışında üç ana kadın karakterimiz daha var. Adila bunlardan biri, Hintli bir kadın ve eskiden başkan yardımcısıymış ama dünyanın kötüye gidişini fark ettikten sonra yeraltı direniş lideri olmuş. Octavia var, Asyalı bir sanatçı. O da dünyanın gidişatına dur demek için kendi sanatçı kolonisi kurmuş ve direnişe o şekilde destek veren bir grafiti sanatçısı. Ve son olarak da Lemma var, bilim insanı. O da dizinin sezon finaline doğru bütün mucitliğini kullanacak.

Özünde distopik olan fakat son derece renkli bir dünyada buluyor kendini izleyici. Think Like A Coder evrenini oluştururken ne gibi hassasiyetleriniz vardı? Müşteri bu evrenin tanımlanmasında ne kadar sınırlayıcı/özgürdü?

Açıkçası müşteri dünyanın yaratılmasında neredeyse hiç rol oynamadı diyebiliriz. Onların beklentilerin o kadar üzerinde bir çalışma gerçekleştirdik ki biraz büyülendiler desek yanlış olmaz.

Kozmonot Animation Studio Kurucu Ortağı ve Kreatif Direktörü Tolga Yıldız

Bu dünyayı yaratırken eş zamanlı olarak karakterlerimizi de yaratıyorduk. Eşitlik, özgürlük, farklılık, varyete gibi kavramlar üzerinde çok düşündük. Mondrian tablolarını inceledik. Onun tablolarındaki renk küpleri de aslında aynı konulardan besleniyordu. Bu bize ilham verdi. Aslında bugüne kadar izlediğimiz her distopik filmde nedense gelecek hep yağmurlu, karanlık ve biraz da Asyalı gösteriliyordu. Biz biraz da buna farklı bir bakış açısı getirmek istedik.

Gelecek, özellikle ve yapay zekânın dünyayı ele geçirdiği bir gelecek depresif değil mutlu görünen ama özünde belki sıkıntılar yaşayacağımız bir gelecek olabilir. Bu kod dünyasına da aslında bir gönderme oldu. Basit yapı taşları olan küplerle aslında ne kadar kompleks şeyler yapılabileceğini göstermek istedik.

Think Like A Coder’ı özel kılan, eğitici tarafı son derece ağır basan bir hikâye olması. “Ders”/eğlence dengesine dair neler söylemek istersiniz?

Gerçekten de belki de dizinin fark yaratan kısmı bu olabilir. Burada aslında birkaç katmandan bahsedebiliriz. Kod öğretme ekranlarında da, maceramızda da gitgide kompleksleşen bir yapı üzerinde çalıştık. Her bölüm bir önce bahsedilen konuları pekiştirdiği gibi maceranın da devamını teşkil ediyor. Hem kod ekranları hem de animasyon aslında izlendikçe daha da fazla detay gördüğünüz bir tasarım yapısına sahip. İlk başta her şeyi daha basit algılıyorsunuz ancak içine girdikçe ve sezon ilerledikçe aslında birçok detayı fark etmeye başlıyorsunuz.

Dizinin temel hedef kitlesi kim? Hem bu kitleye hem de bunun dışında kalan kişilere ne vaat ettiğini kısaca anlatabilir misiniz?

Dizinin en temel hedef kitlesi 15 yaş üstü gençler. Ama açıkçası kod dünyasına ilgi duyan herkesin keyif alabileceğine inanıyoruz çünkü her şeyden önce oldukça macera dolu bir dizi oldu. Karakterlerimizin karşılaştığı bütün problemleri kod ile çözüyoruz ve izleyiciye de önden çözebilmesi için süre tanıyoruz. Bir nevi interaktif bir dizi diyebiliriz bu açıdan.

Tabii ki dizinin ilk sezonunu bitirdikten sonra izleyici kendi app’ini yazacak diye bir durum yok. Zaten dizinin amacı da kod öğretmekten çok, adı üstünde bir kodcu gibi düşünmeyi sağlamak.

Trailer’ın sonunda karşılaştığımız “smash the notification bell”e benzer “easter egg”ler dizinin kalanında da var mı?

Evet kesinlikle, mesela ikinci bölümde karakterlerimizin geldiği kasabadaki tabelalarda ünlü programcılarla ilgili kelime oyunları yaptık. Bölümün bir yerinde de dünyanın ilk bilgisayar programcısı sayılan Ada Lovelace’in bir portresi var. Bu tip “easter egg”lere devam edeceğiz ama şimdiden spoiler vermek pek doğru olmaz.

Exit mobile version