Son dönemin en revaçtaki teknoloji sohbetlerinden biri sanal asistanlar. Farklı kategorilerde faaliyet gösteren markalara yaratıcılık yarışmalarından büyük ödül kazandırmaktaki katkılarından, televizyon dizilerinin büyük geri dönüşlerinde oynadıkları yadsınamaz role varıncaya kadar pek çok alanda, en beklenmedik biçimlerde karşımıza çıkabilen bu cihazlar tüm bu popülerliklerine rağmen, bazılarına göre, çok temel bir özellikten yoksunlar: Kişilik.
Google Home ve Echo gibi sanal asistanların kabiliyetli ancak biraz kişiliksiz aygıtlar olduğuna inanan İsveç menşeli reklam ajansı B-Reel, Sammi adını verdiği bir sanal asistan tasarladı. İsveçli bir nine görünümünde tasarlanan ve dış görünüş itibarıyla antika bir duvar saatini andıran Sammi her ne kadar IBM Watson teknolojisiyle donatılmış olsa da, kendinden istenenleri yapmakla mükellef “sıradan” sanal asistanların aksine her istenene itaat etmemesiyle muadillerinden farklılaşıyor.
“Her büyükannede olduğu gibi zaman zaman değişkenlik gösterebilen ruh halini yansıtmayı kesinlikle çok iyi biliyor” diyor B-Reel CCO’su ve Sammi’nin yaratıcısı Petter Westlund: “Sammi bazen yumuşak başlı bazen ise huysuz ve kafasına eseni yapıyor.” Örneğin, kendisinden sizin için Kanye West çalmasını istediğinizde Sammi -sihirli kelimeyi söylediğinizden emin olduktan sonra- isteğinizi yerine getirebilir veya kendi sevdiği müziği (İsveç folk müziği) çalabilir. Ya da, ondan dürüm sipariş etmesini istediğinizde sizin için daha sağlıklı bir seçenek olduğunu düşündüğü salata sipariş edebilir.
Tüm bu gelgitlerin yanı sıra Sammi, ağzından notlar çıkarmasını sağlayan bir yazıcıyla iletişim kurmak gibi bir özelliğe de sahip. Toplantı odası ayırtmak, yemek sipariş etmek, ofisteki müziği değiştirmek, çalışanları yaklaşan şirket toplantıları veya haftalık happy hour’lar hakkında uyarmak gibi standart becerilerilerine ek olarak Sammy, örneğin, üşüdüğünü söyleyen bir ajans çalışanına üzerine not olan bir atkı “örüyor”.
B-Reel’in Los Angeles’taki ofisinde ikamet eden Sammi’nin yaratıcısı Westlund “Ses asistanları çok sıkıcı” diyor ve ekliyor: “Bugünlerde çok sayıda asistanın pazara sürülmesiyle birlikte ses asistanlarının bu endüstride dikkat çekebilmesi için daha yaratıcı olması gerekiyor. Kendi bünyemizde ürettiğimiz tez; ses asistanlarına daha fazla kişilik ve eşsizlik katmamızın bu nesneleri daha ilişkilendirilebilir kılmak ve onlara çevremizde yer ayırabilmek adına atılabilecek ilginç adımlar olacağı yönünde.”