Instagram, algoritmasının nasıl çalıştığı konusunda ağzı sıkılığıyla bilinen bir şirket olsa da akışların önyargılı ve cinsiyetçi olduğu hakkındaki devam eden ithamlara kayıtsız kalamayarak platformdaki bireysel akışlarda gönderi ve hikâyelerin hangi metriklere göre sıralandığını açıkladı.
Instagram Başkanı Adam Mosseri, Facebook’a ait olan fotoğraf ve video paylaşım ağının çalışma prensibini açıklamaya çalıştığı uzun bir blog yazısı paylaştı ve şöyle yazdı: “Anlamadığınız şeylere güvenmek zordur. Instagram’ın nasıl çalıştığını açıklamak konusunda daha iyi iş çıkarmak istiyoruz. Etrafta pek çok yanlış anlaşılma var ve insanların ne yaptığımızı anlamalarına yardımcı olmak için elimizden daha fazlasının geldiğinin farkındayız.”
Açıklamadaki önemli satırbaşları şöyleydi:
Algoritma
Instagram’ın insanların uygulamada gördüklerini ve görmediklerini kontrol eden tek bir algoritmaya sahip olmadığını belirten Mosseri, bunun yerine her biri kendi amacı olan çeşitli algoritmalar, sınıflandırıcılar ve işlemlere dayandığını ifade etti. Değindiği bir diğer konu, kullanıcılarının gönderilerin yüzde 70’ini kaçırdığını fark eden Instagram’ın 2016’da kronolojik akıştan algoritmik akışa geçtiğiydi. Mosseri, platformun Keşfet, Akış, Reels gibi her bir bölümünün, insanların uygulamayı kullanım biçimlerine göre uyarlanmış kendi algoritmasına sahip olduğunu söyledi.
‘Akış’ ve ‘Hikâyeler’ sıralaması
Mosseri, Instagram’ın binlerce sinyale dayandığını belirtti ve en önemlilerini şöyle sıraladı: Gönderi hakkında bilgi, gönderen kişi hakkında bilgi, kullanıcının etkinliği ve kullanıcının etkileşim geçmişi. Ardından Instagram’ın bir kişinin bir gönderiyle etkileşim kurma olasılığını temel alarak tahminler yaptığını açıklayan Mosseri, akıştaki bir gönderiye birkaç saniye harcamanın, yorum yapmanın, beğenmenin, kaydetmenin ve hatta kişinin profiline tıklamanın belirleyici olduğunu da sözlerine ekledi. Mosseri, platformun aynı kişiden arka arkaya çok fazla gönderiyi veya akışta daha önce yer almış hikâyeleri yeniden göstermekten kaçındığını da ifade etti.
‘Keşfet’ sıralaması
Mosseri’nin açıklamasına göre buradaki sıralamada belirleyici olan da akış ve hikâyelere benzer şekilde beğeni, kaydetme ve paylaşım gibi metrikler. Mosseri, keşfet sayfasına dair bir konuya da özellikle dikkat çekti: “Sorun şu ki, bu sayfada gördüğünüz kişileri takip etmiyorsunuz. Bu da problemli bir içerikle karşılaştığınızda tüm dinamiği değiştiriyor. Takip ettiğiniz bir arkadaşınız rahatsız edici bir şey paylaşırsa ve bunu akışınızda görürseniz, bu sizinle arkadaşınız arasındadır. Fakat Keşfet’te daha önce hiç duymadığınız birinden rahatsız edici bir şey görürseniz, bu farklı bir durum yaratır.”
‘Reels’ sıralaması
Keşfet sıralamasıyla ilgili doğru olan her şeyin Reels için de geçerli olduğunu yazan Mosseri, farklı olarak burada kullanıcıyı eğlendirmeye özel bir odağın söz konusu olduğuna parmak basıyor ve ekliyor: “İnsanları ankete tabi tutuyoruz ve belirli bir Reels videosunu eğlenceli mi yoksa komik mi bulduklarını soruyoruz. Daha küçük yaratıcıları göz önünde bulundurarak insanları neyin eğlendireceğini daha iyi anlamak için geribildirimlerden öğreniyoruz. Yaptığımız en önemli tahminler, bir Reels videosunu baştan sona izleme, beğenme, eğlenceli veya komik olduğunu söyleme olasılığınız.”
Shadowbanning (Gölge yasaklama)
Mosseri, Instagram’a yöneltilen gölge yasaklama, insanları veya hesapları susturma suçlamalarına da değindi. İçeriklerin neden kaldırıldığının her zaman net olmadığını kabul ederek, “Sonuç olarak, insanların bir şeyin neden olduğu konusunda kendi sonuçlarına varacaklarını, kafası karışmış veya mağdur hissedebileceklerini anlıyoruz. Bu alanda iyileştirmeler yapmak için çok çalışıyoruz. Günde milyonlarca raporu yönetiyoruz ve bu raporların küçük bir yüzdesinde dahi hata yapmak binlerce insanı etkiliyor” açıklamasında bulundu. Mosseri, Instagram’ın insanlara gönderilerin neden kaldırıldığını ve bu gönderilerin neden kurallara aykırı olduğunu açıklamak için daha iyi uygulama içi bildirimler geliştirdiğini de sözlerine ekledi.