Site icon MediaCat

İK’nın yeni sorumlulukları

İK'nın yeni sorumlulukları

“Bizim işimiz algıları şekillendirmek, dolayısıyla yarattığımız hikâyeler kimseyi dışlamamalı. Bu artık bir seçim değil, ciddiye alınması gereken bir misyon” diyor VML Dahiliyet ve Kültürel Rezonans Direktörü God-is Rivera. Rivera, büyük bir değişimin eşiğindeki ABD’de, bir zamanlar azınlık olarak görülen ancak artık çoğunluğa erişen toplumsal cinsiyet gruplarının temsiline dair dikkat edilmesi gereken noktalara ışık tutuyor.

İK’nın yeni sorumlulukları

Büyük bir değişimin eşiğindeyiz. Azınlık olarak düşünülen gruplar artık bu ülkede (ABD’de) çoğunluğa erişiyor. Buna LGBTQIA grubu, kendilerini nötr cinsiyet olarak tanımlayanlar ve dinî özgürlüğü arayanlar gibi kesimlerin toplum tarafından kabulü eklenince önceden medyada temsili yaygın olmayan kesimlerin, toplumu böylesine etkileyen bir mecrada temsil istediğini görüyoruz. İnsanlar artık ilişkilere aç ve markaların kim olduğunu bilmek istiyorlar. Tüketiciler hangi markaları evlerine yemeğe davet etmek isteyeceklerini ve hangileriyle oturup bir şeyler içmek isteyeceklerini bilmek istiyorlar. Hatta hangi markaların kutuplaştırıcı olduğunu da… İnsanlar bağlanmak, hissetmek, anlaşılmak, görülmek ve kendilerini güçlü hissetmek istiyorlar.

Çoğunlukla beyaz, erkek ve natrans kültürlerin domine ettiği bu sektör yaratıcı, stratejik, nitelikli ve değerli olarak algılanabilmeyi dar kalıplarla tanımlıyor. Bunun sonucu olarak ortaya iletişim kurmaya çalıştığı dünyayı anlamayan ve ona benzemeyen bir sektör çıkıyor.

Hayatta kalma mücadelesi

Sorumluluklarımızı aklımızda bulundurmalıyız. Bizim işimiz algıları şekillendirmek, dolayısıyla yarattığımız hikâyeler kimseyi dışlamamalı. Bu artık bir seçim değil, ciddiye alınması gereken bir misyon.

Sektörün yaratıp sürdürdüğü bu homojen, dominant ve güçlü kültür belirli önyargılar yaratıyor, gerçek dünyaya yansıması olan ve belirli kesimleri tehlikeye sokabilecek önyargılar…

“Hayatta kalma” düşüncesi akla ilk olarak bu sektörde temsili olmayan grupları getiriyor. Farklı ırklara mensup kişilerden LGBTQIA grubuna ve engellilere tüm bu gruplar günlük hayatlarını çoğunlukta olmadıkları ve çoğu zaman baskı gördükleri bir dünyada hayatta kalmaya çalışmakla geçiriyorlar. İçinde bulunduğumuz sektör çoğunlukla kimliklerini hayatta kalma mücadelesinden edinmiş olanlardan değil, ayrıcalıklılardan oluşuyor.

Zaman, hayatta kalmayı en temel bağlamında anlayanları anlama ve onlardan öğrenme zamanı. Bu grupları dinlemeli, onlardan öğrenmeli ve onların sektörün öncülüğünü yapmalarına izin vermeliyiz. Çünkü bunu yapamazsak bu sektör hayatta kalamaz.

Sisteminizi değiştirin

Artık hiçbirimiz sektördeki çeşitlilik probleminin ciddiliğinin farkında olmadığımızı söyleyemeyiz. Son 100 senedir ağlarını ören bu önyargıların ve problemlerin kolay bir çözümünün olmadığını anlamalıyız ve problemi düzeltmek için adımlar atmalıyız.

Çeşitliliği bir insan kaynakları sorumluluğu haline getirerek bu problemi çözmeye başlayabiliriz. IK departmanları işe alım konusunda çeşitliliğe ve dahiliyete dikkat ediyor. Fakat IK liderleri diğer departmanların liderleriyle konuşarak şirketin çeşitliliğe ve dahiliyete olan bağlılığı konusunda işbirliği yapmalılar.

İşinizi nasıl yaptığınızı ve şirketinizin yapısını denetleyin. İşin nasıl dağıtıldığını belirleyen prosedürleri tekrar gözden geçirin ve bu prosedürü daha kucaklayıcı olabilecek şekilde değiştirin. Yaratıcı brief’ten data analizine, yaratmak ve yönetmek için kullandığımız sistemleri değiştirecek, herkesin aidiyet hissedebileceği bir kültür oluşturma konusunda sorumlu tutulacağı yeni bir sistem oluşturmaya odaklanmalıyız.

Çeşitliliği ve dahiliyeti sadece işe alımın bir parçası değil; işimizin her bir bölümünün işleyişinin bir parçası haline getirmeliyiz. Sonuçta bu evrimi gerçekleştirebilmek işimizin hayatta kalıp kalamayacağını belirleyecek.

Exit mobile version