Bir süredir kanser tedavisi gören yazar ve reklamcı Hulki Aktunç’u kaybettik.
1949 doğumlu Aktunç edebiyatın pek çok alanında eserler verdi. Uzun yıllar yaptığı araştırma sonucu hazırladığı Argo Sözlüğü alanında tek eserdi.
Aktunç, bir dönem Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı da yapmıştı.
Pelin Özkan’ın, Türkiye’nin reklam ustalarıyla yaptığı söyleşilerden oluşan Hayatımız Reklam kitabında Hulki Aktunç hakkında şu satırlar yer alıyor.
1972 yılında Manajans’ta düzeltmen olarak işe başlayan Hulki Aktunç, reklamcı olmaya nasıl karar verdiği sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Karar vermek gibi bir lüksüm yoktu. Meydan Larousse ansiklopedisi hazırlanıyordu. 8-10 bin sayfası için düzeltmenlik yaptım. Fakat ansiklopediler Z harfinde bitiyor. O saatten sonra kimse size maaş vermiyor. Tabii Z maddesi bitince ben de işsiz kaldım. O sırada gazetede çok sevimli bir ilan gördüm ve Manajans’a düzeltmen olarak başvurdum.”
Hulki Aktunç Meydan Larousse işine başlarken kendisinden önce bu işi kimin yaptığını sorduğunda “Süreyya Berfe” yanıtını alır. Bunu öğrenince Süreyya Berfe’yi arayıp o sırada nerede çalıştığını sorar. Bunu bir sonraki işyerini bilebilmek için sorsa da kendi kuşağındaki birçok reklamcı gibi reklamcılığı bir daha bırakamaz. Reklamcığı ve edebiyatı birlikte yürütür.
Aktunç’un Manajans’ta düzeltmenlikten yazı grubuna geçişi hiç uzun sürmez: “Serde yazarlık vardı ve Zafer Ataylan da bunu hemen keşfetti. Ersin Salman, Zafer Ataylan ve ben aynı odadaydık. Hasan Parkan ve Nazar Büyüm yandaki odadaydılar. O yıllarda Manajans Türkiye’de bir numara idi.”
1970’li yıllardaki Manajans’ın yetenek keşfetme konusundaki felsefesini en iyi Nazar Büyüm özetliyor: “Manajans’ta yetenekli olan hemen açığa çıkardı, diğerleri ile kimse uğraşmak istemezdi.”
Hulki Aktunç 1979’da artık yeni bir şeyler yapması gerektiğini düşünür. Aktunç, Manajans’tan ayrılma nedenini ve süreci şöyle anlatıyor: “Eli Acıman’la eleman politikaları konusunda ters düşmeye başlamıştık. Ayrılma kararı aldım ve durumu Zühtü Sezer’e anlattım. O da ayrılmak istedi. Daha önceki örneklerde hep bir reklamverenle anlaşıldıktan sonra yeni ajanslar kurulmuştu. Bizimki öyle olmadı. Biz Manajans’ta hizmet verdiğimiz reklamverenlerin rakipleriyle çalışma kararı aldık ve bunu gerçekleştirdik.”
Hulki Aktunç 1980 yılında Zühtü Sezer’le birlikte Manajans’tan ayrılarak Yaratım’ı kurar. Kısa bir süre sonra Murat Egemen de ajansa ortak olarak katılır. Yaratım’ı kurmaya karar verirlerken İstanbul Reklam’ın sahibi Süheyl Gürbaşkan İstanbul Reklam binasında onlara yer verir ve ajansın ilk 6 ayında orada çalışırlar.
Yaratım’ın kurulduğu günlerde Manajans’ta çalıştıkları reklamverenlerin alanlarını belirten ve kurulduklarını duyuran gazete ilanı tam da 12 Eylül 1980’de yayınlanır. Türkiye’de askeri darbenin olduğu ve ortalığın allak bullak olduğu gün.
Daha önceki deneyimlerinden dolayı özellikle bazı sektörlerle çalışmak isteyen Aktunç, Manajans’ın birkaç müşterisi kendileriyle çalışmak istediği halde bunu kabul etmediklerini belirtiyor. Orada hizmet verdikleri reklamverenlerin rakipleriyle çalışmanın kendileri açısından iyi bir formül olduğunu ve o zaman bu formülün çok iyi tuttuğunu söylüyor. Manajans’ta 8 yıl çalışan Hulki Aktunç Manajans’ın ve Eli Acıman’ın kendisi için ne anlama geldiğini şu sözlerle ifade ediyor: “O düzeltmen ilanı ile başlayan serüvenim bence bahtı iyi birinin serüvenidir. O sırada bambaşka bir yere de girebilirdim. Denk düştü. Bay Acıman’dan çok şey öğrendim. Her şeyden önce şunu öğrendim: 1974 yılında Kıbrıs Savaşı sırasında işler durdu, telefonlar kesildi, krizler yaşadık. O zaman şöyle söylemişti: ‘Çocuklar biz yine işimizi düşünelim, 15 gün sonra telefon çalar ve her şey yeniden başlar, peşini bırakmayın.’
Onun bu disiplini beni her zaman çok etkilemiştir. Gece gündüz düşünürdü. Çok çözümsüz görünen bir problemi işyerinde bırakıp eve gider gibi görünür fakat bakarsınız ertesi sabah çözümü yazılı olarak getirirdi. Meşhur turuncu kalemiyle bir kampanya yazıp getirdiği olurdu. Bu yönlerinden etkilenmemek mümkün değil. Tam bir beyefendi ve kendisini eleştirmeyi bilen bir ustadır Eli Acıman.”
Bir reklam metni üzerinde bir iki kelimenin yerini değiştirerek onu çok daha etkili ve güzel hale getirir. Bu yönleri unutulmazdır. Türkiye’deki reklamcılığın örgütlenmesi için yaptıkları çok önemli tabii. Eli Acıman’ın Türk reklam tarihinde çok büyük yeri vardır.”
Yaratım, 1986 yılında FCB ile ortak olur. FCB’nin hikayesi hakkında Aktunç şunları anlatıyor:
“FCB çokuluslu büyük bir kuruluşun yapabileceği en son hatalardan birini yaparak Publicis ile ortak oldu. Fakat bu ortaklık Güllerin Savaşı’na dönüştü. O filmde çok sevimli bir karı koca aynı evin içinde birbirlerini öldürmeye çalışırlar. Aslında aralarında aşk da vardır. Yazık ki FCB-Publicis ortaklığı da çok kısa sürede Güllerin Savaşı’na benzemişti.”
Bu savaştan bir çıkış yolu olamayacağını ve bu durumun Yaratım’ın geleceğini etkileyeceğini düşünen Zühtü Sezer 1986’da Yaratım’dan ayrılarak o sıralarda Lowe ile görüşmekte olan Adam’a geçer ve birleşme sürecini yönetir.
1999’da Reklamcılar Derneği Başkanlığına seçilen Aktuç bu görevi iki dönem sürdürdü. Aktunç aynı zamanda Reklam Özdenetim Kurulu ve Reklamcılık Vakfı Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu.