Hayat, ev bakım kategorisine yeni bir temizlik ve hijyen markası ekledi. Gleen sıvı çamaşır deterjanı, yumuşatıcı, bulaşık deterjanı ve günlük temizleme spreyinin lansmanı, Hayat Global Kurumsal İletişim Direktörü Çağlayan Kent ve Hayat Ev Bakım Ürünleri Kategorisi Global Pazarlama Grup Müdürü Gülin Görünmez’in ev sahipliğinde gerçekleşti.
Yüzde 99 doğal içerikli, hipoalerjenik ve vegan oluşuyla ön plana çıkan ürünler, “Yaşama dost kal, Gleen ile iyi iz bırak” sloganıyla lanse edildi. Gleen ürün ailesinin hiçbir üyesinin hayvanlar üzerinde test edilmediği ve hayvansal hammadde içermediğinin; ürünlerde fosfat, sülfat, fosfonat, formaldehit, klor, SLS, SLES, EDTA, paraben, silikon, LABSA, alkol, optik parlatıcı ve boya gibi maddelerin bulunmadığının altı çizildi. Düzenlenen toplantıya Gleen’in marka elçisi Beslenme Uzmanı ve Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak ve Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz da katıldı. İkili, tüketicilerin farkındalığını artırmak amacıyla sürdürülebilir yaşam yolculuğu üzerine bilgilendirici içerikler paylaştı.
Lansman toplantısında konuşan Hayat Ev Bakım Ürünleri Kategorisi Global Pazarlama Grup Müdürü Gülin Görünmez, “çevre sağlığı eşittir insan sağlığı” denklemiyle çevre sorunları ve insan sağlığı arasındaki ilişkiyi tüketicilerle paylaşarak Gleen ile bir farkındalık yaratmayı amaçladıklarını belirtti ve ekledi: “Araştırmalar doğal ve bitkisel içerikli temizlik ürünleri hane penetrasyonunun yüzde 4 olduğunu gösteriyor. Doğal içerikli ürün kullanma motivasyonlarının başında yüzde 60 oranla tüketicilerin konu hakkında bilinçlenmesi geliyor. Bunu hamilelik, doğum, alerji ve cilt rahatsızlıkları takip ediyor. Sağlıkla ilgili endişeler, doğal içerikli ürünlere olan ilgi ve ihtiyacı arttırıyor. Bununla beraber bireysel olarak da sürdürülebilir bir dünya gayesi için adım atmanın önemine inanıyoruz. Gleen markamızla insana, doğaya ve yaşama dost hijyen ekseninde ‘Yaşama dost kal Gleen ile iyi iz bırak’ diyerek biyo-bazlı ve doğal içerikli ürünlerimizi tüketicilerimizle buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz.”
Beslenme Uzmanı ve Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak ise “insanın doğaya bıraktığı ayak izinin, gelecek nesillerin refahı ve sürdürülebilir bir dünya için kritik bir önem taşıdığını” belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Gezegenimizin ürettiği kaynaklar her geçen gün azalmaya devam ediyor. Sorumlu tüketim ve sorumlu üretim bakış açısıyla iklim dostu tüketim anlayışını bireysel olarak hayatlarımıza entegre etmeliyiz. Bu anlamda da sağlıklı bir dünya hareketi için iklim, tarım, gıda ve çevre gibi konuları birbiriyle olan ilişkisini bütünüyle ele almalıyız. Hayat’ın yeni markası Gleen’le beraber bir hayal ortaklığı gerçekleştirerek daha sürdürülebilir ve daha sağlıklı bir yarın için birlikte adım atıyoruz. Eylemlerimizin geleceğimizi şekillendirdiğinin farkındayız. Sağlıklı bir yaşam için temizlik hayati bir seçim. Bu eylemi hayata geçirirken doğaya zarar veriyorsak bireysel anlamda bu konuyu bir kez daha düşünmemiz önemli. Gleen, doğal ve biyo-bazlı ürün içerikleri, geridönüştürülebilir ambalajları ve dünyaya daha iyi bir iz bırakma bakış açısıyla bu sorumluluğu sahipleniyor. Temizlik; seçtiğiniz ürünün kokusu, sizde bıraktığı his, etkinliği ve fiyatı değil, aynı zamanda geleceğe bıraktığınız iz ve tüm canlılara karşı olan tavrınızla şekilleniyor.”
Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz da fikirlerini şu sözlerle dile getirdi: “Gezegenimizin kaynakları maalesef hızla azalıyor. Doğanın bize bir yıl boyunca sağladığı kaynakları daha Temmuz ayı bile sona ermeden tüketiyoruz. Bu durumda aslında tükettiğimiz pek çok ürünün çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini doğrudan etkilediğini düşünüyorum. Kömür, petrol ve doğalgaz bugünkü refah seviyemizin ulaştığı noktayı sağlayan hammaddeler olsa bile diğer taraftan tüm dünya olarak iklim kriziyle de mücadele ettiğimizin farkında olmamız oldukça önemli. Üstüne fosil yakıtların yakın gelecekte tükenecek olmasını ekleyecek olursak, hem çevresel hem de ekonomik bağlamda medeniyetimizin ne derece sıkıntılı bir darboğaza doğru gitmekte olduğunu görmemiz zor değil. Bu nedenle artık üretim biçimlerimizi yakın gelecekte tükenecek olan hammaddelerden kurtararak kendimize daha sürdürülebilir bir yol açmamız aklın ve bilimin gereği. Petrol bazlı kimyasalların ötesine geçerek organik bazlı Gleen’i de üretim yelpazesine katan Hayat, sürdürülebilir üretim ve tüketim odağında gerçekçi ve önemli bir adım attı.”