Deloitte, “2010 FIFA Dünya Kupası – Güney Afrika İçin Dönüm Noktası” başlıklı çalışmasında bu dev uluslararası spor etkinliğinin bir ülke ekonomisine olan katkılarını değerlendirdi. Dünyanın en büyük etkinliklerinden biri olan 2010 Dünya Kupası’nın hazırlıklarına 2007’de başlayan Güney Afrika altyapısını yenileme fırsatı bulurken, yeni istihdam yaratarak küresel ekonomik krizin ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini de azaltmayı başardı.
Çalışmayı değerlendiren Deloitte Türkiye Kamu Sektörü Lideri ve Ortak Gökhan Alpman şunları söyledi: “Bu çalışma, dünya kupası gibi önemli bir uluslararası organizasyonun Güney Afrika’ya sunduğu fırsatları irdeliyor. Dünya kupası için yapılan yatırımlar ülkede altyapıyı güçlendirirken, işsizliğin azalmasına katkıda bulundu. Bu yatırımların Güney Afrika’ya getirileri önümüzdeki yıllarda da sürecek. Türkiye de uluslararası spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmak için bugüne kadar girişimlerde bulundu, halen de bulunuyor. En büyük spor organizasyonlarını bile mükemmel yapabilecek güce ve potansiyele sahip olan Türkiye’nin er geç bu hedefine ulaşacağına inanıyoruz. Bu tür uluslararası spor organizasyonları, Türkiye gibi yükselen ekonomilerin gelişimini çok olumlu etkiliyor. Ülkemizin de böyle bir organizasyona ev sahipliği yaparak, bu getirilerden yararlanması en büyük dileğimizdir.”
Dünya Kupası Güney Afrika ekonomisini krize karşı korudu
Güney Afrika ekonomisi, uygulanmakta olan akılcı mali politikalar ve düşük borç yüküyle, küresel ekonomik krize karşı güçlü bir konuma sahipti. Ancak 2010 Dünya Kupası kapsamında yapılan hazırlıklar sonucunda ekonomiye giren nakit miktarı ve artan istihdam ülkeyi küresel krize karşı daha da güçlü kıldı. Karayollarının iyileştirilmesi, yeni bir hava limanı inşa edilmesi, varolan hava limanlarının genişletilmesi, yeni stadyumlar yapılması gibi çalışmalar istihdam artışına imkan verirken, ekonominin canlılığını korumasına da yardımcı oldu.
Güney Afrika özellikle ulaştırma ve turizm alanındaki yatırımlarını artırdı
Yakın bir zamana kadar Güney Afrika’da güçlü bir toplu taşıma ağının bulunmaması sıkıntı yaratıyordu. Ancak ülkeye gelen onbinlerce futbol taraftarının ve takımların ulaşımda sorun yaşamamaları için Hükümet harekete geçti. Yüksek hızlı Gautrain demiryolu şebekesinin ilk bölümü tamamlandı. Ayrıca birçok yeni otobüs hattı açıldı.
Dünya Kupası’nı izlemeye gelecek taraftar ve turistlerin kalacak yer ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğu da konaklama alanında yatırım yapılmasını sağladı. Varolan otel odaları geliştirilir ve sayısı artırılırken, üniversite yurtları yenilenerek ziyaretçileri ağırlamaya uygun duruma getirildi. 2010 Dünya Kupası öncesinde Güney Afrika’nın hava limanları, sürekli artan hava trafiğinin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyordu. Organizasyon sayesinde, Güney Afrika’da 50 yıldır yapılan ilk yeni hava limanı Durban kentinde hizmete girerken, varolan havalimanlarının da kapasiteleri artırıldı. Karayollarının güçlendirilmesi için hazırlanan ve yıllardır bekleyen planlar da yine Dünya Kupası organizasyonu nedeni ile uygulamaya konuldu. Bazı karayollarının kapasitesi iki misli artırıldı.
Ulusal birlik ve gurur pekişti
Irk ayrımına dayanan rejime 1994 yılında son veren Güney Afrika’da, 40 milyon siyah nüfus ile 6 milyon beyaz arasındaki ilişkiler hala hassasiyetini koruyor. Ayrıca farklı etnik gruplar, kabileler arasındaki ilişkilerde de zaman zaman sorunlar yaşanabiliyor. 2010 Dünya Kupası’nın Güney Afrika’da düzenlenmesi, farklı etnik gruplardan ve ırklardan Güney Afrikalıları birbirine yakınlaştırdı. Ülkede ulusal gurur gözle görülür şekilde artarken, birlik de pekişti. Farklı etnik gruplardan onbinlerce Güney Afrikalı, Güney Afrika milli takımını desteklemek için statları doldurdu. Deloitte’un çalışmasında ayrıca dünyanın önde gelen araştırma kuruluşlarından TNS’nin yaptığı bir çalışmaya da yer veriliyor. Bu çalışmaya göre, Güney Afrika’da tüketici güveni son iki yılın en yüksek düzeyine erişti.