Signal, yakın bir zamanda “Öyle de Güzel, Böyle de Güzel” söylemiyle bir reklam kampanyası başlattı. Bu kampanya nasıl bir fikirle doğdu? Bize neler söylüyor?
Signal olarak, yıllardır gülüşlerin özel ve güzel olduğunu vurguladığımız kampanyalarla tüketicilerimizle buluşuyoruz. Tüketicilerimizle yaptığımız kısa buluşmalarda gülüşlerini gösterirken çekinceleri olabildiğini, gülüşlerini elleriyle kapattıkları anları ve fotoğraflarda gülümseyemediklerini gözlemledik. Bir ağız bakım markası olarak tüm gülüşlerin bakımları yapıldığı sürece benzersiz ve güzel olduğunu düşünüyoruz. Bu yıl ise kusursuz güzellik algısını kırdığımız ve herkesi özel ve güzel gülüşünü sergilemeye davet ettiğimiz bir kampanya kurguladık.
Çarpık dişler aslında çarpıcı, ayrık dişler ise bizce ayrıcalıklı. Bu doğrultuda geçtiğimiz yıl “Öyle de Güzel, Böyle de Güzel” diyerek kusursuz olmayan gülüşleri ön plana çıkardığımız reklam filmimizi tüketicimizle buluşturduk. Reklam filmimizin hemen ardından Türkiye’nin uğrak noktalarında, açıkhava mecralarında “Her Haliyle Güzel” gülüşleri gösterdik. Tüketicilerimiz, Signal’in reklamlarında gülüşleriyle yer alabileceklerini yazdılar, kampanyamıza gelen dönüşler ilhamımız oldu. Bu mesajları da kalbinde taşıyan son projemiz bu şekilde doğdu.
“Gülüşün Her Haliyle Güzel” diyerek geçtiğimiz ay Zorlu Center başta olmak üzere Kanyon AVM ve Bağdat Caddesi’nde hem enstalasyonlarımıza hem de fotoğraf kabinlerimize, gülüşlerini çekinmeden ve özgüvenle paylaşmaları için herkesi davet ettik. Özgüvenle gösterilen her gülüş, “Signal’in Yeni Gülüşü” olarak dijital ekranlarda milyonlarca İstanbullu ile buluştu. Kampanya karelerinin Mehmet Turgut’un objektifine yansıması, gerçek gülüşleri açıkhava mecralarına taşıdığımız projeyi daha da özel kıldı. Mehmet Turgut projeye olan inancını, objektifin karşısına geçenlerle kurduğu samimi iletişimle bu muhteşem gülüşlere yansıttı.
Yaratıcı fikrin reklamda etkili olabilmesi için iletişim stratejilerinin doğru kullanılması çok önemli. Bu bağlamda kampanyayı hayata geçirirken takip ettiğiniz stratejiler neler oldu?
Bu kampanyada yapmak istediğimiz en önemli şey tüketicilerin kalbine dokunabilmekti. Gülmenin, gülümsemenin hayatımızda çok büyük bir yeri olduğunu, büyük bir ihtiyaç olduğunu çok iyi biliyoruz. Gülüşlerimizi sergilerken çekinmek ise bizi sosyal alanlarda zorlarken, üzerimizde baskı hissetmemize sebep olabiliyor. İçimizi ısıtan, günümüzü güzelleştiren gülüşlerin çekinmeden, özgüvenle sergilenmesini istedik. Gülüşleri gösterirken kusursuz olmayan, gerçek diş yapılarını ekranlara taşımak ve insanların belki de hiç beklemedikleri bu gerçek gülüşlerle karşılaşmalarını sağlamak en önemli adımımızdı.
Reklam filmimizin her adımını destekleyen bir müzik kullanarak hem akıllarda kalmak hem de bu benzersiz gülüşleri gerçekte oldukları gibi tasvir etmek istedik; gülüşlere “yegane, şahane, mucize” dedik. Ekranlarda kusursuz olmayan gülüşleri görmeye alışkın olmadığımızı biliyoruz, aynı şey açıkhava mecraları için de geçerliydi. Biz de bu mecralarda benzersiz, kusursuz olmayan gülüşleri İstanbul’un dört bir yanına taşımak istedik. Tüketicilerimizden gelen dönüşleri gördükçe de onların bu projeyi ne kadar içselleştirdiklerini daha çok anladık. En önemli adıma gelerek aslında tüketicilerimizi de bu projenin bir parçası haline getirdik. Bunu yapmanın en güzel yolu da onları “Signal’in Yeni Gülüşü” olarak konumlamaktan geçiyordu. Avrupa ve Anadolu yakasında fotoğraf ve deneyim alanları yarattık. Projeye ilgi duyan tüketicilerimizin birbirinden eşsiz gülüşlerini fotoğraflayarak, açıkhava mecralarındaki dijital ekranları birine bağlayan bir teknolojiyi ilk olarak markamız kullandı. Bu gülüşleri “Signal’in Yeni Gülüşü” olarak caddelere, duvarlara, dev ekranlara taşıdık. Kampanyamızı daha geniş kitlelere yaymak ve katılımı artırmak için enstalasyonlarımızın başladığı gün Zorlu Center’da bir davete imza atıp, projemizi kutladık. Etkinliğimize moda, cemiyet, sanat hayatından birçok davetli katıldı. Projemizin yankısı artarken, Mehmet Turgut davetlilerimizi fotoğrafladı ve “Signal’in Yeni Gülüşleri” ekranlarda paylaşılmaya başladı. Sosyal medyanın yadsınamaz gücü sayesinde milyonlara ulaştık.
Kampanya şu ana kadar hedef kitle üzerinde nasıl bir etki bıraktı?
İstanbul’un dört bir yanında yaklaşık 2500 noktada konumlanan outdoor mecrada ve 1000’i aşkın dijital ekran ile açıkhava planımızı gerçekleştirdik. Bu sayede projemizin henüz ilk adımıyla çok büyük bir etki yarattık. Pek çok içerik üreticisinin çıkardığı içerikler organik olarak da yayıldı. Toplamda sadece sosyal medyada 10 milyona yakın etkileşim aldık.
Kampanyamıza gelen olumlu dönüşler doğrultusunda ilerleyen dönemlerde de önceliğimiz, her gülüşün içimizden geldiği an, içimizden geldiği gibi özgüvenle gösterilmesini sağlamak. Bir kişinin bile gülüşünü gizlememesi için yüreklendirdiysek ne mutlu bize. Signal olarak, tüm gülüşlerin benzersiz güzelliğini göstermek için çalışmalarımıza devam edeceğiz.