Başak Taşpınar Değim, Boğaziçi Üniversitesi’nde inşaat mühendisliği eğitimi aldığı günlerde, erkek egemen bir sektöre dair kurduğu o günkü düşlerinden yine erkek egemen bir sektörün kadın oyun kurucularından biri olmasına uzanan bugünkü düşlerine bir başarı hikâyesinin kahramanı.
Taşpınar Değim’in 2011’de kurduğu Armut.com, zamanla farklı alanlarda ve coğrafyalarda varlık gösteren bir online hizmet platformuna dönüştü. Bu başarı grafiğinin 2017 rotasında Armut, HomeRun markasıyla ABD, İngiltere, Romanya, Mısır ve Suudi Arabistan’a yayıldı. Armut.com Kurucu Ortağı Başak Taşpınar Değim, Türkiye’nin fark yaratan “Teknoloji Lideri”!
Meslek hayatınızda aldığınız en yapıcı eleştiri ne olmuştu?
Chicago’da uzun dönem staj yaptığım, dünyanın en büyük finansal kuruluşlarından biri olan bir firmada aslında çalışmadığım ancak ofise uğradığım bir gün işyerine kot pantolonla gitmiştim. O gün ofiste yaklaşık yarım saat kaldım. Çıkarken yanıma insan kaynaklarından tatlı bir hanım geldi ve kıyafetimin çok yakıştığını ancak ofise kotla gelmemem gerektiğini kibarca ve sempatik bir tavırla benimle paylaştı. Aslında bundan epey utanmıştım ama o kadar tatlı bir dille bana geribildirim vermişti ki haklı bulmamak da işten değildi.
Bu deneyim, geribildirim vermek kadar, bu geribildirimin nasıl verildiğinin de ne kadar önemli olduğu konusunda çok büyük bir ders oldu bana. Tabii bir de kariyerimde bu kadar köşeli bir kurumun parçası olmak ister miyim, hayalimdeki iş kültürü ve ortamı nasıl olmamalı konusunda da netleşmeme yarayan bir tecrübeydi aynı zamanda.
İş dünyasında neyi değiştirmek isterdiniz? Bu konuda bir çalışmanız var mı?
İş dünyasında en çok önyargıları kırmak isterdim. Pek çok insan, teknolojiyle bağlantılı işleri, yani benim yaptığım mesleği ancak erkeklerin yapabileceklerini ya da erkeklerin daha iyi yapabileceklerini düşünüyor. Önyargıları insanların sadece birbirlerine karşı geliştirdikleri bir tutum olarak da görmüyorum. Aynı zamanda öğrenilmiş çaresizlikleri de ciddi birer engel olarak kabul ediyorum. Bu önyargılar nedeniyle, birçok kadın kendi yeteneklerini keşfedemiyor, kendini belirli alanlara hapsediyor. “Ben zaten bunu yapamam”, “Bu bir kadın mesleği değil”… İnsanların, özellikle kadınların vizyonunu daha geniş tutmaları ve kendilerine önyargısız bakmaları gerekiyor.
Kadınların iş dünyasındaki gücü bu başarıya ulaşmamızda çok büyük bir faktör. Bugün bu sayede Armut ekibinde çalışanların yüzde 55’ini kadınlar oluşturuyor. Ülkemizde bir ilki daha gerçekleştirdik. Türkiye’de şirketlerdeki yönetici kadınların oranı yüzde 16,7 iken, tabuları yıktık ve bu oranı zirveye taşıdık. Armut’ta yönetici pozisyondaki kadınların oranı yüzde 57. Öte yandan biz Armut’ta hizmet veren pek çok kadının hayatına dokunabiliyoruz. Fotoğraftan temizliğe, iç mimardan diyetisyene kadar birçok kategoride onların iş yapış şekillerine teknoloji ekliyoruz. Armut’un sistemi sayesinde kadınlar, programlarını akıllı telefonlarındaki takvimlerden kontrol edebiliyor, uygulamamız üzerinden teklif verebiliyorlar.
Özetle inanıyorum ki, teknoloji ve girişimcilik hata yapmanın çok öğretici olduğu alanlar. Asla pes etmeden, gerçekten çok çalışarak, hak ettiğimiz özdeğeri kendimize vererek, bu dünyada yapamayacağımız şey yok!
İş yaşamınız dışında ancak profesyonel hayatınız için ilham verici olan aktiviteleriniz var mı?
Ailemle vakit geçirmeyi çok seviyorum. Her fırsatta baş başa kalabileceğimiz sakin, kısa tatiller organize ediyoruz. Eşim her zaman en profesyonel destekçim ama çocuklarımın verdikleri ilhamın yeri bambaşka. Çocukların olaylara bakış şekli, dünyayı algılama biçimi, benim için paha biçilmez dersler içeriyor.
Sizden sonraki neslin kadın liderlerinin yetişebilmesi için mutlaka yapılması gereken şeyler neler?
Aslında her şeyin başında kız çocuklarına inanan, güvenen ve onların her zaman arkasında duran aileler geliyor. Özdeğer, öncelikle ailede başlıyor. Öğrenilmiş kodlarımızı bir kenara bırakıp, çocuklarımıza yeni ufuklar açabilirsek, önümüzde harikulade kadın liderlerin olmaması için hiçbir engel yok. Bir kadın, hayata getirdiği renkleri kariyerine de getirebilir, işini zenginleştirebilir. Erkek egemen sektörlerde, gururla ayakta duran kadın liderler yetiştirmek için, çocuklarımızın tertemiz hayallerini dinlemek yeterli.
Burada önemli bir konu da bilimsel eğitim ve özellikle kız çocuklarının küçük yaştan itibaren STEM alanlarında teşvik edilmesi ve hevesinin önyargılar nedeniyle kırılmaması. Yüksek teknoloji gereken alanlarda hem ülkemizde hem de tüm dünyada süregelen bir arz problemi var. Bu alanlarda tüm dünyada çalışan kadın yüzdesi yüzde 15 civarında ve cinsiyet farkı da giderek fazlalaşıyor. Kız çocukları -yetkinlik olarak hiç farkı yokken- algı olarak kendilerini bilim, teknoloji ve mühendislik konularında yetersiz hissedebiliyor. Gelecek için teknoloji sektörünün de önemini düşünerek, okul çağından başlayarak, bilime dayalı bir eğitimin her iki cinsiyeti de kapsayacak ve teşvik edecek şekilde verilmesi çok önemli.